128
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
Bu yorum, yukarıda temas edildiği gibi hadiste zikredilen Yedi
Harf’le ilgili değildir. Ancak bu, Kur’ân’da çokluk ifade eden kavram-
ların bulunmasını açısından önem arz etmektedir. Arap toplumunda
çokluktan kinaye olarak bir kısım kelimeler kullanılmasaydı Kur’an,
çokluk anlamını içeren ya da anımsatan sözcükler kullanmazdı. Zira
Kur’ân, o toplumun diliyle inmiş ve onlara anlayacağı kavramlarla
hitap etmiştir. Hadislerde de bu tür sayıların açıklaması yapılırken
gerçek anlamlarının yanı sıra çokluk ifade eden lafızlar kullanılmıştır.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için Kur’ân ve hadislerden bazı ör-
nekler vermede yarar vardır.
ِ ّٰهللا ُتاَمِلَك ْتَدِفَن اَم ٍرُحْبَا ُةَعْب َس ٖهِدْعَب ْنِم ُهُّدُمَي ُرْحَبْلاَو ٌم َلاْقَا ٍةَرَج َش ْنِم ِضْرَ ْلاا ىِف اَم َّانَا ْوَلَو
ٌميٖك َح ٌزيٖزَع َ ّٰهللا َّان
ِا
“
Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arka-
sından yedi deniz daha ona katılsa, Allah’ın sözleri (yazmakla) yine
de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir
.”
73
Âyette deniz (büyük deniz/Okyanus) kelimesi, mürekkep merte-
besinde kullanılmıştır. Yedi deniz mürekkeple doldurulmuş ve onun
mürekkepleri kesilmeksizin sürekli olarak akıyor. Yeryüzündeki ağaç-
lar kalem olsa ve buna yedi deniz daha katılsa, bu kalemlerle ve mü-
rekkeplerle Allah Teâ’lâ’nın kudretine ve vahdaniyetine delalet eden
sanatını (kelimelerini) yazamaz, kalemler ve mürekkepler biter yine de
O’nun sözleri tükenmezdi.
74
Görüldüğü gibi bu âyette “yedi deniz” ve “aklâm” kelimeleri ile çok-
luktan kinaye yapılmış ve Allah Teâlâ’nın birliğini, vahdaniyetini ve
sanatını yazmaya kalemlerin güç yetiremeyeceği ve mürekkeplerin
bunları yazmaya kâfi gelmeyeceği vurgulanmıştır. Zira O’nun kelime-
leri, ilmi sonsuz ve sınırsızdır.
اوُرَفَك ْمُهَّانَاِب َكِلٰذ ْمُهَل ُ ّٰهللا َرِفْغَي ْنَلَف ًةَّارَم َنيٖعْب َس ْمُهَل ْرِفْغَت ْسَت ْنِا ْمُهَل ْرِفْغَت ْسَت َلا ْوَا ْمُهَل ْرِفْغَت ْسِا
َنيٖق ِساَفْلا َم ْوَقْلا ى ِدْهَي َلا ُ ّٰهللا َو ٖهِلو ُسَر َو ِ ّٰهللاِب
“
Onlar için ister bağışlanma dile, ister dileme (fark etmez.) Onlar için
yetmiş kez bağışlanma dilesen de, Allah onları asla affetmeyecektir.
Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmiş olmaları sebebiyledir. Allah,
fasık topluluğu doğru yola iletmez
.”
75
73 Lokman, 31/27.
74 Zemahşerî, Ebu’l-Kasım Carullah Muhammed b. Ömer,
el-
Keşşâfü an Hakâiki Gavâmid’it-
Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vücûhi’t-Te’vîl
, Tashîh, Mustafa Hüseyin Ahmed, Beyrut, ts. III,
501; Şevkânî, Muhammed b. Ali b. Muhammed eş-Şevkânî,
Fethu’l-Kadîr el-Camiu bey-
ne Fenneyi’r-Rivâyeti ve’d-Dirâyeti min İlmi’t-Tefsîr,
Tashîh, Ahmed Abdusselâm, Beyrut,
1994, III, 393; IV, 302.
75 Tevbe, 9/80.