26
preeklamptik‘ gebelerde ise, fetusu düşünerek, yakın takiple, gebeliğin miadına
kadar devamına olanak sağlanabilir.
3. Gebeliğin oluşturduğu hipertansiyon sistemik bir hastalıktır. Vücudun tüm
organ ve sistemleri etkilenmiştir. Ağır gruptaki gebelerde anne hayatı ciddi
tehlike altındadır. Bu durum, obstetrik acil bir durumdur ve gebeler yoğun bakım
gerektiren, ciddi olarak hasta kişilerdir. Kesin tedavi doğum olmakla birlikte,
doğumun kendisi hastanın genel sağlık durumunu düzeltmez. Dolayısıyla
hastanın klinik ve laboratuvar durumunun tüm detayları ile ortaya konulması ve
hemodinamik dengenin sağlanması gerekir.
HAFİF PREEKLAMPSİDE YÖNETİM:
♦ Bu grupta altta yatan patoloji hafiftir.
♦ Annenin hayatı ciddi tehlikede değildir.
♦ Gebeliğin devamı anneyi ciddi riske atmayarak, bebek için zaman kazandırır.
♦ 38 hafta üzerinde doğum gerçekleştirilmelidir. Gebeliğin 40 haftayı aşmasına
izin verilmemelidir.
♦ Vaginal doğum tercih edilen doğum şeklidir.
♦ Takipte yatak istirahati ve hastanede takibin yararı gösterilememiştir.
♦ Antihipertansif tedaviye gerek yoktur.
♦ Antenatal takipte:
- Evde hergün kan basıncı ölçümü
- Haftada 2 kez dipstik ile idrarda proteinüri takibi
- Haftada bir kere, kanda ürik asit, SGOT, SGPT, bilirübin ve tam kan
sayımı
- Fetusun gelişimi, amnion sıvı miktarı ve fetal iyilik hali yakından takip
edilmelidir. Fetal endikasyon doğarsa doğum gerçekleştirilmelidir.
♦ Doğumdan 6 hafta sonra kan basıncı normale dönmüyorsa, hipertansiyon
etyolojisi açısından araştırılmalıdır.
27
İLAÇLAR :
1-
Antihipertansifler
:
Antihipertansif tedavide amaç, kan basıncının güvenli, kabul edilebilir
sınırlarda (sistolik 160 mmHg’ nın, diastolik 110 mmHg’ nın altında )
tutulmasıdır.
Hipertansiyon
tedavisinde dikkat edilecek husus,
maternal
serebrovasküler hasarı ve konjestif kalp yetmezliğini önlemek ve ayrıca serebral
perfüzyonu ve uteroplasental kan akımını yeterli düzeyde tutmaktır. Kan
basıncındaki ani yükselme (diastolik > 120 mmHg ), intraserebral kanama,
hipertansif ensefalopati, akut böbrek yetmezliği, konjestif kalp yetmezliği,
ventriküler aritmi ve plasenta dekolmanına neden olabilir. Bu aşamada
uygulanan tedavi akut antihipertansif tedavi olmalıdır (Tablo V).
Tablo : V Antihipertansif ilaçlar
İLAÇ
DOZ /
UYGULAMA
ETKİ
BAŞLANGICI
ETKİ
SÜRESİ
YAN ETKİ
HİDRALAZİN
5-10 mg iv,
her 20 dk
10-20 dk
3-6 saat
Taşikardi,başağrısı,
flushing,angina
LABETALOL
20-80 mg iv
her 10 dk
5-10 dk
3-6 saat
Kusma, kardiyak
blok
NİFEDİPİN
10 mg oral
her 30 dk
5-10 dk
3-6 saat
Başağrısı, taşikardi
NİTROPRUSSİD
0.25-10 mg/kg/dk
iv
hemen 1-2
dk
Bulantı, kusma,
Siyanid,
intoksikasyon
NİCARDİPİN
5-15 mg/saat iv
5-10 dk
1-4 saat
Taşikardi, başağrısı
NİTROGLİSERİN
5 mg/dk iv
28
Antihipertansif Tedavi Endikasyonları:
A- Antepartum ve İntrapartum
♦ Sürekli (en az 1 saat) kan basıncı yüksekliği (Sistolik kan basıncı ≥180
mmHg, diastolik kan basıncı≥110 mmHg, MAP ≥130 mmHg)
♦ Sürekli (en az 30 dakika) kan basıncı yüksekliği (Sistolik kan basıncı ≥200
mmHg, diastolik kan basıncı≥120 mmHg, MAP ≥140 mmHg)
♦ Trombositopeni ve konjestif kalp yetmezliği varsa (Sistolik kan basıncı ≥160
mmHg, diastolik kan basıncı≥105 mmHg, MAP ≥125 mmHg)
B- Postpartum
♦ Sistolik kan basıncı ≥160 mmHg, diastolik kan basıncı≥105 mmHg, MAP≥125
mmHg.
Antihipertansif ilaç kullanımında ilaçlar arasında belirgin bir üstünlük
gösterilememiştir ve seçim klinisyenin tecrübe ve kullanım yatkınlığına bağlıdır.
2- Antikonvulsif İlaçlar:
MgSO4 konvulsiyon proflaksisinde plasebo ve diğer ilaçlara (fenitoin)
kıyasla daha etkindir (Tablo VI). MgSO4’ ın periferik nöromüsküler blok ve
santral antikonvulsif etkisi olduğu ileri sürülmektedir. Magnezyum terapötik
düzeylerde endotel hücrelerinde prostosiklin yapımını artırır ve kalsiyuma karşı
antagonistik etkiye sahiptir. İntravenöz bolus şeklinde uygulandığında geçici
hafif bir antihipertansif etkisi vardır. Ayrıca uteroplasental arterlerde
vazodilatatör etkisinin olduğu da bildirilmiştir. MgSO4, nöromüsküler plakta
asetilkolin salınımını engeller veya kalsiyum yerine geçerek membran
potansiyelini etkiler ve bu yolla terapötik etkisini oluşturur.