93
Sevinç, Mehmedoğlu / İnançsızlığa Yönelmede Çevresel ve Entelektüel Faktörlerin Etkisi
Ölçeklerin iç tutarlılık analizleri ve açımlayıcı faktör analizleri yapılmıştır. Ayrıca ilgili olgu-
ların arasındaki nedensel ilişkilerin araştırılması için regresyon analizi yapılmıştır. Yarı-
yapılandırılmış görüşme yapıldığı için, mülakat verilerinin değerlendirilmesi aşamasında
hem içerik analizi hem de betimsel analiz yapılması uygun görülmüştür.
Bulgular ve Yorum
Ankete katılanların % 70’i erkektir ve yaş ortalaması 30’dur (SD=10,9). Katılımcıların
yaklaşık yarısı (%53) lisans veya lisansüstü mezunudur. Gelir durumuna bakıldığında,
katılımcıların hemen hemen yarısının (%49), 1000 ile 3000 lira arasında aylık gelire sahip
olduğu görülmektedir. Büyükşehirde yaşayanların oranı, diğerlerine göre oldukça yük-
sektir (%55,8). Katılımcıların %66’sının bekâr olduğu görülmektedir. Katılımcıların %14’ü,
hiçbir zaman bir dine mensup olmadıklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların şimdi veya daha
önce mensup oldukları dine bakıldığında, en yüksek oranın %71,7 ile Sünni İslam olduğu
görülmektedir.
Mülakatlara katılanların 10’u yabancı uyruklu ve 22’si Türk uyrukludur. Katılımcıların % 65’i
erkektir ve yaş ortalaması 30’dur (SD=12). Eğitim durumu açısından bakıldığında, katılım-
cıların çoğunluğunun (%44) lisans mezunu olduğu görülmektedir. Mülakata katılanların
%68’i bekârdır ve eskiden bir dine mensup olanların oranı %75’tir. Dinlere göre dağılıma
bakıldığında %21 Hristiyan, %43 Sünni Müslüman ve %9 Alevidir. Katılımcıların %50’si aylık
1000-3000 lira arası bir gelire sahiptir ve %81’i büyükşehirde yaşamaktadır.
Örneklemin %63,5’i inançsızdır. Bunlar arasında ateistik tavra sahip olanların (“Tanrı’ya
inanmıyorum” diyenlerin) oranı %40,6 ve agnostik tavra sahip olanların (“Bir Tanrı’nın olup
olmadığını bilmiyorum ve bunu bilmenin bir yolu olduğuna inanmıyorum” diyenlerin) oranı
ise %22,9’dur. İnançsızlar kendilerini tanımlamak için farklı etiketler (label) kullanmaktadır.
İnançsızlar arasında “ateist” etiketinin kullanılma oranının %67,08 ve “agnostik” etiketinin
kullanılma oranının %21,94 olduğu tespit edilmiştir. Tanrı’ya inançla DİSOL puanı arasında
negatif anlamlı korelasyon (r=-,801 p=,000) vardır. DİSOL puanı 3 ve aşağısında olanlar ken-
dilerini dindar ve/veya spiritüel olarak tanımlarken, yüksek DİSOL puanı alanlar kendilerini
ateist veya agnostik olarak tanımlamaktadır.
Demografik Veriler
Örneklemin demografik verileri incelendiğinde, inançsızların genel profilinin, daha önce
yapılan araştırmaların bulgularıyla birebir örtüşmediği görülmektedir. İnançsızlık oranı
cinsiyete göre anlamlı şekilde farklılaşmaktadır. Buna göre erkekler arasındaki inançsızlık
oranı (%72) kadınlar arasındaki inançsızlık oranından yüksektir (%46,5) ve erkekler (=4,05
SD=1,15) kadınlardan (=3,59 SD=1,25) daha yüksek DİSOL puanına sahiptir (p=,000). Yaş
grupları ile inançsızlık arasındaki ilişki incelendiğinde, anlamlı bir farklılık tespit edileme-
miştir. Yaşanılan yere göre Tanrı’ya inanç anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<,05). Buna
göre büyükşehirde yaşayanlar arasındaki inançsızlık oranı ve DİSOL puan ortalaması (=4,11
SD=1,06) diğer gruplardan yüksektir. Gelir düzeyi ile inançsızlık karşılaştırıldığında, anlamlı
bir fark tespit edilememiştir. İnançsızların oranı eğitim düzeyine göre farklılaşmaktadır
94
İnsan & Toplum
(χ
2
=12,271 p<,05). İnançsızların en yüksek orana sahip olduğu eğitim düzeyi ön lisanstır
(%77,4) ve düzeyler arasındaki fark anlamlıdır (p<,05). Lisanstan aşağı eğitim düzeyine sahip
olanların DİSOL puan ortalaması (=4,08 SD=1,07), lisans veya üstü eğitim düzeyine sahip
olanların DİSOL puan ortalamasından (=3,78 SD=1,29) yüksektir (p<,05). Medeni hal değiş-
keni incelendiğinde, gruplar arasında anlamlı bir fark tespit edilememiştir. Dini geçmişe
bakıldığında ise hayatının herhangi bir döneminde Alevi olduğunu beyan edenler arasında
inançsız olanların oranının (%77,4), hayatının herhangi bir döneminde Sünni olduğunu
beyan edenler arasındaki inançsızların oranından (%58,3) anlamlı biçimde yüksek olduğu
tespit edilmiştir (χ
2
=26,037 p=,000). İnançsızların çok büyük bir oranının (%78,68) sol siyasi
görüşe sahip olduğu tespit edilmiştir. Sahip olunan çocuk sayısı bakımından inançlılar ve
inançsızlar arasında bir fark yoktur.
Daha önce dünya genelinde yapılan araştırma bulguları incelendiğinde, cinsiyet değişkeni-
ne ilişkin bulguların evrensel olduğu ve erkekler arasında inançsızlık oranının kadınlardan
daha yüksek olduğu görülmüştür (Veevers ve Cousineau, 1980; Silver, 2013; Vernon, 1968;
Baker ve Smith, 2009; Hunsberger ve Altemeyer, 2006; Beit-Hallahmi, 2007; Cragun vd.,
2012; Eurobarometer, 2005; Khalil ve Bilici, 2007; Bainbridge, 2005). Ancak yaş, gelir duru-
mu, eğitim, medeni hal gibi değişkenler ile inançsızlık arasındaki ilişki ülkeden ülkeye fark-
lılaşmaktadır (Keysar ve Navarro-Rivera, 2013). Bu resim, sosyal çevrenin etkisini göstermesi
bakımından önemlidir.
İnançsızlığın Nedenleri: Entelektüel Faktörler
İNÖ, entelektüel (İNÖ-1), çevresel (İNÖ-2) ve din-dindar karşıtlığı (İNÖ-3) olmak üzere üç alt
ölçekten oluşmaktadır. Birinci alt ölçek, tıpkı RANGES entelektüellik alt ölçeğinde olduğu gibi,
bireyin inançsızlığın nedeni olarak entelektüel sebepleri görüp görmediğini, çevresellik alt ölçeği
ise sosyal çevrenin inançsızlığı tercih etmede ne derece etkili olduğunu ölçmektedir. Üçüncü alt
ölçekten yüksek puan almak din kurumunun gereksizliği düşüncesini, dindar veya din adamı kar-
şıtlığını ve dinden veya dindarlardan zarar görüldüğü düşüncesini yansıtmaktadır.
Grafik 1: İnançsızlığın Nedenleri
Beklenildiği üzere inançsızlar en fazla entelektüel sebeplere vurgu yapmaktadır (4,43). Bu
veriye göre H
2
doğrulanmıştır. İnançsızlara karşın inançlılar, inançsızların din-dindar karşıt-
lığı nedeniyle (3,64) ve çevresel (3,26) sebeplerle inançsızlığa yöneldiğini düşünmektedir
(Grafik 1).