•
Demircan, XV-XVII. Yüzyıllar Arasında Osmanlı Hâkimiyetinde Limni Adası Manastırlarının
Durumu
•
102
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
Sancağı’nın XVI. yüzyıldaki durumunu incelediği çalışmasında 702 numaralı defterin, 141
numaralı defterin bir sureti olduğunu tespit etmiştir. Aynı tahrire binaen tutulan diğer defter
ise 724 numaralı defter olup 1613 tarihlidir. Ancak bu defterdeki kayıtlar da 1591 tarihli sa-
yımı yansıtmaktadır. Bu defterin suret olduğu içindeki bir kayıtta da açık bir biçimde bildi-
rilmektedir (BOA Td. nr. 724: 584).
Sonuç olarak, hem 702 numaralı defter hem de 724
numaralı defter, 141 numaralı defterin sureti olduğu için çalışmada bunlar içinden yalnızca
141 numaralı defterden istifade etmek yeterli görünmektedir.
2.
Edward Gibbon (1988: 320), Lavra (Laura) terimini mağara ya da hücre olarak tanım-
lamaktadır.
3.
Bu yargı daha ziyade Bizans ile Osmanlı idarelerinin manastırlar üzerindeki vergi politikala-
rının bir mukayesesi olarak değerlendirilebilir. Çünkü temelde Osmanlı idaresinde bulunan
reayadan yalnızca avarız vergisinin alınmaması dahi bir nevi muafiyet olarak telakki edile-
bilmekteyken, Talbot (1999: 174)’a göre Bizans devrinde genellikle manastır mülklerinden
vergi alınmamaktaydı. Kanuni dönemine ait olduğu düşünülen 403 numaralı
mufassal tah-
rir defterinde Ortodoks Hristiyanlar için kutsal sayılan Ayneroz yani Athos yarımadasındaki
manastırlar hakkında yapılan açıklamalar bu konuda bazı önemli noktalara işaret etmekte-
dir. Söz konusu defterdeki “
Bedel-i cizye ve ‘öşr-i hubûbât ve bağçehâ ve bostanhâ ruhbânân-ı
manastırhâ-i mezkûrîn der livâ-yı Ayneroz el-mezbûre. Fî sene ber vech-i maktû' 25.000.
Mezkûrûn zimmîler her senede meblağ-ı mezbûrî’ eda itdüklerinden sonra Ayneroz Adası için-
de olan zirâ’atlarından ve bâğlarından ve bâğçelerinden ‘öşür alınmayub ‘avârız-ı dîvâniyyeden
mu’âf ve müsellem olalar deyü selâtîn-i mâziyyeden müteaddid ahkâm-ı şerîfeleri olub ve hâliyâ
padişahımız e’azzallahu ensârehu hazretlerinden mukarrernâme-i şerîf ‘inâyet buyurulub def-
ter-i ‘atîkde dahi vech-i mezkûr üzere mu’âfiyetleri mastûr ve mukayyed oldığı sebebden defter-i
cedîd-i hâkânîye dahi vech-i meşrûh üzere sebt olundı.” şeklindeki kayıt Athos manastırlarına
eskiden beri önemli vergi muafiyetleri tanındığını göstermektedir. 403 numaralı defterdeki
bu kayıt manastırların Bizans dönemindeki kadar değilse de Osmanlı idaresi altında da malî
ayrıcalıklar kazandıkları yönündeki görüşü desteklemektedir (BOA Td. nr. 403: 1043).
Belge için ayrıca bakınız (Lowry 1981: 134-135).
4.
Heath Lowry (1981: 134-135) tarafından incelenen 403 numaralı defterde keşişlerin
sayıları bildirilmesine rağmen isimleri kaydedilmemiştir. Yazar, bu kayıt
üslubunu Athos
manastırlarındaki keşişlerin ayrıcılıklı konumlarıyla ilişkilendirmektedir. Bunun Limni
için geçerli olmadığı anlaşılmaktadır. Öyle ki, 434 numaralı defterde bulunan “
Manastır-ı
Ayo Pavlo der kurb-ı karye-i Vinyadis. Mezkûr karye kurbunda Ayneroz ruhbanları müte-
mekkin olub zirâat itdüklerin öşrin virürler.” ibaresinin altında söz konusu “Ayneroz ruh-
banları”nın (Athos keşişleri) isimleri sıralanmıştır (BOA Td. nr. 434: 82/a-82/b).
Manas-
tırlarda yaşayan keşişlerin isimleri için ayrıca ekler bölümündeki Tablo 3’e (metin içindeki
tablolar I, II, III... şeklinde Romen rakamlarıyla, ekler kısmındaki tablolar ise 1, 2, 3...
şeklinde Arap rakamlarıyla gösterilmiştir) başvurulabilir.
5.
Keşiş kelime olarak Hristiyanlarda, manastırda yaşayan, hiç evlenmemiş
papaz manasına
gelmektedir (
Türkçe Sözlük 1988). Bu tanımdan hareketle defterlerde
adadaki tüm Hris-
tiyan din adamlarının papaz olarak kabul edilişine bir açıklık getirilebilir. Papazlar Orto-
doks kilisesindeki hiyerarşik yapıda en alt sırada yer alıyorlardı. Papazların üstünde sıra-
sıyla despot, metropolit ve en tepede patrik bulunmaktaydı (Sezer 2006: 92-94).
•
Demircan, XV-XVII. Yüzyıllar Arasında Osmanlı Hâkimiyetinde Limni Adası Manastırlarının Durumu
•
103
•
KIŞ 2012/ SAYI 60
bilig
6.
Ege Adalarına ait 121 numaralı tahrir defterindeki 1 Muharrem 1083 (29 Nisan 1672) tarihli
kanunnâmede adalardaki manastırlarda yaşayan rahiplerin üretime dâhil olanlarının en alt dü-
zeyden (edna) vergilendirdiği ve onlardan kişi başına 190 akçe alınacağı kaydedilmiştir (KKA
Td.
nr. 121: 2/b). Kanunnamenin transkripsiyonu için bakınız (
Ege Adalarının Egemenlik
Devri Tarihçesi 2001: 103-105). Bu konudaki örnekler çoğaltılabilir. 1709 tarihli
Midilli Ada-
sı kanununa göre Midillili keşişler de çalışabilir durumda olmaları şartıyla cizye mükellefi ola-
rak kaydolunmaktaydı (Barkan 1943: 337). Bu cümleden olarak XVII ve XVIII. yüzyıllarda
keşişlerden de cizye alınmaya başlandığı anlaşılmaktadır.
7.
Heath Lowry (2002: 242-243) papaz olarak kayıtlı adadaki 4 din adamından 3’ünün 25
numaralı deftere göre adanın merkezi olan
Nefs-i Kal’a-yı Palukasrı (Palaiokastron)’na
bağlı
Mahalle-i Karakal (Karakalou)’da yaşamasına binaen
keşiş olduğunu ifade etmek-
tedir. Yazar, söz konusu mahallenin isminin aynı zamanda bir manastır ismi olmasından
hareket ettiğini bildirmektedir. Ancak burada manastırın bulunduğuna dair açık bir ka-
yıt olmaması, bu din adamlarını “keşiş” olarak nitelemeye mani olmaktadır. Keza 1490
yılında adadaki manastır kayıtlarına bakıldığında mevcut manastırlardan
hiçbirinde keşiş
bulunmadığı görülmektedir. Dolayısıyla manastırın varlığını sürdürdüğünü düşünmek
mümkünse de “mahalle”deki din adamlarının keşiş olup olmadığı hususuna ihtiyatla
yaklaşmak gerekmektedir.
8.
Mahalle-i Midrepolid. (BOA Td. nr. 75: 137).
9.
Limni’ye ait kayıtları içeren defterlerde “metoh” ibaresine tesadüf edilmemektedir. Kik-
lad Adalarına dair bilgiler içeren 1670 tarihli 800 numaralı mufassal tahrir defterinde ve
bu defterin icmalinde, Para Adası’ndaki manastır mülklerinin statülerinin belirtilmesi
adına bazılarının kaydında açık biçimde “metoh” ibaresi zikredilmiştir (BOA Td. nr.
800: 260-264 ve KKA Td. nr. 180: 49/b). Öte yandan Limni Adası’nın kayıtları içinde
“metoh” tabirine rastlanmamasının Limni’deki tüm manastır mülklerinin
metoh olma-
sıyla ilişkili olduğu düşünülebilir. Çünkü Limni’nin aksine Para’da bazı manastır kayıtla-
rı merkezi adada yer alan manastırların
mülklerine işaret ederken, bazı kayıtlar merkezi
Para dışında bulunan manastırların adadaki mülklerine işaret etmektedir. Para Adası
manastırları için ayrıca bakınız (Demircan 2009: 675-721).
10.
Manastırların isimlerinin yazılışları defterlere göre farklılık göstermektedir. Ancak tahrir
defterine yönelik izahatta bulunurken anlaşılabilirliği sağlamak adına bu farklı yazılış bi-
çimi göz ardı edilerek mümkün olduğunca inceleme konusu olan manastır mülklerinin
orijinal isimleri verilecektir. Bununla birlikte ekler bölümündeki Tablo 1’de mülk isimle-
rinin defterlere göre farklı yazılış biçimleri toplu halde gösterilmektedir. Ayrıca mülklerin
bulundukları yerleşimlerin isimleri konusunda da aynı durumla karşı karşıya kalındığı
için bahis mevzuu edilecek yerleşimlerin defterlere göre yazılışları
topluca ekler bölü-
mündeki Tablo 2’de gösterilmektedir.
11.
Mezra’a-yı manastır-ı Lavra hâsılı cümlede mahsûbdır (BOA Td. nr. 25, s. 25). Kaydın
Kontias köyünün (
Karye-i Kondoya) hâsılı içinde zikredilmesi manastırdan sağlanan vergi
gelirinin Kontias’a ait toplam vergi geliri içinde sayıldığını ve manastırın Kontias köyü-
nün yakınlarında yer aldığını göstermektedir. Öte yandan Athos yarımadasındaki manas-
tırlar arasında Lavra’nın bulunması Kontias köyündeki bu
metohun Athos’taki Lavra’ya
bağlı olduğunu göstermektedir. Athos’taki Lavra Manastırı hakkındaki tafsilatlı bilgi için