Microsoft Word td\335d I b\334T\334N. doc



Yüklə 6,19 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə38/92
tarix19.07.2018
ölçüsü6,19 Mb.
#57050
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   92

Muharrem Dayanç – Selami Alan 
90 
 
geldiği zamanlar hizmetine bir veya iki halayık tahsis edilir; sofrada ve salonda daima en itibarlı yer 
kendisine gösterilirdi.

53
 
brahim  Efendi’nin  misafirlerine  uygulanan  bu  protokol  kızları  Şevkiye  ve  Şükriye 
Hanımefendilerin misafirleri için de uygulanır. Konağa gelen her ziyaretçi Efendi’nin kızlarını göremez. 
Gelenlerin  birçoğu,  kalfalar  tarafından  alt  katta  ağırlanır  ve  gönderilir.  Ancak  çok  önemli  kişiler  veya 
imtiyazlı kimseler “hanım”larla görüştürülür: 
“Şehzâdebaşı’nda iken de konağa her seviyeden her türlü misafir gelip gider idiyse de bunların 
mühim bir kısmı, kalfalar tarafından aşağıda ağırlanarak hanımlara ya hiç duyurulmaz, ya da beş on 
dakîka yanlarına çıkarılırdı
.”
54
 
Konaklarda  çok  sayıda  hizmetlinin  olması,  bunlar  arasında  kıdem  esası  ve  dolayısıyla  üst-ast 
ilişkisinin bulunması, konaklardaki protokol uygulamasını oluşturan önemli faktörlerdendir. Ayverdi bu 
geleneği, “ nsan ve Şeytan adlı romanında, romanın birinci dereceden kahramanı Şevket Bey’in, Halim 
Paşa Konağı’nda konak hanımının karşısına çıkışı sırasında anlatır. Babası tarafından küçük yaşta konağa 
getirilen  Şevket  Bey,  bir  müddet  konaktaki  uşakların  yanında  kaldıktan  sonra  evin  kâhya  kadını 
vasıtasıyla hanımın karşısına çıkarılır. Fakat, bu iş o kadar kolay değildir. Önce harem kısmında halayık 
odasına alınan küçük Şevket’in temizliği yapılır, kılığı kıyafeti düzeltilir ve evin hanımının yanına çıktığı 
zaman nasıl hareket etmesi gerektiği ona öğretilir.
55
 
Ayverdi,  romanlarında,  konaklardaki  hizmetliler  ile  konak  sahipleri  arasındaki  protokolün  yanı 
sıra, hizmetliler arasındaki mevki farklarından da bahseder. Mesela, “ nsan ve Şeytanda Nasib Hanım 
ve  Son  Menzilde  Şöhret  Dadı  diğer  hizmetliler  arasında  en  etkili  olan,  yeri  geldiğinde  konak 
hanımlarına dahi sözlerini geçiren kişilerdir.  
Ayverdi,  “Minyatür  mparatorluk”  olarak  nitelediği  konaklarda  protokol  uygulamalarının  belli 
bir düzeni sağlamak için şart olduğunu söyler. 
 
Misafirlik 
Balkan Savaşları öncesi  stanbul’unun en yaygın içtimaî geleneklerinden birisi misafirliktir. Yaz 
ve  kış  dönemlerine  mahsus  ayrı  ayrı  hayatların  yaşandığı  stanbul’da,  yazları  Boğaziçi  ve  sayfiye 
yerlerindeki köşk ve yalıların; kışları ise şehir içindeki konakların misafirleri artmaktadır.
56
 Tabiî ki bu 
durum sadece konak, köşk ve yalı halkı için değil, bütün  stanbul halkı için geçerlidir.
57
 
Samiha Ayverdi, misafirliği; tevazu, saygı ve kadirşinaslık vasıflarıyla örülü eski Türk ananesinin 
en  güzel  âdetlerinden  biri  kabul  eder.
58
  Onun  için  bu  gelenek,  toplum  içindeki  birliği  ve  beraberliği 
sağlayan  etkenlerin  başında  gelmektedir.  O,  yapılan  bu  ani  ve  uzun  misafirliklerle,  muhabbet  ve  sevgi 
ortamının oluşturulduğunu; dostlukların pekiştirildiğini düşünür.  
 
kramlar 
Eserlerinde,  Türk  örf  ve  âdetlerine  sıkça  değinen  Samiha  Ayverdi’nin  üzerinde  durduğu 
âdetlerden  birisi  konaklardaki  ikramlardır.  Konaklarda,  gerek  gündelik  hayatta  hane  halkına,  gerekse 
misafirlere yapılan ikramlar, Türklüğün zevk ve zarafetinin göstergesi niteliğindedirler.  
Ayverdi, “ brahim Efendi Konağı adlı eserinde Mısır Vekili Hacı Süleyman Ağa ve ailesinden 
bahsederken, konaklardaki gündelik ikramlara buradaki ikramları örnek olarak gösterir. Hacı Süleyman 
                                                 
53
 Ayverdi,  brahim Efendi Konağı, s. 15. 
54
 Age., s. 398. 
55
 Ayverdi,  nsan ve Şeytan, Kubbealtı Neşriyatı,  stanbul 2001, s. 41. 
56
 Ayverdi, “Ziyan Üstüne Ziyan”, Küplüce’deki Köşk, Hülbe Yay.,  stanbul 1989, s. 34. 
57
  “Aileler  maddî  durumlar  ne  olursa  olsun,  yemeğe  ya  da  yatıya  gelen  misafiri  ağırlamakta  hiçbir  fedakarlıktan  kaçınmazlar, 
‘misafir  dokuz  kısmetle  gelir,  birini  yer,  sekizini  bırakır’  sözünü  dilden  düşürmezler.”  (Şennur  Sezer  –  Adnan  Özyalçıner, 
stanbul’un Taşı Toprağı Altın, Altın Kitaplar Yay.,  stanbul 1995, s. 25.) 
58
 Ayverdi, “Fakir Düşen Efendi”, Ne  dik Ne Olduk, Hülbe Yay.,  stanbul 1985, s. 20. 


Samiha Ayverdi’nin Eserlerinde Konak Hayatı
 
91 
 
Ağa’nın yalısı, “içinde millî zevkin, millî şuurun ve toplu bir medeniyet hâfızasının yer aldığı
59
 bir yerdir. 
Burada, en basit, en sade işler ve günlük hayat itiyatları dahi bir üslup ve nizamla yapılmaktadır.
60
  
Fakat  yazar,  Mısır  Vekili  Hacı  Süleyman  Ağa’nın  yalısındaki  bu  zarif  gündelik  ikramları, 
romanlarında  kullanmaz.  “ nsan  ve  Şeytan  ile  Mesihpaşa  mamında  kahramanların  hatıraları 
şeklinde  konak  hayatına  kısa  bir  yer  ayıran  Ayverdi,  Yolcu  Nereye  Gidiyorsunda  ise  Ziver  Paşa 
Konağı’nın iç dünyasını pek anlatmaz. Son Menzil romanında Şöhret Dadı’nın ve diğer hizmetlilerin 
ikramlarından bahsetse de bu ikramlar Hacı Süleyman Ağa’nın yalısındaki gibi ihtişamlı değildir. 
 
Çırak Olma 
Çırak  olma,  bir  saraydan,  bir  konaktan  veya  bir  evden  hizmet  müddetini  doldurarak  evlenip 
çıkmaya  denir.  Hizmet  müddetinin  dolması  belirli  bir  süreye  değil,  efendinin  vereceği  bir  emre/karara 
bağlıdır.  “Fakat  örf  ve  âdet,o  yolda  bir  nizam  ve  kanun  hâline  girmişti  ki,  hemen  hiç  bir  âile  teâmül 
çerçevesi dışına çıkamaz, hiç bir âile, hizmetindeki halayığını kocayıncaya kadar kullanamazdı.

61
 
Samiha  Ayverdi,  konak  sahiplerinin  hizmetlilerini  evlendirerek  evden  gönderdikten  sonra  da 
koruyup kolladıklarını belirtir. Hatta ev ve mücevher verilerek, ev-bark sahibi edilen köle veya cariyelerin 
çocukları  dahi  o  konağın  mensubu  sayılır.  Bu  yüzden  efendinin  işi,  bu  insanları  sadece  evlendirmekle 
bitmez. Kendi kapısından ayrılan bu insanların her zaman yanında yer alır: 
Devir  o  devir  idi  ki,  bir  kapıdan  çırak  edilmek  demek,  şânına  şerefine  uygun  bir  düğünle 
evlendirilmek, mücevher sâhibi olmak, çok defa da bağışlanan bir evin dayanıp döşenmesi demekti. 
Amma  iş  bu  kadarla  da  kalmazdı.  Efendiye,  geleneğin  yüklediği  bir  vazife  daha  vardı.  Âile, 
emektârını mal ve mücevherlerle taltif ederek işin içinden çıkmış sayılmazdı. Ev-bark sâhibi edilen köle 
veya  câriyenin  çoluğu  çocuğu  da  aynı  kapının  mensûbu  sayıldığından,  aradaki  münâsebet  yalnız 
bayramlara  seyranlara  inhisar  etmezdi.  Onun  için  de  başı  sıkılan,  darda  kalan  bu  insanların  iyi 
günlerinde de kötü günlerinde de sığınacakları yer, efendi kapısı olurdu.

62
 
Ayverdi,  çırak  olma  âdetini  Mesihpaşa  mamı
63
  ile  “ nsan  ve  Şeytan”
64
  romanlarında 
kullanır.  Ayverdi,  bu  güzel  âdet  neticesinde  köle  ve  cariyelerin  gelecek  kaygısı  taşımadan,  rahat  bir 
şekilde  konaklarda  hizmet  ettiklerini  belirtir.
65
  Böylece  konaklarda  hane  halkı  ile  hizmetli  kadrosu 
arasında gizli bir anlaşma ve dayanışmanın varlığı hissedilir. 
 
Bir Edebiyat Ortamı/Mekânı Olarak Konaklar 
Konakların  önemli  yönlerinden  birisi  de,  selâmlıklarında  toplanan  edebiyat,  sohbet  ve  eğlence 
meclisleridir. Erkeklerin ev hayatlarının büyük bir bölümünü geçirdiği selâmlık daireleri, aynı zamanda 
onların  arkadaşlarıyla  bir  araya  gelerek,  kendilerine  veya  başka  sanatçılara  ait  eserleri  okudukları, 
tartıştıkları ve vakit geçirdikleri yerlerdir. Gerek padişah sarayları gerekse devlet adamlarının ve belirli 
şahısların konakları, bu tür selamlık meclislerinin merkezi durumundadır. Genellikle devirlerinin en ünlü 
simalarının katıldığı bu meclislerde, sadece edebiyata değil, güzel sanatların bütün dallarına ilgi gösterilir 
ve her türlü sanat eseri icra edilir. 
Köklü bir ailenin üyesi olan ve varlıklı bir ortamda büyüyen Samiha Ayverdi, konakların fikir ve 
sanat  meclislerine  katılma  fırsatı  bulur.  Çocukluğunda,  yaşının  küçük  olması  nedeniyle  rahatça 
katılabildiği  bu  meclisler  vasıtasıyla  konak  kültürünün  bir  yönünü  daha  yaşayarak  öğrenir.  Buralarda 
                                                 
59
 Ayverdi,  brahim Efendi Konağı, s. 24. 
60
 Age, s. 26-32. 
61
 Age, s. 301. 
62
 Age, s. 208. 
63
 Ayverdi, Mesihpaşa  mamı, Kubbealtı Neşriyatı,  stanbul 2000, s. 97. 
64
 Ayverdi,  nsan ve Şeytan, s. 43. 
65
 Ayverdi,  brahim Efendi Konağı, s. 208. 


Yüklə 6,19 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə