80
Bir evrenin Logos'u ile o evrenin gezgin atomları arasında nitelik değil de, derece farkının olduğundan
bahsetmiştik. Aynı şeyleri, bir gezgin atomla bir cansız atom hakkında da söyleyebiliriz.
(ÇOK
ÖNEMLİ)
Güneş evriminin başlarında Büyük Varlık tarafından taşınan Kozmik atomlardan sadece oldukça gelişmiş
olanları o evrende gezgin atomlar haline dönüşürler ve uzaydaki izlerinde Logos damgasını taşırlar. Farklı
bir durum sergileyen ilk üç kümenin atomlarını hariç tutarsak,
bu gezgin atomlar insan evrimiyle
doğrudan ilişkilidirler ve aralarında, yapılarında mevcut faktörlerden kaynaklanan derece farklılıkları
gözlenir.
(ÇOK ÖNEMLİ)
Cansız atomlar, gezgin atomlardan daha az gelişmiş durumdadırlar ve
Güneş evrimi boyunca, gelişme
derecelerine göre sürekli Logos tesirlerine maruz kalır ve bu tesirleri yavaş yavaş özümserler. İşte bitkisel
ve hayvansal yaşamın 'Üstün Ruhu', Logos tesirlerini alan bu tür cansız atomlardan gelişir.
(ÇOK
ÖNEMLİ)
11
İnsana ait temel 'ses', bir İlahi Kıvılcımın gelişiminde saklıdır.
Kıvılcımın taşıdığı Logos damgası,
resimsel bir kavramdan ziyade, bir ses titreşimi olarak algılanmalıdır.
Eski numeroloji öğretilerinin
temelinde, işte bu tür bir asal veya temel ses kavrayışı yatar.
Logos tesirlerinin damgalanmasında, esas olarak, Logos Üçleminin Sevgi olarak bilinen parçası etkendir.
12
Üç Ana Küme'nin her biri, Logos'un asal halkalardan kaynaklanan asal niteliklerinden birinin sebep
olduğu bir impuls ile tezahür ortamına projekte edilir
. Bu üç küme diğerlerinden farklı bir nitelik sergiler.
Sonraki kümeler hem Logos' un, hem de üç Ana Küme'nin, yani Ateşin, Formun ve Zihnin Lortlarının,
tesirleri altında gelişirler. Bu nedenle bu kümeler, Kozmik Halkaların tesirlerinin yanı sıra, Logos
impulsunu aldıkları anda dominant olan Işınların tesirlerini de taşırlar.
Bu şekilde, yeni kümelerin yolculuklarına başlamalarıyla belirlenen büyük evrim safhaları, on iki Kozmik
Işın tarafından denetlenmiş olur. Bu safhalarla, Kozmik Zodyak'taki Evler ve Ekinoksların Gerilemesi
olgusu arasında bir bağıntı mevcuttur.
Işın Örnekleri, bu safhaların enerjisini sağlar ve onları sınıflandırırlar. Bir bakıma Zodyak ile evrim
safhaları arasında Kozmik aracılar olarak görev yapar ve Zodyaksal tesirleri yansıtırlar. Daha sonra ise bu
tesirler, Gezegensel Varlıklar üzerinde etken olmaya başlar.
13
81
Eski zamanlara ait Tanrısal Formlardan sadece ikisi Öz Ben karakteri taşırlar; diğer formlar ise genelde
belirgin nitelikleri temsil ederler. Bu iki Tanrısal Form, Horus ile Eros'tur. Bunlardan Horus İlahi
Kıvılcıma, Eros ise tohum atoma tekabül eder. Başka bir ifadeyle, bu formlardan ilki tohum atomun dışsal,
diğeri de içsel nitelikleriyle bağıntılıdır.
Eros, kendisini Cupid* ile özdeşleştiren popüler algılamadan farklı olarak d|üşünülmelidir. Burada Eros,
Eros artı Anteros** olarak insanın özünü ve Kozmik Yumurta'dan çıkan kaynakları (mitolojide
yer alan
felsefi kavramlar gibi) temsil etmektedir. Eros, Kaos'a düzen getiren ilk kuvvetlerden biri olarak 'Tanrılar
Konseyi'ne başkanlık eder ve hem Tanrıların, hem de insanların zihinlerini denetler. Eros gizemli
Samothracian*** öykülerinde de Tanrılardan biri olarak yer alır.
*Cupid: Eski Roma mitolojisine göre 'Aşk Tanrısı'. Güzel erkek çocuk.
**Anteros: Sevgiye karşı olduğu varsayılan eski Yunan Tanrısı.
***Samothracian: Semendirek adaşıyla ilgili.
14
Esoterik öğretilerde, Sirrus yıldızının tesirlerinin Güneş evrimine olan katkısı üzerinde önemle durulur.
Astronomik pozisyonuna göre Sirrus, Güneş Sisteminin dışında yer alır. Ancak Kozmik açıdan
bakıldığında, Sirrus ve başka birçok yıldızın, Güneş Logos'u üzerinde koşullayıcı bir etkiye sahip olduğu
görülür. Güneş Logos ise hem kendi evrenini koşullar, hem de onun tarafından koşullanır. Bu nedenle
Sirrus ve diğer yıldızların tesirleri, evrene iletilmeden önce belli değişimlere tabi olur ve Güneş evrim
sürecini önemli ölçüde etkilerler. Ancak, bir kişinin Sirrus veya diğer yıldızların saf tesirlerini alabilmesi
için, Güneş evriminin bir siklusunu tamamlamış olması gerekir.
15
Ortodoks bilim, dünyanın bedenini oluşturan materyalleri inceler. Ezoterik çalışmalar ise İç Dünya'nın
derinliklerini ve Gezegensel Varlığın yapısını anlamaya yöneliktir.
Yeryüzünü, pek çok medeniyetin
katkısıyla gelişen bir 'Dünya' olarak kabul etmekten ziyade, bir gezegen ve Güneş Sistemi içinde bir küre
olarak düşünmek daha faydalı olabilir. Yeryüzünden gelip geçen medeniyetleri koruyan ve besleyen
büyük güç, bazı durumlarda 'Toprak Ana' olarak da nitelenen Gezegensel Varlıktır.
Gezegensel Varlığa tahsis edilen rehber 'Baş Melek', insanda 'Entelektüel Prensip' olarak bilinen yüksek
nitelikleri sağlar.
Bu rehberlerin isimleri, 'Mistik Kabala' gibi bazı standart referans kitaplarında
bulunabilir.
16
Her gezegen bir evrenin tüm prensiplerinin içerir;
öyle ki, gezegensel yaşamın Grup Ruhu, Logos'un üç
temel yönüne benzer nitelikler sergiler. Her gezegende, asal 'Sevgi', 'Zekâ' ve 'Güç' nitelikleri belli
ölçülerde yer alır. Bu gezegensel niteliklerin, planlar boyunca aşağıya doğru hareket eden Yaşam