İlkel, Köleci ve Feodal Toplum



Yüklə 0,53 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/63
tarix11.09.2018
ölçüsü0,53 Mb.
#67939
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   63

99
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
Hindistan’ýn bir bölümünü ele geçirdiler.
Ýskender’in  yenilmez  ordularýnýn  ilerleyiþi,  ancak,  Orta  As-
ya’da, bugünkü Sovyetler Birliði topraklarý üzerinde, yerel kabileler
tarafýndan durduruldu.
Askerî üstünlük ya da büyük askerin dehasý, Yunan-Maked-
onya birliðinin baþarýsýný açýklayan tek neden deðildir. Baþta gelen
neden, Perslerin boyunduruk altýna aldýðý ve Pers aristokrasisi hesa-
býna savaþmak istemeyen birçok kabile ve halklarýn hoþnutsuzlu-
ðuydu.  Çok  kez,  bu  kabile  ve  halklar  bile,  Ýskender’in  ordusuna
yardým ediyorlardý. Öte yandan, sýnýf egemenliðini elinde tutmak
kaygýsýnda olan yerel aristokrasi de, fatihlerle, kendi isteðiyle uyuþup
anlaþýyordu. 
[sayfa 114]
Ýskender, Babil’i, boyutlarý bakýmýndan tarihte daha önce eþi
görülmemiþ büyüklükteki koskoca devletinin baþkenti yaptý.
Siteler Sistemi Ýle Doðu Despotizmleri Rejiminin Sentezi
Yunan-Makedonya-Helen  Devletleri
Yunan-Makedonyalýlar, Asya ve Kuzey Afrika ülkelerinde Yu-
nan uygarlýðýnýn gerçekleþtirmelerini yaydýlar, öte yandan kendileri
de Doðu halklarýnýn kuvvetli etkisi altýnda kaldýlar.
Yunan dünyasý ile Doðu dünyasý arasýnda daha MÖ 2. binyýl-
larýndan beri kurulmuþ olan iliþkiler, artýk iktisadî, toplumsal, siya-
sal, ideolojik vb. gibi çeþitli alanlara yayýlýyordu. Yunan dünyasý ile
Asya ve Afrika’nýn eski monarþilerinin bu karþýlýklý etkileri, içice gir-
meleri, birbirlerini zenginleþtirmeleri, özet olarak, helenizm kavra-
mýný belirler. Bu terim, genellikle Büyük Ýskender’in fetihleri çaðýný
ve Roma fetihlerine deðin süren helenistik devletlerin geliþme dö-
nemini belirtir.
Yunan-Makedonyalýlar gittikleri yerlere, kökleþen siteler si-
stemini de götürdüler. Ama Doðuda, site, baðýmsýz köleci bir cum-
huriyet olmadý. Bazý ayrýcalýklara sahip olmakla Birlikte, hükümdar
(monark) tarafýndan denetlenen bir kent oldu. Bir yandan, siteler
sistemi, oldukça dar bir ilaný kaplýyordu. “Hora” topraklarýnýn büyük
bir  bölümü  üzerinde,  köleci  despotizm  düzeni  egemendi.  Hora,
kýrlýk elleri ve ayrýcalýklardan yararlanmayan kentleri içine alýyordu.
Öte yandan, Ýskender tarafýndan ele geçirilen devletlerde, köleliðin
eski biçimleri ile Asya’da varlýðýný sürdürmüþ olan daha ilkel biçim-


100
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
leri birbirine karýþýyorlardý. Fatihlerin ardýsýra giden Yunan ve Make-
donya  zanaatçýlarý,  kendi  deneyimlerini  ve  sanatlarýný  da  birlikte
götürdüler ve karþýlýðýnda Doðulu meslektaþlarýnýn sanatlarýný öð-
lendiler. Zanaatçýlýðýn geliþmesiyle birlikte, ürünlerin deðiþmesinde
[sayfa 115]
 ve ticarette bir artýþ görüldü. Yunan-Makedonyalýlar ile Asya
ve Afrika halklarý arasýnda geliþen iliþkiler, yerel aristokrasi ile yeni
gelenler arasýnda dereceli bir kaynaþmanýn oluþmasýna yardým etti;
“helen” terimi etnik (ýrkî-kavmî) karakterini yitirdi ve bir sýnýf anla-
mý kazandý. Her aristokrat, milliyetinden baðýmsýz olarak, bir “he-
len”di.
Ýlk bakýþta, Ýskender’in býraktýðý koskoca imparatorluk sað-
lam gibi görünür. Ama, köleler ile efendiler arasýndaki, yenenler ile
yenilenler arasýndaki, siteler ile hora arasýndaki, köle sahiplerinin
çeþitli gruplarý arasýndaki çeliþkiler ve özellikle ekonomik birliðin
bulunmayýþý, bu imparatorluðu kýsa ömürlü, geçici bir varlýk haline
getiriyordu.
323 yazýnda, bu büyük baþkomutan kendi yerine birini seç-
meye zaman bulamadan öldü. Koskoca imparatorluk, önem baký-
mýndan birbirinden farklý bir sürü baðýmsýz krallýklara bölündü; bu
krallýklarýn baðrýnda az önce söylediðimiz çeliþkiler aðýrlaþmaya ve
þiddetlenmeye devam ediyordu.
2. ÝDEOLOJÝ VE KÜLTÜR
Köleci iliþkiler kurulup geliþtikçe, eski Yunan’da, özel bir ideo-
loji oluþuyordu. Bu, bazý dinsel ve felsefî görüþlerden yararlanarak,
kendi egemenliklerini sürdürmek isteyen köle sahiplerinin ideoloji-
si oldu. Köle sahiplerinin egemen sýnýfý arasýnda ortaya çýkan to-
plumsal  ve  siyasal  çatýþmalar  çeþitli  felsefî  anlayýþlar  arasýndaki
savaþýmda yansýyordu.
Yunan halkýnýn göz kamaþtýrýcý gerçekleþtirmeleri, kültürde,
özellikle Avrupa kültüründe çok büyük bir rol oynadý.
Ege Uygarlýðý Denilen Girit-Miken Uygarlýðý
Eski Yunan’ýn zengin kültürü, kökenlerini, MÖ 3. ve 2. binyýl-
larýnýn eski köleci toplumlarýnýn kültüründen, Miken, 
[sayfa 116]
 Kara
Yunanistaný, Girit, Ege Denizi adalarý ve Batý Küçük Asya (Truva)


101
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
kültüründen  alýr.  Girit-Miken  ya  da  Ege  uygarlýðý  denen  uygarlýk,
sonraki kuþaklar tarafýndan benimsendi, yeniden canlandýrýldý ve
zenginleþtirildi. Yunan edebiyatýnýn ilk örnekleri, MÖ 2. binyýllarýna
uzanýr.
Eski dünyanýn mimarlýk ve plastik sanatlarý (çok renkli sera-
mik ve yaðlýboya duvar resmi), doðuþlarýný, Ege uygarlýðýna borçlu-
dur.  Müzik  ve  þiir  hakkýnda  da,  ayný  þey  söylenebilir.  Arkeolojik
kazýlar, Giritlilerin, Miken’de oturan Aþenlerin ve Truvalýlarýn yaptý-
klarý büyük saraylarý, heybetli kaleleri, yollarý, sulama tesislerini ortaya
çýkarmaktadýr. Bu kazýlarda, süslü kakmalarla iþlenmiþ silahlar, al-
týn ve gümüþ mücevherler ve avadanlýklar bulunmaktadýr.
Homeros Toplumunun Kültürü
Homeros’un ilyada ve Odiseus destanlarý, antikçaðýn baþ ya-
pýtlarýdýr.  Homeros,  kendisinden  önce  halk  ozanlarý  tarafýndan
yaratýlmýþ olan türküleri derledi ve yeniden canlandýrdý. Baþlangýçta
sözlü yapýtlar olan ve 6. yüzyýldan baþlayarak Atina’da kaleme al-
man Homeros’un þiirleri, MÖ 11 -8. yüzyýllarda, Ege Denizi havzasýn-
da, ilkel topluluk evresinde bulunan kabilelerin büyük akýný sonunda
yýkýlan, daha eski köleci devletlerin kalýntýlarý üzerinde kurulmuþ
Yunan toplumunun anýtýdýr. Bu yapýtlarda yansýlanan genç Yunan
toplumu, homerik toplum adýný almýþtýr. 19. yüzyýlýn Rus eleþtirmeni
V.  Bielinski’nin  benzetmesine  göre,  “Homeros’un  sanat  dehasý,
iþlenmemiþ  efsane  ve  halk  türküleri  filizlerinin  içinden  geçerek,
iþlenmiþ altýn biçiminde aktýðý bir yüksek fýrýn oldu”.
Yunan  Mitolojisi
Homeros’un þiirlerinde ve eski Yunan’ýn öteki manzum yapý-
tlarýnda, somut yaþamý yansýtan gerçekçi konular, efsanelerle 
[sayfa
117]
 içice giriyordu. Yunan efsaneleri, kökenlerini, ilkel topluluk dö-
nemindeki  Ege  Denizi  havzasý  sakinlerinin  dinsel  betimlemele-
rinden alýr. Ama, Yunan mitolojisi, bunlarýn tek mirasçýsý olmadý.
Eski halklarýnýn dinsel anlayýþlarý, eski Yunan folkloruna, daha son-
ra edebiyat ve sanatýna damgasýný vurdu. Dine benzeyiþ bakýmýn-
dan, mitoloji, doðanýn çevrelediði ilkel insanlarýn ve insan yaþamýnýn
gerçeksiz betimlemesi idi. Bu, suyun, havanýn, ateþin ve topraðýn


Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   63




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə