İşte, orta sınıfların yeni kuşaklarında genişleyen bu sosyal pro
fil, yeni bir liberal aydın zümresini içinden çıkartıyor, daha doğ
rusu onun için zemin oluşturuyor. Yaklaşık üç yıldır var olan
Genç Siviller girişimini zannederim bu zemine oturtabiliriz - ye
ni liberal aydın ve kanaat önderi profilinin yegâne temsili olarak
değil, bir örneği, bir ucu, bir belirtisi olarak.8 Bu yeni aydın züm
resinin solla didişmeye yatırdığı arzu, taslağım çizdiğimiz sosyal
profil içinde bir kopuşu gerçekleştirme cehdiyle irtibatlandınla-
bilir; orta sınıflar içindeki serbestîciliği sol sempatilerden, sol ez
berlerden, sol sinizmden sıyırma gayretiyle açıklanabilir. Aynı
zamanda aydınlar arası bir rekabet boyutu vardır bunun. Yeni bir
aydın zümresi kendisine alan açma mücadelesindedir ve o alan,
esas itibarıyla solun zilyedliğindeki arazide açılacaktır.
Yeni liberal aydın muhitinin solla didişmekten istifadesi bu-
dur. Solu gözde hasım tayin etmesinin arkasında böyle bir top
lumsal ve politik mantık vardır. Peki, solda “liberal aydınlara”
gösterilen büyük tepkinin, “liberaller”in bütün kötülerden da
ha kötü ve daha çirkin ilan edilmesinin nedeni nedir? Liberal ay
dınların (eski veya yeni, muhafazakâr menşeli veya sol menşe
li...) insafsız hücumlarına maruz kalmaktan kaynaklanan tep
ki mi sadece? Liberalizmin “gerçek/çirkin” yüzünü teşhir etmek
için fırsatı değerlendirme azmi mi? Yine bununla bağlantılı, libe
ralizmin solcular saflarındaki artan nüfuzunu önleme çabası mı?
Bu açıklama şekilleri, solun/solculuğun orta sınıfsal varolu
şu/görünüşleri veya giderek orta sınıflara sıkışması üzerine dü
şünmemiz için uyarıyor olmalıdır bizi. Orta sınıflar arasında
“gündelik/sıradan liberalizm” diye adlandırabileceğimiz -derli
toplu bir liberal söyleme de inkılâp edebilen- bir eğilimin güç
lenmesi gerçekten de sola ‘dokunur’, zira gerçekten de solun/
solculuğun zilyedliğindeki bir alanın kaybı demektir. “Liberal
aydınlara” yönelik tepkinin şiddetinde, solculuk -so l kamuoyu
8
Kabaca tasvir edilen yeni orta sınıf profili ile bu yeni aydın zümresi (ve husu-
sen Genç Siviller) arasında hal ve davranış düzleminde bire bir tekabüliyet ara
mak yanlış olacaktır. Yeni-liberal kanaat önderlerinin girişimi, bu konformist
ve sinik ‘tabanı’ politize etmeye dönük bir girişim. Ayrıca, Genç Siviller ara
sında, solu sarakaya alma eğlencesi yanında, milliyetçi-muhafazakâr gelenekle
hesaplaşmaya dönük bazı çıkışları da not etmeli.
yapılan- zaten orta sınıflara sıkışmışken, bu (dar) alanda orta
ya çıkan rekabetten duyulan tedirginliğin de payını aramalıyız.
Bazen galizleşse ve böylelikle imkânsızlaş(tml)sa da, ortada bir
tartışmanın
vuku bulabiliyor olmasının hikmeti de buradadır.
Açık ki, sözgelimi bir “Buduncudan”, bir “açık”-Ergenekoncu-
dan, bir Hizbullahçıdan farklı olarak, muhatabınıza söyledikle
rinizle üçüncü şahısları -hatta bizzat onu d a !- ikna edebilme
ihtimalini gözeterek, kalabalık bir “kafası kanşıklar” grubunu
kollayarak konuşuyorsunuzdur.
Orta sınıflaşmayı veya orta sınıflarla teması mutlak bir yoz
laşma nişânesi olarak düşünüyor değilim. Kendini ciddiye alan
bir solun etki ve hitap menzilinin orta sınıflarla sınırlı olması,
“en alttakilere”, mâdunlara değmemesi, onlan görmemesi elbet
te zillettir. Hele, zengin-yoksul kutuplaşmasının en naif sosyal
adaletçiliği özlettiği bir zamanda. Ancak buradan, annıp saf sı
nıf çizgisine kavuşmayı vaaz eden ve politik açığını ahlâkçı fa
natizmle örtmeye kalkışan bir ‘çocukluk hastalığı’ lisanına sav-
rulmamalı. Sosyalist sol, kâh kadrolan ve iradeciliği/öncücülü-
ğü bakımından, kâh onları “halk sınıflan” bağlamında içeren
popülist stratejileri bakımından, hep orta sınıflarla (eski tabir
le küçük burjuvazi) rabıtalıydı. Asıl önemlisi, metalaşmanın ha
yatın her hücresine sızdığı kapitalizmin genişleyen yeniden üre
tim çağında, bilhassa şeyleşme/yabancılaşma ‘cinsinden’ top
lumsal çelişkiler, (gayrımaddî emek süreçleri bağlamında) or
ta sınıflan mutazamr ve ajite etmekle kalmıyor; daha önemlisi
sosyalizm açısından verimli bir çelişkiyi (çünkü, yeni bir toplu
mu/toplumsallığı tasarlamayı tahrik eden bir çelişkiyi) billurlaş-
tınyor. Kapitalizmin toplumsal çelişkilerinin orta sınıflara nü
fuzu, organikleşiyor. Kısacası, zamanımızda sol, mâdunlarla ra
bıtasız kalamayacağı gibi, orta sınıflardan da sarfınazar edemez.
“Em ek eksenli mücadele” form ülünün galiba yetmediği bir
perspektifle, orta sınıflan orta sınıf ideolojisinden anndırma pü-
ritanizminin ötesine geçen bir ufukla, eşitlik değerine sanlarak
“insanlar”a ve “insanlığa” hitap etmenin yolunu bulmalıdır.9
9
Burada yaptığım, Şükrü Argın’m çağrısını tekrar etmektir: “Pan-kapitalizm ça
ğında siyasetin buharlaşması”, Mesele, Nisan 2008, s. 37-40.
Ama konumuz bu değil, canımız yetmez. Çok daha basitin
den de alabiliriz... İyi ailelerin iyi okullarda okuyan zeki çocuk
larının yavaş yavaş soldan uzaklaşıp liberal eğilimlere iltifat et
mesini bir sınıfsal “doğa olayı” sayıp rahat mı edeceğiz; yoksa
solun entelektüel minesinin solmasının bir işareti sayıp endişe
lenecek miyiz?
Bu sorulan terkiye alıp, soldaki anti-liberalizm “problemini”
çözümlemeye devam edelim.
Anti-liberalizmin iğvası
Karalamayla eleştiriyi ayırmayı bilmeli. Karalamaya karşı ko
yar, reddeder, tepki gösterir, failine notunuzu verirsiniz; an
cak bir katre eleştirel içerik varsa, mütekabiliyet (“ona bakar
san sen de...”) aramadan, komplekse kapılmadan onu dikka
te almak, solun ‘karakteri’ olmalı. Solu, sol ahlâkı ayırt eden,
bu değil mi? Hep dönüp kendine bakabilmesi... Sözgelimi Et-
yen Mahçupyan ve başka liberal yazarlar BirGün gazetesi mu
hitinde, bilvesile “sol”da, ırkçı-milliyetçi arazlar tesbit ettiğin
de, evet, konu edilen vakanın doğruluğunu sorgulamak, kulla
nılan toptancı karalama diline tepki göstermek, Türkiye’de ırk
çılığın nihâî failinin -Kem alizm üzerinden- sol olduğunu de
meye getiren “izahları” reddetmek gerekir, bunlar geçiştirile-
mez. Beri yandan, varsın bir katre olsun, hakikat payını dikka
te alarak sosyalist solda -gerçekten var olan- milliyetçi önyar
gıları, zihniyet kalıplannı sorun etmek, sorumluluk gereğidir.
Unutmamalı ki, politik etik zemininde solcuların imtihanı da
ha ağırdır; ırkçı-milliyetçi tutum örneğindeki gibi, sağ zihniyet
dünyasında o kadar da problem teşkil etmeyen bir temayül, bir
durum, sol açısından problemdir. Beyaz, kirlenmemelidir! Baş
ka şeyler kokabilir; tuz, kokmamalıdır!
Uzun bir zamandır, geniş bir sol yelpazede “liberal” adı ve sı
fatı, bir hakaret olarak kullanılıyor. “Liberal aydınlan” eli kanlı
işkencecilerden, katillerden daha vahim bir musibet olarak tak
dim etmeye varabiliyor iş. Özellikle kendini liberal olarak tanım
lamayı tercih etmeyen sol, sosyalist aydınlara da teşmil edildi
Dostları ilə paylaş: |