228
edebiyatı olmadığı için oldukça önemlidir ve yayılan Rus kültürü karşısında milli
duruşu temsil etmektedir.
İlminskiy özellikle Kazan topraklarındaki islamın,
Sibirya ve çevresindeki
gayrı Rusları etkilemesi yönüyle hıristiyanlığa karşı tehlikenin büyük olduğunu
düşünmektedir. Kazan bölgesi müslümanlarının sadece Kreşen Tatarlarını değil, Çuvaş
Çeremiş, Votyak ve Sibirya halklarını etkilediğini düşünen İlminskiy bu konuda devleti
ve kiliseyi yönlendirmiştir.
813
Bölgenin Tatarlaşması veya islamlaşması demek bölgedeki tüm gayrı Rus
unsurun Tatarlar tarafından yutulması anlamına gelmektedir ve bu tehlike devletin ve
misyonun en büyük korkusu olmuştur. İlminskiy bu korkusunu Mişerler ile
örneklendirmiştir. “Mişerler bir zamanlar bölgenin en kalabalık
kabilesiyken bu gün
müslümanlaşmışlar ve Tatarlar içinde yok olmuşlardır,” demektedir. Tatarların
bileşiminde ona göre Çuvaş, Çeremiş, Votyak nüfusu da vardır. Bu süreç içinde
islamlaşmayla bu topluluklardan büyük bir kütle bu bileşimde yok olmuştur. İlminskiy
XVI ve XIX. yüzyıl arasında birçok Çuvaş ve Çeremiş köyünün Tatarlaşarak yok
olduğunu düşünmektedir.
814
1826–1897 yılları arasında müfettişlerin verdikleri
istatistiklere göre Kazan bölgesinde Tatarlar Çuvaşlara göre 3 kat daha fazla artmıştır.
Bu anormal artışın sebebi Çuvaşların hızla müslümanlaşmasıdır.
815
İlminskiy ve Rus tarihçiler istatistikleri verirken ikili karşılaştırmalar
yapmakta, bölgede Kreşen ihtidâsını istatistik dışı bırakmaktadırlar. Çuvaşların artış hızı
normaldir. Normal olmayan Tatarların hızla artışını Çuvaşların
asimilasyonu ile
açıklamaya çalışmaktadırlar. Ancak bu yıllar içinde yaklaşık 500.000 Kreşenin
813
Strudnik, No 10, s. 151
814
İlminskiy, Alatırskiy kazaklarının anlatıldığı bir eser olan
Yüzbaşı’da 1647 yılında bir Çuvaş mirzasından ve geniş
topraklarından bahsedilmektedir. Şimdi bu bölgede Çuvaş bulunmamaktadır, demektedir. Yine Çuvaşlar Vyatka
vilayeti Slabodzkiy ve Karina bölgelerinde yaşamışlardı şimdi bu bölgede bulunmamaktadır, demektedir. İlimnskiy
örneklerine devam ederek Alabuga eyaletinin Tersisnskiy bölgesinde
de Çuvaşlar olduğunu, şimdi ise bulunmadığın
iddia etmektedir. Tombovski’de de aynı durumun görüldüğünü söylemektedir. Geniş bilgi ve belge için bakınız,
Petkov, a. g. m., s. 30-31; V. Magniçki
, Materialı dlya istorii Elabuskogo uyezda, 1891 no, 43, 45, 47;
Spisok s
pistsovih knig po Kazani s uyezdom, Kazan 1887; “Karamzin 1551 yıllarında Çuvaşların Arça Arskiy topraklarında
yaşadığını söylemektedir. Karamzin,
İstoriya Gosudarstva Rossii, C. VIII, s. 123-25; “Ayrıca İznovskov da Laişev
eyaletinde Çuvaşların yaşadığını ancak şu an burada bir Çuvaşın bile bulunmadığını söylemektedir. İ. A. İznoskov,
Spiski naselönnih mesti Kazanskago i Laişevskogo uyezdov sı kartkim ih opisanniyem, Kazan 1893, s. 27.
815
1826’da Çuvaş nüfus 371758 ken 1897’de 513 044 olmuş ve 70 yılda nüfus 141 286 kişi artmıştır. Tatar nüfus ise
136 476 iken 744 267 olmuş ve 607 797 kişi artmıştır.
229
müslüman olduğu düşünülürse Tatarların artışının Çuvaşlarınkinden çok daha az olduğu
görülecektir.
İslamın bu başarısının sebebini açıklamaya çalışan
Rus tarihçiler ve
misyonerler genel olarak islamın bölgedeki köklü bir tarihe sahip olmasını gösterirler.
Zira onlara göre islam Ruslardan 600 yıl önce bu topraklarda vardır. islam burada bir
halk edebiyatı oluşturmuş, hikâye, masal, şiirler nesilden nesile bir duygu birlikteliği
meydana getirmiştir. İkinci olarak özellikle misyonerler islamın sade basit ve anlaşılır
bir din olmasını yayılışında etken olarak görmektedirler. Bölgedeki cahil halka rivayet
ve masallarla basitçe anlatılan din etki etmekte ve kolayca uygulandığını
düşünmektedirler. Üçüncü olarak ise Bölgedeki gayrı Rusların Tatarlarla yakın
akrabalıklarının bulunması olarak görülmektedir. Konuştukları dil aynı olunca duygu ve
düşüncede ortaklık
gelmekte, bu da islamın bölgede benimsenmesine vesile olmaktadır.
islamı kabul eden gayrı Ruslar zaten Tatarca bildikleri için Türk ve Tatarlaşarak
kimliklerini yok etmektedirler. Dördüncü etken ise, Tatarların islamla kendilerini özdeş
kabul edip onunla gurur duyması olarak görülmektedir. Bölgede üstün kabile olarak
görülen müslüman Tatarlar diğer kabile ve toplulukları da islamlaştırma misyonunu
sahipleniyor ve tarihin kendilerine yüklediği bu misyonu nesilden nesile aktarıyorlardı.
Beşinci ve son neden ise İdil boyundaki diğer kabilelerin müslüman Tatarların
kültürlerini üstün olarak benimsemeleri ve hâkimiyetlerini kabul etmeleridir.
816
İlminskiy, bu tespitlere ilave olarak hıristiyanlığın
ayin ve akidesinin Yeni
Kreşenlerce karmaşık olduğunu da eklemektedir. Ayrıca Rusların eğitici özelliği
olmamasını itiraf etmiş ve rahiplerin halktan kopuk yaşamalarının bu sonucu
doğurduğunu söylemiştir.
817
Yine ona göre hıristiyan din adamlarının maddi hırslarının
da buna neden olduğunu düşünmektedir.
818
Tatarlaşma ve hıristiyanlaşmanın bir diğer
önemli nedeni de Rus memurların gayrı Rus ahaliye yaptığı insanlık dışı muameledir.
819
816
Petrov, a.g.m., s. 35-36
; Strudnik Brastva sv. Guriya, 1910, No:11 s. 171.
817
Strudnik, No. 15-16, s. 242
818
Strudnik, No. 7, s. 107.
819
Prof. Firsov,
Polejenie inorodtsev, s. 304; “1677 senesinde Çar’a verilen raporlarda;
polislerin ev ev gezip zorla
vergi topladığı bildirilmiştir. Vergi vermeyen Çeremişler zorla evlerinden alınmış zincirlere vurulmuş, açlıkla
cezalandırılmıştır. Para ödeyenler kurtulmuş para veremeyenler esaret ve işkence altında ölmüşlerdir. Vergi
verenlerin içinden borçlu kalanlar ise borçları karşılığında köle yapılıp satılmışlardır. Bu durum XIX.. yüzyılın ikinci
yarısına kadar devam etmiştir.” V. A. Sboyev,
Izsledovanniya ob inorodtsah Kazanskoy gubernii, Kazan: İzdaniye
knigoprodastvo Dubrovina 1856 adlı eserinin 14-1.6 sayfalarında bu durumu şöyle anlatmaktadır: “Çuvaşların hangi
köyüne giderseniz gidin, geldiğinizi görünce çocuklar geldiler diyerek kaçarlar ve evlerine sığınırlar. Bütün kapılar
ve pencereler kapanır, dışarıda bir canlı dahi göremezsiniz.”