295
AB ENERJĐ POLĐTĐKALARININ ORTA ASYA VE KAFKASYAYA YÖNELĐK
DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARINA ETKĐSĐ: AZERBAYCAN
ÖRNEĞĐ
Prof. Dr. Vildan SERĐN
Fatih Üniversitesi
Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi
Đstanbul / TÜRKĐYE
Yrd. Doç. Dr. Havva ÇAHA
Fatih Üniversitesi
Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi
Đstanbul / TÜRKĐYE
ÖZET
Avrupa Birliği’ nin gelişmiş zengin ülkelerinin enerji kaynakları açısından fakir olmaları, bu ülkelerin Hazar Denizi ve
çevresinde yeralan petrol ve doğalgaz yataklarına yönelik yatırımlarını artırmalarına neden olmaktadır. Özellikle Azerbaycan ve
Kazakistan’a yönelik yabancı sermaye yatırımlarında hızlı bir artışa neden olmakla birlikte yetersizdir. AB’nin Orta Asya ülkeleri
içinde en çok Azerbeycan’a yönelik politikalar geliştirdiği diğer ülkelerin dışarıda bırakıldığı dikkati çekmektedir. Gelinen son
noktada AB’nin, Hazar kaynaklarını Birliğe ulaşmasından daha çok yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve
kullanılmasına büyük önem verdiği, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu potansiyelini arttırma yönünde güçlü yaptırımlar
uygulayacağını göstermektedir.
GĐRĐŞ
Avrupa Birliği’ nin gelişmiş zengin ülkeleri-
nin enerji kaynakları açısından fakir olmaları, bu
ülkelerin Hazar Denizi ve çevresinde yeralan
petrol ve doğalgaz yataklarına yönelik yatırımla-
rını artırmalarına neden olmaktadır. "Avrupa’ya"
enerji sağlama, büyük ölçüde dünyanın her yerin-
de faaliyet gösteren az sayıdaki çok uluslu şirket-
ler tarafından gerçekleştirilmektedir. Bundan dola-
yı, AB’nin ve üye ülkelerin enerji politikalarını,
geleneksel enerji kaynakları konusundaki küresel
rekabet belirlemektedir.
Avrupa Birliği’nin enerji politikalarının te-
meli, 1973 enerji krizinden çok önce atılmıştır.
AB, öncelikle 1951 tarihinde Avrupa Kömür ve
Çelik topluluğu olarak kurlmuştur. Daha sonra
1958 yılında Avrupa Atom enerjisi Topluluğu ve
Evrupa Ekonomik Topluluğu olarak kurulmuştur.
Bu tarihten sonra birliğin enerji politikalrı ekono-
mik bütünleşmeye paralel bir şekilde yürümek-
tedir. Birliğin şu andaki mevcut enerji politikası,
rekabet gücünün arttırılması, çevrenin korunması
için yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edil-
mesi ve enerji verimliliğinin arttırılması ile arz
kaynaklarının çeşitlendirilerek enerji arz güvenli-
ğinin sağlanması olarak özetlenebilir. Bu hedef-
lerin gerçekleştirilmesi için Avrupa genelinde son
derece rekabetçi bir ortak enerji piyasasının oluş-
masının istihdamı arttıracağı düşünülmektedir.
Arz kaynaklarının çeşitlendirilerek enerji güvenli-
ğinin sağlanmasında Hazar Bölgesine özel bir
önem verilmektedir. Bu kapsamda bölgeye yöne-
lik yardım ve yatırımlar önemli rol oynamaktadır.
1. AB’ nin Genişleme Sürecinin Yarattığı
Enerji Tüketimi Artışları ve Hazar
Petrollerinin Önemi
Bilindiği gibi AB, şu anda ABD’den sonra
dünyanın en büyük ikinci enerji tüketen bölgesi ve
ABD’nin aksine dünyanın en çok enerji ithal eden
bölgesidir. 1950’den 1973’e kadar AB üyeleri
ekonomik açıdan kabul edilebilir koşullar altında
enerji gereksinimlerini tedarik edebileceklerine
yönelik bir kaygı taşımamaktaydılar. 1973 yılın-
daki petrol krizi, enerji teminini bir sorun olarak
ortaya çıkmasına yol açmış ve gelişmiş ülkeler bu
sorunu çözmeye yönelik enerji yoğunluğunu azalt-
maya yönelik tedbirler almışlardır. Bu tedbirler,
AB-15’in enerji talebinin nispeten yavaş artmasına
yol açmıştır. Buna karşılık, Birliğe yeni üye olan
ülkelerdeki sanayiler enerji yoğun bir yapı göster-
mektedir. Bu durum AB-25’in önümüzdeki yıllar-
da enerji ihtiyacının artacağını göstermektedir
(Mavraki, Thomadies, 2006).
AB, 2005 yılı verilerine göre, tükettiği enerji-
nin yaklaşık olarak % 50’ini ithal etmektedir. Đthal
edilen petrol miktarı halen % 76 olmakla birlikte
2030 yılında %94’e yükseleceği beklenilmektedir.
Şu anda ihtiyacı olan gazın yarısını ithal etmek-
teyken bu oran 2030 yılında %81’e yükselecektir
(IEA, 2004: 252). Kıta genelinde petrol rezerv-
lerinin büyük bir kısmı Norveç (9,7 milyar varil)
ve Đngiltere (4 milyar varil)’de yer almaktadır. Do-
ğal gaz rezervleri ise ağırlıklı olarak Norveç (84,9
trilyon m³) ve Đngiltere’de (18,7 trilyon m³) ve
Hollanda (49,6 trilyon m³) ‘da yer almaktadır (BP,
2006). Norveç AB içinde yer almamakla birlikte,
Caucasus and Central Asia in the Globalization Process
296
Norveç’in sahip olduğu rezervler Birlik rezervleri
içinde gösterilmektedir. Norveç dışarıda tutuldu-
ğunda AB-25’in sahip olduğu petrol ve doğal gaz
rezervleri %0,5’in altına düşmektedir. Birlik
içinde (aynı zamanda Norveçte) petrol ve doğal
gaz üretimimin düşmeye başladığı görülmektedir.
Çok yoğun araştırmalar yapılmasına karşılık bulu-
nan yeni rezervlerin tükenenlerin yerini tutmaya-
cağı düşünülmektedir. Birlik içindeki günlük pet-
rol üretimin 2010 yılında 2,2 milyon varile, 2030
yılında ise bir milyon varile düşeceği beklenil-
mektedir.
AB enerji tedarik eden ülkelere bakıldığında,
Norveç, Rusya ve Orta Doğu Ülkeleri dikkati
çekmektedir. Tedarikçi ülkelerden Norveç, Birlik
üyesi bir ülke olmamasına karşılık, güvenilir bir
tedarikçi olarak algılanmaktadır. Birliğin diğer
önemli tedarikçi ülkesi Rusya’dır. 1973 yılındaki
petrol krizinden sonra, AB genelinde uygulanan
petrolde Orta Doğuya bağımlı olmama yönünde
uygulanan politikalar sonucunda Rusya, Birliğe
enerji sağlayan en önemli tedarikçi ülke konu-
muna gelmiştir. Fakat ilk olarak Rusya ve Ukray-
na arasında geçen tartışmalar ve bunun sonucunda
Rusya’nın Ukrayna’ya gaz akışını kesmesi, daha
sonra da Rusya ile Belarus arasında yaşanan doğal
gaz krizi, AB genelinde Rusya’ya yönelik bazı
endişelerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Geçen
yılki Ukrayna krizine kadar AB, Rusya’ya olan
bağımlılığı aynı zamanda Rusya’nın da AB’e ba-
ğımlılık getirdiğini, bu karşılıklı bağımlılığın arz
güvenliğini sağlayacağına inanmaktaydı. Fakat
geçen sene yaşanan olaylar, karşılıklı bağımlılığın
Rusya’nın politikalarına yön vereceği ve Rusya’-
nın enerji kesintisine gitmeyeceği varsayımının
geçersiz olduğunu göstermiştir. Bu durum AB’nin
tekrar Orta Asya ve Kafkasya ülkelerine yoğun-
laşmasını beraberinde getirmiştir
2. Hazar Bölgesindeki Petrol ve Doğal Gaz
Rezerv, Üretim ve Tüketimi
Dünya tüketimi göz önüne alındığında, petrol
rezervlerinin 40 yıl, doğal gaz rezervlerinin 65
yıl, kömür rezervlerinin ise 216 yıl yetecek kadar
kaldığı görülmektedir (BP: 2006). Aşağıdaki
Tablo 1, Hazar Bölgesinde yer alan ülkelerin sahip
oldukları petrol ve doğal gaz rezerv, üretim, tüke-
tim miktarlarını göstermektedir. Hazar bölgesinde
yer alan ülkelere bakıldığında, Đran sahip olduğu
rezervler açısından hemen dikkati çekmektedir.
Đran’ı Rusya, Kazakistan, Azerbaycan ve Özbekis-
tan takip etmektedir.
Tablo 1: Orta Asya Petrol Üretim, Tüketim ve Rezerv
Rusya
Đran
Azerbeycan Türkmenistan Kazakistan
Özbekistan
Üretim ( 2005) bin varil/gün
9551
4049
452
192
1364
126
Tüketim (2005) Bin varil/gün
2753
1659
103
110
208
161
Đspatlanmış Rezerv Miktarı
74,4
137,5
7
0,5
39,6
0,6
Üretim/ rezerv
21,4
93
42,4
7,8
79,6
12,9
Kaynak: BP 2006
Tablo 2: Orta Asya Doğal Gaz Üretim, Tüketim ve Rezerv (Milyar m
3
)
Rusya
Đran
Azerbeycan Türkmenistan Kazakistan
Özbekistan
Üretim ( 2005) milyar m3
598
87
5,3
58,8
23,5
55,7
Tüketim (2005) milyar m3
405,1
88,5
8,8
16,6
17,8
44
Đspatlanmış Rezerv Miktarı trilyon m3
47,82
26,74
1,37
2,9
3
1,85
Üretim/ rezerv
80
100 yıl
100 yıl
49,3
100 yıl
33,2
Kaynak: BP 2006
Tablo 2 ise Hazar bölgesi ülkelerinin, doğal
gaz rezerv, üretim ve tüketim miktarlarını gös-
termektedir. Bölgede en büyük doğal gaz üreticisi
ve ihracatçısı olarak Rusya dikkati çekmektedir.
Türkmenistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Özbe-
kistan önemli doğal gaz rezervlerine sahip olan
ülkeler olarak karşımıza çıkmaktadırlar.
Orta Doğu ülkeleri, Dünya genelinde en çok
petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olmakla
birlikte güvenilir enerji tedarikçileri olarak algı-
lanmamaktadırlar. Bu durum, dünya enerji arz gü-
venliğini sağlamada Hazar bölgesinde yer alan
Orta Asya ülkelerine büyük önem verilmesine yol
açmaktadır. Bunun sonucunda özellikle gelişmiş
ülkeler arasında Orta Asya ülkelerinin enerji kay-
naklarını yönetme, kullanma ve pazarlara ulaştır-
ma konusunda büyük bir rekabet yaşanmaktadır.
3. Orta Asya’ya Yönelik Doğrudan Yabancı
Sermaye Yatırımlarında Son Gelişmeler
Gelişmiş ülkelerin artan enerji talepleri, bu
ülkelerdeki enerji sektörüne olan doğrudan ya-
bancı sermaye yatırımlarını (DYSY) hızlandır-
mıştır. Aşa-ğıda yer alan Tablo 3, 1992-2002 yıl-
ları arasında bölgeye giren DYSY miktarlarını
göstermektedir.
Dostları ilə paylaş: |