84
Sonuç olarak, Türk basını da hükümet kararını olanca gücüyle destekleyerek, bu
konuda muhalif bir hava oluşturulmasını ulusal birliği bozacak endişesi ile uygun
görmemiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi basın organları özellikle ulusal ve
uluslararası kriz dönemlerinde hükümetlerinin ve iktidar sahiplerinin resmi yayın
organları gibi davranarak, izlenen politikanın haklı yönlerini ortaya koymaya,
kararları meşrulaştırmaya ve benimsenen politikaya destek sağlamaya
çalışmaktadırlar.
2.
Yazılı Basında Kıbrıs Barış Harekâtı ve Ulusal Çıkarlar
Bu araştırmada Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin 20 Haziran 20 Temmuz 1974
tarihleri arasındaki günlük sayıları incelenerek bu süre içerisinde konu ile ilgili
olarak Milliyet gazetesinde 13 haber, 5 köşe yazısı, Hürriyet gazetesinde ise 14
haber, 5 köşe yazısı olmak üzere toplam 27 haber ve 10 köşe yazısı çözümlenmeye
çalışılmıştır.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 15 Temmuz 1974’te EOKA-B adlı örgüt tarafından Yunan
subayların desteğinde gerçekleştirilen darbe basında manşetlerden verilmiştir. lk
tepkiler Yunan subaylarının yönetimindeki ulusal muhafız gücünün beklenen
komployu gerçekleştirdiği ve darbenin ENOS S’i gerçekleştirmek amacıyla
yapıldığı yönündedir. 16 Temmuz’da basın Kıbrıs’a odaklanmış, haber ve yorumlar
Türkiye’nin Kıbrıs Türk toplumunun haklarını koruyacağı, bunun için antlaşmalarda
yer alan şartların gerçekleşmesi halinde Türkiye’nin adaya müdahale edebileceği
85
yönündedir. Hürriyet ve Milliyet gazeteleri darbenin Yunanistan tarafından
ENOS S’i gerçekleştirmek amacıyla tertiplendiği konusunda hemfikirdir. Çünkü
Makarios’un son dönemlerde Yunanistan’da yönetimde bulunan cunta yönetimi ile
ayrı düştüğünü, Yunanistan’dan bağımsız hareket etmeye başladığını, bunun cunta
yönetimi tarafından ENOS S’in tehlikeye düştüğü şeklinde bir algılamaya neden
olduğu, bu yüzden darbenin gerçekleştirildiği ifade edilmektedir. Basın,
Makarios’un Yunanistan hükümetine bir mektup gönderdiğini belirtmekte ve
Makarios’un bu mektupta Rum muhafız gücünün Yunan subayları yönetiminde bir
işgal ordusu haline getirildiğini, kendisinin halk tarafından seçildiğini yoksa
Atina’nın atadığı bir vali olmadığını söylediğini, Yunanistan’ın ise bu mektuba
darbe ile cevap verdiğini ifade etmektedir. “Makarios Atina’ya Yazdığı Mektubun
Cevabını “DARBE” le Aldı.”
175
Aktör tanımında basın, daha çok resmi açıklamalara göre hareket etmiş,
hükümetin kararına tam destek vermiştir. Kararın muhalefet ve hükümetin
işbirliğiyle alınmış olmasından dolayı TBMM’de herhangi bir tartışma
yaşanmamış bundan dolayı da haber aktörleri içerisinde TBMM yer almamıştır.
ncelenen süre zarfında ilgili uzman görüşlerine de başvurulmamış, resmi
açıklamalar haber ve yorumlarda ağırlıklı olarak yer almıştır. Basın, Kıbrıs
Krizi’nde resmi politikaya tam destek vermiş, bu amaçla dönemin başbakanı
Bülent Ecevit’in açıklamalarına sıklıkla yer vermiştir. Tüm haberlerde Bülent
Ecevit’in açıklamalarının sıklık derecesi altı olmuştur. Buna karşılık darbenin asli
faili olarak Yunanistan ve Sampson kabul edilmiş ve bunlar adadaki mevcut
175
Milliyet, Makarios Atiana’ya Yazdığı Mektubun Cevabını Darbe le Aldı, 16 Temmuz, 1974.
86
meşru anayasal düzeni yıkmak ve ENOS S’i gerçekleştirmeye çalışmakla
suçlanmışlardır. Yunanistan ve Sampson’dan negatif bahsedilmesinin sıklık
derecesi sekizdir. Türkiye’nin resmi politikasının haklılığı uluslararası
anlaşmalardan doğan haklara dayandırılarak meşrulaştırılmaya çalışılmış bu
amaçla en sık vurgu alan temalardan biri olmuştur. Bunun sıklık derecesi ise altı
olmuştur.
Çatışmanın iyi ve kötü tarafları ele alınırken kötü tarafta darbeyi gerçekleştiren
EOKA-B örgütü ve cumhurbaşkanı seçilen Nikos Sampson ile darbenin asli faili
olarak kabul edilen Yunanistan bulunmaktadır. Çünkü bunlar Kıbrıs
Cumhuriyeti’nde uluslararası anlaşmalarca garanti altına alınan meşru anayasal
düzeni yıkmışlar ve Türk toplumunu tehdit eder duruma gelmişlerdir. Çatışmanın iyi
tarafında ise Türk toplumu ve müdahale hakkı kendisine uluslararası anlaşmalarca
verilen Türkiye bulunmaktadır. Türkiye burada anayasal düzeni tekrar kurmak ve
Türk toplumunu korumak için garantör devlet sıfatıyla uluslararası hukuka uygun
olarak tüm diplomatik girişimlerden sonra adaya müdahale etmiştir. Bundan dolayı
bu savaş haklı bir savaştır. Dost ve düşman ayırımında Yunanistan ve darbeciler
Türkiye ve Türk düşmanı olarak ifade edilmiş, bu amaçla darbeden sonra Kıbrıs
Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı
seçilen
Sampson’dan
olumsuz
ifadelerle
bahsedilmiştir. Sampson haber ve yorumlarda toplam beş defa negatif ifadelerle
tanımlanmıştır. Hürriyet ve Milliyet gazeteleri Nikos Sampson’la ilgili olarak
“sözüne güvenilmez”, “işlediği cinayetlerden dolayı idama mahkûm edilmiş azılı ve
fanatik bir Enosisçi”, “Türklere ve Türklüğe saldırılarıyla adını duyuran”, “cunta
kuklası” gibi nitelendirmelerde bulunmaktadır. Darbeyi gerçekleştiren EOKA-B’ye
Dostları ilə paylaş: |