PARANORMAL FENOMEN
süre üzerinde çalıştıktan sonra birdenbire kendiliğinden
ortaya çıktığını vurgulamışlardır. Poincare, bilinçaltı sezgicil
iğinin, yaratıcılığın dört evresinden biri olarak kabul etmiştir.
Peki ama elde edileceğine inanılan ve sonunda elde edilen bu
bilgiler nereden gelmektedir? Itzhak Bentov bu konuda şöyle
yanıt verir: "Hepsi de, insan ruhu kendini bu bilgileri almaya
hazır duruma getirdiğinde, arzu duyulan bilgiye ulaşabildiği,
her tür bilgiyi içeren Evrensel Zihin'den geliyor."
Parapsikolojide duyu ötesi algılama olarak adlandırılan
sezgisel ruhsal güç, büyük bilim adamların yeni keşifler, icat
lar yapmasına imkan vermiştir. Bir asır evvel keşifleri ile elek
triği bilimsel merak olmaktan çıkararak teknolojik devrime
dönüştüren Yugoslav dahi bilim adamı Nikola Tesla, bu keşfi
ni Budapeşte parkında dolaşıp Goethe'nin Faust'undan şu
dizeleri tekrarlarken yaptığını paylaşmıştır:
Yorgunluktan bitkin düşmüş bir günün ardından,
İleride keşfedilecek yeni alanlara doğru,
Gün geceye karışıyor.
Ah, bir kanat a lıp beni yerden havalandırsa,
Düşsem günün izine, peşinden göklerde süzülerek.
Bu sözleri söylediği sırada, Tesla'nm gözlerinin önünde
bir motoru döndüren manyetik pervanenin görüntüsü belir
miştir. İzleyen günlerde görüntü en ince ayrıntısına kadar
belirginleşerek, ABD'ye göçmen olarak yerleştikten sonra dal
galı akım jeneratörünü meydana getirene kadar 6 yıl boyunca
zihninde kalacaktır.
Ve başka bir örnek... İlk ticari helikopterin kaşifi Arthur
Young, on dokuz sene boyunca dairevi şekilde dönen per
vaneyi sabitleme sorununu nasıl çözdüğünü "Refleksif Evren:
Bilinçliliğin Evrimi"
kitabında anlatmaktadır:
"...İçim de gittikçe güçlenen bir duygu vardı. Bu tıpkı bir
44
köşeyi dönmek üzereyken, köşeyi döndüğünde b ir şeyle
karşılaşacağını hissetmek gibi b ir duyguydu. Bu, hep
diken üstünde olmama neden oluyordu. İlk kez b ir şey
keşfettiğimde, çevremdeki hava sanki enerji yüklenmiş
gibi hissettim. Düşüncemin işe yarayacağına o kadar
emindim ki, patent avukatımdan ilk uçuşuma tanıklık
yapmasını istedim. H azırladığım model uçmaya hazırdı.
Onu adeta b ir tür törenle çalıştırdım. Yerden havalandı
ve havalanır havalanm az baş aşağı dönüp yere çakıldı
ve param parça oldu. Avukatım bu durumdan o kadar
korktu ki, bir daha hiçbir çılgın gösterimi izlemeye
gelmeyeceğine yemin etti. İki ya da üç gün sonra gerçek
model gözlerimin önünde belirdi. İlk modeli oluşturmamı
söyleyen beyin dalgası yanlış alarmdı. Böyle olduğuna
inanıyorum çünkü gerçek modeli elde edeceğime da ir
büyük bir inanç taşıyordum.*
Ruh, psikofiziksel organizmada aşın bir güce sahiptir.
Konsantrasyon, meditasyon, hayal gücü/imajinasyonu
geliştirmeye yönelik çalışmalar ile bilinçaltına yönelik egzersi
zler yardımı ile Psi-alanı kullanmak, yani ruhsal güçlerini,
duyu ötesi yeteneklerini keşfetmek olanaklı hale gelmektedir;
/ilinin duyu ötesi yaratıcılık faaliyetleri teşvik edilebilmekte
dir. Sanat, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerde,
nılısal/zihinsel gücün duyu ötesi algı yönü tartışılmaz
önemdedir. Peki nasıl oluyor da insan, bu tür ekstrasomatik
etkiler üretme kapasitesine sahip olabilmektedir? Neden
insanın psişik gücü, diğer hayvanlara nazaran (bu konuda
deneysel kanıtlar mevcuttur) daha fazladır? Eşyaları materyal-
ı/e etme, teleport etme, hareket ettirme ve başka garip para-
normal aktiviteler, insan psişesi ile sınırlı görünmektedir. Bu
konudaki en güçlü varsayım, insanın evrimsel süreçte, hayat-
ı.ı kalmak için gereken ihtiyaçlarının dışında bir gelişim gös
terdiğidir. Bu gelişim mental - ruhsal yönde halen sürmekte-
KOZMİK VARLIK OLARAK İNSAN
45
PARANORMAL FENOMEN
dir. Beslenme, barınma, hayatını güvenli bir şekilde idame
j
ettirme gibi içgüdüsel ihtiyaçlarını karşılamış olan (en azından
adil bir düzende karşılamış olması gereken) modem insan,
sanat, edebiyat, bilim, felsefe gibi alanlardaki sürekli çabasıyla
evrimsel gelişimini sürdürmeye devam etmektedir. Bu nokta
da, temel ihtiyacından çok daha fazla bir psişik enerji ürettiği
ni söyleyebiliriz. Fazlalık olan "atık" enerji, psişik güç olarak
dönüşebilir ve bu yolda kanalize edilebilir. Daha önce evrim
sel sürecin sanki beyni hedef alarak ilerlediğini söylemiştik.
Tam da bu noktada, beyin ile birlikte psişik güçlerin de evrim
sel sürecin bir sonucu olduğunu ilave edebiliriz. Bu görüşü
savunan önemli sayıda düşünür ve araştırmacı vardır.
VVhitehead felsefesine bağlı olan John Cobb, insanları hayvan
lardan ayıran eşiğin "artık psişik enerji; miktar olarak, psişik
hayatı, esasen hayatta kalma ve bedenin sağlığı vasıtasından
ziyade kendi kendine yeterli hale getirmeye yetecek kadar art
tığında" aşıldığını düşünmektedir. Fazlalık olan bu enerji,
insan için bir ruhsal otonom gelişim sağlamaya yönelik bir
ödüldür. Bu noktada insan, otonom gelişimini öyle bir düzeye
ilerletebilir ki, bedensel ölümün üstesinden gelebilir.
Postmodem felsefe, insan zihninin bir kez yeterince biçim
lendikten sonra, yeni ortamda (bildiğimiz materyal dünyanın
ötesinde) hayatta kalmak için ortaya çıkacak gücü geliştirmiş
olabileceğini önerir.
Ruhsal güçlerin, çoğunlukla şuursuzca ve ani ataklar şek
linde kendini gösterdiğini söyleyebiliriz. Kasıtlı ve bilinçli
olarak oluşan kehanet, durugörü,.psikokinezi vakaları, bilinç
sizce ve irade dışı olanlara kıyasla çok daha azdır. Bilinçli
olarak yapılan kaşık-çatal bükme gibi PK olaylarının etkileri,
bilinçsizce meydana gelen poltergeist gibi vakalarla
kıyaslandığında son derece zayıf kalmaktadır. Bir kişide olup
da uzun zaman içine yayılan düzenli, bilinçli olarak kontrol
edilen güçler, çok nadir olarak görünmektedir.
Ruhsal güçleri geliştirmeye yönelik teknikler üzerinde
46
Dostları ilə paylaş: |