20
ödemeye
mohar
denmesi
10
nedeniyle, mehir kelimesinin aslının Ġbranice olma
ihtimalinden söz edilir.
11
Sadâk
sözcüğü doğruluk, samimiyet, güçlendirme gibi
anlamlara gelen قذص kökünden türemiĢtir.
12
Mezkûr kök anlamının mehre,
evliliği
güçlendirme, kocanın doğruluk ve samimiyetinin kanıtı olma gibi manalar yüklediği
belirtilir.
13
Ayrıca bu iki kelimenin farklı anlam içeriklerine sahip olduğu, mehrin
veliye, sadâkın ise kıza ödendiği Ģeklinde görüĢler de mevcuttur.
14
Çoğunlukla sadâk
kelimesi kullanılmakla birlikte mehrin farklı isimleri de mevcuttur. Bunlardan bazıları;
sadaka, nihle, atıyye, ecr, alâik, ferîda, hibâ Ģeklinde sıralanabilir.
15
Istılahî olarak mehrin muhtelif tanımları yapılmıĢtır. Bunların bazılarını
zikretmek, okuyucunun zihninde mehrin mahiyetine dair genel bir kanaat oluĢturması
açısından yararlı olabilir. Mehir, “Nikah için aslî
bir unsur olmayan, nafaka gibi,
kadının kocanın yanında alıkonulması karĢılığında ödenmesi gereken ilave bir
bedeldir.”
16
“Kocanın nikah akdinin sonucu olarak karısına
ödediği para veya
maldır.”
17
“Kadının nikah akdi veya zifaf sonucu kocasından almaya hak kazandığı
maldır.”
18
Nikah akdi esnasında, evlilik devam ederken veya sona ermesi durumunda
kocanın karısına ödemek zorunda olduğu belirli bir mal veya ekonomik değeri olan
Ģeydir.
19
Bu
tariflerden hareketle mehir; nikah akdi, zifaf veya sahih halvetin sonucu
10
Yusuf Besalel, “Ketuba”,
Yahudilik Ansiklopedisi
(Ġstanbul: Gözlem Gazetecilik, 2001), 2: 322.
11
Necla Yasdıman Demirdöven,
Kur‟an-Sünnet-Fıkıh Bağlamında Kadının Evlilikteki Hakları
(Ġzmir:
BaĢak Matbaacılık, 2013), 72.
12
Cevherî, “sdk”,
Sıhâh
, 4: 1505-1506; Ġbn Manzûr, “sdk”,
Lisânü‟l-arab,
10: 193-198; Fîrûzâbâdî,
“sdk”,
el-Kâmûsu‟l-muhît
, 900.
13
Burhan SümertaĢ,
Kur‟an-ı Kerim‟de Sıdk Kavramı
(Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 2009),
276-278.
14
Otto Spies, “Mehir”,
İslam Ansiklopedisi
(Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi, t.y.), 7: 494.
15
Ġbn Kudâme,
el-Muğnî
, 10: 97; Yahya b. ġeref Nevevî,
el-Mecmû
(Cidde: Mektebetü‟l-ĠrĢâd, t.y.), 18:
5; Muhammed Emin Ġbn Âbidîn,
Reddü‟l-muhtâr ale‟d-Dürri‟l-Muhtâr Şerh-i Tenvîri‟l-Ebsâr
, thk. Adil
Ahmed Abdulmevcud ve Ali Muhammed Muavviz (Beyrut: Dâru‟l-Kütübi‟l-Ġlmiyye, 1994), 4: 230;
Muhammed b. Ġsmail Emir San‟ânî,
Sübülü‟s-selam
(Mektebetü Mustafa el-Bâbî el-Halebî, 1960), 3:
147.
16
Serahsî,
el-Mebsût
, t.y., 5: 62-63.
ىمب يذىع بٍسببخدإ ءارإب بٍن بجَ ذئاص ًوأ
1تقفىنا تنض
17
Mehmet Âkif Aydın, “Mehir”,
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
(Ankara: TDV Yayınları,
2003), 28: 389; “Mehr”,
el-Mevsûatü‟l-fıkhiyyetü‟l-Kuveytiyye
(Kuveyt: Vizâratü‟l-Evkâfi ve‟Ģ-ġuûni‟l-
Ġslâmiyye, 2000), 39: 151.
خهكىب بجَ بم ٌُ
1اشٍق عضب جٌُفح َأ ءطَ َأ
18
Ġbn Âbidîn,
Reddü‟l-muhtâr
, 4: 230;
1عضبنا تهببقم ًف جَضنا ىهع حبكىنا ذقع ًف بجٌ يزنا لبمهن مسا
Vehbe
Zuhaylî,
el-Fıkhü‟l-İslâmî ve edilletüh
, 2. Bs (DımaĢk: Dâru‟l-Fikr, 1985), 7: 251;
ًقذخسح يزهنا لبمنا ٌُ
تجَضنا
بب بٍجَص ىهع
1تقٍقد بٍب لُخذنبب َأ بٍٍهع ذقعن
Halil Abdülkerim Gönenç, “es-Sadâk”,
el-Mevsûatü‟l-
fıkhiyyetü‟l-Müyessera
(Ġstanbul: Seha NeĢriyat, t.y.), 2: 11.
1حبكىنا ذقعب تجَضنا ًقذخٍسح يزنا لبمنا ٌُ
19
Halil Cin, “Ġslam Hukukunda Mehir”,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
29/1-2 (1972):
199.