Sosial fəlsəfə
83
etkilemiştir.
1
Bunun yanı sıra Tarkovsky birçok filozof, şair ve yazardan da
ilham almıştır. İnsan varlığının ve kaderin trajik sırlarına hayranlıkla ilgi du-
yan Tarkovski’nin sanatsal geçmişi, varoluşçu bir anlayışın ilhamlarını taşı-
maktadır. Bu nedenle Dostoyevski, Nietzsche, Heidegger ve Kierkegaard
Tarkovsky’yi önemli ölçüde etkilemiştir. Ayrıca Montaigne, Gogol, Puşkin,
Kafka gibi yazarlar; Luis Buñuel, Bresson, Aleksandr Dovzhenko, Akira
Kurosawa gibi yönetmenler; Brueghel, Leonardo Da Vinci ve Bach gibi
ressam ve müzisyenler de onun başlıca ilham kaynaklarıdır. Tarkovsky tüm
bu kültürel, düşünsel, sosyal ve tarihsel etkileri kendi bünyesinde yoğurarak
filmlerini edebiyat, sanat, felsefe ve müzikle harmanlamayı başarmıştır.
Tarkovsky’ye göre, sanatın amacı kendine ve çevresine, hayatın ve
insan varlığının anlamını açıklamak ve dünyadaki var oluş nedenlerini gös-
termek ve hatta belki de açıklamaya bile gerek duymaksızın insanları “gerç-
ek”le karşı karşıya getirmektir.
2
Bu nedenle, filmlerinde yaşamın hem ola-
ğan akışına hem de kişiselliğine göndermeler yapmaktadır. Sanat, yaşamı
anlamlandırma ve onu ifade etmede önemli bir enstrümandır. Bu çerçevede
Tarkovsky’nin gözünde sinema, hayatı, düşleri ve rüyaları, sonsuzluğu ve
aşkı anlatmanın en etkili yollarından birisidir. Bir sinema filmi yapma ya da
bir şiiri var etme zamanın ve hareketin içindeki insan var oluşunu aşma
çabası anlamını taşır. İnsan, bağlı bulunduğu tabiî veya sunî kurallar sil-
silesinin dışına çıkma arzusu taşıyan bir varlıktır ve şiirle sinema buna im-
kan sağlamakta; insanın var oluşunu, var oluş hallerini ifade ettiği en özel
keşifler olma özelliğini taşımaktadır.
Sanat Tarkovsky için, deyim yerindeyse, bir “hakikat arayışı”nın özel
bir yolu olarak işlev görür. Yönetmene göre hakikat, öznel deneyimler sonu-
cunda elde edilebilir. Çünkü sanatsal kavrayış ve keşif sayesinde, her defa-
1
Moldiyar Yergebekov, “Tarkovski Sineması”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo-Televizyon-Sinema
Anabilim Dalı, 2003, s. 99
2
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, 3. baskı. Çev. Füsun Ant, İstanbul: Agora
Kitaplığı, 2008, s. 27.
Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2015, № 1
84
sında dünyanın yeni ve benzersiz bir görüntüsü elde edilir.
1
Buradaki amaç
güzellik-çirkinlik, insancıllık-acımasızlık ya da sonluluk-sınırsızlık gibi ko-
nular aracılığıyla “mutlak hakikat”e ulaşma çabasıyla ilgilidir. Sanatı da
“mutlak hakikat”e giden yoldaki bir bilgi edinme süreci olarak gören
2
ve gö-
rüntünün yardımıyla bu gerçeğin yakalanabileceğine inanan Tarkovsky’nin,
sinema aracılığıyla ortaya koyduğu yoğun gayret, evrensel mutlak hakikati
kendine mahsus bir yöntem ve anlayışla sunmak biçiminde yorumlanabilir.
Bu nedenle, “Tarkovsky’nin sanatsal dünyası, esrarengiz ve alışılagelmişin
dışında cereyan etmektedir.” Onun anlattığı hikaye ve karakterler sıra dışı
özelliklere sahiptir.
3
Tarkovsky’e göre, hakiki bir sanatçının yapıtında yaşam, sanatçının
kişisel algılamalarının prizmasında kırılır ve böylece hakikatin muhtelif
görünümleri bir daha tekrarlanamaz olan planlarda kendisini gösterir.
4
Bu
nedenle yaratıcı çalışma, asla değişmeyen mutlak ölçütlere vurulamaz. Çün-
kü insanın yaşarken yapıp ettikleri dünyaya sahip olmaya yönelik eylem-
lerdir. İnsanı, yaşayan gerçekliğe bağlayan sayısız yorumlar vardır ve tam
da bu nedenden ötürü sanatçı, ortaya koyduğu eserde değişmez mutlak
ölçütlerle kendini sınırlandırmamalıdır.
5
Filmsel sanat yapıtlarının amacı,
sanatçının bir deneyimin bütününü yeniden düzenlemesini sağlamaktır. Her
ne kadar filmlerde gerçekliğin sadece bir yanılsaması, bir görüntüsü ortaya
çıksa da sanatçı bir bütünü kendince yeniden düzenleyen, dünyayla kurduğu
ilişkiyi belirli bir kalıba döken kişidir. Burada sanatçının bireysel seçimleri
önem taşımaktadır. Sanatçı yaptığı seçimlerle, kendi algıladığı dünyanın
öznelliğini derinleştirerek onu farklı bir bütünlük içinde sunar.
6
Bu
çerçevede, Tarkovsky’ye göre ideal film “hayatın yeninden yaratılması”nı
1
Andrey Tarkovsky, Mühürlenmiş Zaman, s. 28.
2
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 27
3
Moldiyar Yergebekov, a.g.e., s. 116.
4
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 15.
5
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, Giriş, s. xvi
6
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 73.
Sosial fəlsəfə
85
sağlayan filmdir.
1
Tarkovsky’nin bu yaklaşımıyla Schopenhauer’in gerçek sanatçıya dair
düşünceleri birbiriyle örtüşmektedir. Schopenhauer’e göre gerçek sanatçı,
doğanın ne istediğini anında kavrayan sanatçıdır. İnsan doğadan yola
çıkarak, eserde binlerce kez denemesine rağmen eksik kalan yanının
tamamlanmış olduğunu anlar. Bu nedenledir ki, gerçek sanat doğanın birebir
taklidi olmayan, aksine, doğanın söylemek isteyip de söyleyemediklerini
bulup çıkartır.
2
Schopenhauer da tıpkı Platon gibi, sanatın nesnesinin “idea”
olduğunu düşünmektedir. Ona göre sanatçının amacı ideayı can-
landırmaktır.
3
Sanatın gerçek amacı, şeylerin evrensel doğasına dair derin-
likli bir kavrayış aktarmak veya kazandırmaktır.
4
Tarkovsky de sanatın dü-
şünsel bir zorunluluğun sonucunda ortaya çıktığını ve bu nedenle, insanı de-
rinden etkileyen sorunları ortaya koymada özel bir rol oynadığını düş-
ünmektedir. Ona göre her sanat dalı, ruhsal ve duygusal dünyamızın belli bir
yönünü kavrar ve sinema sanatı da hayatın kendine mahsus özgül bir par-
çasını, dünyanın henüz kavranamamış bir boyutunu, diğer sanatlar tarafın-
dan ifade edilememiş bir boyutunu yansıtmak üzere doğmuştur.
5
Tarkovsky’ye göre, filmlerinde başkasının izini taşımayan, kendine
özgü bir görüntü yapısı ortaya çıkaran ve bunu daha sonra “en gizli düşlerini
paylaştığı seyircilerinin kararına” bırakan yönetmen sanatçı sıfatını hak
eder. Çünkü “olayları kendi açısından sunabilmeyi, yani bir tür filozof ol-
mayı başardığında” yönetmen gerçek bir sanatçı sayılmış olur.
6
Bu sebeple
onun filmlerinde felsefî diyalogların yoğun bir biçimde yer aldığı görül-
mektedir. İnanç, bilim, teknoloji, geçmiş, gelecek ve aşk şiirsel-felsefî bir
düzeyde ele alınıp tartışılır. Filmlerindeki karakterler kim olduklarına ve
1
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 51.
2
Arthur Schopenhauer, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya, Çev. Levent Özşar, İstanbul:
Biblos Kitabevi, 2005, s. 168.
3
Arthur Schopenhauer, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya, s. 126.
4
Arthur Schopenhauer, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya, s. 132.
5
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 67
6
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 47.
Dostları ilə paylaş: |