16
belirtirken, bir kısmı ise arkadaş çevresi veya porno yoluyla ilgi duyduklarını
belirtmiştir (Yost
ve Hunter, 2012).
Cinsellikle ilgili literatüre baktığımızda güç kullanma ve boyun eğme
isteğinin sadomazoşistik ilişkilerin temelini oluşturduğu dikkat çekmektedir
(Taylor ve Ulssher 2001; Weinberg, Williams ve Moser, 1984). Freud ve Ellis
gibi teoristler sadizm ve mazoşizmin aynı kişide bulunduğunu iddia etse de
(
Forsyth ve Copes, 2014),
yapılan bazı araştırmalar bazı kişilerin her iki rolden
de zevk alabildiğini ancak sadece partnerini memnun etmek için rol değişikliğini
kabul ettiğini de göstermektedir (Baumeister, 1988).
Sadomazoşizm genellikle ya sadist (dominants, masters, tops) ya da
mazoşist (submissives, slaves, bottoms) olmak olarak algılansa da, rol
değişikliğini benimseyen değişkenleri (switchers) de üçüncü bir kategori olarak
ele alabiliriz (Cross, 1998). Değişkenler ya iki rolde eşit düzeyde zevk aldıklarını
ya da bir spektrumu tercih etseler de bazen değişiklik için rol
değiştirebileceklerini belirtiyorlar (Cross, 1998).
Sadomazoşizm alt kültüründe rol değişimi bir mesele iken partnerler
arasında yaşanan bir başka sorun sadomazoşistik olmayan sıradan sekstir.
Sadomazoşist toplumunda sadomazoşist olmayan ilişkiler “vanilya” olarak
tanımlanır (Cross, 1998). Sandnabba’nın (1999) sadomazoşistlerle
gerçekleştirdiği araştırmasında, katılımcılarının sadece %5’ten az bir kısmının
bugüne kadar sadomazoşist olmayan sıradan seks deneyimlemediklerini
bildirirken, katılımcıların dörtte biri sadece sadomazoşist seksin onları tatmin
edebildiğini belirttiğini söylemiştir (aktaran Weinberg, 2006). Sıradan seks
deneyimi tatmin edici olmaktan uzak olduğundan sadomazoşistlerin partner
bulmakta ve ilişkilerini sürdürmekte güçlük çekmeleri olağan gözükmektedir.
Nitekim, Sandnabba (1996) araştırmasında katılımcıların normal popülasyona
oranla daha çok mastürbasyon yapmasını daha az uzun süreli ilişkilerinin
olmasına bağlamıştır ve aynı zamanda partner bulmakta güçlük çekmelerine
rağmen cinsel davranışlarıyla ilgili pozitif ve egosantrik bakış açısına da sahip
olduklarını bildirmiştir (aktaran Weinberg, 2006). Moser’in (1998) 25 yıl
boyunca sadomazoşizm topluluklarının düzenledikleri yarı kamusal partilerde
gerçekleştirdiği gözlemlerinden oluşturduğu çalışmadan, sadomazoşistik
partilerin sadomazoşistlerin sosyalleşip bütünleşmelerinde, kendileri gibi
olanlarla iletişime geçmelerinde, etkileşimin kurallarını öğrenmelerinde ve