Microsoft Word KÜLTÜr evreni 24. sayı. doc



Yüklə 440,68 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/7
tarix14.07.2018
ölçüsü440,68 Kb.
#55615
1   2   3   4   5   6   7

Kültür Evreni-Unıverse Culture-Мир Культуры / Yıl-Year-Год 2015 / Sayı-Number-Число 24 

 

112 

İspanya’dan, Madrid’den, Varşova’dan, Moskova’dan, Stalingrad’dan söz edilmiştir. 

Valter’in Saraqosa’da dövüşü, Moskova’da dökülen kanlar anlatılmış, Dombrovski 

Vroslav’ın kabrine ziyarette, Paris’e yağmur yağdığında Paris’te olabilme istemi dile geti-

rilmiştir. Bu şiirdeki özel adlar çok çeşitlidir. Söz konusu şiirde; Avrupa, Asya, ülkeleri 

hatta Savannah isimleri geçmiş, ama şairin başka  şiirlerinden farklı olarak burada vatanı 

Türkiye’yi hatırlatan bir özel ad kullanılmamıştır. Genellikle şair gittiği bölgeleri en çok 

İstanbul’la kıyaslamayı sevse de bu şiirde böyle bir kıyaslama yoktur. Neden acaba? Belki 

de dedeleri Leh kökenli olup da Lehistan’dan geldiği ve şairin bilinçaltında diğer bir Vatan 



kavramı çağrışımı oluşturduğu için mi? Şiirdeki özel adlar ise şunlardan ibarettir:  

a) Coğrafi adlar: Lehistan, Polonya, Varşova, Savannah, Macar, Paris, İspanya, 



Saragossa, Madrid, Moskova, Stalingrad.   

b)  İnsan adları:  Mehmet, Borjenski, Pulavski Kazimir, Dombrovski Vroslav, Lenin, 



Cercinski Feliks, Bem, Valter

Nazım Hikmet’in şiirlerinde sık sık değişik ülkeler ve şehirler tasvir edilmiştir. Şair, bir 

ülkeyi okuruna anlatabilmek için onun dağını, taşını, nehrini, köprüsünü adım adım gezip 

dolaşmış, gerektiğinde ise o ülkenin vatandaşlarından birisini tasvir etmiştir. Aslında tasvir 

ettiği kişinin yaşam tarzını, görünüşünü, fikrini, duygularını ifade etmekle de o ülkedeki 

maddi ve manevi durumun nasıl olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Şair, sadece memleketini 

ve sevgi duyduğu Sovyetleri değil, aynı zamanda Avrupa ve Asya’nın birçok ülkesini, hatta 

Amerika ve Afrika’yı bile tasvir etmiştir. Tabii ki, şairin tasvir ettiği coğrafyanın, paralel 

dünyaların veya siyasî kutupların sınırlarının çok geniş olması, yukarıda belirtilen tipteki 

özel adların kullanımını da şartlandırmıştır.  

Transliterasyon bir yazı sistemi işaretlerinin başka yazı sistemiyle verilmesi demektir 

ve onun iki türü vardır: 1) yazıya dayanan; 2) telaffuza dayanan (DE 2008: 307-308). 

Yabancı dillerden alınan özel adlar, Azerbaycan Türkçesinde hem yazıya hem telaffuza, 

Türkiye Türkçesinde ise çoğunlukla yazıya göre ifade edilmektedir. Yukarıda söz edilen 



‘Valter, Saraqossa, Dombrovski Vroslav, Savannah, Borjenski, Pulavski Kazimir, 

Cercinski, Bem’ özel adları ise, şiirde yazıya göre verilmiştir. Halbuki, Pulavski, 

Dombrovski,  Borjenski, Cercinski gibi kelimeler, çağdaş Türkiye Türkçesinde Pulavskiy, 

Dombrovskiy,  Borjenskiy, Cercinskiy transliterasyon şekilleriyle de kullanılabilmektedir.   

 

3. Vatan, Asya, Moskova, Hoşgörü, Acı, Sevgi ve Merhamet Kavramları 

 Nazım Hikmet’in şiirlerinde kullanılan yer adları özel bir biçimde gruplandırıldığında 

onun bütün eserlerinde tematik olarak seçilen dört temel unsur veya konu ana hatlarıyla 

dikkatleri çekilebilmektedir. Bunlar, aşağıdakilerden ibarettir.  

1. Şairin vatanı, genellikle tüm Anadolu ve İstanbul üzerine yazdığı şiirler;  

2. Asya ülkeleri üzerine yazdığı şiirler;  

3. Sovyetler Birliği üzerine yazdığı şiirler;  

4. Avrupa ülkeleri ve şehirlerini anlatan şiirleri.  

Bu  şiirlerde; ‘yurttaşlık, insanlık, sevgi, acı ve merhamet gibi duygular’, “dünyanın 

kavramlar haritasına esasen art, eş, ön ve iç görünümlü bir Türkçe” (Abdulla, Musaoğlu 

2012) ile ifade edilmiştir. Bu kavramlar veya insan maneviyatını oluşturan temel duygular, 

Nazım Hikmet’in şiirlerinde ağırlıklı olarak çeşitli yer ve kişi adlarının özel metin kurucu 

işaretler yerinde kullanılmasıyla açıklanmıştır.      



Kültür Evreni-Unıverse Culture-Мир Культуры / Yıl-Year-Год 2015 / Sayı-Number-Число 24 

 

113 

 

3.1. Vatan: Anadolu ve İstanbul 

İlk olarak şairin Vatan konusundaki şiirlerinde kullandığı özel adların incelenmesi 

gerekmektedir. Çünkü, vatan tasvirlerindeki içtenlik o kadar ince ki, şiirleri okuduğumuzda 

o yerlerin sanki havasını alıyormuş gibi olabilmekteyiz. “İnebolu” şiirinde İnebolu’nun tüm 

güzellikleri bulunmaktadır ve bunun okurlarına gösterilebilmesi için şair dağlardan ona 

bakmak ister. Çocukken masallarda dinlediği bir yer olarak da İç Anadolu tasvir 

edilmektedir. Dünyanın sevincini, acısını tattığı için şair her ikisinin de değerini çok iyi 

bilmektedir. Kendi vatanında hapishanede geçirdiği günlerde bile yine de vatanının haline 

acımış, bir an bile vatanına sırt çevirmemiştir. Hapiste karısı ve oğlunun yanı  sıra, hep 

vatanını da düşünmüştür: 

Kara haber geliyor uzaktaki şehrimden: 

namuslu, çalışkan, fakir insanların şehri – 

sahici İstanbul’um, 

sevgilim, senin mekanın olan 

ve nereye sürülsem, hangi hapiste yatsam 

sırtımda, torbamın içinde götürdüğüm 

ve evlat acısı gibi yüreğimde, 

senin hayalin gibi gözlerimde taşıdığım 

şehir... 

Seni Kıskanıyorum şiiri bir sevgiliye müracaat ama şiirde devamlı olarak yapılan vatan 

tasvirleri de var. Şair, karısıyla telefon konuşmasında, sevgilisinin sesinin uzaktaki şehrin 

damları ve Marmara denizi üzerinden geçip sonbahar topraklarını  aşarak geldiğini 

söylemektedir.  

Şair hastanede tedavi gördüğü zaman bir “Vasiyet” şiiri yazdı. Vasiyetinde Nazım 

Hikmet yine vatanını ve orada gömülmesini diler. Mezarda bir tarafında Hasan Bey’in 

vurduğu  ırgat Osman’ın, diğer yanında ise çocuğunu çavdarın dibinde, toprağa doğurup 

kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe’nin olmasını ister: 

 

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, 



öylece gibi de görünüyor

Anadolu’da bir köy mezarlığında gömün beni 

ve de uyarına gelirse, 

tepemde bir de çınar olursa 

taş maş istemez hani. 

Özel olarak şair bazı kişiler üzerine de şiirler yazmıştır. Bazen bu kişiler sevdiği, özle-

diği insanlar olsa da, bazen acıdığı, nefret ettiği insanlar da olmuştur. Şair şiirlerinin çoğunu 

karısına müracaat biçiminde yazdı. Bazen hiç ismi geçmedi o şiirde, bazen Nazım Hik-

met’in karısı dedi ona, bazen de isimlerini söyledi: “Ve senin alnın gibi hür, ferah ve ümitli 

bir alem kuracağız Piraye’m...”. “Lehistan mektubu” şiirinde  şair karısına “dayı  kızım” 

diyor. Bunu böyle söylemesinin nedeni, yukarıda da belirtildiği üzere, dedelerinden birinin 

Polonya muhaciri olmasıdır. Ve Lehistan’a yolculuğu zamanı şair bunu hatırlar ve karısına 



Yüklə 440,68 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə