84 Ali Şeriati
Sanki sevinç hissi Beni-Haşimden Beni-Umeyyeye
geçiyor. Düşman kâma (sevince) erdiğini zannediyor.
"Muhammed ebter oldu" - diye bağırıyor.
Kadir Allah! Talih yeni ve güzel bir yürüyüş yapıyor.
Muhammed tufanlardan geçip, peygamber olur. Mekke,
hem de Kureyş feth olunur. Onun risaleti tüm yarımadayı
sarar. Kılıcı dünya imparatorlarını hizaya getirir. Onun
bir elinde güç, öteki elinde peygamberlik vardır!
Bunlar Beni-Ümeyye, Beni Haşim için hesaba sığası
değildir. O, artık peygamberdir. Onun Medine'deki
başarısını hayal etmek zor değil. O, Abdulmenaf, Haşim,
Abdülmüttalibden filizlenmiştir ağaç yok, Hira Dağı'nda
nurdan oluşmuş varlıktır. O, tarihi sonuna kadar
kaplayan bir sığınılacak yer!
Ve bu insanın dört kızı var. Bu kızlardan üçü hala onun
kendisinden önce ölmektedir. Şimdi sadece bir çocuğu
var, Fâtıma Annemiz!
Ailenin tüm İftihar Tablosu'nun, vahyinin varisidir. O,
imandan, mücadeleden, düşünceden oluşmuş değerli bir
ruhtur. O, insanlık tarihinin Abdulmuttalip soyunun yok,
Hz İbrahim, Nuh, Musa, İsa tek varisidir.
"Biz sana Kevser verdik. Bu nedenle, Rabbin için namaz
kıl ve kurban kes! Düşmanının kendisi ebter, sonsuzdur
"
(" Kevser "suresi).
Düşmanın kendisi soysuzdur! Onun on çocuğuda olsa,
yine ebetrdir. Sana ise Kevseri - Fâtıma'yı verdik.
Fâtıma, Fâtıma’dır/Kadın 85
Devrim zamanın enginliğinden yükselir!
Bir kız ata değerlerine, aile iftiharına varis olur.
Âdem'den başlayıp İbrahim'e ulaşan, İsa ve Musa özüne
koşan, Muhammed salla’llâhu aleyhi ve selleme yetişen
ilahi adalet zincirinin son halkası Fâtıma’dır!
Oğul bekleyen ailenin son kızı!
Muhammed talihin, kaza-kaderin hikmetini anlıyor.
Fâtıma da kendi kimliğini bilir. Evet, bu okulun devrimi
böyle olur. Bu mezhepte kadını bile tahliye ediyorlar.
İslam dininde izin verilmez ki, mescidde bir kimsenin
cenaze defnedilsin. Yeryüzünün en büyük camisi -
Mescid-Haram, yeni Kâ’be .
Bu cami Allah'ın heremi, genel kiblegah, İbrahim'in
aleyhisselâm Allah emri ile restore ettiği bina, Hz
Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellemin ortaklardan
tahliye ettiği mekandır.
Tüm büyük peygamberler bu evin hizmetçisi olmuşlardır.
Ama Ka’be’de kimseyi gömülmek olmazdı. Onu
kurtarmak isteyen İbrahim'in de kabri orada değil. Onu
Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem çıkardı, ama kabri
Medinede’dir.
İnsanlık
tarihinde
sadece
bir
kişi
Ka’be’de
defnolunmuştur ve bu iftihara ulaşmış insan kadındır!
Basit bir kadın, basit bir cariye. O, Hacer!
Allah Teala İbrahim buyurur: "Benim binamı bu kadının
haremine yakın et". Şimdi ise milyonlarca ziyaretçi
86 Ali Şeriati
Allah'ın Ka’be’si ile birlikte Hacer türbesini de tavaf
ediyorlar.
İbrahim'in bu büyük ümmet içinden kendisine asker
olarak bir kadını tercih ediyor, köle olan bir anneyi!
Evet, bu dinde kadın bile tahliye oluyor!
Şimdi ise bu Allah Fâtıma'yı seçmiştir. Peygamber
ailesinin iftiharlarına sahip kız evladın can sevinci tahtına
oturur. Bir toplumda ki, kız, sadece hayatta bastırılmakla
paklanır. Bir toplumda ki, kızlar için en liyakatli odur.
Fâtıma güneş gibi parlıyor. Peygamber sallallâhü aleyhi
ve sellem bu gidişatı anlıyor, Fâtıma ise kim olduğunu
biliyordu.
Tarih Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellemin kendi
küçük kızı Fâtıma ile muamelesinden hayrete geldi.
Fâtıma'nın odası Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem
odası ile komşudur.
Fâtıma kendi kocası ile Mescid bir
çatı altta yaşayan yegane kimsedir.
Bu iki evi iki metrelik
bir ara ayırır ve pencereler karşı karşıyadır. Pencereler
evden eve yol gibidir. Her sabah baba örtüyü açıp kızını
selamlıyor. Sefere gittiğinde Fâtıma'nın yanına gidiyor
onunla emanetleşip vedalaşır. Fâtıma onu yola düşüren
son kişi olurdu. Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem
yolculuktan döndüğü zaman ilk sorduğu Fâtıma
aleyhisselâmdı. Fâtıma'nın yanına gider moralini sorar.
Rivayete göre Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem
Fâtıma'nın ellerini öpermiş.
Elbette, bu sahneler büyük
bir sevgiden haber veriyor.
Kadına vahşi münasebetin
Fâtıma, Fâtıma’dır/Kadın 87
hakemlik yaptığı bir dönemde baba kendi kızının ellerini
öpüyor!
Bu, insanlık dışı ortama vurulan devrimci bir darbedir!
Hatta yakın arkadaşları şaşırtan bu iş bir daha insanlığa
mesaj gönderir ki, çirkin gelenek an’anelerden
kurtulmak
gerekir.
Bu
ilahi
dersler
erkekleri
fir’avunçulukdan el çekmeye, kadınları kendi kimliklerini
değerlendirmeye çağırıyor.
Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellemin Fâtıma'ya
yaklaşımı sadece sevgi değil. Peygamber Efendimiz'in
omuzlarında risâlet yükü vardır. O, şöyle buyuruyor:
- Dünyanın en üstün kadını dörttür: Meryem, Asya,
Hatice ve Fâtıma;
- Allah onun sevincinden memnun kalıyor, eziyetinden
öfkelenir;
- Fâtıma'nın sevinci benim sevincim, onun gamı benim
üzüntüm. Kızım Fâtıma'yı seven beni sever. Fâtıma'yı
sevindiren beni sevindirir, Fâtıma'yı öfkelendirecek beni
kızdırır;
- Fâtıma benim vücudumun parçasıdır, onu inciten beni
incitiyor ...
Bu kadar tekrarın sebebi ne?
Niçin Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem bir bu kadar
ısrar ediyor?
Niçin kendi muhabbetini tüm halka izhar ediyor?
Dostları ilə paylaş: |