İLÂHÎ NİZAM VE KÂİNAT
304
Demek ki kutupların küre üzerinde yer değiştirmesine ilk se-
bep olan tesir misafir gezegenden gelecek, ondan sonra bu işi
tamamlayacak olan tesir de arzın bizzat kendi bünyesindeki ha-
reketlerin, değer farklanması mekanizmasıyla devam edecektir.
Böylece, muvazenesi bozulmuş olan dünyanın tam bir muvaze-
ne hâline gelinceye kadar geçireceği muvazene değişmeleri yü-
züncü seneyi takip edecek senelerde daha ziyade artarak kutup
noktalarının yukarıda çizdiğimiz yerlere süratle yaklaşmasını
sağlayacaktır.
*
* *
Kutup noktalarının bu nihaî duruma yaklaştığı sıralarda dö-
nencelerinde de şu değişmeler olacaktır. Yengeç dönencesi dün-
yanın güneşe karşı ekseninin yeni durumuna göre yeni ekva-
tordan 36 arz derecesi kuzeyde, Oğlak dönencesi ise gene aynı
şekilde ekvatordan 36 arz derecesi güneyde bulunacaktır.
*
* *
Yüzüncü yıldan itibaren iklimler yavaş yavaş bu nihaî rakam-
ların ifade ettiği hâllere bâriz şekilde yaklaşacaklardır. Nihaî
duruma gelince dünyanın muvazenesi birdenbire tamamıyla bo-
zulacak ve söylemiş olduğumuz gibi, dünya yarım dairelik bir
dönüşle en kısa bir zamanda tepesi üstü gelecektir. Yâni kuzey
kutbu, güney kutbunun yerine gelecek ve güney kutbu da kuzey
kutbunun yerine çıkacaktır. Fakat evvelce de söylediğimiz gibi
bu değişmelerin, kürenin çarpılması veya tepe taklak olması şek-
linde değil, kutupların yer değiştirmesi tarzında olacağını tekrar
belirtiriz.
*
* *
Yukarıda izah olunan mekanizma ile dünya, yarım dairelik
bir kavis çizerek tepesi üstü gelince, yeni dünya ekseninin de
dünyanın yeni kurulmuş muvazenesinden mütevellit dönüş du-
rumuna göre yeni bir istikamet alacağı tabiîdir. İşte evvelce an-
latmış
olduğumuz, dünyanın nihaî safhasındaki hâdiseler, yâni
BEDRİ RUHSELMAN
305
dünyanın batış anları ve kıyamet, evvelâ kutupların yavaş yavaş
kayarak işaret ettiğimiz nihaî noktalara geldikten sonra, oradan
itibaren birdenbire başlayan ve birkaç gün devam eden, nihayet
birkaç saat içinde tamamlanan kuzey kutbunun güneye kayarak,
güney kutbunun yerini alması ve buna mukabil güney kutbu-
nun da kuzey kutbunun yerine çıkması, yâni dünyanın tepesi
üstü gelmesi sırasındaki büyük muvazene bozukluklarına teka-
bül edeceklerdir.
Fakat dünyanın bu yarım dairelik dönüşünden sonra kutup-
ların altüst olması, yeni dünyada belirli bir değişme, hattâ hiçbir
değişme husule getirmeyecektir. Zira esasen kutuplar altüst ol-
duktan sonra ortada eski coğrafî durumlara ait hiçbir teşekkül
kalmayacağından, yeni kutupların kurulduğu noktaların eski
memleketlerle ve coğrafî durumla kıyas edilmesi bahis mevzuu
olmayacaktır. Binaenaleyh yeni doğacak dünyanın da -eksen
meyli ne olursa olsun- gene bugünkü gibi bir kuzey, bir de gü-
ney kutbu mevcut olacak ve geçmiş devreye ait olan kutupları
ise bütün coğrafî teşekkülâtıyla birlikte ebediyen unutulan bir
maziye karışmış bulunacaktır.
*
* *
Şurasını aslâ unutmamak gerekir ki bütün bu hareketleri ve
neticeleri meydana getiren tesirler -daima tekrarlamış olduğu-
muz gibi- üniteden süzülerek gelen aslî direktiflere göre, dünya-
nın muhtaç olduğu durumları temin etmek vazifesiyle mükellef
yüksek plândan direkt veya endirekt olarak dünyanın manye-
tik alanına inmektedirler. Bu tesirlerin dozları; ne biraz fazla, ne
de biraz eksik olmamak üzere tam kıymetleriyle gönderilmiş ve
böylece aslî icaplar yerine getirilmiş olur.
Binaenaleyh bütün bu hareketler plânsız değil, muazzam bir
tekâmül plânının tatbikatı gayesine mâtuf olarak muayyen ölçü-
lere göre meydana getirilmektedir. İşte bütün bunlar, tekâmül
yolunda, kâinatın muazzam ahengi ve nizamı içinde kurulmuş
hikmetle dolu tertiplerdir. Bu hercümerç gününde, göründüğü
gibi bir felâket yoktur. Burada olan şeyler bir
taraftan; dünyada-