yorumlama rehberİ
“GEÇMİŞE HÜCUM: OSMANLI
İMPARATORLUĞU’NDA
ARKEOLOJİNİN ÖYKÜSÜ, 1753-
1914”
yorumlama rehberİ
İçİndekİler
3
SALT hakkında
4
“GEÇMİŞE HÜCUM: OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA ARKEOLOJİNİN ÖYKÜSÜ, 1753-1914”
5
EĞİTİMCİLERE ÖZEL
6
AÇILIŞ TARTIŞMASI: Geçmİşe Hücum
8
Geçmİşİ Yenİden Değerlendİrmek
14
araştır ve tartış: İştar Kapısı
15
KAPANIŞ TARTIŞMASI: Modern Mİras Polİtİkaları
17
ek kaynaklar
yorumlama rehberİ
SALT hakkında
SALT görsel ve maddi kültürde kritik konuları
değerlendirir, deneysel düşünce ve araştırmaya
yönelik yenilikçi programlar geliştirir. Öğrenme
ve tartışmaya açık bir ortam sağlamayı amaçlayan
SALT, ziyaretçilerini ilgi duymaya, eleştirmeye
ve iletişim kurmaya teşvik eder. Sergi, konferans
ve etkinliklere ev sahipliği yapan kurum, ayrıca
disiplinlerarası araştırma projeleri yürütür.
SALT, yakın döneme ait sanat, mimarlık, tasarım,
şehircilik, toplumsal ve ekonomik tarihe odaklı
kamuya açık bir kütüphane ile arşive sahiptir.
SALT, Yorumlama Programı aracılığıyla
okullar, toplumsal kurumlar ve sivil toplum
kuruluşlarıyla işbirliğine dayalı, sürdürülebilir
ortaklıklar geliştirmeyi amaçlar. SALT Yorumlama
Programı ücretsizdir. Sergi turları, film
gösterimleri ve sanatçılar ile ortak yürütülen
projelerle gençlerin dikkatini çekmeye çalışır.
Yorumlama Programı kapsamında, liseler ve
gençlik birlikleri için SALT bünyesinde açılan her
sergiye eşlik edecek şekilde, tartışma konuları,
etkinlikler ve eğitsel kaynaklara ağırlık veren
çevrim içi müfredat rehberleri (yorumlama
rehberleri) oluşturulur.
SALT etkinlikleri, aralarında 15 dakikalık bir
yürüyüş mesafesi olan iki tarihi binada ve
saltonline.org üzerinden yürütülüyor. İstiklal
Caddesi üzerindeki SALT Beyoğlu, sergi ve etkinlik
mekânlarından oluşuyor. SALT Galata ise, 19.
yüzyılda Alexandre Vallaury’nin tasarladığı
eski Osmanlı Bankası binasıdır. SALT Galata,
bünyesindeki kamuya açık bilgi ve belge
kaynakları ile atölye, sergi, konferans alanlarına ve
Osmanlı Bankası Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.
yorumlama rehberİ
“GEÇMİŞE HÜCUM: OSMANLI
İMPARATORLUĞU’NDA
ARKEOLOJİNİN ÖYKÜSÜ, 1753-1914”
SALT Galata’nın açılış sergilerinden Geçmişe
Hücum: Osmanlı İmparatorluğu’nda Arkeolojinin
Öyküsü, 1753-1914, arkeolojinin Yakın Doğu’daki
zengin ve karmaşık hikâyesini seçili arkeolojik
bölgeler üzerinden kronolojik bir anlatımla
sahneliyor. Yunanistan’dan Mısır’a uzanan geniş
bir coğrafyadaki arkeoloji faaliyetlerini sosyal,
kültürel ve politik bağlamlarıyla inceleyen sergi,
yaklaşık 200 yıl boyunca Osmanlı topraklarında
gerçekleştirilmiş yerli ve yabancı arkeolojik
girişimleri irdeliyor. Ayrıca, Batı’nın “klasik
dönemin kültürel mirasına” ilgisine odaklı
araştırmalara paralel olarak Osmanlı tarih
anlatısındaki dönüşümleri kapsıyor; modern
anlamda ilk müze olan British Museum ile
Osmanlı’nın Evkaf-ı İslâmiye Müzesi (bugünkü
adıyla Türk ve İslâm Eserleri Müzesi) arasındaki
izleği sürüyor.
Zainab Bahrani, Zeynep Çelik ve Edhem
Eldem tarafından kavramsallaştırılıp hazırlanan
serginin grafik tasarım çalışmalarını Aslı Altay
yürüttü. Celine Condorelli’nin enstalasyonu
(yerleştirme), serginin destek yapısı işlevini
görüyor. Mark Dion ve Michael Rakowitz’in özel
olarak hazırladığı iki enstalasyon ise, kavramsal
altyapının öne çıkardığı bazı meselelere gönderme
yaparak, arkeolojiyle ilişkimizi ve bu dala dair
gündelik algımızı ele alıyor.
Geçmişe Hücum: Osmanlı İmparatorluğu’nda
Arkeolojinin Öyküsü, 1753-1914 kapsamında ayrıca,
sergiyi hazırlayanların editörlüğünde, İngilizce ve
Türkçe dillerinde aynı adlı bir kitap yayımlandı.
yorumlama rehberİ
YORUMLAMA REHBERİ NASIL KULLANILMALI?
Bu yorumlama rehberi, siz ve öğrencileriniz için
Geçmişe Hücum: Osmanlı İmparatorluğu’nda
Arkeolojinin Öyküsü, 1753-1914 sergisindeki
temaları açıklayıcı bir kaynakça olarak SALT
tarafından hazırlandı. Rehberdeki konuların
birer hüküm olarak değil; öğrencilerinizi söz
konusu sergi ve sergide işlenen temalarla ilgili
olarak eleştirel düşünce, tartışma ve araştırmaya
sevk edebilecek bir diyalog ortamı olarak
değerlendirileceğini umuyoruz.
Yorumlama rehberinin içeriği:
— Açılış Tartışması: Geçmişe Hücum
— Geçmişi Yeniden Değerlendirmek
— Araştır ve Tartış: İştar Kapısı
— Kapanış Tartışması: Modern Miras
Politikaları
— Ek Kaynaklar
Yukarıda sıralanan her bölüm, sınıf içi aktiviteler,
çoklu medya kaynakları, terminoloji ve tartışma
konularını içerir. Bunları, öğrencilerinizin
ihtiyaçlarına en iyi cevap verecek şekilde
düzenleyerek geliştirmenizi ve kendi
müfredatınıza uyarlamanızı öneririz.
EĞİTİMCİLERE ÖZEL
Heinrich Schliemann, Miken’deki Aslanlı Kapı’da, 1884
yorumlama rehberİ
1753 yılında British Museum’un kurulmasıyla
Avrupa’daki müzeler, eski eser toplayıcılığına
başladılar. Bu tarih itibariyle 18. ve 19. yüzyıl
boyunca -başta İngiltere, Fransa ve Almanya olmak
üzere- Avrupa ülkeleri, mümkün olduğunca çok
eser biriktirmek için yarıştılar. Bir yandan bu telaş,
Yakın Doğu’daki güç rekabetiyle bağlantılıydı. Öte
yandan, özellikle eski Yunan ya da Roma öğelerine
sahip eserler söz konusu olduğunda, Avrupalılar
bu bölgedeki keşiflere kendi tarihlerinin birer
uzantısı gözüyle baktılar. Buldukları eski eserler
coğrafi olarak Osmanlı İmparatorluğu’nda,
dolayısıyla da Avrupa’dan çok uzakta olmakla
birlikte, Avrupalı arkeologlar bu mirasın
Osmanlılardan ziyade kendi imparatorluklarına
ait olduğunu varsaydılar.
Eski eser yarışına bir örnek olarak,
Parthenon frizinin tarihi verilebilir. 1801 ile 1812
yılları arasında frizin büyük bir kısmı ve çok sayıda
heykel, Atina’da bulunan Akropolis’teki yaklaşık
2500 yıllık tapınaktan alınarak gemiyle İngiltere’ye
götürüldü. Bu girişimin başında, o zamanlar
Osmanlı İmparatorluğu’nda İngiltere büyükelçiliği
yapan 7. Elgin Kontu Thomas Bruce vardı. “Elgin
Mermerleri” olarak adlandırılan bu kalıntılar,
Londra’daki British Museum’a taşındı; hâlen de
burada sergilenmektedir. Osmanlı fermanı altında
yapıldığı iddia edilen bu aktarımın yasal olup
olmadığı ise hâlâ tartışma konusudur.
Osmanlı İmparatorluğu, kendi topraklarında
kazı yapılmasına ve bulunan eski eserlerin
yurtdışına çıkarılmasına ilişkin başta hoşgörülü
bir yaklaşıma sahipti. Ancak eski eserlerin siyasi ve
ekonomik önemi belirginleştikçe, imparatorluk,
sahip olduğu tarihi alanları korumada giderek
daha etkin hale geldi. 1869’dan sonra eski eserlerin
yurtdışına çıkarılmasını yasaklayan çok sayıda
yasa yürürlüğe girdi. 1891 yılında ise Osman Hamdi
Bey’in girişimiyle, Osmanlı İmparatorluğu’nun
arkeolojiye dair iddiasını ortaya koymak ve
kazılardan çıkarılan eserleri barındırmak üzere
Müze-i Hümayun (bugünkü adıyla İstanbul
Arkeoloji Müzeleri) kuruldu.
AÇILIŞ TARTIŞMASI:
GEÇMİŞE HÜCUM
Parthenon (Akropolis, Atina), takriben 1802. Sanatçı Giovanni
Battista Lusieri, bazı mermerleri almak üzere Parthenon’a
tırmanmış.
Londra’da bulunan British Museum’daki Elgin Mermerleri
Öğrencilerin Geçmişe Hücum sergisinin temalarını
keşfetmesi için bir başlangıç noktası olarak, bu dönemdeki
eski eser yarışı ile eserlerin bir alandan diğerine taşınması
üzerine bir tartışma geliştirmenizi öneririz. Bir nesneni
asıl bağlamından koparılması ne anlama gelmektedir ve
bu uygulamada arkeolojinin oynadığı rol nedir?
yorumlama rehberİ
TARTIşMA
— Sizce dünyadaki mevcut sınırlar ve ulusal
bölünmelerden daha eski tarihli bir eserin “sahibi”
kimdir?
— 18. ve 19. yüzyıllarda ülkelerin eski eser toplama
rekabeti neden bu kadar şiddetliydi? Eski eserlere
sahip olmak, bir ülkeye ne tür ekonomik veya siyasi
faydalar getirebilir?
— Türkiye’den yurtdışına götürülen herhangi bir eski eser
biliyor musunuz? Şu anda nerede? Sizce bu durum,
günümüzde Türkiye’de yaşayanlar için bir sorun teşkil
ediyor mu?
TERMİNOLOjİ
Arkeoloji
— Kazı bilimi; geçmişteki insanların
yaşamlarından maddi kalıntıların (fosiller, eserler,
heykeller gibi) bilimsel yollarla keşfi ve incelenmesi
Eski eser
— Eski zamanlardan kalma emanetler, çömlek
gibi gündelik eşya, sanat eserleri ve anıtlar
Ferman
— Osmanlı Devleti’nde padişahın verdiği,
uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk, emir
Friz
— Eski Yunan ve Roma yapılarında taban kirişi ile
çatı arasında kalan, üstü boydan boya kabartmalarla süslü
bölüm
İmparatorluk
— Kapsamlı topraklara sahip ya da birden
çok toprak ya da ulustan oluşan ve tek bir yüksek otorite
tarafından yönetilen siyasi birim
Medeniyet
— Sıklıkla ulus ya da halk düzeyindeki
çok sayıda topluluğu kapsayan düzenlenmiş kültür;
toplumsal, siyasi ya da teknik gelişime dair aşama ya da
sistem
Osmanlı İmparatorluğu
— 1299’dan 1923’e dek hüküm
sürmüş Türk-İslam devleti. 16. ve 17. yüzyıllarda
güneydoğu Avrupa, güneybatı Asya ve Kuzey Afrika’daki
toprakları idare etmiştir. 1453’ten sonra başkenti İstanbul
olmuştur.
Osman Hamdi Bey Nemrut’ta, 1899
yorumlama rehberİ
gİRİş
Tasarım, mimarlık ve moda alanlarındaki eski
fikir ve akımların, bugünün gereksinimlerini
karşılamak üzere sürekli olarak yeniden
yorumlandığını görüyoruz. Ancak geçmişi yeniden
değerlendirmek, günümüze özgü bir uygulama
değildir. 18. ve 19. yüzyılda Avrupalı ülkeler,
eski Yunan ve Roma’nın tasarım öğelerini anıt,
bahçe ve resimlerinde taklit ederek atalarından
ilham almışlardır. Örneğin, 1871’de yeni Alman
İmparatorluğu’nun kurulmasından sonra ülke,
gücünü ve monarşiye dayalı önceki yönetimlerden
farkını Klasik İlk Çağ’dakileri hatırlatan yapılar
inşa ederek göstermiştir. Almanya’nın parlamento
binası (Reichstag), Brandenburg Kapısı ve Berlin
Zafer Anıtı -sütunlar ve eski Yunan ve Roma
tanrılarının heykelleri de dâhil olmak üzere-
birçok klasik öğeye sahiptir.
Geçmişi sahiplenme arzusu, birtakım
olumsuz sonuçları da beraberinde getirmiştir.
Örneğin; Osmanlı İmparatorluğu’nda
Avrupalıların yürüttüğü arkeolojik kazılar, eski
eserlerin bölge halkı tarafından çalınmaktan
ya da yok edilmekten “kurtarılması” amacıyla
gerçekleştirilmekteydi. Fakat çoğu zaman bu
eserler, arkeologlarca izinsiz olarak yurtdışına
çıkarılıyor, yani “yağmalanıyordu”. Günümüzde
hâlen yağmacılık olaylarına rastlamak mümkün.
Mesela, ABD’nin 2003’te Irak’ı işgali sırasında,
ülkenin ulusal müzesinden binlerce eser çalındı
ve pek çok arkeolojik alan talan edildi. Söz
konusu dönemde, yüz binlerce kıymetli nesnenin
yağmalandığı tahmin ediliyor.
GEÇMİŞİ YENİDEN
DEĞERLENDİRMEK
Michael Rakowitz, The invisible enemy should not exist [Görünmez
düşman var olmamalı], 2007
Peki, bazı nesneleri -bazı tarihleri- diğerlerinden daha
değerli yapan nedir? Bu soru çerçevesinde, 1. OTURUM’da
öğrenciler, klasik Yunan ve Roma tasarım öğelerinin 18.
ve 19. yüzyıllarda yeniden kullanımı üzerine bir araştırma
yapacaklar. 2. OTURUM’da ise, “değer” düşüncesine
daha yakından bakarak, Geçmişe Hücum sergisinin
sanatçılarından Michael Rakowitz’in Değeri ne olursa
olsun... adlı işini değerlendirecekler. Öğrenciler, bu
enstalasyona gönderme yapacak şekilde, evlerinden
ya da gündelik yaşamlarından geçmişle bağlantısı
nedeniyle arkeolojik değer taşıdığına -ya da günümüzdeki
yaşamı gelecek nesillere anlatma potansiyeli olduğuna-
inandıkları nesneleri bir araya getirecekler.
yorumlama rehberİ
HEDEfLER
— Sanat, mimarlık ve tasarımı entelektüel,
toplumsal ve siyasi tarih bağlamında
düşünmek
— Avrupa’daki imparatorlukların oluşumunda,
eski Yunan ve Roma tasarımlarının yeniden
kullanımını araştırmak
— “Tarihsel değer” kavramını eleştirel olarak
incelemek
TERMİNOLOjİ
Anıt
— Bir kişi ya da olayın hatırasına dikilen taş ya
da bina; abide
El koyma
— Üstüne konmak, zorla almak
Eser
— Emek sonucu ortaya konulmuş ürün, yapıt
Klasik İlk Çağ
— İç içe geçmiş eski Yunan ve eski
Roma medeniyetlerini içeren, Akdeniz merkezli
uzun bir kültürel tarih dönemine dair geniş
kapsamlı terim
Yağmacılık
— Özellikle savaş dönemlerinde
yapılan hırsızlık; talan
British Museum
yorumlama rehberİ
MALzEME: Araştırma yapmak için internet erişimi
olan bilgisayarlar, projeksiyon makinesi (isteğe
bağlı)
1. Bu sayfanın birer kopyasını öğrencilere dağıtın
ya da bir projeksiyon makinesiyle Mermer Kemer,
Titus Kemeri ve Zafer Takı’nın görüntülerini sınıfa
gösterin. Titus Kemeri eski Roma döneminde
yapılmışken, Mermer Kemer ve Zafer Takı 19.
yüzyılda tasarlanıp inşa edilmiştir. Öğrencilere
göre, bu yapılarda hangi klasik özellikler
yansıtılmış?
2. Şimdi sınıfı dörderli gruplara bölün. Her bir
gruba aşağıdaki yapılardan birini verin:
a) Panthéon
— Paris, Fransa
b) Beyaz Saray
— Washington, DC, ABD
c) Zafer Takı
— Paris, Fransa
d) Aziz İshak Katedrali
— St. Petersburg, Rusya
e) British Museum
— Londra, İngiltere
f) Mermer Kemer
— Londra, İngiltere
g) Zafer Anıtı
— Berlin, Almanya
h) Reichstag (Parlamento binası)
— Berlin,
Almanya
3. Gruplar, ev ödevi olarak ya da okul kütüphanesi
veya bilgisayar laboratuvarında yapılarını
araştıracaklar. Her gruptan aşağıdaki sorulara
cevap vermelerini isteyin:
a) Bu, ne tür bir yapı; işlevi nedir?
b) Kim tarafından yaptırılmış; masrafları kim
karşılamış?
c) Yapı nasıl bir yerde bulunuyor? (Örneğin, bir
meydanda ya da bir parkta mı yer alıyor? Şehir
merkezinde mi, yoksa taşrada mı bulunuyor?)
d) Yapının inşası, belirli bir tarihsel dönem ile
bağlantılı mı?
GEÇMİŞİ YENİDEN
DEĞERLENDİRMEK: 1. oturum
Titus Kemeri, Roma (MS 81)
Mermer Kemer, Londra (1828)
yorumlama rehberİ
4. Araştırma tamamlanınca sınıf içi bir tartışma
düzenleyerek, öğrencilerden Titus Kemeri ile
araştırdıkları yapının özellikleri arasındaki benzerlikleri
belirlemelerini isteyin. Öğrencilere göre, geçmişten
esinlenilmiş hangi mimari özellikler söz konusu?
TARTIşMA
— 18. ve 19. yüzyıl bina ve anıtlarında hangi klasik
mimari özelliklerin yansıtıldığını görüyorsunuz?
— İstanbul’da eski tasarım öğeleri ya da mimari
özelliklerin yeniden kullanıldığı bir bina ya da anıt
gördünüz mü? Nerede?
— Mimari ve tasarımda eski tarz ve öğelerin taklit
edilmesinin nedenleri nelerdir? Ülkelerin belirli bir
tarihsel döneme görsel göndermelerde bulunmasını
teşvik eden ne olabilir?
— SALT Galata’nın (eski Osmanlı Bankası binası)
girişindeki friz kalıbını inceleyin. Binanın tarihi göz
önüne alındığında, sizce bu motif neden eklenmiştir?
Zafer Takı, Paris, Fransa (1806-1836)
yorumlama rehberİ
MALzEME: Bulunmuş nesneler, dijital fotoğraf
makinesi ya da cep telefonu kamerası (varsa)
Sanatçı Michael Rakowitz, 2010 yılında SALT
tarafından, arkeolojik çalışmaların günlük yaşam
içerisinde nasıl işlev görebileceğini araştıran ve
Geçmişe Hücum sergisinin tarihsel anlatımına
göndermede bulunan bir enstalasyon hazırlamaya
davet edildi. Aynı yıl İstanbul’da bir ay geçiren
Rakowitz, kentin tarihi mekânlarında ve antika
dükkanlarında hangi tür değerli eşyanın, rastgele
nesnenin ve hatta ıvır zıvırın geride bırakıldığını
keşfetti.
Rakowitz, enstalasyonu oluşturmak üzere
farklı muhit ve kuşaklardan İstanbulluları,
evlerinden, kişisel koleksiyonlarından ya da
gündelik yaşamlarından arkeolojik önem
taşıyabilecek nesneler seçmeye davet etti. Bu
nesnelerin, İstanbul’daki yaşam koşulları ile
geçmiş ya da güncel sosyal çevreleri, mevcut
zevkleri, davranış biçimlerini ve gündelik yaşamın
ekonomik şartlarını tanımlamaya yardımcı
nitelikte olması gerekmekteydi.
Sanatçı, SALT Galata’da atölyeler
düzenleyerek, aralarında ilköğretim ve lise
öğrencilerinin de yer aldığı katılımcılardan
getirdikleri nesnelerin anlam ve önemlerini
dinledi. Seçilen nesnelerin sahiplerine, sergi
süresince söz konusu nesneyi ödünç verme ya da
SALT’ın kalıcı koleksiyonuna bağışlama seçeneği
sunuldu. Bu nesneler şu anda, sahiplerinin
adını ve projeyle ilişkilerini içeren etiketlerle
birlikte Geçmişe Hücum sergisi kapsamında
gösterilmektedir.
Sınıf olarak, SALT Galata’daki Geçmişe
Hücum sergisini ziyaret edin. Öğrenciler, Michael
Rakowitz’in hazırladığı enstalasyona bir gönderme
yapacak şekilde, tarihsel olarak “değerli” olduğunu
düşündükleri nesneleri bir araya getirecekler.
GEÇMİŞİ YENİDEN
DEĞERLENDİRMEK: 2. oturum
4 Kasım 2011’de Beyoğlu İTO Kız Teknik ve Meslek Lisesi
öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilen Değeri ne olursa olsun...
atölyesi.
3 Kasım 2011’de Avusturya Lisesi öğrencilerinin katılımıyla
gerçekleştirilen Değeri ne olursa olsun... atölyesi.
yorumlama rehberİ
1. Bu etkinliğe SALT Galata’da, Michael Rakowitz’in
Değeri ne olursa olsun... adlı işi hakkında bir
tartışmayla başlayın. Bu enstalasyonu ne tür
nesneler oluşturuyor? Öğrenciler bu nesnelerin
arkeolojik değer taşıdığını düşünüyorlar mı?
Neden?
2. Sınıfa döndüğünüzde, öğrencileri “değer”
kavramı üzerine konuşmaya teşvik edin.
Geçmişin hangi yönleri ya da kalıntılarını değerli,
hangilerini değersiz buluyorlar? Bunlar, tasarım
öğeleri ve tarzlarından fikirlere ya da siyasal
hareketlere kadar çeşitlilik gösterebilir.
3. Şimdi öğrenciler, kendi grup enstalasyonlarını
yaratacaklar. Öğrencilerden ev ödevi olarak,
günümüz İstanbul’undaki yaşamı gelecek nesillere
tanımlama açısından değer taşıyabilecek bir nesne
bulup sınıfa getirmelerini isteyin.
4. Öğrencilere nesnelerini sınıfa sunma fırsatını
verin. Varsa dijital fotoğraf makinesi ya da cep
telefonu kameralarıyla seçtikleri nesneleri
fotoğraflamalarını isteyin. Öğrenciler, çektikleri
fotoğraflar ile nesnelerin tarihsel değeri üzerine
yaptıkları konuşmaların sonuçlarını paylaşan
çevrimiçi bir albüm oluşturmalıdırlar.
TARTIşMA
— “Değer” kavramını hangi farklı şekillerde
tanımlarız? Örneğin, ekonomik olarak değerli
olan bir şeye karşılık tarihsel, kültürel ya
da toplumsal olarak değerli olan bir şey
arasındaki fark nedir?
— Michael Rakowitz’in enstalasyonunda
sergilenen nesnelerden sizi şaşırtan oldu mu?
Neden?
— Kendi nesnenizi sınıf arkadaşlarınızın getirdiği
nesnelerle karşılaştırdığınızda, “değer”i öznel
bir kavram olarak görüyor musunuz?
yorumlama rehberİ
araştır ve tartış:
İŞTAR KAPISI
Geçmişe Hücum sergisi sanatçılarından Michael
Rakowitz, 2007 yılında, Irak Ulusal Müzesi’nden
çalınan eserler çerçevesinde, The invisible
enemy should not exist [Görünmez düşman var
olmamalı] adlı bir sergi yaptı. Bu eserlerin nerede
olduğunun yanı sıra işgal ve müzenin talan
edilmesi etrafındaki olaylar silsilesine dair sorular
yönelten Rakowitz’in projesinin en önemli parçası,
yağmalanan arkeolojik eserleri yeniden kurgulama
çabasını simgeleyen bir dizi heykeldi. Yeniden
kurgulanan eserler, Orta Doğu’ya özgü hazır
gıdaların paketlerinden ve Arap gazetelerinden
-Irak toplumunu simgeleyen ve ABD çapında
bulunabilen nesnelerden- yapılmıştı. Sergi,
hâlen kayıp olan yedi binden fazla nesnenin
geri kazanılmasına ilişkin süregelen vaadin
başlangıcını temsil etti.
Serginin başlığı, eski Babil’in İştar
Kapısı’ndan geçen tören yolu Aj-ibur-shapu’nun
doğrudan çevirisiydi. Sergide, kapının kazısına
ve Alman arkeolog Robert Koldewey tarafından
1914’te Irak’tan götürülmesine dair Rakowitz’in
çizimleri yer aldı. Koldeway’in kazıp çıkardığı
malzemelerden oluşan kapının canlandırımı,
günümüzde Berlin’deki Bergama Müzesi’nin
kalıcı koleksiyonunun bir parçasıdır. Kapının
çok sayıda orijinal parçası, aralarında İstanbul
Arkeoloji Müzeleri’nin de bulunduğu dünya
çapındaki müzelerde sergilenmektedir. 1950’li
yıllarda Irak hükümeti, Saddam Hüseyin’in kendi
hükümdarlığına bir anıt olarak yarattığı eski
Babil kenti canlandırımının yakınlarında kapıyı
yeniden inşa etmiştir. Yeniden canlandırılan İştar
Kapısı, Irak’ta, ABD askerleri tarafından en çok
fotoğraflanan ve görüntüleri internette paylaşılan
yer olmuştur.
Daha önceki etkinliklerin bir devamı olarak,
öğrencilerinizin Babil’deki İştar Kapısı’nın
çeşitli şekillerde canlandırımını bağımsız olarak
araştırmalarına fırsat verin. Mümkünse, kapının
koleksiyonlarındaki parçalarını görmek -ve eski
eserlerin taşınması, sahiplenilmesi ve geçmişin
yeniden değerlendirilmesi hakkındaki
tartışmanıza devam etmek- üzere sınıf olarak İstanbul
Arkeoloji Müzeleri’ni ziyaret edin. Müze, Pazartesi’den
Cuma’ya 9.30 ile 17.00 saatleri arasında açıktır; giriş
öğrencilere ücretsizdir.
TARTIşMA
— Arkeolojik bir nesnenin taşınması ve yeniden
kurgulanması sizce asıl anlamını nasıl değiştirir?
Örneğin, İştar Kapısı’nın farklı canlandırımları,
anıtın önemi ya da görsel etkisini ne şekilde
etkilemiştir?
— Sizce eski bir eseri asıl alanında tutmaya karşılık bir
müzeye taşımanın yararları ve faydaları nelerdir?
İştar Kapısı, Pergamon Museum, Berlin
yorumlama rehberİ
KAPANIŞ TARTIŞMASI:
MODERN MİRAS POLİTİKALARI
Geçmişe Hücum sergisini ziyaret edip bu
yorumlama rehberinde bulunan bazı ek tartışma
ve etkinliklere katıldıktan sonra, öğrencileriniz,
geçmişten unsurlarının tarihsel olarak “yeniden
değerlendirilmesi” üzerine düşünmüş, arkeoloji
bağlamında kültürel sahiplenme kavramını
eleştirel olarak incelemiş ve belirli nesne, fikir
ve tarihsel dönemlerin neden daha değerli kabul
edildiğini araştırmış olacaklar.
Öğrencilerinizin sergi deneyimine bir
sonuç teşkil etmesi için, güncel miras politikaları
üzerine bir konuşma geliştirmenizi öneririz.
Günümüzde, “üstün evrensel değer”e sahip olduğu
düşünülen ve belli ölçütleri karşılayan kültürel ve
doğal varlıklar, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim
ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) Dünya Mirası
Listesi’ne alınmaktadır. Bu liste, değerli alanların
yıkım, bozulma ya da taşınmadan korunmalarında
öncelik tanınmasını sağlamaktadır. Dünya
Mirası Listesi’ne alınmış bir alana sahip olmak,
bir ülke için çok önemlidir; çünkü bu, turizmi
canlandırabilir, ticareti artırabilir, ulusal ve
bölgesel kimliklerin tanıtımına katkı sunabilir.
Dünya Mirası Listesi’nden örnek olarak,
Hindistan’daki Tac Mahal, Irak’taki müstahkem
Hatra şehri ve Küba’da Old Havana verilebilir.
Ancak Dünya Mirası Listesi’nde olmanın
olumsuz tarafları da vardır. Yeterli altyapısı (çöp
toplama, kanalizasyon, ulaşım vb.) olmayan
alanlara miras statüsü verilmesi, turizmdeki ani
artışlar nedeniyle alana zarar verebilir. Üstelik
UNESCO, miras statüsü verdiği alanlara ilişkin
gelecekte alınacak tüm kararlarda hak iddia
etmektedir; bu nedenle, listedeki hiçbir alan
UNESCO’nun onayı olmadan yenilenemez.
Koruma ve yenileme arasındaki gerilimin yakın
dönemdeki örneklerinden biri, 2006 yılından bu yana,
belli yapıların -örneğin, Süleymaniye ve Zeyrek’teki
ahşap evler, eski şehir surları- korunup yenilenmemesi
durumunda miras statüsünün kaldırılması tehdidi
altında olan
İstanbul’da gözlemlenebilir. UNESCO ayrıca,
Haliç metro inşaatı ile İstanbul’un Avrupa ve Anadolu
yakalarını birleştirmesi planlanan deniz altı raylı sistem
tüp geçidi Marmaray projesi hakkında da endişelerini
ifade etmiştir. Her iki proje de trafik sıkışıklığını
rahatlatmayı amaçlamakla birlikte, çevreciler bu
inşaatların çevre üzerinde ve şehrin siluetinde geri
döndürülemez etkileri olacağını ifade etmektedirler.
Mimar Stephan Petermann’ın miras korumasını ve
“miras”ın tanımlanmasının zorluğunu tartıştığı videoyu
seyredin. Sonrasında sınıf olarak, İstanbul’un UNESCO
statüsü hakkında mevcut çelişki üzerine düşünün. Sizce
tarihi ve kültürel mirasın bir şehir ve o şehirde yaşayanlar
üzerinde nasıl bir etkisi var?
Stephan Petermann, SALT Beyoğlu, 16 Eylül 2011
yorumlama rehberİ
TARTIşMA
— İstanbul’daki miras politikaları hakkındaki
düşünceniz nedir? Hem eski alanları koruyup
hem de yeni kentsel altyapılar yaratılabilir mi?
— Size miras alanları için ölçütler yaratma görevi
verilseydi, bu nitelikler neler olurdu?
— Hangi nesne, eser, yapı ve alanların korunması
gerektiğine sizce kim karar vermeli?
— “Evrensel değer”den -küresel düzeyde önemli
ve değerli olabilecek bir şeyden- söz etmek sizce
mümkün mü?
TERMİNOLOjİ
Altyapı
— Bir ülke, devlet ya da bölgenin kamu
işlerinden oluşan sistem; ayrıca, bir etkinlik için
gerekli kaynaklar (personel, binalar ya da donanım
gibi)
Dünya Mirası Listesi
— UNESCO’nun “üstün
evrensel değer”e sahip addettiği, kültürel ve doğal
varlıkların listesi
Evrensel
— Dünyanın her yerinde var olan ya da
meydana gelen
Koruma
— Zarar, hasar ve yıkımdan sakınma
Kültürel miras
— Bir grup ya da toplumun geçmiş
nesillerinden miras kalan fiziki eserleri ile manevi
özelliklerinden oluşan servet
UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Örgütü)
— Birleşmiş Milletler’in (BM) özelleşmiş
bir dairesi. Amacı “adalet, hukukun egemenliği
ve insan haklarının yanı sıra BM Antlaşması’nda
beyan edilen temel özgürlüklere ilişkin evrensel
saygıyı artırmak üzere eğitim, bilim ve kültürde
uluslararası işbirliğini desteklemek aracılığıyla
barışa ve güvenliğe katkıda bulunmak”
olarak ifade edilmiştir. Milletler Cemiyeti’nin
Milletlerarası Fikri İşbirliği Komitesi’nin varisidir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim metro hattını Haliç
üzerinden Marmaray projesine bağlaması planlanan bir köprü
modelini inceliyor (Zaman, 8 Mayıs 2011).
yorumlama rehberİ
ek kaynaklar
WEB
SALT Online | saltonline.org
İstanbul Arkeoloji Müzeleri
istanbularkeoloji.gov.tr/main_page
UNESCO Dünya Mirası Listesi
whc.unesco.org/en/list
KİTAp vE MAKALELER
İlyada (800 BC)
Homer
Troy and Its Remains [Troya ve Kalıntıları] (1875)
Heinrich Schliemann
“İstanbul “Tehlike Altındaki Dünya Mirası
Listesi”ne alınmayacak”
Habertürk (10 Temmuz 2011)
SESLİ REHBER
Soundcloud.com/salt-online
İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki İskender Lahti’nden detay
yorumlama rehberİ
SALT
kurucu Garanti Bankası
Bankalar Caddesi 11
Karaköy, 34420 İstanbul, Türkiye
T +90 212 334 22 00
saltonline.org
Dostları ilə paylaş: |