70
Celalettin Rumî, “Camî elvanı”,
Yanlarında kalan kimse ben olsam.
Namengan’dan çıkan üstad Nevaî,
“Çar Divan’ı”, “Ferhat-Şirin”, rubai,
Zahireddin Babür, “Mizan evzanı”,
Başlarına varıp ben Mecnun olsam.
Okumuştum Sadi’nin ben “Bostan”ını,
Gör, ne güzel Hakanî’nin, “Median”ı,
İsterim “Şahname”, “Sakiname”yi,
Halife Ömer’le Süleyman olsam.
Selman-ı Ebsal’ı sarhoş eyleyip,
Behram Gûr’u tutup, insaf eyleyip,
Azaduddevle’yi bir kuş eyleyip,
Ebu Mahfuz, Kızıl Arslan Han olsam.
Ebu Bekr kan ağlayıp Fars’ta kalsa,
Ali, Memun, Abisdam’a denk olsa,
Zünnun varıp, o Rüstem’i zor olsa,
Rüstem’in derdine ben derman olsam.
Galen, Eflatun’a yolun gösterip,
Davut, Osman ile Ali ürkütüp,
Kubat pederi Hüsrev’i korkutup,
Adı geçenlerle din, iman olsam.
Arbalet elinde, ey Mahtumkulu!
Rüstem’e İskender hiç tutmaz yolu,
71
Ne olsa, bilirsin millet hayali,
Dertliler yanında ben Lokman olsam.
Dostları ilə paylaş: