Microsoft Word s g. temmuz doc



Yüklə 1,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə32/89
tarix08.09.2018
ölçüsü1,27 Mb.
#67448
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   89

 
90 
çıkarlarını  göz  önüne  alarak  hareket  etmesi  gerektiği  ifade  edilmiştir.  Realist 
paradigmaya  uygun  olarak  uluslararası  ilişkilerin  çıkarlar  üzerine  kurulduğu,  buna 
uygun davranılması gerektiği ön plana çıkarılmıştır.  
 
Kıbrıs  Barış  Harekâtında  basın,  kendisini  ulusal  değerler  ve  kimliğin  savunucusu 
olarak konumlamıştır. Yayınlarında hükümetin resmi politikasına ağırlık vermiş, bu 
amaçla Başbakan Bülent Ecevit’in açıklamalarını destekler biçimde aktarmış ve bu 
açıklamaların  haklılığını  savunmuştur.  Basın  müdahaleyi  yıkılan  anayasal  düzenin 
yeniden  kurulması,  Türk  toplumunun  güvence  altına  alınması  ve  Türkiye’nin 
ekonomik  çıkarları  ve  güvenliği  açısından  değerlendirmiştir.  Uluslararası 
anlaşmalardan  doğan  müdahale  hakkı  ve  garanti  antlaşmasının  kendisine  verdiği 
haktan  yararlanarak  Türkiye’nin  bu  müdahaleyi  gerçekleştireceğini  ifade  ederek 
müdahale  meşrulaştırılmaya  çalışılmıştır.  “Uluslararası  anlaşmalardan  doğan 
müdahale  hakkı”  basında  en  çok  vurgu  alan  nedenlerin  başında  gelmektedir. 
ncelenen süre zarfında uluslararası anlaşmalardan doğan müdahale hakkı dört defa 
vurgulanmıştır.  Müdahale  yaklaştıkça  Türkiye’nin  haklılığı  ortaya  konulmaya 
çalışılmaktadır.  Müdahalenin  hukuki  olduğu  ve  haklı  bir  savaş  olduğu  ileri 
sürülmektedir.  
Kıbrıs’taki  girişilen  askeri  darbenin  Yunan  hükümetince  düzenlenip 
desteklendiği  apaçık  bellidir.  Çeşitli  belgelerle  kanıtlanan  bu  duruma 
göre  yabancı  bir  devlet  Kıbrıs  Cumhuriyetinin  bağımsızlığına,  toprak 
bütünlüğüne  ve  anayasal  düzenine  karşı  tecavüzde  bulunmuş 
olmaktadır. Londra ve Zürih antlaşmalarına göre Kıbrıs Cumhuriyetinin 
bağımsızlığını,  toprak  bütünlüğünü,  güvenliğinin  korunmasını  ve 
anayasal  düzene  uyulmasını  garanti  etmiş  olan  devletlerin  bu  duruma 


 
91 
müdahale edip, yıkılmak istenen anayasal düzeni yeniden kurmaları hem 
hakları, hem de vecibeleridir.
179
  
 
Basın  darbenin  ilk  günlerinde  Türkiye  tarafının  durumu  iyi  değerlendirmesi  ve 
Türkiye’nin  haklarının  korunması  gereği  üzerinde  durmaktadır.  Türkiye’ye 
müdahale  hakkının  hangi  anlaşmalarla  verildiği  üzerinde  durulmakta  ve  müdahale 
sık  sık  dile  getirilmeye  başlanmaktadır.  “Müdahale  hakkımız  var”  haberiyle  bu 
hakkın  dayandığı  Garanti  Antlaşması’nın  dördüncü  maddesine  gönderme 
yapılmıştır. Buna göre:  
Bu antlaşmanın hükümleri ihlal edildiği zaman, Yunanistan ve Birleşik 
Krallık, bu hükümlere riayeti sağlamak için birbirleriyle istişare etmeyi 
taahhüt  ederler.  Müştereken  veya  anlaşarak  hareket  mümkün  olmadığı 
takdirde  garanti veren  üç  devletten  her  biri ihdas  edilen  durumu  tekrar 
tesis-i münhasır maksadıyla harekete geçme hakkını muhafaza eder.
180
 
 
Basın, Türkiye’deki bütün kesimlerin Türkiye’nin haklarının korunması konusunda 
ittifak  halinde  olduğunu  belirtmektedir.  Basındaki  yorumlarda  darbecilerin  kimliği 
ve amacının belli olduğu, bunların ENOS S’ten başka ideallerinin olmadığı, duruma 
tamamen hâkim olmadıkça bu ideallerini belli etmeyecekleri, ama bunu ilk fırsatta 
gerçekleştirmeye  çalışacaklarından  şüphe  edilmeyeceği  vurgulanmaktadır.  Bu 
yüzden Kıbrıs’taki meşru yönetimi zorla gasbetmeye çalışanların kimliği, müdahale 
gereğini  zorunlu  hale  getiren  bir  neden  olarak  ele  alınmaktadır.  Basında, 
Türkiye’nin herhangi bir müdahalesi sonucunda Türkiye ile Yunanistan arasında bir 
savaşın  çıkabilme  ihtimali  bulunduğu,  bunun  sorumluluğunun  Türkiye’ye 
                                                 
179
 Abdi  pekçi, Müdahaleden Önce Ültimatom, Milliyet, 17 Temmuz, 1974. 
180
 Hürriyet, 16 Temmuz, 1974. 


 
92 
yüklenmek  istenebileceğine  dikkat  çekilmekte  ve  buna  müsaade  edilmemesi 
gerektiği  belirtilmektedir.  Türkiye  barışçı,  meşruiyetçi  olarak  nitelendirilmekte, 
Türkiye’nin  bu  krizdeki  haklılığı  vurgulanmakta  ve  Kıbrıs  Adası’nın  Türkiye’nin 
ulusal  çıkarlarının  korunmasındaki  önemine  değinilmektedir.  Türkiye’nin  adaya 
müdahale  etmesinin  en  önemli  gerekçeleri  ekonomik  ve  güvenlik  gerekçeleridir.  
Ali  Gevgilili  köşe  yazısında,  Ankara’nın,  Türk  ekonomik  çıkarlarının  artık 
denizlerle çok yakından ilişkili olduğunu çok iyi anladığını belirttikten sonra şöyle 
devam etmektedir:  
Ege denizinde 12 millik bir karasuyu uygulaması -var olan statü altında- 
Türkiye’nin Ege’den Akdeniz’e doğru başka devletlerin kara suyuna hiç 
girmeden  çıkabilmesinin  sonu  demektir.  O  zaman  Kıbrıs  Türkiye 
yönünden  daha  da  önemli  olmaktadır.  Çünkü  Ege’de  Türk  deniz 
egemenliğini çepeçevre kuşatan zincirin Yunanistan’a bağlı olmayan tek 
halkası  Kıbrıs’tır.  Türkiye’nin  Kıbrıs  dolayısıyla  duyduğu  kaygı  salt 
adadaki  Türk  topluluğuyla  sınırlı  olarak  düşünülmemelidir.  Kıbrıs 
Türkleri tarihsel bir bağın miraslarıdırlar. Ama Kıbrıs’taki Türk varlığı 
daha  da  önemli  olarak  Türkiye’nin  Akdeniz’e  açılışının  bir  başka 
güvencesidir. Ankara, Kıbrıs’ın bağımsız, federatif bir toplum olmasına 
yönelirken,  adanın  Yunanistan’a  ilhakına  başka  bir  deyişle,  ta  Güney 
Akdeniz’e  kadar  inecek  bir  Yunan  gölü  oluşturma  çabalarına  karşı 
durmuştur.  Ortadoğu’da  gerginlik  yerine  barışın,  Kıbrıs  ve  Türk 
toplumları  arasında  birbirlerini  yok  etmeye  dönük  çatışmalar  yerine, 
karşılıklı  işbirliklerinin  tek  yolu  Kıbrıs’ta  Türk  haklarına  saygılı 
kalınmasıdır.
181
 
 
Müdahale  tarihine  doğru  basında  son  durum  değerlendirmeleri  yapılmakta  ve 
Türkiye’nin adaya müdahalesinin kendisine uluslararası anlaşmalarla verilen bir hak 
                                                 
181
 Ali Gevgilili, Milliyet, 17 Temmuz, 1974. 


Yüklə 1,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə