Ramiz Asker – Leyla Asker
32
Key words: Mahmud al-Kashghari, Diwan Lughat at-Turk, Music, Musical Instruments.
Divanü Lugati’t-Türk yaklaşık bin sene bundan önceki Türklüğün ansiklopedisi, aynasıdır. Ünlü
bilgin, büyük dilci ve düşünür Kaşgarlı Mahmud bu kitabında Türklerin o dönemki dilini, edebiyatını,
tarihini ve coğrafyasını, sosyal ilişkilerini, dinî inançlarını, unvan ve makamlarını, atasözleri ve
deyimlerini, efsane ve mitlerini, şiir ve ağıtlarını ayrıntılı biçimde işlemiştir.
1
Divanü Lugati’t-Türk aynı
zamanda 11. yüzyıl Türk kültürünün ve etnografyasının da en eski ve temel kaynaklarındandır.
Divanü Lugati’t-Türk’te Türklerin eski ve zengin maddi ve manevi kültürünün çeşitli alanları, ev-
çadırları, giyim ve süslemeleri, yemek ve içecekleri üzerine çok değerli bilgiler verilmiştir. Eserde 11.
yüzyıl Türk müzik kültürü de en iyi biçimde değerlendirilmiştir. Dede Korkut Kitabı ve Kutadgu Bilig'de
genel olarak yer alan bilgilerden daha önce ilk kez Divanü Lugati’t-Türk’te şarkı, güfte, makam, motif,
melodi gibi kavramlardan söz edilmiş, dönemin bazı nefesli, telli ve vurmalı çalgı aletleri madde
başlarında ele alınmış, musiki icra ortamlarından bahsedilmiştir.
Divanü Lugati’t-Türk’te Türk müzik kültürüyle ilgili olarak verilen bilgiler üzerinde maalesef
fazla durulmamış, az sayıda çalışmada bunlardan bahsedilmiştir. Bunların arasında Prof. Dr. Reşat
Genç'in “Kaşgarlı Mahmud'a Göre XI. Yüzyılda Türk Dünyası” adlı kitabındaki 3 sayfalık bir bölüm
2
,
Gülay F. Mirzaoğlu'nun,
3
Ç. Cumayev'in
4
ve A. Recebov'un
5
makaleleri zikredilebilir. Makalelerden
anlaşıldığına göre, yazarlar, konuyu farklı boyutlarda ele almışlardır.
Türklerde müzik kültürünün tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Tarih boyunca Türklerde müzik
yalnızca zevk, neşe ve eğlence kaynağı, aşkın ve hüznün ifade aracı değil, devlet-millet birliğini
oluşturan, halkı uyaran, savaşta orduya millî duygular veren, yürüyüş ve hareket düzenleyen; dinî
bakımdan ise iyi ruhları çağıran, kötü ruhları kovan bir kültür ve gelenek sembolüdür.
6
Divanü Lugati’t-Türk’te müzik, makam ve melodi kavramı ır/yir sözcüğü ile karşılanmıştır: ِ
Yır: şarkı; makam (musikide). «
لُا
د ِ ِ ol yır yırladı = o, şarkı söyledi». Bu söz çoğu zaman şiir,
gazel manasında kullanılmıştır. (3,11); رِا I r: yukarıdaki sözdeki ı harfi
ا elife çevrilmiştir; aynı
manadadır; makam, motif, melodi (3,11). Yır kelimesi ayrıca gazel, şiir, yani güfte anlamına da
gelmektedir:
Yır: gazel, şiir (3,145). Yırağu kelimesi ise hem çalgıcı, hem de şarkıcı anlamına
gelmektedir. ُ ا ِ Yırağu: çalgıcı; muganni, şarkıcı (3,38).
Divanü Lugati’t-Türk’te Türk müzik aletleri bugün olduğu gibi telli, üflemeli ve vurmalı olmak
üzere üç guruba ayrılmaktadır. Kaşgarlı Mahmut, telli aletlerden dördü hakkında bilgi vermiştir. Bunların
başında kopuz gelmektedir.
Dede Korkut destanlarında da görüldüğü gibi kopuz, Türklerde en yaygın telli çalgı aletidir.
Kopuz bu gün dahi Türk dünyasının her bir köşesinde çeşitli adlar altında varlığını sürdürmektedir.
Divanü Lugati’t-Türk’te bundan bin yıl önceye ait çalgı aletlerinin başında, adına birçok maddede
rastlanan ünlü kopuz gelmektedir. Eserin farklı çevirilerinde; mesela Farsça çevirisinde kubuz (4, 381),
Türkçe son çevirisinde kopuz (5, 440) olarak geçen bu kelimeyi, Kaşgarlı Mahmut, Arapça ud sözcüğü ile
karşılamaktadır: ُُ K u b u z: kopuz, uda benzer bir çalgı aleti (1, 370). Yazar, eserinin çeşitli yerlerinde
bu terimi isim (kubuz), sıfat (kubuzluğ) ve eylem fiili (kubzaşdı, kubzaldı, kubzattı, kubzadı) halinde de
açıklamıştır:
1
Süleyman Demirel; Sunuş, Kaşğari Mahmud Divanü Lüğat-it-Türk. (Hazırlayan: Ramiz Asker), Bakü Ozan, 2006, I cilt, s.
5.
2
Reşat Genç, Kaşgarlı Mahmud'a Göre XI. Yüzyılda Türk Dünyası, Ankara: 1997, s. 172–174.
3
Gülay F. Mirzaoğlu, “Divanü Lugati’t-Türk Işığında Müzikal cra Ortamları”, Kaşgarlı Mahmud ve Dönemi Sempozyumu,
Ankara: 28–30 Mayıs 2008, Bildiri Özetleri, s. 35.
4
Ç.Jumayev, “Mahmıt Kaşgarlı'nınq Divan'ında saz sunqatı [sanatı] bilen bağlanışıklı sözler”/ «Mahmıt Kaşgarlı türkologiya
ılmını esaslandırıcıdır» atlı Halkara ılmı maslahatı. Aşqabat: 21-22 Şubat 2008, s. 93-94
5
A.Redjebov, “Muzıkal'no-teoretiçeskaya mısl' epoxi M.Kaşgari i yego znaçeniye v istorii kul'turı narodov Blijnego i Srednego
Vostoka” (M.Kaşgari Döneminin Müzikal-Teorik Düşüncesi ve Bunun Yakın ve Orta Doğu Halklarının Kültür Tarihinde Önemi)
/ «Mahmıt Kaşgarlı türkologiya ılmını esaslandırıcıdır» atlı Halkara ılmı maslahatı, Aşqabat: 21–22 Şubat 2008, s.290.
6
Baheddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, C. IX , Ankara 1977, s. 4-5.
Kâşgarlı Mahmut ve 11. Yüzyıl Musikisi Üzerine
33
ُ ُُ K u b u z l u ğ: « ِ ُ ُُ kubuzluğ kişi = kopuzlu adam» ( 1, 474).
َ ُ K u b z a ş d ı: «
َ ُ ر
kızlar kubzaşdı = kızlar, cariyeler kopuz
çalmakta yarıştılar»,
(
رُ َ ُ
-
ق
َ ُ
kubzaşur – kubzaşmak) (2, 226)
َ ُ K u b z a l d ı: « ُُ
َ ُ kubuz kubzaldı = kopuz çalındı», (
رُ ا ُ
-
ق َ ُ
kubzalur – kubzalmak)
(2, 238).
َ ُ
ّ K u b z a t t ı: « َّ ُ َا لُا ol anı kubzattı = o ona kopuz çaldırdı», ( رُ َ ُ
-
ق َ ُ kubzatur – kubzatmak) (2, 321).
دا ُ K u b z a d ı: « دا ُ ُُ لُا ol kubuz kubzadı = o, kopuz çaldı», (
را ُ
-
ق ا ُ
kubzar – kubzamak)
(3, 258).
Kopuzun eski dönemlerde atkuyruğundan ve hatta ince bağırsaktan yapılan kirişle, ipek telle
mızraplı veya mızrapsız çalındığı bilinmektedir. Fakat Kaşgarlı Mahmut bu konuda hiçbir bilgi
vermemektedir. Muhtemelen aynı gelenek 11. yüzyılda da sürmüştür.
Kopuzu, dönemin diğer telli sazlarından ikeme, çeng ve buçı izlemektedir. Bu sazlardan ilki olan
ikeme, Divan'ın Türkçe son çevirisinde (5, 249) egeme imlası ile geçmektedir. Çeng sazının adı Divanü
Lugati’t-Türk’ün Uygurca (6, 487) ve Çince çevirilerinde (7, 347) çong olarak, Türkçe aynı çeviride ise
çung (5, 240) olarak verilmiştir. Kaşgarlı Mahmut, ikeme'nin kopuza benzediğini yazmaktadır:
ِا
keme: saz, kobuz gibi çalınan musiki aleti (1, 193). Çeng'in özellikleri tam olarak belirtilmemiş olsa da
onun da telli alet olduğu kuşku götürmez bir gerçektir:
َ Ç e n g: çeng, zeng, musiki aleti (3, 311). Bu
alet günümüzde bazı Türk boylarında, özellikle de Uygurlar arasında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kaşgarlı Mahmut, buçı ile ilgili olarak verdiği bilgide onun da kopuz türünden telli bir alet olduğunu;
hatta buçı kobuz olarak da adlandırıldığını vurgulamaktadır:
ُ Buçı: « ُُ
ُ buçı kobuz = telli
ud'lardan biri». Bu, kaz göksü (barbet) adı verilen çalgı aletlerinden birisidir (3, 169). Buradaki buçı
kelimesinin ne anlama geldiği merak konusudur. Kaşgarlı Mahmut'ta
ُ ُ َ َُا ُ ُ buç buç öter
semürgük = bülbül buç buç öter (2, 285) diye bir mısra geçmektedir. Bundan yola çıkarak buçı kobuz'un,
bülbül gibi şakıyan kopuz anlamına geldiği düşünülebilir mi? Öte yandan, Azerbaycan Türkçesinde
kulak, sazın aşığı anlamında puç kelimesi mevcuttur. Hatta sazın puçunu burmak; yani sazı köklemek,
simi tarım hale getirmek deyimi de vardır. Buradan hareketle buçı kobuz'un kulaklı, aşıklı kopuz
anlamına geldiği varsayımı da göz ardı edilemez.
Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lugati’t-Türk’te bahsettiği çalgı aletlerinin diğer bir grubunu ise
nefesli sazlar oluşturmaktadır. Burada üç alet üzerine, yani sıbızğu, borğuy ve tovıl üzerine de bilgi
verilmektedir. Bunlardan sıbızgu çağdaş ney, daha doğrusu, onun basit türü olan, günümüzde çocukların
kamıştan, içi oyulmuş ağaçtan veya söğüt kabuğundan yaptıkları kaval-düdük olduğu düşünülebilir.
Kaşgarlı, bu aleti ek bilgi vermeden sade bir anlatışla sunmaktadır: ُ ِِ Sıbızğu: düdük, tütek, ney (1,
469). Divan’daki ikinci nefesli alet borğuy; zurna'nın bir türü diyebileceğimiz alettir. Çünkü Kaşgarlı
Mahmut bu alet için sadece ُ ر ُ Borğuy: Nefesle çalınan boru (3, 226) deyip geçmektedir. Bu,
Azerbaycan Türkçesinde truba, boru, kerenay, Özbekçe'de kerenay, Türkiye Türkçesinde borazan,
ngilizce'de trumpet kelimesiyle karşılanan nefesli çalgı aletidir. Divan’daki üçüncü nefesli alet tovıl'dır.
Kaşgarlı Mahmud'un bu alete ilişkin tanımı, beraberinde soru işareti de taşımaktadır: لِ ُ Tovıl: Davul,
nakkare. Av zamanı şahin için çalınan davul (3, 163). Bu tanımın ilk kısmından tovıl'ın davul, nakkare,
timbal olduğu anlaşılmaktadır. Fakat bu davulun şahin çağırmak için çalındığı bilgisi, bu konuda
tereddüde düşmemize yol açmaktadır. Çünkü şahin davulla değil, düdükle çağrılmaktadır. O zaman
tovıl'ın hem davul, hem de düdük anlamına geldiğini kabul etmemiz gerekecektir.
Kaşgarlı Mahmut vurmalı sazlar kısmında tümrük ve küvrük adlı iki aletten bahsetmektedir.
Bunlardan tümrük maddesi şöyledir: ُ ُ Tümrük: def, dümrük. Oğuzca (1, 462). Burada hiçbir sorun
yoktur. Küvrük maddesi de anlaşılırdır: ُ ُ Küvrüg: kös, davul (1, 463).
Divanü Lugati’t-Türk’te tuğ terimiyle hem bayrak ve sancak, hem de askeri orkestra veya ordu
bandosu, başka bir deyişle mehteran takımı ve nöbet değişimi kastedilmektedir. Kaşgarlı, tuğ maddesinde
şöyle yazmaktadır: غ ُ Tuğ: Hakanın yanında çalınan nakkare (kös) ve davul. « درُا غ ُ ن xan tuğ urdu
= han nöbet davulunu vurdu, orkestra çaldı» (3, 134). Tuğun vurulması muhafız alayının nöbet değişimini
Dostları ilə paylaş: |