T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk'nın 250. Maddesi İle Yetkili)



Yüklə 4,89 Mb.
səhifə183/278
tarix14.09.2018
ölçüsü4,89 Mb.
#68132
1   ...   179   180   181   182   183   184   185   186   ...   278

Y10 Bayan Şahıs: Hocam (anlaşılmadı) gelişmiyor mu?

TUNÇER ÖZDOĞAN: Evet gelişiyor gibi gözüküyor. Farklı d bir yorum getirmek (anlaşılmadı) demekle olur.(anlaşılmadı) Mask’tan sonra birçok filozoflar ortaya çıkmıştır. Bunlar Maksı, Maksın yapmış olduklarını veya sınıf mücadelelerine dair farklı yorumlar ortaya getirmişlerdir belki burada Marksizmden ne kopartabiliriz şeklinde yani Demokratik Özerklik konusunda (anlaşılmadı) Marksizmden ne kopartabiliriz ne alabiliri şeklinde bir düşünce ve hareketle Marksizmden sonraki varlığımızı yorumlamaya kalksalardı nasıl yorumlardı şeklinde bir soru sorsalardı böyle bir cevap verirlerdi. Yani burada demokratik bir toplum kurmak amacıyla toplu olarak akademik bir faaliyet olarak düşünebiliriz burayı. Niye Marksizmi dışlayalım ki onlar zeki insanlardı. İyi şeyler yapmaya çalışıyorlardı. Ama bu konuda yapmış oldukları şeyler ne yazık ki yıkıldı. (anlaşılmadı) Marksizmden onun biliminden bir şeyler alıyorlarsa bizim almaya çok daha fazla ihtiyacımız vardır.
6.DERS
X36 Şahıs: Gökcem arkadaş iki kişi gelmemiş.
GÖKCEM GÖKBERK: Normalde(anlaşılmadı)
TUNÇER ÖZDOĞAN: farklılıkları dikkate alan duygu veya inanca yönelik hakikatten bir topluluk olduğunu düşünelim böyle bir topluluğun içerisinde doğan bir çocuğun öfke, faşizan, geleceğe tutucu olması mümkün mü? Farklılığı dikkate almaması mümkün mü ? Böyle bir topluluğun duyarlı, hassas, insanlığın yaşadığı bir topluluğa doğan bir çocuk doğal olarak o topluluktaki ruh halini benimseyecektir. Burada benzer bir şöy söylüyor buradaki varlığın anlamlandırmak konusunda diğer Freud farklı bir şeyden bahsediyor. Akademik üzerinden varlığımızı anlamlandırmaya kalkarsak Freud göre bu soruyu kendi fizik varlığı,tutkuları, fikirleri ile kendi varlığı ile akademik varlığı arasındaki ilişkilendirmeye cevaplamaya yanaşırsınız. O şöyle der: ‘Fikirler fikirlerle, cisimler, cisimlerle, duygular duygularla ilişkilidir ancak’ der yani bir friuad’ göre bir fikrin cisimle ilişkilenmesi mümkün değildir yani şu kalem denilen cesim masa denilen ilişkiyle ilişkisidir bu yani burada kalem kavramının masa denilen cisimle ilişki söz konusu değildir. Kavram olmasından dolayı kalem kavram olmasından dolayı masayla ilişkilidir ancak , bir de nesne olmak anlamında masa ile yada nesne olmasından mermerle ilişkilenebilir. Kavramları farklı bir yere koyar Freud. Çevremizde gördüğümüz her şeyin bir adı vardır bu anlamda bir kavramı vardır kavram, kavramla ilişkilenebilir, cisim cisim ile ilişkilenebilir değişimde bu anlam vardır bunun yani gerçekten de bir kavaramın kalem kavramını masanın nesnesiyle ilişkilendirmek mümkün değilidir.

HİKMET DUMAN: hocam bu şu anda gördüğümüz ilişkiler sizin ..?

TUNÇER ÖZDOĞAN : bu benim yorumum değil Freud’un yorumu

HİKMET DUMAN: yani sizin Siyaset akademisine bakış açısını

TUNÇER ÖZDOĞAN: he he o konuyu ben soruyorum tabi Freud’a değil yani Freud’a siyaset akademisinde olmayacağı ona şöyle bir soru sorulsaydı veya kendisinin siyaset akademinin varlığı ilişkin nedir fikriniz diye o nasıl düşünebilirdi o şöyle düşünürdü: burada atmosfer içerisinde doğan biri doğal olarak bu atmosferin etkisi altında kalır diye düşünürdü. Ben biraz önce örnekte vermiş olduğum gibi Demokratik Özerk toplumun içerisinde doğan bir çocuk doğal olarak hukuk devletin atmosferin dışında doğmuştur, onun etkisi dışındadır. ….(anlaşılmadı) yaşındadır. Demokratik Özerk bir toplumun, duygu dünyası neyse, fikir dünyası neyse, o doğan çocuk o fikir ve duygu dünyası içerisinde beslenecektir, böyle bir topluluk içerisinde doğan bir insanın Kürt düşmanı olması veya Kürt dilini reddetmesi mümkün değildir, çünkü kendi öz dilini konuşuyordur veya bu çok doğal bir şeydir.

İBRAHİM SİYAHKAYA : Burada demokrasi nasıl ….(anlaşılmadı) çıkarırız o zaman?

TUNÇER ÖZDOĞAN: demokrasi dediğimiz şey yeni doğduğun şeyin içerisinde vardır Freud’a göre dışarıdan…

İBRAHİM SİYAHKAYA: yani burayla ilişkilendirildiğinde ….(anlaşılmadı) içinde doğmuş birisini elbette ki bu …..(anlaşılmadı) esinlenerek hayata katılacağı doğru ama bu ….(anlaşılmadı) dışında kalan hayatta ne kadar fikir sahibi olabilir?....(anlaşılmadı) ama sürekli burda kaldığından dolayı sürekli onların zoruna gidiyor çocuk der ki 80 yaşındaki bir insanı da burada bırakırsak etkilenir burda dışarıda bir hava olduğu için yani bu anlamda o özgür düşünce bireysel yola çıkarak buranın dışındaki felsefi oluşumlarını, düşünce ve yaşam biçimi, ne derece farklı olacak ki yani farklı bir yöntem farklı bir sınıf, farklı bir oluşum var acaba o nasıldır? Yani kapıya kalemi attın çıkacak ses nedir? Yani buradaki sesi biliyor , duyuyor, ona göre ona göre şekil verirsiniz ama dışarıdaki ses nasıl nasıl bir sestir? Yani o iki bağın da size zahmet?

X37 şahıs: yani …(anlaşılmadı) savunmaya kadar yani eylemi gerçekleştirmişse kendi içinde ….(anlaşılmadı) duygusunu bitirmiştir. Yani Demokratik Özerlik ile Demokratik Konfederalizm içerisinde varlığını sürdüren farklı farklı bileşenlerin son ..(anlaşılmadı) yaşam içerisindeki tercihleri kendi içerisinde biçimsellik arzeder ama dışarıya dönük sizleri farklı gördüğü için orayı zıt görür dolayısıyla oraya yönelik muhalefetini sürdürür, ama Ulus devleti olmayan bir şey yapar orda ….(anşılmadı) kabul etmez olduğu gibi bütünleşmiştir, Olduğu gibi kabul etmiştir, rededen unsurlar ortadan kalkmıştır.

TUNÇER ÖZDOĞAN: şimdi şöyle desek katılıyorum Demokratik Özerklik bir toplumda …(anlaşılmadı) topluluktur , doğal olarak Demokratik Özerlik sorunumuzu daha çocuklarımızda daha da saygı duyacaktır tam tersi düşünmesi mümkün değildir, bunun dışında Demokratik Özerlik bir topluluğun dışında başka bir sınır içerisinde varlığını sürdüren ulus devletin hakim olduğu bir toplulukta büyük oranda …..(anlaşılmadı) anlayış vardır. Şimdi bu …..(anlaşılmadı) topluluk içerisnde doğan bir çocuk da doğal olarak da o özerk topluluğun dışındaki, doğaya saygılı olmayan insanların yaşadığı topluluktaki eğilimleri de rahatlıkla eleştirecektir rededecektir. Şimdi işin felsefe yani bilgi yanı polislik yanı ile var olan bir özerk toplumun demokratik kültür içinde şekillenecektir onun içinde doğmuştur, içinde büyümüştür. Aksi nerdeyse mümkün değildir,

X36 şahıs : ….(anlaşılmadı) bazı şeyler vardır Aristo’nun işte Siyah-beyaz işte bir faşizan ….(anlaşılmadı) özelikle de farklı akım ve fikirleri de redetmiyorum. Özerkliği kabul ediyorum çünkü onları görüyorum ….(anlaşılmadı) yani onun bilimsel tarafına bakmayı düşünüyorum burada filozoflar ikiye ayrılmıştır, ….(anlaşılmadı) sadece kavramlar üzerinden kavramların dikkatini çekmek ….(anlaşılmadı) böyle mi?

TUNÇER ÖZDOĞAN: ….(anlaşılmadı) birincisi Aristo’ya karşı ….(anlaşılmadı) kimseye söyleyebilirim .Aristo iki bilinmeyenli bir mantıklı bir terimi ile dünyayı ve olayları yorumluyorsa tamamen onun kötü niyetinden değil bilgi eksikliğinden, dünyayı ya iyi ya kötü gibi iki bilinmeyenli mantık üzerinden düşünmek zorundaydı, çünkü bilgi eksikti o zamanlar bilgi eksikti fizik yoktu kimya yoktu matematik sınırlıydı, o belli bir takım olay ve ilişkileri …..(anlaşılmadı) üzerinden açıklamaya çalışıyordu, zamanın en ileri insanıydı, yani onun kötü düşündüğüyle ilgili değil, yani bugün …..(anlaşılmadı) Aristo’yu da o şekil görüp kullanmakla ilgilidir soru

X36 şahıs : …..(anlaşılmadı) fikirleri reddetmiyoruz sadece kavramlar üzerinden kavramların yanlış olduğunu şey ettik …..o da bizde herhalde yanlış anladı veyahut ta ….(anlaşılmadı) plana göre eksik kalmıştır …anlaşılmadı felsefesi veyahut …(anlaşılmadı) yaklaşımı çok düşüncede boşa çıkarmış oluyorsun orda

TUNÇER ÖZDOĞAN: yani mantık o dönemde yapıldığı olaylara ilişkileri nedeni yorumlamakta eksik kalmıştır,

X36 şahıs : evet evet

TUNÇER ÖZDOĞAN: Bir de felsefeye dönersek yunan dilinde bilgelik duyguluk gibi kavramların bir araya geleceğiyle oluşturan bir sözcük felsefe, phila ve sophi sözlerindn bir araya gelen filozof şeklinde bir araya gelmiş felsefe kavramı ortaya çıkıp günümüze kadar gelmiştir , bilgiyi seven, Bilgesellik ve bilgesellik gibi anlamları vardır. Evrenin içinde bulunan her şekille birlikte anlamaya, anlamlandırmaya yönelik çalışır her bir varlığın gerek ….(anlaşılmadı) içinde anlamını sordular insan bilgisini geleceğini sorguladılar, doğru mu yanlış mı diye ayırmaya çalışır. Daha iyi anlamak ve sorgulamak için arayış ve yöntemleri geliştirdiler , düşüncenin değişik biçimleriyle çalışır, özgür ve toplum arasındaki ilişkiyi yorumlar, bilimde söz ve görüşmelere ilişkin görüş belirtir, Şimdi Aristo’nun bir felsefesi 1-) insanlar doğal olarak bilmek isterler gibi ikincisi ise nedir ben bugüne gelen bir söz söylemiştim Aristo…şimdi burda felsefeyle ilgili bazı filozofların yaptığı kanunlar var ….(anlaşılmadı) şey diyor felsefe nelerin bilmediğini bilmektir , felsefe hayretle başlar, Sokrat ilk filozoflardan insanlar arasında dolaşarak, onlara soru sorarak onları düşünmeye sevk etmeye çalışan filozof olarak ortaya çıkıyor ve o felsefeye şöyle bir tanım getiriyor, felsefe nelerin bilmediğini bilmektir felsefe hayretle başlar. Platon ise kendisinden sonra doğruyu bulma veya düşünsel bir çalışmadır, Aristo, Platon’dan sonra ilkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe ilkeler yolu nedenler bilimi derken şunu söylemeye çalışıyor, Aristo dan önce Doğa filozofları, Doğa Filozoflarından önce bir takım olayların nedenini insanlara şöyle anlamlandırmaya çalışıyorlardı, o zamanki insanlar mitolojik bir dünyada yaşıyorlardı olayların veya ilişkilerin veya çok basit olayların nedenini bilemiyorlardı bilemedikleri noktada bunu tanrısal nedenlere bağlıyorlardı, yani denizini yükselmesi alçalması, güneşin doğup batması, Ayın çıkması, hatta bir çiçeğin çıkması gibi onlar nedenlerini bilemedikleri için tanrısal nedenlere bağlıyorlardı, yani Güneş tanrısı , Ay tanrısı, Doğa tanrısı gibi bir takım kanunların, doğada karşılaştıkları olayların nedeni sayılıyorlardı. Yani Çiçek meyveye dönüşüyorsa bu Doğa tanrısının, örneğin bir yanardağ patlıyorsa bu büyük bir tanrının örneğin Zeus tanrısının, veya güneş batıyor karanlık ortaya çıkıyorsa bu karanlık tanrısının, veya güneş tanrısının işi olduğunu düşünüyorlardı, daha sora doğa filozoflarından sonra Aristo’nun felsefe konusundaki bir tanımı var, felsefe kadar istenen neden için, insanların bu içsel dünyaları ile ilgili, yani kendisinden önce mitolojik bir dünya söz konusuydu, bu dünyada yaşıyorlardı insanlar, her şeyin bir nedenini bir tanrıya bağlıyorlardı dedik .Aristo’da her şeyin nedenin bir tek şeyi vardı, yani her şeyin nedeni suya bağlıyordu, her şeyin nedenini toprağa bağlıyordu, her şey topraktan çıkmıştır herkes toprağa dönüşecektir gibi dinsel bir söylem, her şey ateştir diyor yine Aristo, her şeyin nedenini bir tek şey de açıklamak yerini o bir tek şeye bağlıyordu, su da, Toprakta, ateşte gibi tek tek şeylerde felsefeyi yine toprağın üzerine suyun üzerine tek tip değişimlerin üzerine koyuyordu, Epikür, mutlu bir yaşam sağlamak için tutarlı eylemsel bir sistemdir diyor felsefe için, yani Epikür yine o yıllarda yaşamıştır, yani mutluyu, Mutluluğu eğlenceyi , neşeyi esas alıyordu, herhalde günlük yaşantısını da bu ilişkiler içerisinde geçirilmeli, sanatçı bir kişiliği olmalı, felsefeden çıkartığı anlam , mutlu bir yaşam sağlamak için tutarlı eylemsel bir sistemdir şeklindeki, bir tanım getiriyor veya kendi yaşantısını açıklamak için veya açıklamaya çalışıyor olabilir, yine bir …(anlaşılmadı) daha önce konuşmuştuk felesfe tanrıyı .ilmektir ve gerçek felsefeyle gerçek-din özdeştir şeklinde bir anlayışı vardır, bilime tamamen karşı çıkıyor, felsefeyi inanç düzeyine indirgeniyor tanrı merkezli düşünceye sahip olduğu için, …..(anlaşılmadı) inanılanı anlamaya çalışmaktır diyor, inanılan da ne oluyor Tanrının kitapları işte incil , söylemi, o kitabı anlamaya çalışmak felsefenin konusudur, şeklinde bir anlayışa sahip, bütün felsefi söyleşini de İncil üzerine veya o dönemde kutsal kitap denilen üzerine şekilendiriyor buna ….(anlaşılmadı) felsefe diyor yani inanılanı inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır şeklinde bir düşünceye sahip bu da inandığı şeyler üzerine çalışır bu nedenle inanılanı inanılmaya değer olup olmadığını araştırmak şeklinde felsefeye tanımlamıştır. Atinatoma, bu da kilise kökenli, varlığıdır konusu felsefenin, tanrının tanrısallığıdır, …..(anlaşılmadı) İtalyan eleştiridir diyor, 1700-1650 yılarda ortaya çıkmış, tabi daha sonra her tür filozofun görüşleri olacak başka okullarda filozoflar ortaya çıkacak , Fransız okulu ünlü bir okul mesela 1940-50-60 yıllarda Almanya da kurulmuştur. Burada gerçekten bir çok bilim insanı ….(anlaşılmadı) bir eleştirel okul olarak ….(anlaşılmadı) bilimsel bir deneye dayanan, bilimsel veriler üzerine düşünmektir şeklinde bir düşüncesi vardır felsefe için, (….anlaşılmadı), felsefe yapmak zoru düşünmektir diyor, Descartes, felsefe bir bilimdir, geometirk yöntemini de uygulamak gerekir felsefeyi kesin bir bilim yapmak için şeklinde bir düşüncesi var, Descartes aynı zamanda bir matematikçidri geometirk üzerine çalışır litada Descartes’ın bu terimlerinden yararlanmıştır, güneş merkezli evren teorisini ortaya atarken gerek Descartes’ın…..(anlaşılmadı) matematiğinden etkilenmiştir. Freud’da felsefe için, genelleştirilmiş bir matematiktir, siyaset felsefesi bir kudret ve bir güç felsefesidir, ona göre siyaset felsefesine yaklaşmak bir düşünce özgürlüğüdür şeklinde bir tanımı var, ….(anlaşılmadı) gerçekte bizim doğru olanı algılamaktır, felsefe gökten yere inerek beş duyudan kavramla ve duyularla ilgilenmetir, bir anlayışı var yani gözümüzle gördüğümüz kulağımızla duyduğumuz, dillendirdiğimiz şey felsefenin konusu olur, şeklinde bir anlayışa sahip, ….(anlaşılmadı) bütün düşüncelerimiz duyumlarımız ile gerçekle ahenk geldiğini kanıtlamaktır şeklinde bir düşünceye sahip belki hayatı düşünüyor burda duyularıyla insanın ulaşabildiği yerler, yani gözüyle gördüğü kulağıyla duyduğu, teniyle hisedebildiği şeyler, …..(anlaşılmadı) felsefenin konusu, yada yeni bir farklılığın veya bir acının acılığının, veya yediğimiz yemekten aldığımız tat felsefenin konusu olur, …..(anlaşılmadı) göre felsefe duyumların bilgisidir diyor, yani gözü kulağı burnu, kokladığı şeyleri tattığı şeyleri duyduğu şeyleri hisettiği şeyleri bilgisini felsefe olarak tanımlıyor, insan bilginin mahiyetini incelemektir, ….(anlaşılmadı) tamamen insan bilgiyle ilgili, Kant, felsefe her zaman için, tamamlanmadan kalan bilgiye ulaşma çabasıdır gibi bir tanımı var, Hegel’e göre ise onun felsefesinin amacı, zihne ati olanı ve hakiki biçimi ve genelliği içinde kavramaktır, şite bunun filozofların daha önce tek tek söylediği felsefe konusundaki düşünceleri gerekse felsefe üzerine yaptığı gözlemler üzerinden çalışmak gerekiyor, felsefe ……………(anlaşılmadı) sorgulayacağız demişiz, tanrı merkezli evren modeli üzerine evreni tanrı yaratmıştır, tanrı evreni yaratırken , evrenin merkezine dünyayı koyar, yarattığı en değerli olan canlı insan ise dünyadadır, kilise tanrının dünyadaki temsilcisi mekanı olarak kabul edilir, böyle bir düşünce felsefenin konusu olabiliyor veya ortaya farklı filozoflar çıkıyor onların sözleri tanrı merkezli evren modeline uygun bir felsefi akım olarak ortaya çıkıyor Avrupa da ki küçük kralıklar kendi cinsilerine bağlı kırsal köylü topluluklarını yönetmektedirler, Hristiyan tanrıya ……..(anlaşılmadı) henüz kilisenin otoritesi vardır, yani tanrı merkezli evren modeli insan ve bilim ile ilişkilidir, burada bilim biraz önce dediğimiz gibi bilimin politikayla, politikanın felsefe üzerinden şu felsefi anlayış veya dinsel inanç bilimsel kuramla ilişkilendirildiğinden insanların kafasında böyle ortaya çıkar, yani kırsal da kilisenin ve kralın baskısı altında ezilen köylü kitleleri, diğer yandan da tanrıya inanmaktadır ama; Nefrus; ortaya şeyi attığında dünyanın değil işte tanrının merkezinde güneş olduğu gibi bir önermeyi ortayı attğında daha öncede dediğimiz gibi , ….(anlaşılmadı) tanrı merkezinin evren modeli anlayışı doğal olarak nedenidir, köylüler üzerinde bir takım şüpheler ortaya çıkar, köylüler açlık nedeniyle ve baskı nedeniyle ayaklanmaya başlanıldığında bu güneş merkezli evren gibi gibi var olabilir onlara veya bu köylüler Fransa’nın veya İtalya’daki o işçileştikleri o ….(anlaşılmadı) bu güneş evren merkezil modeli , onlarda …..(anlaşılmadı) bir hale gelir bir direnişin bir ihtilalın, bir devrimin bayrağı haline gelebilir ve gelmiştir de zaten 1871, de 184’de bu tür bilgi bu tür farklı felsefi modeller, Fransa da ezilmekte olan Fransız işçisi için, model Fransa’nın yaratılması için şey olmuştur bir kez daha olmuştur. Kral ve kilise üzerinden Avrupa da ki köylüler üzerinden sürdürülen bu iktidar, siyasi sistem ciddi bir karakter gösterir bu dönemde toplum üzerinde egemen olan dünya görüşü ve felsefeler tanrı merkezli bir görüştür, bu nedenle dönemin tanımı filozof Thomas’a göre felsefenini konusu tanırının kanıksaması.

Y11 bayan: kabul edilmesi mi kanıtlanma…

TUNÇER ÖZDOĞAN: yani doğrudur kanıksamasıdır da diyebiliriz. İspatlanmasıdır da diyebiliriz yani Thomas göre bu dönemde felsefenin konusu, Tanrının gücünün kitleler üzerinden köylü kitleler üzerinden bir klise aracılığıyla ispatlanmasıdır, ispatlandığı oranda köylülük toprağa bağlılığını sürdürüyor, yani tanrının gücünün ispatı ortada katlığı oranda köylünün toprakla bağlılığını ortadan kaldırıyor. Krallar kiliseye karşı isyan ediyor, modern bilim dönem öncesi yaşanılır bir biçimde evrenin tanrı tarafından yaratıldığına inandırmaktır, modern bilim öncesi dönemde klisenin ve şiyen kralın kitleler üzerindeki etkinsiden bahsediliyor, yani burda bu tür satırlarda anlatılmaya çalışılan, bilimin, felsefenin, politikanın, …..(anlaşılmadı) ilişkisi, bu ilişki insanların toplumun zihninde ortaya çıktığında ortaya çıkan farklı şüpheler, insanların ayaklanmasına kilise ve kralağı ayaklanmasına neden oluyor. Modern bilim öncesi dönemde felsefe Tanrı merkezlidir yaratılış teorileri felsefeyi işgal etmektedir, siyasi sistem kralıklardan ibarettir. Dinsel öğeler toplum sözleşmeleri yerine geçmektedir. Modern aayasalardan önce o kilisenin din kitapları üzerinden anayasalar yerine bir toplum sözleşmesi yerine geçiyor. Kopernik galile, bilim insanlarının evrenin merkezinde dünyanı değil, güneşi olduğunu söylemeleri ….(anlaşılmadı) yeni bir evren ortaya atılır, modern bilimlere kapıyı açan bu gelişme Avrupa da kilisenin ve kralığın otoritesini yıkar, felsefenin rolü modern bilimin gelişmesin ve politik bir ülkede temel önemlidir, şimdi Akar…(anlaşılmadı) nerden alıyor, inanç sistemlerinden insanların Müslümanlığı Müslümanlığın söylemine inanıyor olmasından gücünü alıyor, bu inancın yerine bilimsel bilgi yerini alsa yani insanların tanrıya olan inancın yerine modern bilimsel bilgi yer alsa demek AK Parti iktidarı zayıflayacaktır ve giderek yıkılacaktır yani ben burada inanca insanların inancına karşı çıkmıyorum, karşı çıktığım sadece bir inancın dini bir inancın politika malzemesi haline olmasına karşı çıkıyorum. Siyasi sömürü ve ekonomi sömürü olmasına karşı çıkıyorum yoksa insanların inancıyla ilgili bir şey söylemeye çalışmıyorum ama Erdoğan bey AK Parti, hatta MHP ve CHP dahil bir dinin insanların inancını bir siyasi sömürü aracı kullanarak varlıklarını sürdürdüğünü söyleyebilirim. Her ne kadar Avrupa da kilise ve krallığın yıkılıp ortaya bir ulus devleti çıkmıştır ve oradaki kilise sistemi ulus devletinin dışında kalmıştır, Ama orta doğu ülkeleri T.C de dahil olmak üzere burada bir ulus devleti ortaya çıkmıştır ama; ulus devlet içerisinde şey vardır, orda kilse ulus devletin dışında kalmıştır ama T.C veya Ortadoğunun diğer ülkelerinde Ulus devlet Avrupada ki gibi modernleşmemiştir, inanç sistemi ve çeşitli kurumlar vasıtasıyla devletin içerisinde varlığını sürdürmektedir, Diyanet İşleri Başkanlığı, bir çok Bakanlıktan Sağlık Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı gibi bütçesinden çok fazla sahip olarak varlığını korumaktadır. Yani Modern Avrupa devletileriylen Ortadoğu devletleri arasındaki farka değinmeye çalıştım, orda bir modernleşme söz konusu Ortadoğu devletlerinde ama bir yandan Ortadoğu devletlerine göre modernliğin olumlu bir yanı var Avrupa devletlerinde en azından şey dinsel sorunlar, modern sosyalzimin dışında kalmıştır ama Ortadoğu devletlerinde dinsel sorunlar ulus devletin içinde kalıyor, bu da şeyin işini kolaylaştırıyor bu da inanç sömürüsü yapan inancı politik sömürü haline getirenlerin işine yarıyor Nivton şöyle der: ‘Platon benim arkadaşım aynı zamanda Aristo’da benim arkadaşım ancak benim en iyi arkadaşım doğruluk’ şeklinde bir anlayış her ne kadar, bir bilim inasanıysa da Nivton’nun inancı da vardır yani iyi bir hiristiyan Nivton evrenin merkezi güneş demiş olmasına rağmen Nivton’nun iyi bir hiristiyan olduğunu söylemiş olabiliriz hatta dini duygularından dolayı baskılardan korkmuştur, güneş merkezli evren teorisi 15 sene sonra söylemiş siyasi baskılardan dolayı

Y11 bayan şahıs: bu egsizasyon mahkemeli o dönemde mi ?

TUNÇER ÖZDOĞAN: yani ondan önce 1200-1300 lü yıllar yani şeyin yaşadığı dönemlerin egsizazyon mahkemelir yoktu 1600 1700 lü yıllarda Nivton zamanında mahkemeler kalkmış durumda, modern hukuk varlığını sürdürüyor ama yine de toplum üzerinde şey baskısı var kilisenin baskısı varlığını sürdürüyor, Felsefe deyince akla Yunan Felsefesi akla gelse de ….(anlaşılmadı) dünya kültürler tarihinde, farklı felsefe akımları oluşmuştur, Türkiye de okullarda felsefe yunan felsefesinden temellenmiş…..(anlaşılmadı) bahsedilir. Uzakdoğu da Afrika da, Latin Amerika da farklı felsefi terimler dikkate alınmaz. Uzakdoğu da ortaya çıkan Konfüçyüs gibi farklı felsefi deyimleri de dikkate almak gerekiyor, her bir farklı felsefi akımların ortaya çıktığı politik ortam ve bilim algısından etkilenerek şekillenmiştir, Avrupa bilim ve politikası üzerienden kendisini uygarlık medeniyet olarak tanımladığı için başka ülkelerdeki bilimsel inançların veya inanç demeyelim bilimsel deneyleri rededen, felsefeyi rededen, dili rededen halkları rededen, bu anlamda farklı felsefeler, bu derece yaygın bir şekilde tanınmaz. …(anlaşılmadı) felsefe her zaman var olmalıdır ancak tüm toplumlarda felsefenin varlığı görülür. Toplumsal sınıfların varlığı ve bilimselliğin bilimi kadar bilim varlığı ….(anlaşılmadı) bilimsel bilginin veya kilise ilişkisi içerisinde ortaya çıkıyor, ama b.ur da da toplumsal sınıfların ortaya çıkması da gerekiyor, yani doğal bir toplumun olduğu dönemde ırkı bir toplumun ortaya çıktığı dönemde, mitilojinin ve ….( anlaşılmadı) insanlar ….(anlaşılmadı) bir dünyada yaşıyorlar, ve zamanla sınıflar ortaya çıkıyor.bilimsel bilgi ortaya çıkıyor felsefelerde filozoflarda ona şekilenir ….(anlaşılmadı) de şöyle bir sonuç çıkarır, toplumsal sınıfların varlığı ve bilimsel bilimin varlığı diyor felsefenin çıkması ikincisi şöyle bir sorun çıkartıyor; hukuk mücadelesindeki dönüşümlerin ve belli tarihteki olayların yani Nivton’nun güneş merkezli evren teorisi ortaya atıldıktan sonra felsefi akımlar da bir çeşitlenme ve yani yol açma ortaya çıktığını görüyoruz.felsefe ortaya çıkmadan önce büyük bir mitolojik düşünce biçimleri gibi düşünce biçimleri vardı, felsefe bu düşünceler içerisinden çıkmıştır, bunlar bilim öncesi düşünce biçimleridir.Modern bilimin gelişmesi modern felsefesinin bilgisine bağlıdır fakat ; bu farklı düşünme biçimlerinin iç içe girdiği birbirini etkiliyor olması, tartışmaya açık bırakılmalıdır. Yani burad felsefenin ne olduğu bilimin ne olduğu …..(anlaşılmadı)

Y11 bayan şahıs: …(anlaşılmadı)

TUNÇER ÖZDOĞAN: felsefeler ortaya çıktığında daha önce mitolojik düşünme biçimleri vardır okuduk galiba (anlaşılmadı) dünyada bir takım olayların ilişkilerin gelişmelerin nedenlerini bilemedikleri, yani bilimin olmadığı noktada bazı şeyleri bağlamak zorundadırlar varlıkların ve yaşamlarını sürdürebilir…(anlaşılmadı) güneşin doğuşu, batışı veya yağmurun yağışı, kuraklık gibi nedenleri bir şeyleri bir nedene bağlaka zorundadırlar. Topluluğu bir arada tutan kabilenin reisi topluluğun sorun olarak ortaya çıkardığı şeyleri açıklamak zorunda toplumun bir açıklama beklediği bir büyüklüktür veya toplumun açıklama beklediği insandır, kıtlık oluyorsa, çiçeğin meyveye dönüşmesi veya kar yağdıysa, .....(anlaşılmadı) kabileyi açlık baş gösterdiğinde bu açlığın nedenlerini söyleyen büyük veya reis o açlığın nedenlerini ortadan kaldıracak bir şeyler yapmak zorundadır. Büyük olarak veya Reis olarak varlığını götürebilmek içi yoksa toplum o büyüğü veya Reis alaşağı edecektir. Çünkü Büyük veya Reis toplumun sorunlarını çözecek , toplumu çeşitli tehlikelerden kurtaracaktır, karanlıktan korkuyorsu bu karanlığın nedenini açıklamak zorunda büyük veya Reis , o dönemde bilinmeyen nedenlerde bir takım ….(anlaşılmadı) bilimsel bilgileri bir kenara bırakalım vazgeçelim bundan çevremizdeki şeylerin her şeyin ilişkimizi sürdürebilmek için, bir nedene bağlama zorundayız bu nedenleri tanrıya bağlamışlar her şeyin bir tanrısı vardır o dönemde, yani doğa toplumda her şeyin bir tanrısı vardır o dönemde ….(anlaşılmadı) gü… varlık yapar. Doğa tanrısı kar yağdırır, kötülükler tanrısı kötülüğü açlığa mahkum eder, kötülükler tanrısını ….(anlaşılmadı) açlığı ortadan kaldırdığında kabileyi bir arada tutacaktır,

Yüklə 4,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   179   180   181   182   183   184   185   186   ...   278




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə