15
Bazı araştırmacılar Hinduizm’de antik dönemde (Vedik dönem) kadının
hayatın her alanında erkekle eşit olduğunu ve eğitim aldığını iddia etmektedirler.
94
Hindistan’da kadınların durumu M.S. 500’den sonra smritiler (özellikle
Manusmŗiti) ve diğer kutsal metinlerin kadın haklarını ve özgürlüğünü kısıtlayıcı
buyruklarının etkisiyle kötüleşmeye başlamıştır.
95
Bugün nadirde olsa hala var olan
çocuk evliliklerinin de Manusmriti’den sonraki dönemde, 6. yy.dan itibaren ortaya
çıktığı sanılmaktadır.
96
Çünkü çocuk evliliklerini teşvik edecek nitelikteki ifadeler
Manusmriti’de açıkça yer almaktadır.
97
Hinduizm’de ve Manusmriti’de kadının eş ve insan olarak erkek karşısındaki
durumuna baktığımızda, onun erkekle eşit konuma ve haklara sahip olmanın çok
uzağında kaldığını görürüz. Kadın erkekle eşit kabul edilmek şöyle dursun, insan
olarak dahi yeterli değeri görmez. Manusmriti’de kadın, erkeği memnun etmek için
yaratılmış, kötü özelliklere haiz, kendi başına iş yapamayan ve yapmaması gereken
bir varlık olarak karşımıza çıkar.
Hindistan’da kız evlat ve eş olarak değeri olmayan kadın için zorluklar
dünyaya gelmeden başlar. Çünkü birçok aile doğacak çocuklarını, kız olduğunu
öğrenince henüz dünyaya gelmeden öldürmektedir. Özellikle cinsiyet testlerinin
yaygınlaşması kız çocuklarının kürtajını daha fazla artırmıştır. Kız çocuklarının
aileleri tarafından istenmeyişinin nedeni kızların evlenirken erkek tarafına vermesi
gereken yüklü miktardaki çeyiz parasıdır. Drahoma denilen bu gelenek ülkemizde de
bazı bölgelerde halen uygulanan başlık parası uygulamasının tam aksine, kadının
evlenirken ödediği yüklü miktardaki paradır. Bu uygulama ailelerin kızları maddi bir
yük olarak görüp kurtulmaya çalışmasına neden olmaktadır. Kız kardeşi de Drahoma
nedeniyle öldürülen ve bu yüzden çok sarsılan yazar Sita Agarwal 1999’da yazdığı
“Genocide of Woman in Hinduism” (Hinduizm’de Kadın Soykırımı) isimli kitabında
94
R. C. Mishra, Women in İndia:Towards Gender Equality, New Delhi, 2006,
https://www.vedamsbooks.com/no43902.htm, (25.08.07).
95
Women in History, http://nrcw.nic.in/index2.asp?sublinkid=450, (25.08.07).
96
Jyotsna Kamat, “Status of Women in Medieval Karnataka”,
http://www.kamat.com/jyotsna/women.htm, (25.08.2007), last update 24.05.07.
97
Bkz. MS, IX, 90–94.
16
Sati’nin Hindu kutsal kitaplarında yer alan ve asırlarca uygulanan bir gelenek
olduğunu anlatmıştır. Brahmanların 20. yy boyunca tam 50 milyon kız çocuğunu
katlederek Yahudi soykırımından tam 10 kat daha büyük bir soykırım yaptıklarını
söyler.
98
Manusmriti’de Drahomadan bahsedilmez. Ama kadının ve ailesinin, erkekten
ya da erkek tarafından para talep etmemesi gerektiği ısrarla vurgulanır. Hiçbir bilgili
baba kızını verirken, ne kadar az olursa olsun para almamalıdır. Para hırsı nedeniyle
bunu yapan kişi, bir kadın simsarı gibi kızını satmış olur
99
. Kıza ait eşyalardan veya
kıyafetlerden yararlanan akrabaları da cehenneme giderler.
100
Eserde kadın tarafının para alması şiddetle kınanırken erkeklerin para alması
ile ilgili herhangi bir uyarı yoktur. Bu durum, o din ve toplum nazarında zaten pek
bir değeri olmayan kadınların evlenirken bir de üzerine para vermesinin,
drahoma’nın önünü dolaylı olarak açmaktadır denilebilir. Eserde erkek içinde bu
şekilde bir uyarı yer alsaydı belki durum daha farklı olabilirdi.
Hindistan’da kadınlarla ilgili uygulamalardan bir diğeri ve belki de en
korkuncu dul kadının kocasının cenazesiyle birlikte yakılarak öldürülmesi anlamına
gelen sati geleneğidir. Sati hem bu olaya, hem de kocasıyla birlikte yakılan kadına
verilen isimdir. Bu gelenek ortaçağda Hindu sosyal hayatının bir parçası haline
gelmişti. Dul kadın kendi rızasıyla canlı canlı yakılmayı kabul ettiğinde bu onun
kocasına bağlılığını ve erdemli olduğunu gösteriyordu. Her ne kadar sati gönüllülük
esasına dayansa da kadınların bazen buna zorlandıkları düşünülmektedir.
101
Bir kadın
eşinin ölümünden sonra ne kadar acı çekip ölmek istese de bunun canlı yakılmak
suretiyle olması birçok insan için pek cazip bir seçenek olmayacaktır. Bu gerçek göz
önünde bulundurulursa varsayılan durumun mümkün olduğu yani kadınların bunu
yapmaya zorlanabilecekleri çok açıktır. Kadının yakılmayı kabul etmesi onun ölen
98
S.Agarwal, Genocide of Women in Hinduism, 1999,
http://web.archive.org/web/20010606091528/www.dalitstan.org/books/gowh/gowh1.html,
(25.08.07).
99
MS, III, 51.
100
MS, III, 52.
101
Women in India, http://en.wikipedia.org/wiki/women_in_India, (25.08.07).
17
kocasına olan bağlılığının ve sevgisinin en önemli göstergesidir. Ölümün meydana
getirdiği yıkımın sosyal ve dini baskı ile birleştiği göz önünde bulundurulursa bunu
gönüllü olarak kabul eden kadınların dahi, kendi iradeleriyle ve mantıklı karar
verdiklerini söylemek zordur.
İngiliz hükümeti bu geleneği 1829’da yasakladı. Bugün sati, büyük oranda
işlerliğini yitirse de yinede bazı kırsal bölgelerde hala uygulanmaktadır. Hindistan’ın
bağımsızlığını kazanmasından itibaren resmi olarak 40 sati olayı rapor edilmiştir.
102
Sita Agarwal Sati’nin Hindu kutsal kitaplarında yer alan ve asırlarca
uygulanan bir gelenek olduğunu anlatmıştır.
103
Geçekten de temel metinler olan
Vedalarda dahi kadınların kocalarından sonra kendilerini feda etmelerine yönelik
ifadeler vardır. Manu Kanunnamesi’nde ise kadınların yakılmasına açık bir atıf
yoktur. Ancak Manusmriti, kadının kocası öldükten sonra ona mutlaka bağlı
kalmasını, asla evlenmemesini emreder. “ Evlilikle ilgili Veda metinlerinde, dullar
için evlenmek asla onaylanmaz. Dulların yeniden evlenmesi, evlilik kuralları içinde
yer almaz.”
104
Yani Manusmriti, kadının ölen kocasının arkasından mutlak sadakatini esas
alır. Onun uygulamadan ayrıldığı nokta ise bu sadakat göstergesini öldürülmek
şeklinde tanımlanmamasıdır. Ölüm dışında kadını hayattan soyutlayıcı her türlü
tedbir eserde mevcuttur.
Kadının ölen kocasından çocuğu yoksa ve kadın çocuk hasreti çekiyor olsa
da, bu değişmez bir kuraldır. “Bir kadın, ölümünden sonra çocuk ve soy arzusu ile
kocasına ettiği yemini bozarsa bu dünyada aşağılanma ve hor görülmeyi hak eden
bir varlık olur. Ölüm sonrası hayatını da kaybetmiştir.”
105
Yani Manusmriti yeniden
evlenen kadına ölüm sonrası verilecek cezanın ötesinde en etkili caydırıcılardan olan
102
Vimla Dang, “Feudal mindset still dogs women's struggle”, 1998- 06-19,
www.tribuneindia.com/50yrs/women.htm#1, (06.10.07).
103
Agarwal, age, http://web.archive.org/web/20010606091528/www.dalitstan.org/books/gowh/,
(25.08.2007).
104
MS, IX, 65.
105
MS, V, 161.
Dostları ilə paylaş: |