14
pro-PTH’nın amino ucuna kovalan olarak bağlanmıştır. Pre peptidin ayrılmasıyla pro-PTH
oluşur. Pro-PTH 90 aminoasitlidir.Pro parçası PTH’nın amino ucuna ekli 6 aminoasitten
ibarettir. PTH’nın iki öncüsü pre-pro PTH ve pro-PTH spesifik proteazlarla ayrılır. Son ürün 84
aminoasitten oluşan bir polipeptiddir. Pre-pro PTH ve pro-PTH paratiroid bezinden normalde
salgılanmazlar, ancak bazı patolojik durumlarda salgılanırlar (11,64 ).
PTH’ un biyolojik olarak aktif ucu amino ucudur. PTH’nın amino ucuna bağlı pre veya pro
peptid prekürsörleri biyolojik olarak daha az aktiftir. 84 aminoasitli polipeptid halinde periferik
dolaşıma sekrete edildiğinde hemen daima küçük fragmanlara ayrılır. Đlk bölünme 33 ve 34.
aminoasitler arasında oluşarak amino terminal fragman salınır. PTH ve aktif fragmanlarının
sadece birkaç dakikalık yarı ömrü mevcut iken, PTH’nın birçok fragmanının yarı ömrü birkaç
saattir. Bu fragmanlar immunolojik aktiviteye sahiptir, fakat biyolojik aktiviteleri yoktur (64).
Sekresyonun Kontrolü:
PTH sekresyonu primer olarak ekstrasellüler kalsiyum konsantrasyonu ile kontrol edilir.
Hipokalsemi paratiroid hücrelerinde sellüler adenil siklaz aktivitesini ve cAMP formasyon
hızını arttırır, PTH sentez ve salınımını uyarır. Hiperkalsemi ise PTH sekresyonunu suprese
eder (11).
Magnezyum seviyesindeki akut değişimlerin in vitro (65) ve in vivo (66) olarak PTH
sekresyonu üzerine kalsiyuma benzer etkisi olduğu gösterilmiştir. Yüksek magnezyum
konsantrasyonlarında PTH salgılanması baskılanır. Magnezyum seviyesindeki kronik
düşüşlerde ise PTH sentezi için gerekli olan magnezyum gerektiren adenil siklazın inhibisyonu
ve cAMP’nin azalmış sentezi nedeniyle PTH salınımı durur.
Serum inorganik fosfat seviyesinden PTH sekresyonu direkt olarak etkilenmemesine rağmen,
artışı
halinde
ekstrasellüler
sıvıdan
kalsiyum
iyonunun
ayrılması
ile
kalsiyum
konsantrasyonunda azalmaya neden olarak PTH salınımını arttırır.
Epinefrin PTH sekresyonunu arttırır. Uzun süreli glukokortikoid tedavi alan hastalarda da
serum PTH konsantrasyonunun arttığı gösterilmiştir (67). Alüminyum yüksekliğinde ise PTH
sekresyonunun baskılandığı gösterilmiştir.
15
Özellikle D vitamininin PTH sekresyonunu modüle edici etkisi önemlidir. D vitamini
metabolitleri ile PTH arasında negatif feedback olduğu bilinmektedir. Paratiroid bezi
hücrelerinde 1,25(OH)2D reseptörlerinin bulunması, bu metabolitin PTH salgılanmasında
önemli bir işlevi olduğunu düşündürmektedir (11, 68, 69).
PTH sekresyonu gece yarısı en yüksek seviyede olmak üzere diürnal bir ritm göstermektedir.
PTH karaciğer Kuppfer hücrelerinde ve böbrekte metabolize edilmektedir (11, 70).
Biyolojik Aktivitesi:
PTH’nın başlıca görevi ekstrasellüler sıvıda kalsiyum konsantrasyonunu normal seviyede
tutmaktır. Hormon kemik ve böbrek üzerine direkt ve 1,25(OH)2D vitamini sentezi üzerinden
barsakta indirekt etki göstererek serum kalsiyum konsantrasyonunu arttırır (11).
a) Kemik üzerine etkisi:
PTH’nın artmış düzeylerine günlerce devamlı olarak maruziyet osteoklast aracılı kemik
rezorpsiyonunda artışa yol açar. Bu etkisi sonucunda kemikten kalsiyum ve fosfatın salınımı
uyarılır. Ancak hayvanlarda veya osteoporotik hastalarda PTH’nın aralıklı olarak günlerce
uygulanması kemik yıkımından çok kemik formasyonunda net bir uyarılmaya yol açar. Bu da
osteoporoz tedavisinde düşük doz sentetik PTH kullanılmasına olanak sağlamıştır (11,71).
PTH’nın östrojen ile kombine kullanımının özellikle omurga ve kalçada olmak üzere trabeküler
kemikte önemli bir artışa yol açtığı gösterilmiştir (72).
PTH reseptörleri olan osteoblastlar ve stromal hücre prekürsörleri PTH’nın kemik oluşturucu
etkilerinde çok önemlidir. PTH reseptörleri olmayan osteoklastlar ise kemik yıkımında aracılık
eder. Osteoklastların PTH aracılığı ile uyarılmasının indirekt olduğuna inanılır. Bu olay kısmen
osteoblastların osteoklastları aktive etmek için salgıladıkları sitokinler (IGF-1, IL-6, GM-CSF
vb) üzerinden gerçekleşir (11).
b) Böbrek üzerine etkisi:
16
Paratiroid hormonunun renal etkileri daha akuttur. Fosfatürik etkisi ilk kez 1929’da idiyopatik
hipoparatiroidili çocuğa paratiroid ekstresi verilerek gösterilmiştir. PTH, proksimal renal
tubulusta kalsiyum, sodyum, monohidrojen fosfatın reabsorbsiyonunu inhibe eder, distal renal
tubulusta kalsiyum, magnezyum, sodyum ve hidrojen iyonu absorbsiyonunu arttırır. Bu etkiler
monohidrojen fosfat, sodyum, potasyum ve bikarbonatın renal klirensinde artış, kalsiyum,
magnezyum ve hidrojen iyonlarının renal klirensinde ise azalma sağlar (73,74). PTH’nın renal
etkilerine cAMP aracılık eder. PTH’nın proksimal tubulustaki en önemli işlevlerinden biri 1-α
hidroksilaz enzimini aktive ederek 1,25(OH)2D vitamini sentezini arttırmasıdır (11).
c) Đnce barsak üzerine etkisi:
PTH, vitamin D metabolizması üzerine etkisiyle ince barsaktan kalsiyum ve fosfatın
absorbsiyonunu stimüle eder. Đntestinal hücre düzeyinde PTH’nın direkt olarak kalsiyum
trasportunu arttırıcı etkisi olduğunu savunan çalışmalar da mevcuttur (73).
Sonuç olarak, PTH’nın kemik, barsak ve böbrek üzerindeki etkileri serum kalsiyum düzeyinde
artışa neden olur. Kemikten fosfat mobilizasyonunun hızlanması ve barsaktan fosfat
absorbsiyonunun artması teorik olarak plazma fosfat düzeyinde yükselmeye neden olması
beklenirken PTH’nın fosfatürik etkisiyle fosfat kaybı serum fosfat konsantrasyonunda
azalmayla sonuçlanır (11).
Etki Mekanizması:
Paratiroid hormon reseptörü hem PTH’yı hem de PTHrP (Paratiroid hormon ile ilişkili
protein)’yı bağladığı için PTH/PTHrP reseptörü adını almaktadır. PTH/PTHrP reseptörünün
geni 3. kromozomun kısa koluna lokalizedir. PTH/PTHrP reseptörü G- protein reseptörleri
süper ailesindendir. Bu reseptörlerin intrasellüler bağlantılarını G- proteini sağlamaktadır. G-
proteinleri heterodimerik yapıda olup α, β ve γ subünitelerinden meydana gelmektedir. Đnaktif
durumdaki α subünitesine GDP bağlıdır. PTH’nın reseptöre bağlanması ile G proteini GDP
yerine GTP bağlar. Sonra α subünitesi, βγ subünitelerinden ayrılarak Gsα stimüle olur veya Giα
inhibisyonu gerçekleşir. Bundan sonra da adenil siklaz veya fosfolipaz C aktivasyonu başlar.
Adenil siklaz stimülasyonu sonucunda oluşan cAMP böbrekte PTH’nın fosfatürik ve kalsiyum
tutucu etkilerini aynen göstermektedir. Şu halde c AMP, PTH’nın 1-α hidroksilaz üzerine olan