“Kur’an Ve Tarihselcilik”
Üzerine Bir Değerlendirme
189
teral okunmasının “her dönemde aynı şekilde uygulanacağına dair bir
fundamentalizm”e neden olacağı endişesinden kaynaklandığını söyle-
yen Kotan, onun “
tarihsel boyuta önem vermeyen kitap merkezli oku-
maya dayalı ortodoksiye karşı, halk dininin özgür muhayyilesine daya-
lı bir dindarlık
” önerisine dikkat çeker. Bu önerinin, kitle kültürünün
bir ürünü olan ve siyasal iktidarlar için ideal uyrukları üretecek bir
“kitle toplumu”ndan başka bir şeye teşvik etmediği gerçeğinin, Arkoun
tarafından göz ardı edilmesini de yadırgar. Arkoun’un İslam düşünce-
sinin tarihsel tabakalar altında kalan cevherini çıkarmayı önermekle,
İslam düşüncesine “öz” atfeden oryantalistlerle aynı hataya düşmüş
olduğunu söyler. (s.272)
Kitabın “
Kur’an ve Tarihsellik” olarak isimlendirilmiş son bölümü,
tüm bu tarihselci yaklaşımların ardından Kur’an’ın tarihselliği proble-
mini tartışmakla başlar. Kur’an’ın tarihselliği tezi, konuya dair tarih-
selci yaklaşımlar dikkate alındığında, ihtiva ettiği “öneri” ve bilgilerin
tarihselliği ve dolayısıyla geçiciliği anlamına gelmekte, böylece bir bi-
çimde Kur’an’ı “tarihin ürünü” bir olgu olarak kabul etmektedir. (s.276)
Tarihselci teorinin tezini desteklemek adına ön plana çıkardığı Şâtıbî,
her nekadar “yerli” bir referans olarak kullanılmaya çalışılsa da, tarih-
selci teoriyi haklılıştıran bir Şâtıbî mevcut değildir. O, bilakis “ahkâ-
mı zaruriyattan saymakta ve bu hükümlerin, hâcî ve tahsinî olanlarla
birlikte, mutlaka bütün mükellefler ve her türlü yükümlülük ve ortam
için ebedî, küllî ve genel olduklarını” söylemektedir.(s.278) Kur’an’ın kı-
yamete kadar bütün tarihsel olgulara tatbik edilecek şablonlar vaz et-
mediği aşikârdır ve müslümanlarca bilinmektedir. Zaten içtihad meka-
nizması Hz. Peygamber’den bu yana nass ile tarihin irtibatını sağlayan,
maslahatı
esas alan fonksiyonel İslamî aklın ifadesidir. Kur’an bununla
birlikte, mesela cinayet ve haksız kazanç gibi
hiçbir tarihin meşrulaştıra-
mayacağı
cezaları da net bir biçimde belirlemiştir.
Kur’an, sorunlu tarihsellik-evrensellik tartışmalarının ötesinde,
hem Hz. Peygamber’le birlikte belli bir muhatap kitleye yönelik tarih-
sel bir hitap, hem de “muhtemel ve müstakbel” okurları da dikkate
alan tarih-üstü bir hitaptır. (s.284) Kur’an’ın ilahîliğine inanlar için,
Allah söylediklerinin farkındadır. Dolayısıyla Kur’an metninin ilahîli-
ğine inanan müslümanlar “nesnel anlamı” sorunsallaştırmaz. Ancak
nesnel anlamın varlığı,
nesnel anlamanın sorunsuzluğu manasına gel-
memektedir.(s.287) Oysa, tarihselci yaklaşımlar nesnel anlama konu-
sunda gayet ısrarcıdırlar. Nesnel anlama ulaşma adına, nüzul tarihi,
nüzul sebepleri ve tarihsel bağlama, tarihselci yaklaşımın yaptığı gibi
hak ettiğinden daha fazla rol biçmek ve böylece neden- etki arasında
ilişkinin kavranabileceği iddasında bulunarak bunu Kur’an’a teşmil
etmek, hem
Allah’ın her an herşeyi yeniden yarattığına dair Kur’an