82
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
ve hizmetçi olacağını ifade eden mektuplar yazarlardı.
152
Kur’ân, Hz.
Süleyman’ın Sebe’ melikesine yazmış olduğu “bana başkaldırmayın tes-
limiyet gösterip gelin” muhtevalı mektubuna, “biz güçlü kuvvetli kimse-
leriz, zorlu savaş erbabıyız” şeklinde krallığın ileri gelenlerinin aldıkları
tavıra, “Krallar bir memlekete girdi mi orayı harap ederler ve halkının
ileri gelenlerini zelil hale getirirler” tarzında Belkıs’ın verdiği cevaba atıf
yapmak suretiyle Arap toplumunun bu ahval ve şeraitini resmetmiştir.
153
Cahiliye döneminde Şam, Irak, Fars ve Rum beldelerinden gelip de
Mekke’de kalan tüccarlar, Mekkelilerin kendi can ve mal emniyetlerini
sağlamaları karşılığında Mekkelilere cizye öderlerdi.
154
Güney Arabis-
tanda, Arap reislerinin idaresinde Fars ve Romalılar aracılığıyla kuru-
lan tampon devletler de Fars ve Roma devletlerinin koymuş oldukları
vergileri tanırlardı.
155
Nitekim Bizans devletinin himayesinde bir Arap
devleti olan Ducumluların, Yemen’de me’rib seddinin yıkılması üzerine
Kuzeye göç eden Gassanlılardan, mağlup olmaları üzerine her fertten
yıllık 1/1, 1/1,5 yahut 2/2 dinar oranlarında değişen baş vergisi ha-
raç (cizye) aldıkları
156
benzer şekilde Mısır ve Filistin bölgesine hâkim
olan Amâlika kralı Câlût’un, İsrail oğullarına galip gelip onlardan cizye
aldığı
157
tarihî rivayetler arasında yer alır. Aynı şekilde benzeri cizye
uygulamalarının Gassan, Sebe’
158
ve Himyerilerde, Gataban
159
Nabat,
Roma
160
ve Asurlularda, Pers ve Tedmürlülerde,
161
Habeş
162
Fars ve
Yemenlilerde
163
ve diğer Arap kabilelerinde de yer aldığını görüyoruz.
Cizye ve haracın, Farslarda, Romalılarda, Mısır ve Aramilerde de mev-
cut olduğu, Mısırlılarda “câliya”, Aramilerde de “haraga” adını aldığı,
bunun Kur’ân’da ise “harc/harâc” şeklinde Arapçalaştığı ifade edil-
mektedir.
164
Hatta tarihte Âdem oğulları arasında bilinen ve ilk ola-
152 Cevad Ali, a.g.e., c. V, s. 84.
153 Neml, 27/23-37.
154 Cevad Ali, a.g.e., c. VII, s. 115; Berrû, Târîhu’l-‘Arab, s. 241; Dellû, Cezîretu’l-Arab, s.
149.
155 Erkal, Vergi Hukuku, s. 31; Bakkal, a.g.e., s. 206-207.
156 İbn Habîb, el-Muhabber, s. 370-371; Salih Tuğ, a.g.e., s. 10; Bakkal, a.g.e., s. 207.
157 Taberî, Târîh, c. I, s. 467; Nüveyrî, Nihâyetu’l-Erab, c. XIV, s. 31; İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, c.
I, s. 189.
158 Cevad Ali, a.g.e., c. III, s. 288, 293-294.
159 Cevad Ali, a.g.e., c. IV, s. 170.
160 Cevad Ali, a.g.e., c. V, s. 36.
161 Cevad Ali, a.g.e., c. II, s. 276, 196, 226, 628-631; Corcî Zeydân, Târîhu’l-Arab Kable’l-
İslâm
, Dâru Mektebeti’l-Hayât, Beyrut-Lübnan ty., s. 160; Asurlularla ilgili ele geçen
kitabelerde M.Ö. VIII. asırlarda Asur krallarının Sebelilerden cizye aldıkları yer alır.
Bkz. Berrû, Târîhu’l-‘Arab, s. 72; Muhammed Beyûmî Mehrân, Dırâsât fî Târîhi’l-Arabi’l-
Kadîm
, Dâru’l-Ma’rifeti’l-Câmiiyye, 2. Bsk., yy. ty., s. 115, 127, 238, 244-245, 433.
162 Cevad Ali, a.g.e., c. VI, s. 142, 162, 181.
163 Cevad Ali, a.g.e., c. VI, s. 213; İslamiyet’ten önce Fars kral ve Kisrâlarının belli sınıftan
olan insanlardan belli bir oranda cizye aldıkları hususunda ayrıca bkz. Taberî, Târîh, c.
II, s. 151; İbn Kuteybe, el-Ahbâru’t-Tıvâl, s. 71; İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, c. I, s. 413; Mis-
keveyh, Tecârubü’l-Ümem, c. I, s. 187; İbnu’l-Cevzî, el-Muntazam, c. II, s. 135.
164 Mü’minûn, 23/72; Becker, “Cizye”, İA, c. III, s. 200-201.
Cahileye Döneminde Malî Yükümlülükler ve Bunların Kur’ân’daki Yansımaları
83
rak alınan cizyenin Nuh’un oğulları arasında gerçekleştiği ve Nuh’un
Hâm’dan olan oğullarının Kûtata b. Yâfes’in oğullarından cizye aldığı
ve bunun Âdem oğlu tarihinde bilinen ilk cizye olduğu da kaydedil-
miştir.
165
Cahiliye dönemi savaş teamülleri ve kavramlarından olan cizyenin,
kendi çağının kültüründen bağımsız olmayan Kur’ân’da terim anla-
mıyla teşekkül ve tecessüm ettiği görülmektedir. Kur’ân’da, “Kendileri-
ne kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın
ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam’ı din
edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi
verinceye kadar savaşın.”
166
ayetiyle gayri müslimlerin ya Müslüman
olmaları veya cizye ödemeleri gerektiği şeklinde yer almıştır.
Hz. Peygamber’in de içinde bulunduğu çağın savaş kültürü ola-
rak gayri müslim kabilelerden cizye aldığı, emirlere cizye almalarını
önerdiği,
167
Eyle, Ezruh, Cerbâ, Dûmetülcendel ve Necran Hristiyan-
larından, Teymâ ve Maknâ Yahudilerinden, halkı her iki dine mensup
kısmen de Mecusî olan Bahreyn, Hecer ve Yemenlilerden cizye vergisi-
ni tahsil ettiği,
168
Yemen Mecusilerine gönderdiği Muaz’a, her akil baliğ
olandan bir dinar yahut onun tutarı maâfir kumaş almasını emrettiği
169
bilinen bir durumdur. Benzer şekilde Yemen ve Yesrib’den kovulup
da gelip ticaret için Tâif’e yerleşmiş olan Yahudilere cizye vergisinin
konulduğu da tarihî rivayetler arasında yer alıyor.
170
165 Süheylî, er-Ravdu’l-Ünf, c. I, s. 51.
166 Tevbe, 9/29.
167 Muhammed b. Ömer Vâkıd es-Sehmî el-Eslemî el-Medenî Ebû Abdillâh el-Vâkidî, el-
Meğâzî
, (Tah. Marsden Jones), Dâru’l-A’lemî, 3. Bsk., Beyrut 1989, c. II, s. 757; Ahmed b.
Alî b. Abdilkâdir Ebu’l-Abbâs el-Huseynî el-Ubeydî Takyuddîn el-Makrîzî, İmtâu’l-Esmâ’,
(Tah. Muhammed Abdulhamîd en-Nümeysî), Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1. Bsk., Beyrut
1999, c. I, s. 338; Bakkal, a.g.e., s. 207.
168 Bkz. Vâkidî, el-Meğâzî, c. III, s. 1030-1031; İbn Hişâm, es-Sîre, c. II, s. 525-526; Ahmed
b. el-Huseyin b. Alî b. Mûsâ el-Husrevcirdî el-Horâsânî Ebû Bekr el-Beyhakî, Delâilu’n-
Nübüvve
, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1. Bsk., Beyrut 1405, c. V, s. 247-251; Süheylî, er-
Ravdu’l-Ünf
, c. VII, s. 394-397; el-Makrîzî, İmtâu’l-Esmâ’, c. II, s. 64-67; Ebû Muhammed
Abdullâh b. Müslim b. Kuteybe ed-Dîneverî, el-Meârif, (Tah. Servet Ukkâşe), el-Hey’etu’l-
Mısriyyetu’l-Âmme, 2. Bsk., Kahire 1992, s. 570; İbn Kesîr, el-Bidâye, c. V, s. 15-17;
Ahmed b. Yahyâ b. Câbir b. Dâvûd el-Belâzurî, Futûhu’l-Büldân, Dâru ve Mektebeti’l-
Hilâl, Beyrut 1988, s. 44, 67, 75, 78-79; Ebû Bekr Muhammed b. Yahyâ es-Sûlî, Edebu’l-
Kitâb
, (Tas ve Ta’lik. Muhammed Behçet el-Eserî, Gözden Geçiren. Mahmûd Şükrî el-
Âlûsî), el-Matbaatu’s-Selefiyye Mısır, el-Mektebetu’l-Arabiyye Bağdâd 1341, s. 214; Ebû
Ubeyd Abdullâh b. Abdilazîz b. Muhammed el-Bekrî el-Endülüsî, Mu’cem mâ İsta’cem
min Esmâi’l-Bilâd ve’l-Mevâdi’
, Âlemu’l-Kütüb, 3. Bsk., Beyrut 1403, c. I, s. 130; Mehmet
Erkal, “Cizye”, DİA, İstanbul 1993, c. VIII, s. 42.
169 Belâzurî, Futûhu’l-Büldân, s. 78-79; İbn Kesîr, el-Bidâye, c. V, s. 101; Ebû Muhammed
el-Hüseyin b. Mesûd el-Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl, (Tah. Abdurrezzâk el-Mehdî), Dâru
İhyâi’t-Türâsi’l-Arabiyyi, 1. Bsk., Beyrut 1420, c. II, s. 337; Kurtubî, Ahkâmu’l-Kur’ân, c.
VIII, s. 111-112.
170 Belâzurî, Futûhu’l-Büldân, s. 63-64; Cevad Ali, a.g.e., c. XII, s. 106; Efğânî, Esvâku’l-
Arab
, s. 61.
Dostları ilə paylaş: |