340
ve Ödevler” adlı II. Bölümünde yer alan hükümler de aynı niteliktedir.
Temel haklar,
ödevler ve özgürlükler açısından bu anayasalar içerisinde en ayrıntılı düzenlemeler
Polonya Anayasasında yer almaktadır. Anayasanın II. Bölümünde (“İnsan ve
Vatandaş Özgürlükleri, Hakları ve Ödevleri”) yer alan hükümler “Genel Hükümler”,
“Kişi Hak ve Özgürlükleri”, “Siyasi Özgürlükler ve Haklar”, “Ekonomik, Sosyal ve
Kültürel Özgürlükler ve Haklar”, “Özgürlük ve Hakların Korunması Araçları ” ve
“Ödevler” kenar başlıklı kısımlarda verilmiştir.
Yeni anayasalarda diğer konularda olduğu gibi, insan hak ve özgürlükleri
konusunda da geçmiş dönemde yaşanmış sorunlar ve tarihi-siyasi olayların etkileri
hissedilmektedir. Mesela, Bulgaristan Anayasasının 29. maddesinin 1. fıkrasına göre,
“eziyet etmek, gaddarca, insanlık dışı ve alçaltıcı muamelede
bulunmak, ayrıca, zo-
raki asimilasyon” yasaklanmıştır.
1190
Hak ve özgürlükler konusunda anayasalara getirilen birçok hükümler yenidir.
Özellikle kişi hak ve özgürlükleri yanında, siyasal hak ve özgürlükler yeni siyasi
rejime geçişin temelini oluşturmaktadır. Doğal hukuk, hukuk devleti, siyasal katılım,
çok partili toplum vs. ilkelerin gerekli kıldığı bir sıra hükümler anayasa
maddelerinde yer almaktadır.
Post sosyalist anayasalarının
sosyal devlet niteliği konusunda sergiledikleri
tavır yeni rejimin özelliğini yansıtan başlıca faktördür. Yukarıda
da gördüğümüz gibi
bu Anayasaların birçoğunda “sosyal devlet” ilkesi doğrudan ifade olunmuş, diğer
cumhuriyetlerde ise bu nitelik anayasaların konuya ilişkin maddelerinden
anlaşılmaktadır. Çalışma, dinlenme, sosyal güvenlik vs. haklar önceki anayasalarda
olduğu gibi yenilerinde de yer almaktadır. Fakat ayırıcı özellik devletin bu konularda
maddi
güvence değil, hukuki güvenceyi öngörmesidir. Devletin bundan önceki
dönemlerde üslenmiş olduğu sosyal yükümlülükler bir hayli azaltılmıştır.
Komünist rejimlerin barış zamanlarındaki (yani savaş, terör ve devrim
dönemleri dışındaki) refahçılığı tartışmalı, ama geçerli bir örnektir. Parasız sağlık
hizmetleri, yoksulluğu azaltma programı, çalışma koşuları ve işçilerin haklarıyla
1190
Bu 40 yıllık bir dönemde iktidarda olmuş T.Jivkov’un ülkenin Türk azınlığına karşı yürüttüğü zoraki
asimilasyon politikasının sancısının Anayasaya yansımasıdır. 1984 yılında BKP
Plenumu’nun, Türk asıllı
Bulgar vatandaşlarının isim ve soyadlarının zorunlu şekilde değiştirilmesi hakkında karar kabul
etmiştir.1990 yılında kabul edilen Adlar Hakkında Kanun ihlal edilmiş hakların
yerine getirilmesine
yönelmiştir.
341
ilgili yasalar, insan haklarının geliştirme çabaları olarak gösterilebilir. “Üçüncü
Dünya”ya ait ülkeler de dahil olmakla eski sosyalist toplumlar, okur-yazarlık
düzeyinin yüksek, bebek ölüm oranın düşük olması ve ortalama yaşam sürecinin
yüksek olması gibi özelliklere sahiptiler.
1191
Siyasi hak ve özgürlüklerdeki gelişmelerle yanı sıra, sosyal alanda hak ve öz-
gürlüklerin uygulanması sürecinde derinleşen bir düşüş yaşanmaktadır. İşsizlik,
ekonomideki düşüş, sosyal durumuna göre toplumun orta tabakasını oluşturan kit-
lelerin fakirleşmesi, dar gelirli kesimin çok büyük ölçüde sosyal güvenceden yoksun
bırakılması gibi sorunlar rejim değişmesi sürecinde hızla ortaya çıkmıştır. Gerçekten,
sivil özgürlüklerdeki artış, insan haklarının başka alanlarda
gelişmesine zorunlu
olarak götüremez. Özgürlük ve haklarla ilgili öncüllere dayanan ve siyasal de-
mokratikleşmeyle birlikte giden bazar liberalizmi ve özelleştirme de, büyük sıkıntıla-
ra, kutuplaşmaya ve eşitsizliğin artmasına yol açıyor.
1192
Yeni siyasi rejime geçiş
sürecinde toplunun kazandığı sosyal değerler tükenmeye başlamış, tüm post sosyalist
cumhuriyetlerinde büyük sosyal problemler doğurmuştur.
Yeni anayasalarda
laik devlet ilkesi doğrultusunda
din ve vicdan özgürlüğü,
dini kurumların serbestçe kurularak faaliyet göstermesi hakkı tanınmaktadır. Fakat
din devletten ayrıdır ve devlet işlerine karışamaz, aynı zamanda kendi faaliyet
alanında da bağımsızdır. Fakat dini kurumların Doğu Avrupa ülkelerindeki etkinliği
değişiktir ve bu yüzden anayasalarda ve kanunlarda özel düzenlemelere yer ve-
rilmektedir. Polonya Anayasasına göre Polonya Kilisesi ve devlet arasındaki ilişkiler
devlet ve Vatkan arasında bağlanmış uluslararası anlaşma ve kanunlarla belirlenir.
Devlet ve diğer kiliseler, dini kuruluşlar arasındaki ilişkiler onların temsilcileriyle
Bakanlar Kurulu arasında imzalanmış anlaşmalar esasında
kabul edilen kanunla
düzenlenir. Polonya kilisesi ülkedeki siyasi değişimlerde etkili role sahip olmuştur.
1990 yılından tüm devlet binalarına dini semboller konulmuştur. Resmi törenlerde
din görevlilileri hazır bulunurlar. Orduda ve donanmada din hizmetlisi görevi tesis
edilmiştir. Hükümetin kararıyla dini eğitimle bağlı seçmeli ders okutulur.
1193
1191
Lin, C., “İnsan Hakları ve Demokrasi İlişkiler”, İçinde: Kucuradi, İ., Peker, B.,
50 yıllık
Deneyimlerin Işığında Türkiye’de ve Dünyada İnsan Hakları, Ankara, 1999, s. 190.
1192
Lin, Ch. 1999, s. 190.
1193
Андреева Г.Н.,, 1999, c. 501.
342
Bulgaristan Anayasasının 13. maddesine göre,
devlet işleri din işlerinden
ayrıdır. Siyasi amaçlar için dini ve din kurumlarını kullanmak yasaktır. Söz konusu
maddenin 3. fıkrası Doğu Ortodoks Hıristiyanlığı Bulgaristan’ın geleneksel dini
olarak tanımlamıştır. Bunun yanı sıra Bulgaristan’daki diğer dini kurumların
(Müslümanlar, Yahudiler, Yedinci gün adventistleri, Tüm-dünya beyaz kardeşliği,
Tanrı Kiliseleri Birliği ve Ermeni Havariler Kilisesi)yöneticilerinin
teklifiyle belli
bayram tatilleri belirlenmiştir.
1194
1194
Андреева Г.Н., 1999, 632.