Büyük Tasarım



Yüklə 2,44 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə33/42
tarix30.04.2018
ölçüsü2,44 Kb.
#40546
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   42

119
lojisi büyük boyutların sayısını sabit tutan herhangi bir fizik yasa­
sının  olmadığını  öngörüyor.  Her  büyük  uzay  boyutu  sıfırdan  ona 
kadar  kuantum  olasılık  genliğine  sahip  olacaktır.  Feynman  topla­
mı  evrenin  her  olası  geçmişi  için  buna  izin  verir,  fakat  evrenimi­
zin  üç  büyük  uzay  boyutuna  sahip  olduğu  gözlemi,  gözlemlene­
bilirle  özelliği  olan  altsınıf  geçmişleri  eler.  Bir  başka  deyişle,  bü­
yük  uzay  boyutlarının  üçten  az  mı  çok  mu  olduğuna  dair  bir  ku­
antum olasılığı yersizdir, çünkü zaten üç büyük uzay boyutu olan 
bir  evrende  olduğumuzu  belirlemiş  durumdayız.  Üç  büyük  uzay 
boyutunun  olasılık  genliği  tam  olarak  sıfır  değilse,  diğer  boyutla­
rın  olasılık  genlikleri  ne  kadar  küçük  olursa  olsun  fark  etmeye­
cektir. Bu, şimdiki papanın Çinli olma olasılığına benzer. Çinli nü­
fus  Alman  nüfusundan  çok  olduğu  için  Çinli  olma  olasılığı  daha 
fazla  olmasına  rağmen,  onun  Alman  olduğunu  biliyoruz.  Aynı  şe­
kilde,  evrenimiz  üç  büyük  uzay  boyutu  olduğunu  sergilemekte  ve 
diğer büyük uzay boyutlarının daha büyük olasılık genliği olsa bi­
le biz sadece üçünün geçmişi ile ilgileniyoruz.
Peki  ya  bükülmüş  boyutlar?  M-kuramında  geriye  kalan  bükül­
müş  boyutların  kesin  biçimlerinin  -iç  uzay-  hem  elektron  yükü 
gibi  fiziksel  niceliklerin  değerlerini,  hem  de  temel  parçacıklar 
arasındaki  etkileşimin  doğasını,  yani  doğanın  kuvvetlerini  belir­
lediğini  anımsayalım.  M-kuramı  bükülmüş  boyutlar  için  yalnızca 
tek  bir  biçime  izin  verseydi,  doğanın  görünürdeki  yasaları  için 
sadece  bir  olasılık  olurdu  ve  her  şey  çok  düzgün  işlerdi.  Tersi­
ne,  olasılık  genliği  10
500
  iç  uzayı  işaret  etmektedir  ve  bunların 
her  biri  fiziksel  değişmezler  için  farklı  yasalara  ve  değerlere  yol 
açar.
Evrenin  geçmişi  aşağıdan  yukarı doğru oluşturulursa ortaya şu 
sonuç  çıkar:  Evrenin  gözlemlediğimiz  parçacık  etkileşimleri  için 
gereken  iç  uzayla  -yani  temel  parçacıkların  etkileşiminin  stan­
dart  modeli  ile-  sonuçlanması  için  hiçbir  neden  yoktur.  Ancak 
yukarıdan  aşağıya  yaklaşımında  evrenin  bütün  olası  iç  uzaylarla 
birlikte  var  olduğunu  kabul  ederiz.  Bazı  evrenlerde  kütle  çekimi 
manyetizmadan  daha  güçlüdür  ve  elektronlar  golf  toplamım  ağır­
lığına  sahiptir.  Bizim  evrenimizde  standart  model  bütün  verileriy­
le  uygulanabilir.  İç  uzayın  olasılık  genliği  hesaplanabilir  ve  bu  sı­
nırsızlık  koşulu  uyarınca  bizi  standart  modele  götürür.  Üç  büyük 
uzay  boyutlu  bir  evrenin  varlığı  olasılığına  gelince,  bunun  diğer 
olasılıklarla  karşılaştırıldığında  ne  kadar  küçük  bir  olasılık  genli­
ği  oluşturduğu  önemli  değildir,  çünkü  biz  zaten  standart  modelin 
evrenimizi tanımladığını gözlemlemekteyiz.


120
Bu  bölümde  tanımladığımız  kuram  sınanabilir.  Daha  önce­
ki  örneklerde,  farklı  sayıda  uzay  boyutları  olan  bizimkinden  ta­
mamıyla  farklı  evrenlerdeki  göreli  olasılık  genliklerinin  önem­
li  olmadığını  vurguladık.  Komşu  (veya  benzeri)  evrenlerin  göre­
li  olasılık  genlikleri  ise  önemlidir.  Sınırsızlık  koşuluna  göre  ev­
renin  tamamen  düzenli  bir  gelişim  sergileyebileceği  geçmiş­
ler  için,  olasılık  genliği  daha  yüksektir.  Daha  düzensiz  evrenler­
de  olasılık  genliği  azalır.  Bu,  erken  evrenin  küçük  düzensizlikle­
ri  olan  neredeyse  düz  bir  evren  olduğu  anlamına  gelir.  Belirtmiş 
olduğumuz  gibi  bu  düzensizlikleri,  gökyüzünde  farklı  yönlerden 
gelen  mikrodalgalarda  küçük  değişiklikler  olarak  gözlemliyo­
ruz.  Bunların  şişme  kuramının  gerektirdikleriyle  tam  olarak  ör­
tüştüğü  anlaşılmıştır;  ancak  yukarıdan  aşağıya  kuramını  diğer­
lerinden  tamamen  ayırmak,  bu  kuramı  desteklemek  veya  çürüt­
mek  için  daha  kesin  ölçümler  gereklidir.  Gelecekte  uydular  bu 
işi yapabilir.
Yüzlerce  yıl  önce  insanlar  Dünya’nın  eşsiz  olduğuna,  evrenin 
merkezinde  durduğuna  inanıyorlardı.  Bugün  galaksimizde  yüzler­
ce  milyar  yıldız  olduğunu,  bunların  büyük  çoğunluğunun  bir  ge­
zegen  sistemine  sahip  olduğunu  ve  yüzlerce  milyar  galaksi  oldu­
ğunu  biliyoruz.  Bu  bölümden  çıkardığımız  sonuçlara  göre  evreni­
miz  pek  çok  evrenden  biri  ve  görünür  yasaları  kesin  olarak  belir­
lenmiş değil. Bu durum nihai bir kuramı, her şeyin kuramını bul­
mayı,  gündelik  fiziğin  doğasını  öngörmeyi  umanlar  için  bir  hayal 
kırıklığı  olmalı.  Büyük  uzay  boyutlarının  sayısı  veya  gözlemledi­
ğimiz  fiziksel  nicelikleri  (örneğin  elektronların  ve  diğer  madde 
parçacıklarının  kütleleri  ve  yükleri)  belirleyen  iç  uzay  gibi  farklı 
özellikleri  öngörenleyiz.  Bunun  yerine,  bu  sayıları  hangi  geçmiş­
lerin  Feynman’ın  toplamına  katkıda  bulunduğunu  belirlemek  için 
kullanırız.
Öyle  görünüyor  ki  bilim  tarihinde  çok  ciddi  bir  noktaya  gel­
dik;  hedeflerimizle  ilgi  kavramlarımızı  ve  bir  fizik  kuramını  ka­
bul  edilebilir  kılan  şeyleri  değiştirmek  zorundayız.  Doğanın  gö­
rünür  yasalarına  ait  temel  rakamlar,  hatta  biçimler  mantık  veya 
fiziksel  ilkeler  tarafından  dayatılmıyor.  Bizi  kendi  içinde  tutarlı 
bir  matematik  kuramına  götürecek  olan  veriler  pek  çok  değeri, 
yasalar  da  herhangi  bir  biçimi  almakta  özgürler  ve  farklı  evren­
lerde  farklı  değerler  ve  farklı  biçimler  alıyorlar.  Bu  durum  özel 
olma,  bütün  fizik  yasalarını  içeren  derli  toplu  bir  paket  keşfet­
me  arzumuzu  tatmin  etmeyebilir,  ama  görünen  o  ki,  doğanın  yo­
lu bu.


Yüklə 2,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə