120
İnsan ve Toplum
Giriş
Liberalizm, Avrupa’da kilise ve feodal devlete karşı
verilen mücadelelerin sonucu
ortaya çıkmış ve temelinde bir takım özgürlüklerin yer aldığı bir ideolojidir. Tüm ide-
olojilerde olduğu gibi liberalizmin de tarihsel bir okuma ile çok geriye götürülmesi
mümkün olsa da liberalizm aslında modern zamanların bir düşünce biçimidir (Boaz,
1998, s. 27). Liberalizmin bu farklı yorumlanışı, onun tarihsel süreçte farklı kırılmalara
ve dönüşümlere uğramasına da yol açmıştır. Bu bağlamda tarihsel süreç içinde libera-
lizm; klasik, modern ve neoliberalizm olmak üzere üç ana kırılma yaşamıştır. Türkiye’de
ise liberalizmin ilk işaretlerine Osmanlı Devleti döneminde rastlamak mümkündür.
Özellikle “Tanzimat” ve “Islahat” reformları çerçevesinde bir modernleşme projesi
olarak ortaya çıkan
liberalizm, bu dönemde modernleşmenin en önemli aracı ideo-
lojilerinden biri olmuştur. Buradan hareketle Türkiye’de liberalizmin gelişim sürecini
beş ana dönemde ele almak mümkündür. Bunlardan ilki, 19. yüzyılla
beraber başlayan
Osmanlı Devleti’nin son dönemidir. Sened-i İttifak ile başlayan bu süreç, Tanzimat ve
Islahat Fermanları ile devam etmiş, 20. yüzyılın hemen başında ise İkinci Meşrutiyetin
ilanı ve Osmanlı Ahrar Fırkası’nın kurulması ile beraber liberal talepler daha belirgin
hale gelmeye başlamıştır (Yayla ve Seyitdanlıoğlu, 1998, s. 54). Bu dönem içinde, Prens
Sabahattin ve Osmanlı Ahrar Fırkası özellikle ayrı bir öneme sahiptir. Bu girişimlerle
beraber Osmanlı Devleti’nin
son döneminin, liberalizm için ilk sahne şansının yaka-
landığı bir dönem olduğunu söylemek mümkündür. İkinci dönem ise Cumhuriyet’in
kurulması ile başlayıp siyasal hayatta çok partili sisteme geçene kadar olan dönemdir.
Bu dönemde liberalizm, Osmanlı Devletinin son döneminde yakaladığı sahne şansını
büyük oranda kaybetmiş ve dönemin hâkim devletçi-milliyetçi ideolojisi, liberalizmi
hem sahne dışına itmiş hem de Türkiye’de liberalizmin kaderini önemli ölçüde etkile-
yen bir süreci beraberinde getirmiştir. Bu dönem siyasetinde liberal talepleri örtük ola-
rak da olsa dillendirme çabasında olan “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası” ve “Serbest
Cumhuriyet Fırkası” gibi oluşumlar ortaya çıkmış, ancak bu oluşumların ömürleri,
farklı nedenlerden ötürü kısa süreli olmuştur. Özetle, bu dönemde
liberalizm bir önceki
dönemde kazandığı etkisini büyük oranda kaybetmiş, ortaya çıkan liberal oluşumlar
ve dönemin liberal söylemleri de ciddi oranda devletçi-milliyetçi zihniyetin izlerini
taşımıştır (Kadıoğlu, 1999, s. 73-98). Türkiye’de liberalizmin gelişiminde üçüncü dönem
olarak belirleyeceğimiz dönem ise Türk siyasal hayatında çok partili sisteme geçildikten
sonra başlayan ve 1980’li yıllara kadar devam eden süreci kapsamaktadır. Bu dönemle
birlikte liberalizm, siyaset arenasında tekrardan sahneye çıkmış ve liberal talepler bazı
siyasi partilerin ve çeşitli oluşumların söylemlerinde yer almıştır. Bu dönemde libera-
lizm, özellikle “Demokrat Parti” ve “Adalet Partisi” tarafından kısmen benimsenmiş ve
dillendirilmiş, ancak bu partilerin liberal söylemlerinde muhafazakâr ve devletçi öğeler
etkisini fazlasıyla hissettirmiştir. Bununla beraber DP’nin ve AP’nin uyguladığı popülist
politikalar, dönemin liberal siyaset anlayışını büyük oranda belirlemiştir. Sonuç olarak;
121
Köroğlu / Türkiye’de 1990’lı Yıllarda Ortaya Çıkan
Siyasi Liberalizm Pratikleri
anılan bu dönem içinde de liberalizm, siyasette hâkim bir söylem olamamış, yakaladığı
bu ikinci sahne şansında, kendisine muhafazakâr-milliyetçi ve popülist siyaseti rol orta-
ğı olarak almıştır (Fedayi, 1999, s. 469). Dördüncü dönem ise, Türkiye’de siyasal libera-
lizmin tarihi açısından en çok öneme sahip olan dönemlerden bir tanesidir. 1980’lerle
beraber başlayan bu dönemde liberalizm, özellikle dış konjonktürün de etkisiyle “Yeni
Sağ” programı çerçevesinde neo liberal bir politika olarak
iktisadi yönüyle kendisini
göstermiş ve bu programın uygulayıcısı da büyük oranda Turgut Özal ve lideri olduğu
Anavatan Partisi olmuştur. Uygulanan bu liberal program çerçevesinde, liberalizmin
daha çok iktisadi yönü ele alınmıştır. Hemen burada belirtmek gerekir ki bu liberal
programın yol açtığı sonuçlar, 1990’lı yıllarda daha farklı yollarla ortaya çıkacak olan
liberal canlanmayı büyük oranda etkilemiştir. Buraya kadar Türkiye’de
siyasal liberaliz-
min tarihsel serüveninin genel hatlarıyla aktarılmasından sonra bu makale, asıl olarak
1990’lı yıllarda gelindiğinde Türk siyasal hayatında ortaya çıkan liberal canlanmayı ele
alacaktır. Bu bağlamda ise öncelikli olarak 1990’lı yıllardaki liberal canlanmayı ortaya
çıkaran sebeplere bakılacak ve bu sebeplerden en önemlilerinden ikisi olan 1980’li
yıllarda etkinliğini sürdüren neoliberalizm ve sivil toplum tartışmaları ele alınacaktır.
Çalışmanın ilerleyen sonraki kısımda ise 1990’lı yıllarda ortaya çıkan liberal parti ve
düşünce grupları ele alınıp dönemin sorunlarına karşı nasıl bir söylem geliştirdikleri
incelenecektir. Son olarak ise ele alınan liberal oluşumların, özellikle nasıl bir başarı
ortaya koydukları ele alınıp sebep ve sonuçları bağlamında incelenecektir.
İktisadi Liberalleşmede Çözüm Arayışı: “Yeni Sağ” ve Neoliberalizm
Türk siyasal hayatı, özellikle 1970’li yılların ortasından itibaren ciddi bir istikrarsızlık
içine girmiştir. Bu dönemde büyük beklentilerle uygulanmaya başlanan planlı eko-
nomi modeli de istenen randımanı verememiştir. Ekonomideki bu merkezî
planlama
politikası ve paralelinde, gelişen dünyadaki genel ekonomik bunalım Türkiye’yi de
ekonomik olarak ciddi manada olumsuz etkilemiştir. Özellikle 1978-79 Bülent Ecevit
hükümeti döneminde ülke, üretim düşüklükleri, mal yoklukları ve karaborsanın hâkim
olduğu bir dönem yaşamıştır. Öyle ki yoklukların doruğa çıktığı 1979 yılının Mayıs-
Haziran aylarında TÜSİAD, bütün büyük gazetelere tam sayfa ilanlar vererek liberal
ekonominin havariliğini yapmış ve liberal ekonomiye geçerek alınması gereken tedbir-
leri sıralamıştır (Çavdar, 1992, s. 227). İktisadi olarak ortaya çıkan bu kara tablodan çıkış
yolu olarak ise dönemin “Yeni Sağ” programı, reçete olarak gündeme alınmıştır. Buna
göre 1980’den sonra uygulanmaya başlanan yeni neo-liberal politikalar
ile iktisadi
anlamda tam bir liberalleşme programı hayata geçirilmeye çalışılmıştır.
1970’li ve 1980’li yıllarda Amerika’da Ronald Reagan’ın, İngiltere’de Margaret
Thatcher’in politikalarını ve ideolojilerini, başka deyişle “Thatcherizm” ve “Reaganizm”i
tanımlamak üzere kullanılan “Yeni Sağ” kavramı, sağın geleneksel kanatlarının ve