Görünmez Adam



Yüklə 4,93 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/35
tarix25.12.2023
ölçüsü4,93 Kb.
#161495
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   35
H. G. Wells - Görünmez Adam

çevirdi.
“Bunları iyice kuruturum, efendim, çabucak,” dedi Bayan Hall ve giysileri alarak dışarı çıktı. Tam
kapıdan çıkarken yabancının beyaz sargılı kafasına ve mavi gözlüklerine tekrardan bir göz attı, ama


yabancı peçetesini hâlâ yüzünün önünde tutuyordu. Bayan Hall kapıyı arkasından kapatırken bir an
için titredi, yüzü yaşadığı şaşkınlık ve hayretle dokunaklı bir ifade almıştı. “Asla”, diye fısıldadı.
“Ama, işte!” Son derece sessizce mutfağa doğru yürüdü, oraya vardığında ise, Millie’ye şimdi neyle
uğraşıp, karıştırdığını soramayacak kadar aklı karışmıştı.
Konuk oturdu ve Bayan Hall’ün uzaklaşan ayak seslerini dinledi. Peçetesini yüzünün önünden
çekmeden, arkasında bir şeyler olup olmadığını araştırmak istercesine pencereye bir göz attı, sonra
da yemeğine devam etti. Bir kaşık aldı, pencereye doğru şüpheyle baktı, bir kaşık daha aldı, sonra
ayağa kalktı ve peçeteyi de alarak pencereye doğru yürüdü ve pencerenin storunu alt taraftaki
camların üzerini örten beyaz muslin kumaşın üst tarafına kadar indirdi. Bu, odanın alacakaranlığa
gömülmesine yol açtı. Bu işi de hallettikten sonra daha rahatlamış bir halde masasına ve yemeğine
döndü.
“Zavallı adam ya bir kaza ya bir ameliyat ya da ona benzer bir şeyler geçirmiş,” dedi Bayan Hall. “O
sargılar nasıl ödümü kopardı, Tanrı seni inandırsın!”
Ocağa biraz daha kömür koydu, çamaşır askısını açtı, sonra da yolcunun paltosunu askıya serdi.
“Hele o koca gözlükleri! Tanrı aşkına, bir insanoğlundan çok, bir dalgıç miğferine benziyordu
kafası!”
Konuğun atkısını çamaşır askısının köşesine astı. “Mendilini ise sürekli ağzının üstünde tutuyordu.
Mendilin arkasından konuşuyordu!... Herhalde ağzında da yarası vardı, kim bilir...” Birden aklına bir
şey gelmiş gibi, arkasına döndü. “Tanrım beni koru!” dedi, konuyu birden değiştirerek, “pat’tesleri
hâlâ halletmedin mi, Millie?”
Bayan Hall masayı toplamaya gittiğinde, yabancının ağzının, Bayan Hall’ün onun geçirdiğini
varsaydığı kazada yaralanmış ya da şeklinin bozulmuş olduğuna dair fikri pekişmişti, çünkü yabancı o
sırada pipo içiyordu, ancak Bayan Hall’ün odada bulunduğu süre içinde, yüzünün alt tarafına sarmış
olduğu ipek fuları, piposunun ağızlığını dudaklarına götürmek için hiç gevşetmemişti. Ancak bunun
nedeni unutkanlığı değildi, çünkü Bayan Hall tütün kendi kendine yanıp giderken yabancının piposuna
baktığını görmüştü. Sırtını pencerenin storuna dönerek oturmuştu ve şimdi yemeğini yemiş, içeceğini
içmiş ve yeterince de ısınmış olarak, yine kısa olsa da öncekine göre daha az saldırganca bir tavırla
konuşuyordu. Ateşin yansıması o büyük gözlüklerine şimdiye kadar sahip olmadıkları kızılımsı bir tür
canlılık kazandırıyordu.
“Birkaç eşyam var,” dedi, “Bramblehurst İstasyonu’nda,” ve Bayan Hall’e eşyalarının buraya
gönderilmesini nasıl sağlayabileceğini sordu. Bayan Hall açıklamasını yaparken o da bu açıklamayı
onayladığını göstermek için sargılar içindeki başını son derece kibarca sallıyordu. “Yarın mı!” dedi.
“Daha hızlı getirilmeleri mümkün değil mi?” Bayan Hall’den “Hayır,” yanıtını aldığında epeyce düş
kırıklığına uğramış gibiydi. Bayan Hall bundan emin miydi? Arabayla daha çabuk gidip gelebilecek
hiçbir adam yok muydu?
Bayan Hall bu sorulara seve seve yanıt verdi ve konuşmaya başladı. “Yaylaya giden yol çok dik,
efendim,” dedi arabayla ilgili soruya ve sonra yeni bir konuşma başlangıcı fırsatını kaçırmayarak
söze girdi: “Orada bir binek arabası devrilmişti, bir küsür yıl önce. Bir beyefendi öldü, bir de
arabacı. Kazalar, efendim, bir an içinde oluyorlar, değil mi?”


Ama konuğu kolayca sohbete çekilecek biri değildi. “Öyle,” dedi fularının gerisinden, arkasını
görmenin mümkün olmadığı gözlüklerinin ardından sessizce Bayan Hall'ü izleyerek.
“Ama iyileşmek epeyce uzun sürüyor, efendim, değil mi? ... Benim kız kardeşimin oğlu vardı, Tom,
bir tırpanla kolunu kesti, harman yerinde tırpanın üzerine kapaklanmış ve üç ay boyunca kolu sargıda
kaldı, efendim. İnanmazsınız. Gerçekten de tırpan görünce dehşete kapılıyorum, efendim.”
“Bu epey anlaşılır bir şey,” dedi konuğu.
“Bir zaman amel’yat geçirmesi gerektiğinden korkuyordu, o kadar kötüydü, efendim.”
Konuğu birden bir kahkaha kopardı, dudaklarını ısırarak kendini durdurmaya çalışıyormuş gibi
göründüğü yüksek sesli bir kahkahaydı bu. “Öyle mi?” dedi.
“Öyleydi, efendim. Ve ona bakması gerekenler için gülünecek bir şey değildi, mesela benim için...
Kız kardeşim ufaklıklarıyla çok meşgûldü. Sarılması gereken sargılar vardı, efendim ve sökülmesi
gereken sargılar. Öyle ki, bunu söylememi küstahlık saymazsanız, efendim...”
“Birkaç kibrit getirir misin?” dedi konuğu, durup dururken. “Pipom söndü de.”
Bayan Hall birden durup kalmıştı. Konuğunun yaptığı kesinlikle kabalıktı, özellikle de ona bütün o
yaptıklarını anlattıktan sonra. Bir an bir şey söyleyecekmiş gibi ona bakarak durakladı, sonra iki altın
lira geldi aklına. Kibritleri almaya gitti.
Konuğu “Sağ ol,” dedi kısaca, Bayan Hall kibritleri bırakırken ve sırtını ona çevirerek, tekrar
pencereden dışarı bakmaya başladı. Bu tümüyle heves kırıcıydı. Ameliyatlar ve sargılar konusunda
hassas olduğu açıkça ortadaydı. Yine de, her şeye rağmen Bayan Hall “küstahlık” etmemişti. Ama
konuğunun küçümseyen tavrı onu rahatsız etmişti ve Millie de bütün o öğleden sonra boyunca bu
sayede keyif çatmıştı.
Konukları saat dörde kadar arka odada kalmıştı, bu süre içinde de içeri girmek için en ufak bir
bahane bile yaratmalarına izin vermemişti. Bütün bu süre boyunca genelde sakin kalmıştı, gittikçe
karanlıklaşan odada ateşin ışığında pipo içerek öylece oturmuş, belki de biraz uyuklamış olmalıydı.
Meraklı bir dinleyici onun bir iki kez ateşin közlerini karıştırdığını duyabilirdi ve beş dakika boyunca
da odanın içinde volta atmıştı. Kendi kendine konuşuyor gibiydi. Sonra tekrar yerine oturduğu sırada
koltuğun gıcırdadığı duyulmuştu.



Yüklə 4,93 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə