77
sağlık mesleki okullar için
2. İNSANIN BAŞKALARINA YÖNLENDİRDİĞİ DUYGULAR
Başka insanlarla birarada yaşamak bizde en değişik duygular uyan-
dırır:
- Sevgi - insanlara, nesnelere, hayvanlara doğru, sempati dost, iş
ortağı, ebeveyn, yaşlılar, çocuklar, bizim için güzel olan şeylere doğru du-
yar. İnsan sevmeye ve sevilmeye açıktır. Sevgi eksikliği, özellikle çocuk-
luk çağında, bütün hayatımıza etki edebilir. Hasta insanlar sağlık çalışan-
larının onlardan yana olduklarını hissetmelidirler, bu şekilde kendilerini
güvende hissedeceklerdir.
- Kıskançlık - sevgi, rekabet, üzüntü ve korku içeren bileşik bir
duygudur. Sevdiğimiz kişinin başka birine daha yakın olduğunun far-
kına vardığımız zaman belirir. Kıskançlığın yoğunluğu farklıdır: kuşku-
larda ağır kıskançlığa kadar gelişebilir. Ağır kıskançlık insanın kendisine
veya partnörüne zarar vermeye yol açabilir. Kıskançlık başka hastalara
daha dikkatli olduğunu gösterildiğini zanneden hastalarda da belirebilir
(Bu kıskançlığın erotik doğası yoktur).
- Haset - insan sahip olması istediği şeylerin başkasında olduğu-
nun farkına vardığı zaman belirir. İstek ne kadar daha büyük ise haset de
o kadar daha büyüktür. Mesela hastalar sağlıklı insanlara hasetle bakar.
Bundan dolayı hastaların karşısında övünmek ve mahrum oldukları şey-
lere işaret etmek iyi değildir.
- Yanlızlık - hastalarda sıkça beliren nahoş bir duygudur. Daha
önce kendi ailesi ile yaşayanlarda daha belirgindir. Yanlızlık duygusunun
azaltılması için çeşitli önlemler alınmaktadır: hastaları gün içinde daha
sıkça ziyaret edip kendileriyle konuşmak, hastalığın doğası ve ağırlığını
göz önüne alarak, bölüm hastalarıyla değişik aktiviteler tertiplemek vb.
- Empati - başkalarının sorunlarını yaşamak ve anlamak. Psiko
analiz ile uğraşan bilim adamları bu duyguyu başkalarının yaşadıklarını
anlamak, başkasıyla bir nevi entelektüel identifikasyon olarak yorumlu-
yorlar. Empati zamanla sağlık çalışanlarında gelişen bir duygudur, ancak
bu ilişkide kendi duygularını fazlasıyla yatırmazlar. Sağlık çalışanı hasta
karşısında aşırı acıma duygusu ifade ediyorsa, tedavi sürecini kötü etki-
leyebilir.
78
Psİkolojİ
DUYGULAR ESNASINDA MEYDANA
GELEN FİZYOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER
Duyguları sinir ve endokrin sisteminin işlemesiyle kışkırtılan sayı-
sı çok fizyolojik değişikliği takip etmektedir. Duygular ne kadar daha yo-
ğunsa, bedendeki değişiklikler de o kadar daha yoğun olacaktır. Aff ektler
sırasında en yoğun beden değişiklikleri meydana gelir. Değişiklikler bi-
yolojik kalıtım sonucudur ve organizmanın kalımını sağlamaktadır. En
sık rastlanan değişiklikler şunlardır: kan basıncı değişikliği, psikogalvan
refl eksi (elektrik direnişi tartılırken, yükselen terleme dolayısıyla elektrik
iletkenliğini artmaktadır), cilt renginin değişmesi, kan periferiden iç or-
ganlara doğru çekilir, kalp atışları hızlanır, solunum değişir, ter bezleri
daha yoğun salgılamaya başlar vb. Bütün bu değişiklikler, sempatik sinir
sisteminin etkisi altında, duygusal şok olarak adlandırılan birinci aşa-
mada meydana gelir. Organizma bu durumda herhangi bir eylemde bu-
lunacak durumda değildir, ama fizyolojik açıdan kendini müdafa etmeye
hazırdır. Özel değişiklikler aşaması olarak adlandırılan ikinci sahvada
sempatik sinir sisteminin etkisi bitmekte ve parasempatik sinir sistemi-
nin etkisi devreye girmektedir. Organizmadaki değişiklikler yatışır, ya-
Örnek 7.
Konuyla ilgili enteresant bir deney yapıldı. Öznelere adrenalin iğ-
nesi yapıldı. (Adrenalin hızlı nefes alma, kalp atışlarının hızlanması gibi-
sinden tepkiler yaratır). Başka bir gruba (I) alışılagelen huzursuzlukların
meydana geleceği söylenmiş; diğer bir gruba(II) hiçbir şey söylenmemiş. I
gurupta fizyolojik ve duygusal değişikliklerin belirmeye başladığını tespit
etmişler. II grupta sadece fizyolojik değişikliklerin farkına varmışlar ancak
onları duygu olarak yorumlamamışlar. Birinci grup iki alt grupa ayırıla-
rak bir “casus” sızdırılmış. Bu casus birinci alt grupta agresif davranarak,
iğnenin kendisinde hoş olmayan tepkiler uyandırdığını iddia etmektey-
miş. İkinci alt grupta neşeli davranarak, iğnenin kendisinde hoş duygular
yarattığını iddia ediyormuş. Öznelerin kendilerinde hissettikleri duygular,
“casusun” iddialarına tamamen uygunmuş! Hatırlayalım: Öznelerin tü-
müne aynı adrenalin iğnesi yapılmıştır.
79
sağlık mesleki okullar için
pılması gereken eylemler için rasyonel karar verilir (İ. Todorova 2000
y.). Bir duygunun değerlendirilmesi, bu duygu hakkında bildiklerimize
bağlıdır.
Duyguların ifade edilmesi sosyal ortamda öğrenilenler ile yakın
alakalıdır. Çocuklar erken çağda kendi duygularını ifade etmeyi ebe-
veyinlerinden öğrenirler. Antropoloji alanında yapılan araştırmalar,
duyguların farklı milletlerde farklı şekilde ifade edildiğini göstermiştir.
Örnek: bizde siyah renk yas ifade ederken, Hindistanda beyaz renk yas
bildirir. Bizlerde yas ağlamakla, sızlamakla kimi Afrika ülkelerinde ise
geleneksel zıplama ve kendi yüzlerini tırmalamakla ifade edilir. Batı kül-
türünde öğrenci öğretmenin gözlerine baktığı zaman saygı ifade ederken,
Vietnamda bu davranış bir saygısızlık olarak algılanır. Kimi Afrika ka-
bilelerinde tükürmek sempati işaretidir, medeni uluslarda ise tükürmek
hakaret sayılır. Avrupada sonuna kadar açılan gözler şaşkınlık, Çinde ise
kızgınlık işaretidir.
Duygusal planda yaşananların dış manifestasyonları insanın yü-
zünde (res.15), beden hareketlerinde(üzüntülü yavaş hareket eder, kasla-
rı gevşektir, yüz ifadelerinde, ses ifadeleri ve konuşmasından görülür, göz
ve dudaklar etrafındaki kasların hareketleri en belirgindir) sesli ifadeler
(gülmek, çığlık atmak, hüngür hüngür ağlamak) konuşma (yüksek sesli,
yavaş veya çok yavaş) ifade edilir. İnsanlar arasında başarılı komüniksa-
yon için konuş-
macının duygu-
larını değerlen-
dirmeyi öğren-
mek önemlidir,
d a v r a n ı ş l a r ı -
mıza nasıl tep
ki gösterdikle-
rini bilmek ve
davranışlarımızı
buna göre düz-
mek önemlidir.
Res. 15 Duyguların ifade edilmesi
Şaşkınlık
Sevinç
Hayranlık
Üzüntü
Öfk e
İğrenme
Dostları ilə paylaş: |