AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology
2017 Winter/Kış – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30
DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x
http://www.ajit‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
Received : 06.02.2018
Editorial Process Begin: 08.02.2018
Published: 12.02.2018
Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm
Aysel DEMİR, Yrd. Doç. Dr., Kırıkkale Üniversitesi, Felsefe Bölümü, Kırıkkale-TÜRKİYE
ayselmus1@hotmail.com
, ORCID iD: 0000-0001-7283-1565
Öz
Bu çalışmada, trans-hümanizm hareketi temelinde ortaya çıkan ölümsüzlük, yapay zekâ bağlamında yeni bir
varoluş aşamasına giren insanın durumu incelenip, gelecekte yeni insan varoluşunu nelerin beklediği, devlet
yapısı ve siyasetin bu insan varoluşunu nasıl kullanacağı hümanizm, trans-hümanizm ve post human (insan
sonrası) varlık temelinde incelenmiştir. İçinde bulunduğumuz yüzyıl insana, insanlığa çok büyük gelecekler vaat
etmektedir. Bu vaatler, ileri teknolojinin etkisiyle insan aklının sınırlarını aşan, hatta insan aklını teknoloji
aracılığıyla kontrol altına alan gelişmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Hümanizm, insanın değerini kabul eden
ve insanı insan olma bakımından konu eden bir felsefe olup, onun bir sonraki basamağı ileri teknolojiyi temel
alan trans-hümanizmdir. Yaşamın uzatılması veya ölüme çare bulunması, yapay zekâ ile zekanın daha da
geliştirilip, bir üst insana ulaşma çabasını, trans-hümanizm felsefesi ileri teknolojinin ve çağın bir gereği olarak
görür. Bununla birlikte her ne kadar ileri teknolojinin getirdikleri insanlığın geleceği için olsa da devlet ve siyaset
yapılanması içinde bu ilerlemelerin kötüye kullanılması kaçınılmazdır.
Anahtar Kelimeler: İleri teknoloji, trans-hümanizm, hümanizm, post human, ölümsüzlük, yapay zekâ, üst insan,
siyaset
Trans-Humanism in the Context of Immorality and Artifical Intelligence
Abstract
In this study, it is analysed that artificial intelligence, immortality on the basis of trans-humanism and
examined the situation of Human being who has a new existence stage. It is searched what human
being expected in future, how the state and politics will use this new existence stage according to
humanism, trans-humanism and post human. This century has a promising future to human being and
humanity. This promising is appearance as developments which are transcendent, even control the
human mind with the effect of advanced technology. Humanism is a philosophical stance that
emphasizes the value and agency of human beings and its next stage is trans-humanism. Trans-
humanism philosophy takes the advanced technology as a necessity of age which in struggling to reach
a upper man through the prolongation of life, the remedy for death and the artificial intelligence.
However, although high tech brings new developments for the future of mankind, it is possible to use
the high tech in state and politics negatively.
Key Words: Advanced technology, trans-humanism- humanism, post-human, immortality, artificial intelligence, upper
human, politics.
GİRİŞ
Yirmi birinci yüzyıl insana ve insanlığın geleceğine dair farklı seçenekler sunmaktadır. Bu
seçenekler, ileri teknoloji aracılığıyla zihnin sınırlarını zorlayan, hatta onu aşan ve teknoloji
aracılığıyla insan aklını kontrol altına alan gelişmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilgisayar
teknolojisi ve bioteknolojinin durdurulamaz yükselişi, bizi trans-hümanizm konusu ile
tanıştırmaktadır. Trans-hümanizm, teknoloji çağının getirdiği yeni bir felsefi kavram ve harekettir.
AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology
2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30
DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
96
Bu hareketin temelinde, insandaki temel özelliklerin geliştirilmesini amaç edinen felsefi bir akım
olan hümanizm bulunmaktadır. Trans-hümanizm gelecek hakkında bir düşünme yoludur
(Bostrom, 2003: 4). Hümanizm, insanın değerini her şeyin temeli kabul eder ve insanın insan olma
bilincini konu eden bir felsefe alanı olarak ortaya çıkar (Abbagnano, 1992: 763). Hümanizm’in bir
sonraki basamağı ise trans-hümanizmdir ve bu noktada, teknolojinin insan üzerinde birebir
uygulanmasıyla beraber insanoğlu, bir üst-insana dönüşme aşamasına girer. Bu anlamda, trans-
hümanizm felsefesi teknolojinin varlığıyla kendine anlam katar. Buna göre, öncelikle trans-
hümanizm kavramının içeriğini belirlemekte fayda vardır.
Trans-hümanizm; insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılması, yaşlanma ve hastalanma
gibi istenmeyen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması
gerektiğini öne süren bir düşünce hareketidir (Bilgen, 2016). Trans-hümanist düşünürler ise insan
geliştirme tekniklerini, yüksek teknolojiyi insanlar üzerinde kullanabilmeyi ve bu durumun olası
sonuçlarını tartışmaktadırlar. Diğer bir ifadeyle, trans-hümanizm; nanoteknoloji, gen klonlama,
yapay zekâ vb. gibi ileri teknolojilerin insan üzerinde detaylı bir biçimde kullanılmasını destekleyen
kültürel bir hareketliliktir. Bunlar, insanların ileri teknoloji ile daha da geliştirilmesinin çağın bir
gerekliliği olduğunu, hatta bir zorunluluk olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini ileri sürerler.
Trans-hümanizm fikri üç teknolojik ilerlemeyle bağlantılıdır. İlki, radikal nanoteknolojinin bir
türüdür. İkincisi, yaşam süresinin uzatılması temelinde yaşlanma ve ölüme çare bulunmasıdır.
Üçüncüsü ise bilgisayarın gücünün yapı değiştirmesiyle yapay zekâ ve ileri nanoteknoloji
aracılığıyla üst insan seviyesine ulaşmaktır (Jones, 2016: 9). Buna göre hümanizm, insanın
gereksinimleri olan toplum içindeki bireyi temel alan, her şeyi insanın hak ettiği biçimde yaşaması
gerektiğini savunan düşünceyken, trans-hümanizm için sadece insanca yaşamak yetmeyip
teknolojik olanaklar imkân verdiği sürece, insanın ve insanlığın daha üst düzeye çıkmasının
mümkün olduğunu savunan düşüncedir.
Trans-hümanizm düşüncesini savunanların asıl amacı; fiziksel ve zihinsel olarak insanları geliştirip,
bir anlamda varoluşun yaşam sınırlarını daha iyiye doğru genişletmektir. Diğer bir anlamda amaç,
insan hayatı ile insan olmayı daha da iyileştirmek ve bunu da aşkın bir yolla yapmaktır. Bu durum,
dolaylı yönden insanlığı mutluluğa götürür. Bununla birlikte, tarihsel sürece baktığımız zaman
mutluluğa ulaşmanın Eski Yunan ve Helenistik felsefede temel amaç olduğunu görürüz. Orta çağda
mutluluk, tanrıya ulaşmakla bir sayılırken, 17. ve 18. Yüzyıllarda mutluluk ‘iyi olma’ durumu olarak
tanımlanmıştır. 19. Yüzyıl ile birlikte mutluluk, utilitarianizm temelinde bireysel mutluluğa
odaklanmıştır. Örneğin Jeremy Bentham için, bizim yapmamız gereken şeyleri acı ve zevk belirler.
Mutluluğa neden olan şey ise onlar arasındaki dengenin bilimsel analizidir. Bentham, düşünce ve
eylemlerinde “en çok sayıda insan, en yüksek düzeyde mutluluk” ilkesiyle hareket etmektedir
(Bentham, 1996: 36-7). Trans-humanist deklarasyon doğrudan doğruya mutluluk ile uğraşıp onu
tartışmaz. Bununla birlikte, temel amaç yine de daha iyiye, daha mutlu eden şeylere insanı
ulaştırmaktır. Trans-hümanist düşünce, 19. Yüzyıl mutluluğunun hedonist anlayışının genişletilmiş
halini bize verir. Kişisel tatmine odaklandıkları için, Modernizm öncesi kabul gören mutluluk ve
erdem arasındaki bağlantıyı trans-hümanistler dikkate almazlar (Hansell and Grassie, 2010: 38).
Trans-humanistler; yaşamdan memnun olma, kendini tatmin etme ve kendini gerçekleştirmeden
söz ederler. Mutluluğun objektif veya sübjektif yönü arasındaki ilişkinin analizini yapmak peşinde
olmayıp, temel amaçları, insan yaşam süresinin en iyi biçimde uzatılması ve ölümün bir anlamda
ertelenmesidir (Hansell and Grassie, 2010: 39).
Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm
A. DEMİR
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
97
Ayrıca trans-hümanistler , ölümsüzlüğün olabilirliğini teknoloji aracılığıyla ortaya koymak
istemektedirler. Her ne kadar, her birimiz yeni doğan nesillerimizle ölümsüz olmanın tadına
varmak istesek de bunu gerçek anlamda gerçekleştirmemiz daima çok uzak ve hatta imkânsız
görünmüştür. Bununla birlikte, 21. Yüzyılda ileri teknoloji bize neredeyse imkânsızı sunup,
zihnimizde ‘acaba böyle bir şey gerçekten olabilir mi veya olmakta mıdır?’ sorusunu
uyandırmaktadır. Elbette trans-hümanist teknolojiler bize bu durumun gerçekliğini göstermekte,
yaşam ve yaşam sürelerini insanın hem lehine hem de aleyhine olarak değiştirme olanağı
sağlamaktadır.
Trans-hümanizmde, insan zihninin ve bedeninin birtakım kodlamalarla kontrol altına alınması ve
gerektiğinde en ileri teknolojiyle hazırlanmış organların asıllarıyla yer değiştirmesi düşüncesi
oldukça istenilen bir durumdur. Ölümsüzlüğe ulaşma düşüncesiyle hareket eden insan, bu yolda
zekâ seviyesini artırarak ve yaşam süresini beden üzerinde uyguladığı yeni yöntemlerle uzatarak
hümanizmden trans-hümanizme geçmeye, diğer bir ifadeyle, bulunduğu durumdan üst bir
seviyeye ulaşmaya çalışmaktadır. Bu da tam anlamıyla dönüşümün kendisidir ve bu dönüşümde,
‘teknolojik insan’ hedef noktasıdır. Teknolojik insan, insan organizmasının dışında yapay olarak
üretilmiş ve organizmaların yerine geçecek olan teknolojik uzantıların anlam kazandırdığı bir
varlıktır.
Ölümsüzlüğe ulaşma çabasında insan ömrünü uzatmak, insan zihnine yapılan teknolojik
yüklemelerle çok süper zeki insanlar tasarlamak ‘acaba bu durum insanlığın sorunlarını çözmede
ne derece bize katkı sağlamaktadır?’ sorusunu sormaya zorlamaktadır. İnsanlığın sorunlarını
çözmek için süper zeki insanlar tasarlamak bir zorunluluk mudur? Peki gen teknolojisi aracılığıyla
yaratılmak istenen üst insan, yaşamımızdaki problemleri gerçekten çözer mi yoksa kendisi bir
problem olarak mı ortaya çıkar? Bu noktada, teknoloji ile beyinleri kontrol altına alınan insanlık için
‘insanlar mı robot olur yoksa robotlar mı insana dönüşür?’ sorusu, en can alıcı soru ve sorun olarak
ortaya çıkmaktadır.
İnsanlığın iyiliğine odaklanan hümanizmden sonra trans-hümanizm, bizi üst insanın yaratılmasına
götürürken, aynı zamanda bizi post human ile, diğer bir ifadeyle insan sonrası varlıkla karşı karşıya
bırakmaktadır. Max More’a göre trans-hümanizm, insanın Homo Sapiens olması ve gelecekteki post
human hali arasındaki yerdedir (More, December 2004). Bu anlamda trans-hümanizm, hümanizmin
sonunu getiren ama post human’ı başlatan bir aracıdır. Bununla birlikte üst insan ile post-human
arasında bir takım aşama ve bilinç farkları bulunmaktadır. Üst insan, insan olmayı zekanın
sınırlarını aşarak çözen ama insanlıktan ve insan olmaktan duygularıyla ve yaşamıyla henüz
çıkmamış kişi demektir. Ancak hem zekâ hem de yaşam bakımından bu gelişim süreci
tamamlandığında ortaya çıkan ‘süper yapay zeka’ artık insan türünden farklı bir tür olacaktır. Post
human olarak adlandırılan insan sonrası tür, artık bildiğimiz anlamdaki Homo Sapiens olmaktan
çıkacaktır. Çünkü bu süreçte, Homo Sapiens’in yapı ve biçimiyle organik anlamda oynanmıştır.
Buna göre de ontolojik açıdan varlığın hem yapısı hem de içeriği değişecektir. Bu, bir anlamda
varlığın dönüşümü ve varlık tanımlamasının da değişimi anlamına gelmektedir. Bu durum ise
insanlar üzerinde, Trans-hümanizm’in insanı insanlıktan çıkarıp, teknolojik canavarlar yarattığı
düşüncesine yol açmaktadır. Oysa istenilen durum tam aksinedir. Trans-hümanizm de insanın her
yönüyle iyileşmesi ve gelişmesi esastır. Amaç; uzun ömürlü, üstün zekalı ve üstün güçlere sahip
süper sağlıklı insanlar yaratmaktır, insan beynini bilgisayara veya robotlara yükleyerek onları
makinelerle değiştirmek değil.
1
1
Ancak elbette iktidarın teknolojinin aracılığıyla bu durumu kötüye kullanması beklenilebilir bir olaydır.
AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology
2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30
DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
98
Trans-hümanizm sadece ve sadece teknolojiyi en iyi yönde kullanmak istemektedir, asla aksi bir
düşünce düşünülmemelidir. Bununla birlikte, elbette diğer her alanda olduğu gibi kötü ellere
hizmet etme ihtimaline de açıktır. Özellikle gelecekte, yapay zekâ ve ölümsüzlüğü bir devlet
yapılanması içinde kontrol altına alma durumu, belki de tek tür robotların ortaya çıkmasına neden
olacak, devlet yönetiminde bulunan kişi bütün zekâ kontrolünü elinde bulunduracak ve
ölümsüzlüğün bulunması ile de iktidar, devlet yönetiminde elinde bulundurduğu kontrolü ve gücü
asla bırakmak istemeyecektir. Kendi iktidar ve çıkarına göre kendi adaletini kurma çabasına
girişecektir. J. Baudrillard, Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm adlı eserinde bu düşünceleri destekler
nitelikte şu söylemlerde bulunmuştur: “Ölüm sonrası yaşam düşüncesinin ortaya çıkışı iktidarın
doğmasına yol açan asal olaydır. Çünkü bu düzenek, sadece bu dünyada zahmete katlanma
zorunluluğu ve bunun karşılığında öteki dünyada ödüllendirilme gibi bir şantaja yol açmakla
kalmayıp, aynı zamanda bilinç altına yerleştirilmeye çalışılan ölme yasağıyla birlikte, bir de bu ölüm
yasağını denetleyen bir iktidar süreci de oluşturulmuştur” (Baudrillard, 2011: 227).
Bu anlamda, insanlığın idealist eğilimleri her ne kadar daima iyiye, güzele yönelse de insanoğlunun
aklının bir köşesinde daima negatif düşüncelerin ve distopyaların bulunduğu da bir gerçektir.
Ancak, bu negatif bakış açısı ve ihtimaller senaryolarından dolayı; gelişimi, değişimi ve hatta
dönüşümü göz ardı ederek teknolojinin getirdiklerine gözleri ve kapıları kapatmak insanlık adına
yanlış bir adım olacaktır. Bu teknolojik ilerlemelerin getireceği pozitif yönler de kabul etmemiz
gereken gerçekler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. İnsanlar başlangıçta, çoğunlukla teknolojinin
insan zihnine ve bedenine getirdikleri yeniliklere ve değişikliklere karşı çıkma eğilimindedirler.
İnsanoğlu bir alışkanlıklar varlığıdır. Özellikle teknoloji aracılığıyla alışkanlıklarının, benliklerinin
yok edildiğini düşünürler. Ancak, daima felsefi bağlamda iyiye yönelme çabası içinde olan
insanoğlu, olması gereken bağlamında, teknolojiden vazgeçmeksizin de iyiye yönelerek yaşama
katkı sağlayabilir. Bu anlamda genellikle bilim ve felsefe insanları, teknolojiden yararlanırken ortaya
çıkan etik ve insan hakları bağlamında karşılaşılan negatif sorunlara dikkat çekerler. Elbette ileri
teknolojinin getirdiği bir takım etik ve insan hakları sorunları göz ardı edilemez. Nasıl teknolojideki
gelişmeler, insanoğlunu değiştirip ve dönüştürüyorsa, insan haklarında da değişen duruma ayak
uydurma söz konusu olmalıdır. Örneğin, hak bağlamında ötenazi ve kürtaj olayları hala etik olarak
tartışılsa da teknolojinin gelişmesiyle, sağlıklı yaşam sürecinin uzatılması temelinde özellikle
“sağlıksız bir çocuğa sahip olmama hakkı” nın varlığı gündeme gelmiş ve o da ötenazi gibi bir trans-
human hakkı olarak ortaya çıkmıştır. Buna göre öncelikle, hümanizm temelinde, insanın insan
olması bakımından hakları vardır. Daha sonra, teknolojinin etkisiyle ve bireysel hakların
genişlemesiyle bu günkü trans-human haklarına kadar gelinmiştir. Bundan sonraki süreç post-
human haklarının uygulanmasına kadar gitmektedir. Post-hümanizm sürecinde, yapay zekâ ve
ölümsüz insan temelinde insan haklarının yerini, basit anlamda birey hakları, geniş anlamda ‘üst
insan’ hakları alacak gibi gözükmektedir.
İnsanoğlu tarihsel süreç boyunca, bilinçli veya bilinçsiz olarak ‘üst insan’ olma peşinde koşmuştur.
Özellikle mitolojik hikâyelerde, tanrı ve yarı tanrılara üstün nitelikler verilerek bir anlamda en iyi
olanın tanımlamaları yapılmıştır. Örneğin, Eski Yunan da Zeus, tanrıların tanrısı olarak en üstün
nitelemesini kazanırken, aşk tanrısı Eros yarı tanrı yarı insan nitelemesinde yine bize üst insan
örneğini vermektedir. Trans-hümanizm her ne kadar yeni bir kavram olsa da onun izleri Gılgamış
Destanına kadar gitmektedir. Gılgamış Destanı, Nuh Tufanı'nın anlatıldığı ilk yazılı eser olup,
burada ölümsüzlüğü arayan bir kralın öyküsü aktarılır. Gılgamış, tanrılar gibi ölümsüz ve üstün
olmak ister. Yarı insan yarı tanrı olan Gılgamış, karada ve denizde olan biten her şeyi bilen başarılı
Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm
A. DEMİR
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
99
bir yapı ustası ve yenilmez bir savaşçıdır. Gılgamış’ın tanrısı Enlil, Gılgamış’a insan oğlunun ancak
büyük bir eser bırakarak ölümsüzlüğe erişebileceğini öğütler ve bunun üzerine Gılgamış
ölümsüzlüğe ulaşma serüvenlerine başlar.
2
Utnapiştim ölümsüzlüğün sırrını bilen bir bilgedir.
Utnapiştim’i bulan Gılgamış, onun verdiği ölümsüzlük otuyla gençliğine yeniden dönecek ve
ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Ama, Gılgamış ölümsüzlük otunu yemeye fırsat bulamadan onu bir
yılana kaptırır ve böylece ölümsüzlük elinden kayıp gider. Yine bu mitolojik hikâyeye göre Tanrı,
insanları engellemiş ve tek bir yerde toplanıp büyük bir medeniyet kurup kendi katına erişmeye
cüret edemesinler diye dünyanın dört bir tarafına dağıtıp farklı farklı lisanlara bölmüştür (Battero,
2015: 58-.120).
Bu dünyaya fırlatılan insanoğlu ölümlü, sonlu bir varlık olması bakımından ölümsüzlüğün daima
peşinde koşmuş ama ölümlülüğünü aşamayınca, üreyerek kendinden bir nesil bırakmakla bu açığı
kapatmaya çalışmıştır. Günümüzde teknoloji, bu istence karşılık verebilecek düzeye gelmiş, kendini
aşan aşkın bir varlıkla bizi yüz yüze getirmiştir. İşte trans-hümanistler, insanoğlunun bu
ihtiyaçlarının gerçekleştirilmesi için bilim ve teknolojinin kapılarının sonuna kadar açılması
gerektiğini düşünürler. Trans-hümanizm’in genel düşüncesi; insanların daha sağlıklı ve uzun
ömürlü bir hayat sürmesi, daha zeki ve akıllı olması için teknolojinin olanaklarından
faydalanmalarıdır. Bu noktada üst insan, aşkın insan geleceğe yönelik insandır ve temelde her şey
insanlık içindir.
Görüleceği üzere günümüz dünyasında, insanın ölümsüzlük arzusu ve teknolojinin gelişmesiyle
yapay zekâ trans-hümanizm gibi yaklaşım tarzlarıyla boyut değiştirmiştir. Bu arayışlar, geleneksel
ölümsüzlük anlayışının tasvir edildiği ‘öbür dünya’ düşüncesinin tersine, varlığın bu dünyada
ölümsüzlük kazanması anlayışını dile getirmektedir. Bu düşünceyle, şimdiye kadar kabul gören
dualist dünya görüşü yerini tekrar materyalist dünya görüşüne bırakmaktadır. Trans-hümanistlerin
üstün insanı ortaya koymalarının yolu, yapay zekâ ve sentetik biyolojiden geçmektedir. Teknoloji
aracılığıyla yeni bir insan tasarımı ortaya konmakta, insanlık kendini farklı yapısal özelliklerde
tanımlamaya başlamaktadır ve böylece, varlığın özü ontolojik anlamda değişmektedir.
Bu anlamda da insan bedenini değiştirme düşüncesi kutsal bir tabu olmaktan çıkmakta, insan da
kendi istencine göre kendisinin yaratıcısı olmaya başlamaktadır. Özellikle sentetik biyoloji ile aşkın
üst insan gücü eline almaya başlayacaktır. Bu noktada, üst insan hem yaratıcı hem yok edici özellik
kazanarak kontrolü eline alan önemli bir ‘güç’ haline gelmektedir.
Ölümü Yenmek
Yaşanılan süreçte, henüz ölümü yenme aşamasında değiliz ancak teknoloji ile yaşamı daha
katlanılabilir haline getirerek, ömrü uzatma gücünden de yoksun değiliz. Belirtildiği üzere,
insanoğlunun üstün insan olma ve ölümü yenme düşünceleri potansiyel olarak daima var olmuştur
ancak bu düşüncelerin aktüel hale gelecek aşamaya ulaşması, insanı beklenmedik çatışmalarla da
baş başa bırakacaktır. Artık vücudun mekanik bir yapıyla etkileşime geçip biyolojik sınırları
zorlaması olağan bir durum olacaktır. Ancak, bu süreçte trans-hümanistlerin yapmak istediklerini
2
İlk serüven Gılgamış ile Gök tanrısı Anu arasında geçer. Halkına acımasız davrandığı için Gılgamış’a öfkelenen Anu,
onu öldürmek için vahşi bir hayvan olan Enkidu’yu üzerine salar. Enkidu ile Gılgamış arasındaki savaşta Gılgamış üstün
gelir. Daha sonra Enkidu Gılgamış’ın en yakın dostu ve yardımcısı olur. Bunun ardından gelen serüven Gılgamış ile aşk
tanrıçası İştar arasında yaşanır. İştar Gılgamış’a evlenme önerisinde bulunur. Gılgamış bunu reddeder. Onuru kırılan İştar
Gılgamış’ı öldürmek için yeryüzüne bir boğa gönderir. Gılgamış, Enkidu’nun da yardımıyla boğayı öldürür. Enkidu
rüyasında, boğayı öldürdüğü için tanrılar tarafından ölüme mahkum edildiğini görür. Destanda Enkidu’nun ölümünü
Tufan öyküsü izler. Tufan, yeryüzünün sularla dolup taşmasının öyküsüdür. Gılgamış destanında Tufan’ı tanrıça İştar ve
Bel’in başlattığı anlatılır. Gılgamış, Tufan’dan kurtularak sağ kaldığını öğrendiği Utnapiştim’i bulmak üzere yola çıkar
(Battero, 2015: 58-.120).
AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology
2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30
DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
100
sadece robot gibi hareket eden insanlar yaratmak olarak görmek yanlıştır. Aşkın insan yetiştirmek
ayrı, yapay insan yaratmak daha ayrı bir konudur.
Trans-hümanizmde amaç, yaşlılık ve ölüme ek olarak iş göremeyecek uzuvların sentetik biyoloji
aracılığıyla yeniden varlığa getirilerek, biyolojik sınırların aşılma çabasıdır. Örneğin, sentetik
biyoloji aracılığıyla insanın doğuştan veya sonradan kaybedilen organları yeniden vücuda
getirilebilir. Hücreler üzerinde ihtiyaca göre yeni değişimler yapılabilir. Bu bağlamda, bio-teknolojik
alanda artık kök hücre transferine geçilmiş, genetik şifreler çözümlenmeye başlanmış, genetik
materyaller üzerinde oynamayla insanın gen yapısı değiştirilme aşamasına girmiştir. Böylece
hücreler sanki birer makine parçası gibi değiştirilebilme imkânına kavuşmuştur. Artık, yapay
hücrelerle vücudun doğal şifresi değiştirilebilmekte ve bu anlamda, insanın genetik materyali de
yapı değiştirmektedir. Gen ve kök hücre transferi ile medikal anlamda birçok rahatsızlığa çözüm
bulunmakta ve hatta vücudun yapısı üzerine değişimlere olanak sağlanmaktadır. Örneğin, Çinli
bilim insanları gen teknolojisi ile daha kaslı ve yapılı av köpekleri geliştirdiklerini belirtmişlerdir
(Maxmen, 2017). Gen üzerinde yapılan değişimler, etik tartışmaları da beraberinde getirir ancak bu
değişimlerin kalıtımsal hastalıklar için çözüm aracı olduğu da reddedilemez bir gerçektir.
Teknoloji, yaşam süresini uzatabilme imkânını, insanın kendi bedeni üzerinde değişimler yapma
veya hiçbir değişim yapmama hakkını, isteyerek zamana direnip aynı yaşta kalma olanağını
insanlığa sunmaktadır. Her ne kadar Baudrillard canlılar daha uzun süre yaşayıp, ölümden çaldıkça
simgesel değerlerini yitirmektedir” (Baudrillard, 2011: 292) şeklinde bir iddia da bulunsa da
teknoloji ile yaşlanmanın durdurulması, insan ömrünün uzatılması imkanı söz konusuyken, neden
böyle bir olanağı kendi elimizle geri çevirelim? gibi bir soru akıllara gelmektedir. Bu kadar uzun
yaşamın getireceği sıkıntılar elbette olacaktır. Ancak, bunların bize katkılarını veya zararlarını
yaşamadan, onlardan pay almadan bilemeyiz.
İleri teknoloji aracılığıyla ölümsüzlüğün gerçekleştirildiğini düşündüğümüzde, bu durumun
getireceği sonuçları da kabullenmemiz gerekecektir. Yaşam süresinin uzatılması veya ölüme çare
bulunması durumunda, dünyada nüfus artışı sorunuyla karşı karşıya kalınabilir ki bu da sosyo-
ekonomik problemleri beraberinde getirecektir. Buradaki soru ‘böyle bir durumda insanlık daha mı
ileri gider yoksa daha mı geriye gider?’ sorusudur. Sonsuz bir yaşam içinde hem kendileriyle hem
de diğerleriyle ego savaşları içinde olan bireyler insanlığı daha da geriye götürebilir. Burada trans-
humanizm’i destekliyor olmamıza rağmen, getirdiği yeniliklerin başka sorunlara yol açabilme
potansiyelinin de farkındayız. İleri teknolojiyle zihinlere farklı kodların yüklenmesi, yapay zekanın
kötüye kullanılması veya organların kolayca üretilebilir hale gelmesi sorunlardan bir kısmı olarak
görülebilir.
21. Yüzyılda da teknoloji bu kadar hızlı ilerlemesine rağmen ve insanlığa katkı sağlamasına rağmen
ne yazık ki insanlar bunun sonuçlarını algılamakta oldukça yavaş gözükmektedirler. Elbette burada
toplumun tamamının bu gelişmeleri algılaması tam anlamıyla beklenemez, bu neredeyse
imkansızdır. İnsanlığın evrimindeki yavaşlık ile teknolojinin hızlı gelişimi birbiriyle ters orantılıdır.
İşte trans-hümanizm bu noktada araya girerek, insanın teknolojinin hızına yetişmesi için yapay
zekaya fırsat tanınması gerektiğini, hatta insanın teknoloji ile üst insana doğru geliştirilmesi
gerektiğini savunur. Artık trans-hümanizmde teknoloji, sadece evrimin bir parçası hatta bir üst
aşaması olarak görülecektir. Bu üst aşamaya uyum sağlayamayanlar, teknolojik çağda insanlıktan
kopmuş olarak nitelendirileceklerdir.
Dondurulan Yaşam
Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm
A. DEMİR
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
101
“Ölüm artık bulunduğunu sandığımız yerde değildir. O artık biyolojik, psikolojik, metafizik ve hatta
ölümcül bir şey de değildir. Ölüm, bu dünyanın sahip olduğu belleğin tamamen sterilize edilip,
saydam bir tabut içinde dondurulmasıdır” der Baudrillard (Baudrillard, 2011: 337). Artık
dondurulmuş ölüm, bir anlamda yeniden yaşama dönüşün kendisi olmuştur.
Bu bağlamda, canlı dondurma bilimi olan Kriyonik ölümü kontrol altına alma çabasındadır. Burada
temel fikir, ölüleri yeniden canlandırmak için bedeni ölümden sonra korumaktır. Bu süreçte,
öldükten sonra vücuttaki kan tamamen boşaltılır, yerine antifriz ve koruyucuların bulunduğu özel
bir karışım aktarılır. Soğutulduğunda ise sıvı, tehlikeli kristaller oluşturmadan camsı bir hal alır ve
-196 ℃’de soğutulur. Benzer bir uygulama bu günlerde kısırlık tedavisinde kullanılan insan
embriyolarını korumak için de uygulanmaktadır. Bugün bu şekilde korunmuş embriyonlardan
gelişen ve büyüyen insanlar aramızda dolaşıyor olabilir. En başarılı Kriyonik çalışma, 2015 yılında
Alcor’da gerçekleştirmiş olup, Burada iki hafta boyunca minik bir solucanı camlaştırmayı
başardıktan sonra, belleği bozulmadan onu hayata döndürme işlemi gerçekleşmiştir. Bu da umut
vaat eden bir durumdur.
3
Yapay kış uykusu
4
olarak da adlandırılan bu durum medikal ilaçlarla
hastanın genel soğutmasıyla ortaya çıkar. Burada tedavisi olmayan herhangi bir hastalığa yakalanan
bir kişinin, tedavi bulunana kadar dondurulması durumu söz konusudur (Erdemir, 2011: 663-665).
Kişinin ölümünün hemen ardından hücreler henüz canlı iken dondurma işlemi
gerçekleştirilmektedir.
Bu durum elbette gelecekte birtakım problemleri de beraberinde getirecektir. Donmuş ölülerin,
dondurulmadan önceki toplumun sosyal yapısından pay alma durumu ve canlandırıldıkları günkü
yaşamsal değerler farklılaşacaktır. Bu nedenle de canlandırma işlemi gerçekleştiğinde, etik ve hak
sorunlarıyla karşı karşıya kalınması olasıdır.
Yapay Zeka
Günümüzde ve gelecekte yapay zekâ üzerine söylenecek birçok şey bulunmaktadır. Teknoloji o
kadar hızlı ilerlemektedir ki gelecek yılların yapay zekâ bakımından getireceği yenilikler inanılmaz
gözükmektedir.
Yapay zekâ, bir bilgisayarın ya da bilgisayar denetimli bir makinenin yüksek zihinsel süreçlere
ilişkin görevleri yerine getirme yeteneğidir (Nabiyev, 2005: 33). Yapay zekâ insan zekasıyla
karşılaştırıldığında, yapay zekânın daha fazla kalıcı olduğu, kolaylıkla kopyalanabilir ve geniş
kitlelere ulaştırılabilir olduğu görülebilir. Oysa insan zekâsı, dışarıdan programlanmadığı için
karmaşık bir yapıdadır ve kontrolü oldukça güçtür (Doğan, 2002: 61-63).
Trans-hümanizm, 1990’lı yıllarda Ray Kurzweil tarafından popülerleştirilmiştir ve Akıllı Makinelerin
Çağı adlı eserinde kendisi, teknoloji temelinde 2045 yılı civarında yapay süper zekânın
gerçekleşmesini öngörmektedir. New York’ta düzenlenen ‘Küresel Gerçekler Kongresi’nde
Kurzweil; teknolojik gelişmelere bağlı olarak, insanlığın ulaşmaya çalıştığı ölümsüzlük durumunun
dijital dünyada gerçek olacağını iddia eder. Teorisinde, 2045’e gelindiğinde, teknolojinin insan
beynini aşacağını savunur. Kurzweil, insan beyninin işleyişinin bilgisayarlara yüklenmesiyle,
insanlığın dijital olarak ölümsüzlük kaynağını ortaya çıkaracağını belirtir (Özkul, 2013). Buradaki
sorun; teknolojik ölümsüzlükte ortaya çıkacak olan yapay zekâ ve kişiye ait beynin bir araya
gelmesiyle oluşan Ben’in birbirleriyle özdeşlik sağlayıp sağlamayacağıdır (Aktürk, 2014: 29). Yapay
zekâ aracılığıyla teknolojik ölümsüzlük, insanın beyninin bir makine ya da robota aktarılması
3
https://cosmosmagazine.com/technology/fighting-the-common-fate-of-humans-to-better-life-and-beat-death
4
Hibernasyon.
AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology
2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30
DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
102
sonucunda ulaşılan zihinsel ölümsüzlüktür. Bununla birlikte, beyin transferini temele alan bu
teknolojik gelişmenin bir ‘Ben’ sorununu oluşturacağı kesin gibi gözükmektedir (Korlaelçi, 1995,
38). Ayrıca, ileri teknolojinin bedenin içine girmesi ile birlikte, varoluşumuza anlam katan, insan
olmamıza neden olan duygularımızdan uzaklaşma tehlikesi kaçınılmazdır. Artık, her şey yapay
zekanın egemenliğine bırakılacak ve Ben’den vazgeçme durumu söz konusu olacaktır. Teknolojik
ölümsüzlük, ne yazık ki maddi olmayan Ben’i askıda bırakmış gibi gözükmektedir.
Sonuç
Nanoteknoloji, bioteknoloji, bilgi teknolojisinin birleşmesi insanın bir dizayn projesi olduğu yeni bir
durumu ortaya çıkarmaktadır. İnsan genom haritasının çıkarılmasıyla, bugün üretilen yapay
organların vücutta sorunsuz çalıştığına tanık olmak mümkündür. Bir sonraki aşamayı tahmin etmek
hiç de güç değildir. Eğer bir insan bedeni tamamen üretilebilir ve eğer bilincin bedenden bedene
aktarımı da sağlanabilirse, insan ölümsüzlüğe kolayca erişebilir. Bunun anlamı; evrimin kontrol
edilebilir olduğu ve insanın kendi evrimine müdahale etme hakkının ortaya çıktığıdır.
Teknoloji çağıyla insan, teknoloji ile varlığına anlam katar ve birtakım haklar edinir. İnsan olmak
doğal bir süreçtir, bunu ne makinelerle ne de gen tedavisiyle yıkabiliriz. Bununla birlikte, üst insan
yetiştirmede, insanı ileriye taşıyacak olan sentetik biyolojiyi kullanmak insanlık için faydalı
olacaktır. Ancak, buradaki çizgi; insanı bir nesne olarak görmek değil, bir özne olarak görüp, onun
üstün insan olma talebi ile varoluşuna saygı göstermektir.
Trans-humanizm, insanın biyoteknoloji ile dansıdır. Genetik mühendisliği trans-hümanizmin
tetikleyicisidir. Trans-hümanizmin ilk hedefi, ölümsüzlüğü sağlamaktır. Trans-hümanistler, var
olan ve gelişmekte olan teknoloji aracılığıyla insanlığın üst insan seviyesine ulaşabileceğini ama en
önemli sorunun dünyadaki sınırlı kaynakların yetersizliğine neden olan nüfus artışı olduğunu iddia
ederler. Bu nüfus artışıyla birlikte insan ömrünü uzatacak genetik müdahalelerin yapılması
sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Bununla birlikte, şimdiden dünya nüfusunun had safhaya
ulaşması, başka evrenlerde yaşam sağlanabilir mi araştırmalarının ortaya çıkmasına da neden
olmuştur. İkinci hedef ise insan bilincini en üst düzeye çıkararak yapay bir zekâ kurulumu
sağlamaktır. Trans-hümanizm ile birlikte yapay zekâ teknolojisi egemenliğini evrende kurmaya
başlar. Bilincin tamamen dijital bir alana aktarılmasındaki neden, insanın kendi bedeninin bilincin
gerçek kapasitesini sergilemesine izin vermediği düşüncesidir. Ancak yapay zekâ üretilmesi,
birtakım sorunları da beraberinde getirir. Yapay zekanın uygulanması, var olan sınıf ayrılıklarının
daha da farklı şekiller alarak derinleşmesine neden olabilir.
Ölümsüzlük ve yapay zekâ temelindeki Ben aktarımı, evrime karşı bir müdahale olarak
tanımlanabilir. Özellikle, genetiği yapay olarak değiştirilen organizmaların, gelecekte hem
varoluşsal hem de siyasal bağlamda ne gibi sorunlar yaratacağı bilinmemektedir. Bu durum da her
ne kadar trans-hümanizm insanlık için olumlu adımlar atsa da yaşam biçiminin değişmesi ve bunun
da bazı yaşamsal belirsizlikleri beraberinde getireceği kabullenilmesi gereken bir gerçektir.
Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm
A. DEMİR
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
103
Kaynakça
Abbagnano, N. (1992). Hümanizm. (N. Kale Çev.). Ankara Üniversitesi Dergileri. 25 (2): 763-770.
Aksakal, O. (16 Kasım 2012). Transhümanizme Griş-1. Erişim Tarihi: 12.10.2017. http://her-
an.org/2012/11/transhumanizme-giris-1/#sthash.0FPNYFEI.dpuf, 1992.
Aktürk, E. (2014). Eskatolojik Açıdan Kişisel Özdeşlik Sorunu. Ankara: Araştırma Yayınları,
Baudrillard, J., (2011). Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm, Çev: O. Adanır, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları,
İstanbul.
Bilgen, H. (, 2014). Biyoteknoloji ve İnsan Hakları: Transhümanizm Hukuk Alanına Nasıl Girdi?.
Erişim tarihi: 22.10.2017
http://www. medikalakademi.com.tr/biyoteknoloji-ve-
insan-haklari-transhuemanizm-hukuk-alanina-nasil-girdi.
Battero, J. (2015). Gılgamış Destanı. (Çev: O. Suda), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.
Bostrom, N. (, 2003)., The Transhumanist FAQ, Published by the World Transhumanist Association.
Doğan, A. (2002).Yapay Zekâ. Kariyer Yayınları, İstanbul.
Erdemir, A. D. ( 2011). Tıpta ve Etikte Deontoloji. Nobel Tıp Kitapevleri, İstanbul.
ones, R. (2016). Against Transhumanism The delusion of technological transcendence. Erişim
tarihi: 22.10.2017.
http://www.softmachines.org/wordpress/wpcontent/uploads/2016/04/Against_Transhum
anism_1.0_small.pdf
,
Korlaelçi, M. (1995.). İnsan Benliği. Felsefe Dünyası Dergisi, 15, p. 30-41,
Maxmen A. (03 November 2017). Three technologies that changed genetics. Nature 528, S2–S3.
doi:10.1038/528S2a.
Nabiyev, Y. V. (2005). Yapay Zekâ. Seçkin Yayınları Ankara:.
Nietzsche, F. (2011). Böyle Buyurdu Zerdüşt, Panama Yayınları,
Özkul, İ. S. (31 Mayıs 2013). 2045 İnisiyatifinin ölümsüzlük projesi. Erişim tarihi: 20.11.2017,
http://her-an.org/2013/05/2045-inisyatifinin-olumsuzluk
projesi/#sthash.Ep8aiuvD.dpuf
.
https://cosmosmagazine.com/technology/fighting-the-
common-fate-of-humans-to-better-life-and-beat-death
More,
M.
(2004).
Extropian
Principles
3.0.
Erişim
tarihi:
18.01.2018.
http://www.maxmore.com/extprn3.htm
,.
Bentham, J. (1996), An Introduction to the Principles of Morals and Legislation (1789). (ed.: J. H.
Burns and H. L. A. Hart), Clarendon Press, Oxford.
Hansell, G. R. and Grassie, W. ( 2010). Transhumanism and Its Critics, Metanexus.
AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology
2018 Kış/Winter – Cilt/Vol: 9 ‐ Sayı/Num: 30
DOI: 10.5824/1309‐1581.2018.1.006.x
http://www.ajit
‐e.org/?menu=pages&p=details_of_article&id=313
104
Document Outline - Ölümsüzlük ve Yapay Zekâ Bağlamında Trans-hümanizm
- Öz Bu çalışmada, trans-hümanizm hareketi temelinde ortaya çıkan ölümsüzlük, yapay zekâ bağlamında yeni bir varoluş aşamasına giren insanın durumu incelenip, gelecekte yeni insan varoluşunu nelerin beklediği, devlet yapısı ve siyasetin bu insan varolu...
- Anahtar Kelimeler: İleri teknoloji, trans-hümanizm, hümanizm, post human, ölümsüzlük, yapay zekâ, üst insan, siyaset
- Trans-Humanism in the Context of Immorality and Artifical Intelligence
- Abstract In this study, it is analysed that artificial intelligence, immortality on the basis of trans-humanism and examined the situation of Human being who has a new existence stage. It is searched what human being expected in future, how the state...
- Key Words: Advanced technology, trans-humanism- humanism, post-human, immortality, artificial intelligence, upper human, politics.
- GİRİŞ
- Yirmi birinci yüzyıl insana ve insanlığın geleceğine dair farklı seçenekler sunmaktadır. Bu seçenekler, ileri teknoloji aracılığıyla zihnin sınırlarını zorlayan, hatta onu aşan ve teknoloji aracılığıyla insan aklını kontrol altına alan gelişmeler olar...
- Trans-hümanizm; insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılması, yaşlanma ve hastalanma gibi istenmeyen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren bir düşünce hareketidir (Bilgen, 2016)...
- Trans-hümanizm düşüncesini savunanların asıl amacı; fiziksel ve zihinsel olarak insanları geliştirip, bir anlamda varoluşun yaşam sınırlarını daha iyiye doğru genişletmektir. Diğer bir anlamda amaç, insan hayatı ile insan olmayı daha da iyileştirmek v...
- Ayrıca trans-hümanistler, ölümsüzlüğün olabilirliğini teknoloji aracılığıyla ortaya koymak istemektedirler. Her ne kadar, her birimiz yeni doğan nesillerimizle ölümsüz olmanın tadına varmak istesek de bunu gerçek anlamda gerçekleştirmemiz daima çok uz...
- Trans-hümanizmde, insan zihninin ve bedeninin birtakım kodlamalarla kontrol altına alınması ve gerektiğinde en ileri teknolojiyle hazırlanmış organların asıllarıyla yer değiştirmesi düşüncesi oldukça istenilen bir durumdur. Ölümsüzlüğe ulaşma düşünces...
- Ölümsüzlüğe ulaşma çabasında insan ömrünü uzatmak, insan zihnine yapılan teknolojik yüklemelerle çok süper zeki insanlar tasarlamak ‘acaba bu durum insanlığın sorunlarını çözmede ne derece bize katkı sağlamaktadır?’ sorusunu sormaya zorlamaktadır. İns...
- İnsanlığın iyiliğine odaklanan hümanizmden sonra trans-hümanizm, bizi üst insanın yaratılmasına götürürken, aynı zamanda bizi post human ile, diğer bir ifadeyle insan sonrası varlıkla karşı karşıya bırakmaktadır. Max More’a göre trans-hümanizm, insanı...
- Trans-hümanizm sadece ve sadece teknolojiyi en iyi yönde kullanmak istemektedir, asla aksi bir düşünce düşünülmemelidir. Bununla birlikte, elbette diğer her alanda olduğu gibi kötü ellere hizmet etme ihtimaline de açıktır. Özellikle gelecekte, yapay z...
- Bu anlamda, insanlığın idealist eğilimleri her ne kadar daima iyiye, güzele yönelse de insanoğlunun aklının bir köşesinde daima negatif düşüncelerin ve distopyaların bulunduğu da bir gerçektir. Ancak, bu negatif bakış açısı ve ihtimaller senaryoları...
- İnsanoğlu tarihsel süreç boyunca, bilinçli veya bilinçsiz olarak ‘üst insan’ olma peşinde koşmuştur. Özellikle mitolojik hikâyelerde, tanrı ve yarı tanrılara üstün nitelikler verilerek bir anlamda en iyi olanın tanımlamaları yapılmıştır. Örneğin, Esk...
- Bu dünyaya fırlatılan insanoğlu ölümlü, sonlu bir varlık olması bakımından ölümsüzlüğün daima peşinde koşmuş ama ölümlülüğünü aşamayınca, üreyerek kendinden bir nesil bırakmakla bu açığı kapatmaya çalışmıştır. Günümüzde teknoloji, bu istence karşılık ...
- Görüleceği üzere günümüz dünyasında, insanın ölümsüzlük arzusu ve teknolojinin gelişmesiyle yapay zekâ trans-hümanizm gibi yaklaşım tarzlarıyla boyut değiştirmiştir. Bu arayışlar, geleneksel ölümsüzlük anlayışının tasvir edildiği ‘öbür dünya’ düşünces...
- Bu anlamda da insan bedenini değiştirme düşüncesi kutsal bir tabu olmaktan çıkmakta, insan da kendi istencine göre kendisinin yaratıcısı olmaya başlamaktadır. Özellikle sentetik biyoloji ile aşkın üst insan gücü eline almaya başlayacaktır. Bu noktada,...
- Ölümü Yenmek
- Yaşanılan süreçte, henüz ölümü yenme aşamasında değiliz ancak teknoloji ile yaşamı daha katlanılabilir haline getirerek, ömrü uzatma gücünden de yoksun değiliz. Belirtildiği üzere, insanoğlunun üstün insan olma ve ölümü yenme düşünceleri potansiyel ol...
- Trans-hümanizmde amaç, yaşlılık ve ölüme ek olarak iş göremeyecek uzuvların sentetik biyoloji aracılığıyla yeniden varlığa getirilerek, biyolojik sınırların aşılma çabasıdır. Örneğin, sentetik biyoloji aracılığıyla insanın doğuştan veya sonradan kaybe...
- Teknoloji, yaşam süresini uzatabilme imkânını, insanın kendi bedeni üzerinde değişimler yapma veya hiçbir değişim yapmama hakkını, isteyerek zamana direnip aynı yaşta kalma olanağını insanlığa sunmaktadır. Her ne kadar Baudrillard canlılar daha uzun s...
- İleri teknoloji aracılığıyla ölümsüzlüğün gerçekleştirildiğini düşündüğümüzde, bu durumun getireceği sonuçları da kabullenmemiz gerekecektir. Yaşam süresinin uzatılması veya ölüme çare bulunması durumunda, dünyada nüfus artışı sorunuyla karşı karşıya ...
- 21. Yüzyılda da teknoloji bu kadar hızlı ilerlemesine rağmen ve insanlığa katkı sağlamasına rağmen ne yazık ki insanlar bunun sonuçlarını algılamakta oldukça yavaş gözükmektedirler. Elbette burada toplumun tamamının bu gelişmeleri algılaması tam anlam...
- Dondurulan Yaşam
- “Ölüm artık bulunduğunu sandığımız yerde değildir. O artık biyolojik, psikolojik, metafizik ve hatta ölümcül bir şey de değildir. Ölüm, bu dünyanın sahip olduğu belleğin tamamen sterilize edilip, saydam bir tabut içinde dondurulmasıdır” der Baudrillar...
- Bu bağlamda, canlı dondurma bilimi olan Kriyonik ölümü kontrol altına alma çabasındadır. Burada temel fikir, ölüleri yeniden canlandırmak için bedeni ölümden sonra korumaktır. Bu süreçte, öldükten sonra vücuttaki kan tamamen boşaltılır, yerine antifri...
- Bu durum elbette gelecekte birtakım problemleri de beraberinde getirecektir. Donmuş ölülerin, dondurulmadan önceki toplumun sosyal yapısından pay alma durumu ve canlandırıldıkları günkü yaşamsal değerler farklılaşacaktır. Bu nedenle de canlandırma işl...
- Yapay Zeka
- Günümüzde ve gelecekte yapay zekâ üzerine söylenecek birçok şey bulunmaktadır. Teknoloji o kadar hızlı ilerlemektedir ki gelecek yılların yapay zekâ bakımından getireceği yenilikler inanılmaz gözükmektedir.
- Yapay zekâ, bir bilgisayarın ya da bilgisayar denetimli bir makinenin yüksek zihinsel süreçlere ilişkin görevleri yerine getirme yeteneğidir (Nabiyev, 2005: 33). Yapay zekâ insan zekasıyla karşılaştırıldığında, yapay zekânın daha fazla kalıcı olduğu, ...
- Trans-hümanizm, 1990’lı yıllarda Ray Kurzweil tarafından popülerleştirilmiştir ve Akıllı Makinelerin Çağı adlı eserinde kendisi, teknoloji temelinde 2045 yılı civarında yapay süper zekânın gerçekleşmesini öngörmektedir. New York’ta düzenlenen ‘Kürese...
- Sonuç
- Nanoteknoloji, bioteknoloji, bilgi teknolojisinin birleşmesi insanın bir dizayn projesi olduğu yeni bir durumu ortaya çıkarmaktadır. İnsan genom haritasının çıkarılmasıyla, bugün üretilen yapay organların vücutta sorunsuz çalıştığına tanık olmak mümkü...
- Teknoloji çağıyla insan, teknoloji ile varlığına anlam katar ve birtakım haklar edinir. İnsan olmak doğal bir süreçtir, bunu ne makinelerle ne de gen tedavisiyle yıkabiliriz. Bununla birlikte, üst insan yetiştirmede, insanı ileriye taşıyacak olan sent...
- Trans-humanizm, insanın biyoteknoloji ile dansıdır. Genetik mühendisliği trans-hümanizmin tetikleyicisidir. Trans-hümanizmin ilk hedefi, ölümsüzlüğü sağlamaktır. Trans-hümanistler, var olan ve gelişmekte olan teknoloji aracılığıyla insanlığın üst insa...
- Ölümsüzlük ve yapay zekâ temelindeki Ben aktarımı, evrime karşı bir müdahale olarak tanımlanabilir. Özellikle, genetiği yapay olarak değiştirilen organizmaların, gelecekte hem varoluşsal hem de siyasal bağlamda ne gibi sorunlar yaratacağı bilinmemekte...
Dostları ilə paylaş: |