PARANORMAL FENOMENLER
Alessandro Cagliostro, kendi kehanet yeteneği ile tanışın
ca eşi ile birlikte mason tarikatına katılır, okült bilimler, kimya,
şifalı bitkiler ve astronomi ile ilgilenir. Kehanet yeteneklerini
geliştirmek üzere kendi üzerinde çalışmaya devam eder.
Cagliostro'nun gizli bilimi öğrenme çabalan temiz duygularla
değildir, şöhret ve varlık toplama içindir. Ticari kaygılarla
felsefe taşı ve ölümsüzlük iksirini bulma peşine düşer. 1777'de
Londra'ya gittiğinde tüm şehir onun mucizelerinden bahset
mektedir. Majik, mistik, astrolog ve şifacı ölen ruhlarla konuş
makta, düşünce okuyabilmekte, simya sırrını keşfetmektedir.
Medyum olarak küçük çocukları kullanmayı tercih eden
Cagliostro, elleri üzerine çizdiği gizemli şekillere baktırmak
suretiyle onlan transa geçirir. Çocukları soktuğu bu hipnotik
durumda, onlara sorular yöneltir.
Dış görünüşü sıradan olan kont, bildiği yabana diller ve
gizemli tavırlan ile kadınların sürekli ilgisi ile şereflendirilir.
Üzerinde sürekli taşıdığı ender takılar ve mistisizmi onu ilgi
çekici yapan özelliklerdir. Fakat kadınların ve seçkin sınıfın
ilgi odağı olması, onun sahtekarlık numaralannı sonsuza dek
gizleyemeyecektir. Bu sebeplerden Londra'yı da terk etmek
zorunda kalan Cagliostro, Fransız Devriminden sonra dünya
da değişen hava ile birlikte masonluğun yasaklanması ile
tutuklanır. San Leo kalesine hapse gönderilir, son anda Papa
idam cezasını ömür boyu hapse çevirir. Hapiste 4 yıl geçiren
Alessandro Cagliostro, 26 Ağustos 1795'te vefat eder. İlginç
yaşam öyküsü Tolstoy, Kuzmin, Dumas gibi büyük yazarlann
eserlerinde yerini bulur.
Cagliostro'nun tüm sahtekarlık geçmişine rağmen yaptığı
bazı önemli kehanet ve majilerin kesinlikle gerçek olduğu
anlaşılmıştır:
-
Fransız kraliyet ailesinin trajik sonunu kehanet eder.
Kral için 39 yaşma kadar ölümden korkmaması
gerektiği, kral
içe için mutsuz olacağı, erken yaşlanacağı ve idam edileceği
yönünde öngörüler yapar.
281
PARANORMAL FENOMENLER
lık güçlerin esiri olduğundan emin olduğu Rasputin, şehvet ve
günah kavramlarını kullanarak kendini "hassaslaştırırdı".
Kendi üzerinde çok etkili olduğu tartışılmaz olan bu yöntem,
onu sapkın bir cinselliğe ve her türlü dejenerasyona doğru
götürmüştü. Rasputin kimdi, ne tür güçleri vardı, bu güçlere
ulaşmak uğruna çekinmeden kullandığı yöntemleri nereden
öğrenmişti? Tüm bu sorulara cevap vermek için, Rasputin'in
hayat hikayesini kısaca gözden geçirmeliyiz.
10
Ocak 1869'da Tobol vilayeti Pokrovsoe köyünde
dünyaya gelen Grigoriy Rasputin, ailenin yaşayan ilk erkek
evladıdır. Kendisinden evvel sürekli kız çocukları doğmuş,
hepsi de ölmüştür. 1867'de Andrey isminde doğan ilk erkek
bebek de yaşayamamıştır. İlginçtir ki Hitler ve Stalin'in
ailelerinde de kendilerinden önce doğan tüm bebekler
ölmüştür. Sanki üstün bir kuvvet o ailelerde çocuk yetişmesine
engel olmaya çalışmıştır.
Rasputin daha gençliğinde "ahlak noksanı" anlamına
gelen soyadına yakışır biçimde davranmaya gayret eder.
Düşüncesiz, şehvet düşkünü bir karaktere sahip
olan Grigoriy,
garip hipnotize eden bakışları ve hayalciliği ile yaşıt erkeklerin
alayını, kızların ise ilgisini çeker. Genç Rasputin kendinde
tehlikeli bir kuvvetin olduğunu hissederek, hayvani içgüdü
lerini alkol ve kavgalarla yatıştırmaya çalışır. Giriştiği genel
likle dayak ile sonuçlanan kavgaların nedenini
"Tatminsizdim,
çok şeyin cevabını bulamıyordum ve de içmeye başladım”
şeklinde
açıklamaya çalışır. Ağır bedensel zarara maruz kaldığı bir
dayak olayı, kendisinde büyük bir değişime neden olur.
Başından yüzüne akan kanlar, muhtemelen ruhunda garip bir
sevincin doğmasına yol açar. Bu değişik ruhsal durumu kendi
deyimiyle "kabullenmişlikten gelen sevinç, rencide olmanın
getirdiği sevinç" halidir. Bir kez bu acının tadına varan
Grigoriy, artık kendini bilerek ve isteyerek kavgalara sokar,
hırsızlık yapar, kasten üzerine öfke çekmeye çalışır.
Fiziksel olarak zayıf görünen ancak inanılmaz derecede
283