- 613 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 8 Sayı: 41 Volume: 8 Issue: 41
Aralık 2015 December 2015
www.sosyalarastirmalar.com ISSN: 1307-9581
ÇARLIK DÖNEMİNDE RUSLARIN SİBİRYA ARAŞTIRMALARI
RUSSIAN RESEARCH ON SIBERIA IN TSARISM PERIOD
Fatih ÜNAL
*
Öz
Sibirya, Türk tarih ve kültür hazinesinin en eski ve önemli ana ocaklarından biridir. Yaklaşık dört asırdan beridir Rusların
hâkimiyeti altında yaşamalarıyla birlikte çeşitli Türk toplulukları dilleri, kültürleri, yaşam biçimleriyle Sibirya’nın birçok bölgesinde
Türklüğü temsil etmeye devam etmektedir. Sibirya ve Sibirya Türkleri üzerine Türk bilim çevrelerinde yeterli çalışmaların yapılmadığı
bilinmektedir. Bu çalışma Sibirya üzerine, tarih başta olmak üzere, coğrafya, etnografya, dil, inanç ve kültür sahalarında araştırma
yapacak olanlara Çarlık döneminde Rusların yaptığı çalışmalar hakkında genel bir fikir vermesi ve yol göstermesi amacıyla
yapılmıştır.Sibir Hanlığı tarihi, Rusların Sibir Hanlığı’nı yıkarak Sibirya topraklarını zaptetmesi, Sibir tarihinin Rus kaynakları ve XVIII-
XIX. asırlarda Sibirya üzerine yapılan bazı araştırma eserleri kısa künye ve muhtevaları ile tanıtılmıştır.
Anahtar Kelimeler
: Sibirya, Sibir Hanlığı, Küçüm Han, Ermak, Stroganovlar, Ruslar.
Abstract
Siberia is one of the oldest and most important historical and cultural treasures of the main quarries of Turkey. Since its
inception nearly four centuries varied with live under the rule of the Turkish community in the Russian language, culture, and life
styles in many regions of Siberia continues to represent the Turks. It is known that there is not sufficient study on Siberia and Siberian
Turks around Turkish scientific communities. This study was conducted with the aim of guiding and giving a general idea about
Russian studies in Tsarist era to those who will do the research on Siberia in the fields of history, geography, ethnography, language,
faith and culture. The history of Khanate of Sibir, the Russian’s seizure of Siberia, Russian sources of Siberian history, and some research
works on Siberia in 18th and 19th centuries have been introduced with a brief citation and contents.
Keywords:
Siberia, Khanate of Sibir, Kuchum Khan, Yermak, Stroganovs, Russians.
Giriş
Sibirya’nın güneyi, tarihin bilinen en eski devirlerinden beri Türk kavimlerinin yaşadığı, kültür ve
medeniyetlerini yaydığı Türk yurtlarının önemli bir parçası olmuştur. Türklerin tarihi göçlerinden evvelki
ilk yurtları Minusinsk, Tuva, Abakan bozkırları idi. Hunların büyük hükümdarı Mete döneminde Türk
hâkimiyetinin sınırları kuzeyde Yenisey’in yukarı mecralarına, Baykal Gölü kıyılarından İrtiş Nehri yatağına
kadar olan bozkırlara ve daha batıdaki Ting-Ling’ler ve bazı Ogur kabilelerinin yaşadığı topraklara
ulaşıyordu. Miladi V-VI. yüzyıllarda Batı Sibirya’da Tobol ve İşim Nehirleri çevresinde, belki de Sibirya’ya
ad veren
1
Sabar (Sabir) Türkleri mühim tarihi rol oynamış, daha üst bir kültüre mensup olarak Vogullar,
Ostyaklar ve Batı Sibirya’nın diğer unsurları üzerinde derin tesirler bırakmıştı.Altay dağlarının güney
eteklerinde tarih sahnesine çıkanGöktürkler, Altay dağlarının kuzeyi ve Yenisey Nehri’nin kaynaklarından
bu bölgeye gelmişti
2
.Göktürkler zamanında Türk/Töles boylarından bazıları Baykal Gölü çevresinde,
Yenisey Nehri kaynaklarında (Kırgızlar), Selenge Nehri kıyılarında (Oğuzlar), Altayların batısında
(Tarduşlar, Karluklar)yaşıyordu ve Mukan Kağan zamanında Göktürk birliğine dahil olmuşlardı. İkinci
Göktürk devleti zamanında Türk birliğiSibirya Türklerini de içine alarak yeniden pekiştirilmişti. Uygurların
hükümdarı Moyen-çor zamanında Oğuzlar, Kırgızlar, Karluklar, Tatarlar, Çikler itaat altına alınmış ve Türk
hâkimiyeti yeniden Yenisey kaynaklarına ulaşmıştı
3
. Ötüken’de Türk iktidarını bir süre elinde tutan
Kırgızların ardından Moğollar dönemine kadar, zaman zaman yaşanan göç dalgalarına iştirak etmeyen Türk
soylu kavimler Sibirya’da yaşamaya devam ettiler. Rusların Sibirya’ya adım attığı XVI. asrın sonlarına
kadar,bölge tarihinde derin izler bırakan Kıpçaklar, daha sonra Cengizli Türk-Moğol imparatorluğu ve
ardılları zamanında Sibirya Türk hâkimiyetinde kalmaya ve Türk-Moğol karakterini korumaya devam etti.
*
Doç. Dr, Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
1
Sibir adı ile ilgili açıklama ve tartışmalar için bkz, Hadi Atlasi (1993), Sibir Tarihı, Söyenbike, Kazan Hanlıgı, Kazan: Tatarstan Kitap
Neşriyatı, s.23-27.
2
Ahmet Taşağıl (2003), Gök-Türkler, I, Ankara: TTK, , s.9-10.
3
Saadettin Gömeç (2000), Uygur Türkleri Tarihi ve Kültürü, Ankara: Akçağ Yayınları, , s.28-34.
- 614 -
Batı’da Ural dağlarından Doğu’da Pasifik Okyanusu’na kadar, Kuzeybuz denizinden güneyde Kazak
bozkırlarına, Moğolistan’a, Çin hudutlarına kadar uzanan muazzam genişliktekitopraklar Sibirya
adlandırılıyordu. XIX. asırda Sibirya idari olarak Batı Sibirya (Tobolsk, Tomsk, Kırgız Step Vilayetleri) ve
Doğu Sibirya (Yenisey, İrkutsk Vilayetleri ile Zabaykal, Yakut, Kamçatka, Kyahta Oblastları) idarelerine
ayrılıyordu
4
.XIX. asrın başlarında Rusların yaptığı bir tasnife göre Sibirya topraklarında; Türk soylu
kavimler (Tatarlar, Yakutlar, Kızıllar, Kaçinler, Sagaylar, Beltirler, Biryuslar, Sibirya Kırgızları vd.) dışında
başka topluluklar da yaşıyordu. Bunlar: Çud kavmine (Vogullar, Zıryanlar, Obi Ostyakları), Moğollara
(Moğol, Buryat, Kalmık, Teleütler), Samoyedlere (Samoyedler, Koyballar, Motorlar, Karagaslar, Yenisey
Ostyakları vd.), Mançulara (Tunguslar, Lamutlar, Yukagirler), Koryatlara (Koryaklar, Çukçiler, Kamçadallar
vd.) mensup kavimler
5
idi. Bu kavimler kendi dil, kültür ve inançlarını muhafaza eden topluluklar halinde
Rusların Sibirya’ya girdiği tarihlere kadar Asya’da Türkler ve Moğollar tarafından kurulan devlet ve
imparatorluklara ya tabi ya da komşu halde varlıklarını devam ettirmişlerdi.
Batı Sibirya Cengiz döneminde Kırgız törelerinden Mamık oğlu Taybuga’nın idaresine verilmişti.
İrtiş, Tobol, Tura nehirleri boyundaki bu bölgeler onun ölümünden sonra evlatlarına intikal etti.
Günümüzdeki Tümen şehri yakınlarında bulunan Çinki şehrini kuran Taybuga Batı Sibirya’yı bu şehir
merkezinden yönetti. Taybuga’dan sonra onun hâkimiyetindeki topraklar XVI. asrın ortalarına kadar kendi
soyundan gelen hanlar tarafından yönetildi. Muhammet Han zamanında Kazan Hanlığı’nın tehdidi
dolayısıyla İrtiş Nehri boylarına göçedildi. Burada, günümüzdeki Tobolsk şehri yakınlarında bulunan ve
eski bir yerleşim yeri olan İsker (Sibir) şehri imar edilerek Sibir Hanlığı’nın yeni yönetim merkezi haline
getirildi. Yâdigar Han zamanı, Kırım Hanlığı hariç Altınordu’dan kopan diğer Türk-Tatar hanlıklarının
siyasi tarihlerinde felaketlerin yaşandığı, Türk-Tatar istiklâlinin yitirildiği bir dönem idi.Sibir
Hanlığı’nıntarihinde de benzer kırılmalar yaşanıyordu.Zira Türk-Tatar hanlıklarının kalesi sayılan Kazan
Hanlığı’nın Ruslar tarafından yıkılışı İdil-Ural’dan Sibirya’ya kadar bölgedeki Türk-Tatar egemenliğini
korumasız hale getirmişti. Kazan Hanlığı’nın ardından Astarhan Hanlığı, Nogay yurtları Ruslara boyun
eğdi.Bu gelişmelerin yaşandığı yıllarda Yâdigar Han bölgedeki düşmanlarına karşı kendisini himâye etmesi
düşüncesiyle 1555’te Çar İvan Grozni’ye elçiler göndererek Kazan ve Astarhan’ı fethinden dolayı kendisini
kutladığı gibi Sibir topraklarını da Çarlık hâkimiyetine sundu. Bunun üzerine Moskova ile Sibir Hanlığı
arasında bağımlılık ilişkileri başladı. İvan Grozni, Dimitri Korov isimli elçisini Sibir Hanlığı’na göndererek
burada kendi hâkimiyetinin nişânesi olarak vergi toplama işlemlerini başlattı. Böylece Sibir Hanlığı bu
tarihlerde kısa bir süre için şeklen Moskova’ya bağımlı hale gelmiş oluyordu
6
.
Rusların bu tarihlerden önce Sibirya ile ilişkileri ve Sibir dünyasına dair malumatları oldukça
sınırlıydı
7
. Novgrod Knezliği’nin XI. asırdan itibaren kuzeyde Yugra/Ugra ile münasebetleri olduğundan
Rusların Sibirya’ya dair alakaları sadece bu ilişkiler çerçevesinde kalmıştı. Moskova Knezliği’nin en güçlü
hükümdarlarından III. İvan zamanında Yugra ülkesi Moskova’ya tabi edildi. 1483’te Moskova tarafından
Feodor Kurbski komutasında gönderilen kuvvetler Yugra topraklarında Moskova hâkimiyetini
perçinleştirdikleri gibi Sibirya topraklarında seferlere devam ederek İrtiş, Obi nehirlerine kadar
ulaşmışlardı
8
. Bundan sonra da Moskova’nın Sibirya’nın yerel kavimlerinden biri olan Vogullar üzerine
seferleri devam etti ise de bu seferler Sibir Hanlığı’nın hâkimiyet alanı dışında olup ayrıca Sibir Hanlığı’na
yönelik değildi. Rusların Sibirya ve Sibir Hanlığı ile alakası esas olarak Stroganovlar ve Rus Kazakları
(Kossak) üzerinden oldu.
Sibir Hanlığı’nın İşgali
Sibir Hanlığı’nın Rus hâkimiyetine giriş sürecinde, Altınordu zamanında Rusya’ya giderek
Hıristiyanlığı kabul eden bir Tatar mirzasından neşet ettiği sanılan
9
aristokrat bir aile olan Stroganovlar
önemli rol oynadı. Stroganovların Sibir’le münasebetleri aileden Fedor’un evlatları zamanında başladı.
1517’de Vasili İvanoviç tarafından Fedor’un büyük oğulları Stepan, Osip ve Volodimir’e Üstyüg üyezdinde
4
Yu. A. Gagemeyster (1854), Statistiçeskoe Obozrenie Sibiri, I, Sanktpeterburg: s.1-2.
5
Grigori Spasski (1823), “Naçertanie Geografiçeskago Opisaniya Sibiri i Yeya Ostrovov”, Sibirskiy Vestnik, III, Sanktpeterburg: s.132.
6
Hadi Atlasi (1993) s.36-41; Akdes Nimet Kurat-Ahmet Temir (1976), “Sibir (Sibirya) Hanlığı”, Türk Dünyası El Kitabı, Ankara: TKAE,
s.958.
7
Ermak’ın Sibir Hanlığı’nı ele geçirmesinden önce Rusların Sibirya hakkında sahip olduğu kulaktan duyma bilgi ve haberler için bkz,
A. V. Oksenov (1887), “Sluhi, Vesti O Sibiri Do Ermaka”,
Sibirskiy Sbornik, Kniga IV, S. Peterburg: s.108-116.
8
Hadi Atlasi (1993) s.43-45.
9
Nakledildiğine göre Tatar mirzasının (Spiridon) Hıristiyanlığı kabulüne kızan Tatarlar ile Ruslar tarafından askeri techizatla
donatılmış bir ordunun başında harekete gecen mirza arasında şiddetli bir savaş cereyan etmiş ve bu savaşta mirza öldürülerek dilim
dilim doğranmış. Öldürülen mirzanın hamile olan eşi doğurduğu çocuğuna babasının talihsiz ölüm şekli dolayısıyla “doğranmışın,
parçalanmışın evladı” manasına gelen “Stroganov” lakabı vermiştir. Bkz, Miller, Opissanie Sibirskago Tsartsva, s.67-68; Hadi Atlasi
(1993), s.46. Ailenin şeceresi ile ilgili bu anlatımları ve en doğru değerlendirmeleri, Stroganovların aile arşivindeki belgeleri incelemiş
olan Ustrialov’un eserinde görmek mümkündür. Ustrialov, Stroganovların Novgrodlu olduğunu, IV. İvan devrinden çok daha önceleri
Üstyuj ve Sol-Vıçegodsk’ta oturduklarını ve tuz üretimi yaparak zenginleştiklerini ve feodal bir yapıda bir derebeylik statüsünde
bulunduklarını yazar. Bkz, N. G. Ustrialov (1842), İmenitıe Lyudi Stroganovı, Sanktpeterburg: s.1-6.