16
2.1.4 Karakteristik gelişimsel nörolojik durumlar
Cowie (1970), 97 DS’lu çocuğun nörolojik gelişimi üzerinde
boylamsal bir çalışma yürüttü. Cowie, çocukları hayatlarının ilk
10 ayında, 4 kez test etti. Bu 10 ay, 4 ayrı alt periyoda bölündü:
Periyod A – 13 gün ve daha küçük; periyod B - 2 haftalıktan 14
haftalığa; periyod C - 16 hafta 4 günlükten 30 hafta 3 günlüğe;
periyod D ise 33 hafta 6 günlükten 46 haftalığa kadardı.
Cowie bu çalışmada DS’lu küçük çocuğun en karakteristik
nöro-motor semptomlarından biri olan azalmış kas gerginliğini
nesnelleştirmeye çalıştırmıştır. 1’den 4’e kadar skorlar tayin
edilmiş; 1 normal tonus, 2 hafif hipotoni, 3 belirgin hipotoni ve
4 ise şiddetli hipotoni olarak gösterilmiştir. Skor dört bileşen
üzerine kurulmuştur: Eylemsiz harekete direnç, eklemler
etrafında esneklik, palpasyon (dokunma); pron (yüzüstü),
supin (sırtüstü) ve destekli oturma olmak üzere üç
pozisyonun gözlemi. Tonusun takibi, birkaç önemli sonucu
gün ışığına çıkarmıştır: Çocukların hiçbiri normal kas tonusu
sergilememiştir; A ve B periyotlarında tonusta belirgin veya
şiddetli hipotoni, C ve D periyotlarında ise hafif hipotoni şeklinde
görülmüştür. Bu şekildeki tonus gelişimi DS’lu yetişkinler için de
rapor edilmiştir (Owens, Dawson & Losin, 1971; Morris, Vaughan
& Vaccaro, 1982; Smith, 1988). Henderson’a göre (1985)
yetişkinlere dair bilgi, bir sonuca varamayacak denli yetersizdir.
O, neredeyse tüm DS’lu çocukların motor gelişimlerini de
etkileyecek şekilde hipotonik oldukları sonucuna varmıştır. Daha
ileriki yaşlar hakkındaki duruma dair yeterli bilgi yoktur.
Cowie’nin postürler hakkındaki tanımı özellikle çok ilginçtir çünkü
DS’lu küçük çocukların motor sisteminin işleyişi ile ilgili bazı
bilgiler sağlar. Pron (yüzüstü) pozisyonda, sırtın tamamen
gerilimsiz olduğu ve başın yukarı doğru kaldırılamadığı,
hareketsiz ve son derece düz bir postür tanımlar. Bu özellikle
A ve B periyodunda farkedilebilir durumdadır ama bazen 40
haftadan sonra bile devam eder. Supin (sırtüstü) pozisyonda
hiçbir fleksiyon aktivitesi bulunmayan, kolların genişçe yanlara
açıldığı ve bacakların kurbağa pozisyonunda olduğu son derece
düz bir postür rapor eder. (Cowie’den adapte edilmiş, figür 2.1
ve 2.2).
17
Figür 2.2 Supin pozisyonu
Figür 2.4 Landau reaksiyonu
Figür 2.1 Pron pozisyonu
Figür 2.3 Traksiyon testi
Landau’nun Reaksiyon ve Traksiyon (tapping) Testi, postüral
düzenle ilgili ilginç bilgiler gösterir. Cowie’nin bakışında, her ikisi
de hipotoninin derecesine göre güçlü şekilde
etkilenmektedir. Traksiyon testinin sonuçları, standart olarak
kabul edilenden çarpıcı şekilde farklıdır. Periyod A’da, çocukların
%100’nün negatif olduğuna karar verilmiş; yani traksiyon
sırasında kollarda hiç fleksiyon direnci hissedilmemiş ve baş
dengesi de yetersiz olmuştur. Periyod B’de %96’sı; periyod
D’de ise %49’u negatif skor vermiştir (figür 2.3). Çocuklar aynı
zamanda Landau Reaksiyon Testi’nde de çok yetersiz skorlar
verdiler. En çarpıcı detay pek çok bebeğin özellikle hayatlarının
ilk aylarında, araştırmacının ellerinde ikiye katlandıkları ve
uzuvlarının gevşekçe sarktığıdır. Paine, bu reaksiyonun sağlıklı
çocuklarda hiçbir zaman gözlenmediğini belirtmiştir. Cowie’nin
araştırmasında çocukların %91’inde periyod A’da yuvarlanmış
sırt ve sarkmış uzuvlar görülmüştür (figür 2.4). Periyod D’de
çocukların %21’inde gerilmiş baş ve uzuvlar ile düz sırt
gözlemlenmiştir.
Cowie’nin araştırmasından çıkan bir diğer sonuç ise (1970),
erken refleksler ile özdevimin (palmar yakalama refleksi, plantar
yakalama refleksi, Moro reaksiyonu ve neonatal yürüme) yok
olmasında gecikme ve diz tepkisi refleksinde zayıflık veya yokluk
olduğu görülmüştür.
18
Cowie’ye göre, literatürde, palmar ve plantar yakalama
refleksinin istemli yakalama ve kalkmanın gelişimi ile kaybolduğu
yönünde genel bir karara varılmaktadır. Bu da DS’lu çocukların
motor gelişiminin gecikmeli olduğunun belirtisidir. Zayıf ya da
eksik diz tepkisi refleksi, gevşek bağların ve hipotoninin sonucu
olabilir. Bu sonuca bağlı kalarak Henderson (1985) erken
reflekslerin, reaksiyonların ve otomatik hareket paternlerinin
değerini farklılaştırılmış normal hareketlerin kaynağı olarak işaret
etmek için çalışmaların genel bir açıklamasını sunmuştur.
Bobath (1982) doğrulma ve denge reaksiyonlarını “tümüyle
amaca odaklı, spesifik ve çok gelişmiş kendiliğinden hareket
etme” olarak adlandırır. Rast ve Harris (1985) erken postüral
reaksiyonların, gelişen denge ve motor beceri aşamalarına
ulaşmadaki önemini vurgularlar. Shumway-Cook ve Woollacott,
DS’lu çocukların postüral reaksiyonlarındaki elektromiyogram
ölçümlerinin engelsiz çocuklarınkiyle neredeyse aynı olduğu ama
yine de tepkinin ilk başlama anında belirgin bir gecikme olduğu
konusunda hemfikir olmuşlardır. Haley’e göre (1986) doğrulma,
denge ve destek reaksiyonları gibi postüral reaksiyonlar otomatik
olarak baş, beden ve kol-bacakların stabilitesini sağlar ve bunun
sonucunda da normal hareket ve ağırlık dengesi sağlanır.
Haley DS’lu çocukların hareket kalitesi üzerine, postüral
reaksiyonların ortaya çıkışıyla motor beceri aşamalarının
kazanılması arasındaki ilişkiyi inceleyen ilginç bir çalışma
yürütmüştür. Yaşları iki aylık ile yirmidört aylık arasında değişen
20 DS’lu çocuk grubunu test etmiş ve sonuçları, yaşları iki aylık
ile on aylık arasında değişen 40 engelsiz çocuğun sonuçlarıyla
karşılaştırmıştır. Bayley’in Bebek Gelişimi Ölçümü’nü ve
Bebeklerin Hareket Değerlendirmeleri Modifikasyonu’nu
kullanarak postüral reaksiyonlarını test etmiştir.
İlk olarak, DS’lu çocuk grubunun postüral reaksiyonlarının,
engelsiz çocuklara oranla daha geç geliştiğine karar vermiştir.
Postüral reaksiyonlarla motor beceri aşamaları kazanımları
arasında yakın bir bağlantı çıkmıştır ama bunun yaşla bağlantılı
olmadığı sonucuna varılmıştır. İkincisi; motor gelişimdeki
gecikme, dört ve altıncı aylarda beklenen postüral reaksiyonların
gelişmemesi sebebiyle daha da büyük olmuştur. Aynı zamanda
DS’lu çocuklarda, çeşitli motor evrelerde daha az çeşitte postüral
reaksiyon olduğunu varsaymıştır. DS’lu çocuklar sadece belli
2.1.5 Postüral reaksiyonlar
Dostları ilə paylaş: |