41
insanlarda kanser meydana çıkmasına neden olmaz ( Heyns,1985).
Tarımdan Kaynaklanan Azot Yükü
Son yıllarda intenzif tarım tüm dünyada yayıldıktan ve arttıktan sonra yüzeye
yakın yeraltısularının kalitesi ve içerdikleri çözülmüş madde miktarları
değişmeye başladı. Özellikle de nitrat konsantrasyonu arttı. 1950'lilerden beri
hidrojeologlar tarafından yapılan araştırma ve çalışmalarda yeraltısularındaki
nitrat miktarının arttığı ortaya konmuştur. 1982 yılında da Prag'da
Şnternatonal Association of Hydrogeologists'lerin yaptığı "İmpact of
Agricultural Activities on Ground water" sempozyum olayın boyutlarını
ortaya koymuştur. Almanya'da Bocholt/ Westfalen içme suyu tesisinden alınan
su örneklerinde 1912 yılında 15 mg/l nitrat bulunmuşken, 1981 yılında da 85
mg/l bulunmuştur. Bu ise tarımda artan gübreleme ile ilişkilendirilmiştir:
- Bitki türü ve vejetasyon süresi ( tarımsal kullanış şekli ),
- Toprak türü ( humus miktarı, biyoaktivitesi ),
- Azot gübrelemesi ( türü, miktarı ve zamanlaması ),
- Sızıntısu miktarı ve zaman içinde dağılışı .
Ancak Azotsuz Yaşam Olur mu ?
Ana kayaçlardan toprak azotsuz oluşumaktadır. Humus ve diğer yollarla toprak
azota kavuşmakta ve zenginleşmektedir. Kayaçlar azotça fakirken, atmosfer çok
zengindir. Havanın %78'i azottur. Havada on üzeri onaltı ton azot rezervi
vardır. Yağışlar yolu ile 10-30 kg/ha nitrat veya amonyum şeklinde azot toprağa
geçmektedir. Bunun yarısı emisyonlardan kaynaklanmalatadır. Toprak
mikroorganizmaları sayesinde de yaklaşık 10-30 kg/ha azot kazancı olmaktadır.
Bu bazı durumlarda 60 kg/ha'a hatta suptropik bölgelerde 100 kg/ha 'a kadar
çıkmaktadır. Bazı bakteriler de havanın serbest azotunu bağlayabilirler,
legünumoslarda sembiyoz yaşayan bu canlılar, yılda 150-200 kg/ha azot
bağlamaktadırlar, bazan bu değer 400 kg'a kadar çıkabilir. Ayrıca bitkilerin
hasatından sonra geriye kalan biyomaslar da zamanla toprakda ayrışarak
humusu oluşturmaktadır. Bu da uzun süre içinde azot vermektedir.
Normal tarla toprağında % 2 organik madde (humus) vardır bu da 120 ton/ha
humus ve de 6 ton/ha azot demektir. İyi parçalanabilen turba topraklarında
organik madde oranı % 95, miktarı 1140 ton/ha 'dır. Azot miktarı ise 29 ton/ha'
dır.
42
Topraktaki azotun % 95'i aminoasiti, aminoşekerleri, amidler halinde organik
olarak bağlıdır. Bunun % 33'ü uzun sürede hiç parçalanmayacak şekilde
hidrolize olamayan azot halinde tespit edilmiş vaziyettedir. Organik bağlı azotun
her yıl ancak % 3- 5' i mineralize olabilir. Ortalama toprak koşullarında yılda
50 - 100 kg/ha azot mineralize olmaktadır.
% 4 humus içeren bir toprağın ilk 30 cm'sindeki organik madde miktarı
240 ton/ha, mineralize olan azot da 4,8 ton/ha' dır. Tahıl bitki artıkları
toprağa 1,4 - 1,8 ton/ha azotu geri verirken, çapa bitkileri 0,6 - 1,0 ton/ha
geri verir.
Bitkiler azotu amonyum ve/veya nitrat şeklinde almaktadırlar. Özellikle asitik
topraklarda gelişen çavdar, patates, ot gibi bitkiler azotu amonyum iyonu
şeklinde almaktadırlar. pH > 5 'in üzerinde ve aerobik koşullarda amonyum
iyonları nitrit ve nitrata oksitlenmektedir. Nitrat iyonları toprağın sorpsiyon
sistemi tarafından amonyum iyonlarında olduğu gibi tutulmazlar, bu nedenle de
bitkiler tarafından hemen alınıp kullanılabilirler, her yıkanmaya da maruzdurlar.
Amonifikasyon aylar süren bir olay iken, nitrifikasyon 10 - 15 gün içinde
tamamlanmaktadır. Bunun için 15 - 25 santigrad derece toprak sıcaklığı ve tarla
kapasitesine yakın rutubet içeriği yetmektedir. Yaş ve soğuk topraklarla, sıcak
ve kuru topraklar azot üretimi için elverişli değildir.
Nitrat genelde hasatlardan sonra ve yağışların da katkısı ile özellikle sonbaharda
yıkanır, tarla kapasitesi aşıldığı için fazla su sızmaya başlar.
Ancak yeraltısuyuna sızan ve karışan miktarla, gerçek bulunan değerler aynı
değildir, çünkü hem sızış sırasında hem yeraltı suyu içinde nitrat ayrışmaya
uğramaktadır. Fototrof organizmalardan ziyade kemotrof organizmalar nitratı
indirgemektedirler. Bu da ya asimilasyon yolu ile, ya da disimilasyonla
olmaktadır. Disimilasyonla nitrat indirgenmesinin olması için aşağıdaki
koşulların bulunması gerekir:
- pH değerinin 6.2 ile 10.2 arasında
- redokspotensiyelinin - 200 mV ile + 665 mV arasında
- sıcaklık 0
0
C ile 50
0
C arasında
- oksijen miktarı < 2 mg/l
- organik karbon miktarı > 2 mg/l olmalıdır.
Azot tüm canlılar için vazgeçilemez bir besin maddesidir, doğal oluşumlarla
sağlanan amonyum ve/veya nitratlar birim alandan optimum düzeyde verim elde
43
etmeye yetmemektedir. Yapay olarak da ilaveten organik veya anorganik gübre
olarak katkıda bulunmamız gerekmektedir. Ancak bu tamamen ölçülü, bilimsel
ve ekolojik yaklaşımlı olmalıdır. Bitki türüne, toprak çeşidine miktar ve
zamanlamasını çok iyi yapmak gerekir.
6. Mikroorganizmalar ve Toprak
Toprak bitkilere sadece konaklama olanağı verip ev sahipliği yapmamaktadır.
Aynı zamanda su ve besin maddeleri gibi gelişmeleri için mutlaka gerekli olan
materyalleri vermektedirler. Ayrıca topraktaki yaşam da çok önemlidir. Çayır ve
meralarda, üzerinde otlayan sığır ve ineklerden daha ağır gelebilecek mikroflora
ve mikrofauna bulunmaktadır. Bir toprak biyolojik olarak ne kadar aktif ise
orada da o derece bitki gelişmesi iyi olur.
Toprağın hemen üst kısmı mulş diye adlandırılan ot, yaprak v.b. gibi
kalıntılardan oluşan tabakadır. Bunun altında ayrışma ve parçalanma olaylarının
yoğun olduğu çürüme tabakası vardır. Bu tabaka yaklaşık olarak 5 cm
kalınlığındadır. Burada mantar ve küçük hayvancıklar çok miktarda bulunur.
Bunun altında mikroor-ganizmaların, azot bakterile, alglerin, kök mantarlarının
çok yoğun olarak bulunduğu 20 - 30 cm kalınlığında humus tabakası vardır.
Humus tabakasından sonra da mineral toprak tabakası gelmektedir. Mineral
maddelerin oluşmasına neden olan ana kayaç. Bunun derinliği ise 2,5 m'ye
kadar gidebilir. Solucanlar da aktiviteleri ile bu tabakalrı birbirlerine bağlar ve
toprağı gevşetirler.
Tarım yapılan tarlalarda bitkiler aynı yere münavebe sistemine göre dönüşümlü
olarak ekilir. Bunun ana nedeni bir bitki türüne musallat olan hastalık yapıcının
sınırsız üremesine meydan vermemektedir. Onu şaşırtıp, yapay bozulan ekolojik
koşullarda azalmasını telef olmasını sağlamaktır. Kompostu bahçeden eksik
edemeyiz, bu nedenle mutlaka organik gübre olarak vermemiz gerekir. Bitkisel
ve hayvansal atıkların kompostlaşabilmesi için ısıya, suya ve havaya mutlaka
ihtiyaç vardır. Isıyı mikroorganizmalar kendileri oluştururlar, su ve havanın da
yapay olarak dengelenmesi gerekmektedir. Kompost toprağın fiziksel ve
kimyasal özelliklerini iyileştirmekte böylece bitki metabolizması olumlu yönde
etkilenmekte, bitkilerin hastalıkla-ra ve zararlılara karşı dayanıklılığı
artmaktadır.
Mineral
gübreler
doğal
kaynaklardan
teknik
olarak
üretilmektedir. Bu gübrelerin bir özelliği bitki tarafından hemen alınabilir
olmasıdır. Bitki türlerinin besin maddesi ihtiyaçlarına göre çeşitli
Dostları ilə paylaş: |