85
olduğu ve Saddam’a karşı verdikleri mücadelenin hayranlıkla izlendiği anlaşılmaktadır.
233
Bu
duygusal bağ nedeniyle olsa gerek, Iraklı Kürtler PKK’yı desteklemekte ya da en azından
onunla mücadele etmemektedir. Bu da Irak’ın kuzeyini PKK için bir yaşam sahası haline
getirmektedir.
234
Dikkat çeken bir diğer nokta, Amerikan birliklerinin hemen ardından Irak’a giden
evanjelist misyonerlerdir.
Guardian’dan Matthew Engel’in ifadesiyle evanjelistler bir elinde
ekmek bir elinde İncil, Irak’a seferber olmuşlardır.
Her ne kadar az gibi gözükse de bu rakam, sadece CIA’nin yetiştirdiği
peşmerge sayısıdır ve CIA’nin kendi ajanlarıyla aynı standarda yetiştirdiği özel bir birliktir.
235
Kimi Amerikalılar ve Müslümanlar
bunun
zor durumdaki insa
nların maddi yardımlar kullanılarak din istismarı olduğunu düşünse
de, bölgeye giden evanjelistler, asıl amaçlarının insani yardım olduğunu iddia etmektedirler.
Bölgede bulunan ‘insani yardım’ kuruşlarından bazılarıysa,
Samaritan’s Purse, Güney Baptist
Kongresi’dir
. Fakat asıl şaşırtıcı olansa, bu yardımların başında Billy Graham’ın oğlu evanjelik
lider Franklin Graham’ın bulunmasıdır. Matthew Engel’e göre daha önceden Müslümanlara
küfreden bir adamın şimdi onlara yardım taşıyor olması gariptir.
236
Baptist Press’in haberine
göreyse sadece Güney Baptistleri tarafından Irak’a 46,000 yardım paketi ulaştırılmıştır.
237
233
Matur, a.g.e, s. 208.
234
Serhat Erkmen, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Irak Ziyareti Işığında Türkiye-Irak İlişkileri”,
Ortadoğu
Analiz
, Cilt 1, Sayı 4, Nisan 2009, s. 9.
235
Matthew Engel, “Bringing
aid and the Bible, the man who called Islam wicked”,
Guardian, 04.04.2003.
236
Engel, a.g.m.
237
Kay Adkins, “Evangelist: Iraq More Hopeful than Reported by US Media”,
Baptist Press, 16.10.2003,
Erişim: http://www.bpnews.net/bpnews.asp?id=17277 (19 Kasım 2010).
Sitenin haberine göre ülkedeki tek iletişim yolu uydular vasıtasıyla sağlanmaktadır. Bölgeye
giden evanjelistlerin ilk işi kendi vericilerini kurmak olmuştur. Sitede, artık Iraklıların
evlerinde
TBN’ni izleyebildiklerinden övgüyle bahsedilmektedir. Tüm bunlar evanjelizmin
Irak’a taşınmaya başladığını göstermektedir.
87
SONUÇ
Bir Anglikan papaz olan John Nelson Darby’nin 1870’lerde ABD genelinde yürüttüğü
faa
liyetlerle filizlenen evanjelizm, “Hıristiyanların İsrail’i korumak ve Kudüs’ün selametini
sağlamak” gibi bir sorumluluklarının olduğu görüşü çerçevesinde din ile siyaseti entegre eden
bir misyonun başlatıcısı olmuştur. Bu misyonun temel iddiası ve çabası, Mesih’in
dünyaya
yeniden gelmesi için Yahudilerin Filistin’e geri dönüp kendilerine ait bir devlet kurmaları ve
Kudüs’ün başkent yapılmasıydı. Nitekim bu doğrultuda 1897’de Theodor Herzl öncülüğünde
Basel’de toplanan I. Siyonist Kongre ile başlayıp daha sonra Balfour Deklarasyonu ile ivme
kazanan ve 1948’de bağımsız İsrail Devleti’nin kurulmasıyla sonuçlanan süreçte evanjelist
Hıristiyanların büyük rolü olmuştur. 1967’de Kudüs’ün başkent ilan edilmesiyle birlikte
evanjelistler Mesih’in dönüşüne giden yolda çok önemli bir adım daha atmışlardır.
Mesih’in dönmesi için Tanrı’yı zorlamak, dolayısıyla üzerlerine düşen bütün görevleri
yerine getirerek şartları buna hazırlamak gerektiğine inanan evanjelistler, misyonlarının
duyurulup yaygınlaşması ve taraftar kazanması için siyaset ve medya kanallarından en üst
düzeyde istifade etmişlerdir. Öyle ki ABD’de 1860’larda evanjelik kilise mensubu sayısı 4
milyon iken bugün bu rakam takriben 70 milyona ulaşmıştır. Dahası, yapılan anketlere göre
Amerikan halkının %42’sinin kendisini evanjelist olarak tanımladığı görülmüştür. Evanjelist
sayısının artırılmasında televizyon vaazcılığının büyük rolü olmuş, bu duruma atfen
televanjelizm kavramı dahi türetilmiştir. Oral Roberts, Billy Graham, Pat Robertson, Jerry
Falwell
ve Jim
Bakker gibi önde gelen televanjelistler sayesinde Amerikan halkının
evanjelizme ve İsrail’e sempatisi giderek artış göstermiştir.