91
popüler, halk için sinema olarak tanımlanır (Armes, 1987: 266). Glauber Rocha’ya
göre ise, Cinema Novo politik, devrimci ve popüler bir sinemadır (Armes, 1987:
267).
Cinema Novo
, Alim Şerif Onaran ve Esra Biryıldız tarafından, dünya sinema
tarihindeki, en önemli yedi sinema akımından biri olarak gösterilmekte (Onaran,
1986; Biryıldız, 2002) ve bunların arasında Avrupa ya da Kuzey Amerika’nın
dışındaki tek sinema akımı olarak değerlendirilmektedir. Glauber Rocha, Cinema
Novo
’nun teorisyenidir. Rocha’nın “Açlığın Estetiği” makalesi Cinema Novo’nun
temel prensiplerini sıralar. Rocha’ya göre, Brezilya’nın sorunu yoksulluk ve açlıktır.
Bu açlık şiddete yol açmaktadır. Cinema Novo filmlerinde açlık ve şiddet içice
gitmektedir. Rocha sadece şiddetin diyalektiği ile lirike ulaşırız (Stam, 2003: 31)
diyerek sinema şiddet ilişkisini de açıklamaya çalışır. Cinema Novo ülkenin
kuzeydoğu bölgesinde toplum ve insan yaşamını yeniden keşfeder ve görünür
kılarken, estetik ve politiği göz ardı etmeyen bir sinema dili yaratır (Bentes, 2003a:
89). Akımın amacı, orta sınıflara sorunları hatırlatmaktır (Mayer, 1998: 227).
Cinema Novo
, toplumsal adaletsizliğin egemen olduğu bir ülkenin
gerçeklerini, bazen bir belgeselin gerçekliğiyle, bazen de Brezilya kültürünün izlerini
taşıyan simgeleri kullanarak gözler önüne sermeyi amaçlar (Biryıldız, 2002: 125).
Cinema Novo
’nun önemli bir hedefi de ulusal bir sinema yaratmak olmuştur. Bunun
için Brezilya gerçeğinden yola çıkarlar. Cinema Novo siyasi bir sinema yapmaya
çalışırken bir yandan da popüler olmaya çalışmış, ama dağıtım ağlarının yetersizliği
nedeniyle bu hedefine ulaşamamıştır. Rocha, Cinema Novo’yu tanımlarken “açlık
92
içinde mutsuz, çirkin filmlerin sineması”, der (Stam, 2003: 31). En üretici Üçüncü
Dünya hareketi, 1960’ların başında ortaya çıkmış, Brezilya’da ki Cinema Novo
olmuştur ve her ne kadar bu hareket sağcı askeri cuntanın 1964’te iktidara gelmesiyle
hızını kaybetmişse de filmlerinin çoğunun simgesel stilizasyonlar kullanması
sayesinde kısmen ayakta kalabilmiştir (Monaco, 2002: 315).
Cinema Novo
’nun estetiği edebiyattaki şiirsel gerçekçilik ile ilişkilidir. Şiirsel
gerçekçilik Latin Amerika kültürünü tanımlamak içinde kullanılır. Edebiyatta
Gabriel Garcia Marquez, Isabella Allende, Austrias gibi temsilcileri vardır. Gerçeğin
ş
iirsel bir şekilde yumuşatılarak, drama fazla kaçmadan anlatılması olarak
tanımlanabilir. Cinema Novo’da sinemada drama kaçmadan gerçekliği vermeye
çalışmıştır. Ancak, estetik kaygıları ve sosyal eleştiri izleyicileri yabancılaştırır,
izleyiciler doğallık ve didaktik sinema isterler (Xavier, 2003: 40).
Sertao
, Brezilya sinemasının en önemli konularından birisidir. Cinema Novo
akımı genel olarak sertao filmlerinden oluşur. Bu filmlerde sertaonun yoksulluğu,
inançları, mistisizmi gösterilmeye çalışılırken, politik olarak sertao içinde çözümler
üretilmeye, devrimci ya da evrimci yanıtlar bulunmaya çalışılır. Glauber Rocha’nın,
Siyah Tanrı, Beyaz Şeytan
filminde sertaonun bütün karakteristik özellikleri vardır:
büyük toprak sahipliği, azizler ve Mesih, kurtarıcı inancı ve eşkıyalık (Bentes,
2003a: 90). Filmin kahramanı, çoban Manuel, önce büyük toprak sahibini öldürüp,
suç dünyasına girer, ama kurtuluşu, kendini Mesih ilan eden Sebastiao’nun yanında
arar ve sonunda son eşkıya Corisco’ya katılır. Corisco’yu da Antonio Das Mortes
öldürür. Kuzeydoğu Brezilya her zaman arkaik, gizemli ve mistik bir bölge olarak
93
gösterilir (Bentes, 2003a: 89). Din teması baskı aracı olarak kullanılırken, halkın
kurtuluş için dine sarılması vurgulanır. Siyah Tanrı, Beyaz Şeytan’da mit, politika,
din, popüler kültür, toprak reformu, sosyal adaletsizlik, gücün farklı biçimlerini
oluşturan büyük toprak sahipliği, din ve eşkıyalık hep birliktedir (Bentes, 2003a: 90).
Bu film Kuzeydoğu Brezilya’nın ve Cinema Novo’nun bir özeti gibidir. Kıraç
Hayatlar
’da bir kez daha sertaonun yoksulluğu, adaletsizliği gösterilmektedir.
Büyük toprak sahipliğinin yanında, topraksız, işsiz köylüler, yeni oluşmaya başlayan
küçük şehirlerde devleti temsil eden kişilerin keyfi davranışları ve dolandırıcılıkları
bu filmin içinde yer almaktadır. Cinema Novo filmlerinde Kuzeydoğu Brezilya’nın
ağırlığı görülmesine rağmen kentlerde, gecekondularda geçen filmlerde önemli bir
yer tutmaktadır.
Cinema Novo
filmlerinde hikâyelerin başı, ortası, sonu yoktur. Hayatın
içinden bir süreç yer alır ve filmin bittiği yerden hikâye devam eder. Şiddet Cinema
Novo
’nun bir diğer önemli olgusudur. Rocha’ya göre, şiddet sadece semptom değil,
açlığın en önemli kültürel manifestosudur. Açlık, şiddeti yaratır ve açlık ve şiddet
azgelişmiş ülkelerin en büyük sorunudur.
Azgelişmişlik, yoksulluk, eşitsizlik Cinema Novo filmlerinin tematik
kaynaklarıdır. Dönen Rüzgâr’dan başlayarak perdede görünmeyen insanlar sinemada
görünmeye başlar, Dönen Rüzgâr’da ekranda balıkçılar vardır (Armes, 1987: 258).
Daha sonraki filmlerde işsizler, köylüler ve toplumun alt sınıflarından insanlar
görünmeye devam eder. Ülkenin yoksulluğu perdeye gelirken bu durum
dramatizasyona kaçmadan anlatılır, var olan durum verilmeye çalışılır. Yeni
Dostları ilə paylaş: |