Kiş 2012 / sayi 60 01-18 bilig



Yüklə 3,67 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/115
tarix24.12.2017
ölçüsü3,67 Kb.
#17770
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   115

• 
Bläsing, Sokakta Aldım Bir Tane, Evde Oldu Bin Tane 

 
36 
• 
bilig 
KIŞ 2012 / SAYI 60 
ları’dır. Ayrıca Türkiye Türkçesinde tahtakurusu ısırıcı yoldaşımızın en yaygın 
adı olmakla birlikte bu sözcüğün başka hiçbir Türk dilinde geçmemesini de 
anlamaktayız. Bundan ötürü de bu isimle ilgili büyük bir eksiklik daha vardır: 
Ne zamandan beri kullanıldığını kesin olarak bilmiyoruz. Meninski’nin 1680-
1687 arasında yayımlanmış dev lugatinde tahtakurusu sözcüğü yoktur. Ta-
nınmış Osmanlıca sözlüklere bakınca meselâ şu veriler elde edilir: Kadri (2: 
128b)  taḫta qūrūsī ~ taḫta bītī, Sāmī Bey (h. 1318: 387c) taḫta bītī,  taḫta 
qūrūsī, Redhouse (1861: 71a) taḫta bitī ~ taḫta qūrūsītaḫta kehlēsī. 1520 ile 
1530’li senelerde genç Floransalı Filippo Argenti İstanbul Türkçesini çok titiz 
şekilde incelerken (bk. yukarıda) sadece tahta biti sözcüğünü duymuş ve kay-
detmiştir (tachtá bittj “cimicia”; Adamović 2001: 270a). Büyük olasılıkla o 
devirde  tahtakurusu -en azından İmparatorluğun başkentinde- kullanılma-
makta veya bilinmemekteydi. Evliya Çelebi de (1611-1683 yılı sonrası) Seya-
hatname’de gördüğüm kadarıyla hep tahta biti terimini kullanmaktadır (ve bit 
yerine daha çok kehle geçmektedir), mesela: 
Hâlâ ol zamândan berü Mısır içre pire ve kehle ve tahta biti âdemi kebâb 
eder. Allâhümme âfinâ. Mısır’ın sivrisineği ile tahta bitisi bir diyârda yokdur 
kim beyitlerle diyârdan diyâra tahta bitinden feryâdnâmeler ... yazarlar. 
Hattâ hakîr tahta bitinden bir feryâdnâme tahrîr eyledim (EÇS 10: 99a). 
Bu çerçevede Balkanları da ele almamızda fayda vardır. Balkan Türkçesine 
yönelik kaynaklardan fazla malzeme çıkmaz. Doğu Rodop Dağlarındaki 
Türkçe için Mollova (2003: 363) hem tata piti hem de tata  ġurusu ve 
Németh (1965: 52) Vidin’den tahta-qurisi biçimlerini kaydetmiştir. Bu 
nedenle daha esaslı bilgi için yetkin bir sesi dinleyelim: “Kosova’da şehirlerde 
yaşayan Türkler ve özellikle Prizrenliler tata biti derler. Köyde yaşayan Türk-
ler, mesela Mamuşa Köyünde, tahta biti diyorlar. Tahtakurusu halk arasında 
pek kullanılmaz. Tahtakurusu bazı aydınların yazmış oldukları edebî eserle-
rinde bulunabilir.”
71
 Diğer Balkan dillerinde tahtakurusu’nun değil, sadece 
tahta biti’nin izleri bulunmaktadır, krş. Bulgarca taxtába ~ taxtábitataxtábi-
cataxtabit (Grannes vb. 2002: 245a), (Krăvenik–Sevlievo; Enina–Kazanlăk) 
tăxtàbă, (Dervent–Dedeagaç/Batı Trakya, Yunanistan) tăftàbă (BălDial 
1970: 45a, 142b, 240b), Sırpça tatab
ȉ
t  ~  tātab
ȉ
t, (Kosmet) tatȁba  ~  tātȁba 
(Skok 3: 431a), (Pirot) tatábica (Stachowski 1992: 62), Makedonca (Prilep, 
Bitola) taftabita, (Resen) taftabitka, (Bitola) tartabica, (Vodensko ve Kukuş-
ko) taxtabita (Jaşar-Nasteva 2001: 51, 128), Arnavutça tahtabik ~ taktabite
taftabiqtartabiqtartabiqetardabiqe (Boretzky 1976: 126). 



 Bläsing, Sokakta Aldım Bir Tane, Evde Oldu Bin Tane
 •
 
37 
• 
KIŞ 2012 / SAYI 60 
bilig 
Bu tartışmanın neticesi olarak belki şunu belirtebiliriz: En eski zamanlarda 
edebî Osmanlıcada en başta Arapçadan kaynaklı tahtakurusu isimleri tes-
pit edilir.
72
 Bunların yanı sıra halk arasında daha çok tahtabit(i) kullanılır. 
Sonra tahtakurusu sözcüğü çıkıp zamanla -Balkanlarda daha geç ve sadece 
çok sınırlı olarak- diğerlerinin yerine geçmeğe başlamıştır. Doğuşunun 
şartları daha belli değildir. Sorunun derinlemesine çözülmesini ister iste-
mez gelecek incelemelere bırakmak zorundayız. 
Kanımca tahtakurusu sözcüğünün etimolojisi de Tietze vb. tarafından öneril-
diği şekilde doğru olamaz, zira çokluk biçimini (tahta kuru-lar-ı) dikkate alın-
ca ikinci ögenin kurus-u değil kuru-su olarak anlaşılması gerekir, yani bu unsu-
run esas gövdesi kuru’dur. Buna göre -sondaki -s’nin düşmesi şartiyle- kökü, 
sadece Yun. κόρι(ς) ve ayrıca ikinci hecede bir yuvarlak ünlüyü taşıyan 
κοριὸ(ς), κορέο(ς) (Andriotis 1971: 165b) gibi bir biçim olabilir. Son pozis-
yondaki s’nin kaybolabileceğini aydınlatan birkaç örneğe daha bakmakta fayda 
var: (Yun./Rum. > Tü.) 
ἄρακος,  ἀρακός > araka,  araga “bir çeşit bezelye”; 
γρίζος “gri renkli bir giysi” > ıgrız “yün kumaş”; ὔρος > iroıro “gökkuşağı”; 
κωφὸς, χουφὸς > kofoz ~ kofokofekufa “sağır”; πρώϊμος, πρῶμος > promo 
“erken yetişen, turfanda” vb. (bk. Tzitzilis 1987: no. 33, 84, 89, 285, 438). 
Hay Allah, Türk demek tahtakurusu demek, tahtakurusu demek Türk demek
vay bu Türklere! Gerçekten böyle düşünürseniz, çok yanılıyorsunuz! Çünkü 
yukarıda öğrendiğimiz gibi tahtakurusu aslında genel bir felakettir, yani 
belirli bir halka özgü değildir. Ama böceğin Türkçe isimleri neden bu kadar 
yayılmıştır? Orta ve Batı Asya topraklarında bit, pire, sinek, cibin ve bunlara 
benzer binlerce tür haşerat çok iyi yaşam şartlarına kavuşmaktadır. Türkler 
bütün bu yöreleri hâkimiyetleri altına aldıktan sonra küreselleşmeye benzer 
bir süreç harekete geçmeğe ve bunun sayesinde Türkçe gittikçe önem kaza-
narak bir lingua franca rolünü oynamağa başlamıştır. 13’üncü asırdan itiba-
ren manevî ve maddî kültüre dair çok sayıda Türkçe sözcük başka dillere 
girmiştir. Bunların başlıca dağıtıcılarından biri ticaret ilişkileri olmuştur, 
çünkü Doğudan Batıya uzanan ve Güneyi Kuzeye bağlayan önemli ticaret 
damarları artık Türklerin elindeydi. Ticaretin temel aracı olan kervanlar her 
tür eşyayı nakletmiştir. Bunların seyahatleri hem uzun sürmüş hem de ola-
ğanüstü zor şartlar altında geçmişti. Bitmez bu yollarda bakım en büyük 
sorunların biriydi. Bu ağır işi gerçekleştiren insanlar gündüzleri vahşi bir 
tabiatın oyuncağı olup geceleyin çadır, han veya kervansaraylarda ister iste-
mez yorgun, bitkin vücutlarını her çeşit haşerata feda etmek zorunda kalmış-
lardır ve kendine bir pay isteyen biri bizim tahtakurusuymuş. Sinop’ta be-
nim kanımı tadan tahtakurusundan farklı olarak Asya’daki bazı türler insana 


Yüklə 3,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   115




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə