Paul karl feyerabend 13 Ocak 1924'te Viyana'da doğdu. Avusturya asıllı abd'li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini yadsımasıyla sağlanabileceğini ileri



Yüklə 8,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə25/135
tarix24.12.2017
ölçüsü8,94 Kb.
#17198
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   135

D. PROTAGORAS’TA DOĞRULUK VE GERÇEKLİK
Olanla   Öyle   görünen,   doğruyla   yanlış,   gerçek   olgularla   olduğu
söylenen ya da > sanılan olgular arasında ayrım yapmak Pro- tagoras’ın
R5’i formüle etmesinden çok önce de (çoğu kez yalnızca ima boyutunda
da   olsa)   sağduyu   söyleminde   yapılagelen   bir   şeydi.   “Homeros   ve
Sofokles’te olduğu kadar en çağdaş deyimlerden birinde de geçtiği gibi,
doğruyu söyleyen biri onu ‘olduğu gibi anlatır’, yalancı ise olduğundan
başka türlü”.
26
Parmenides  başta olmak üzere Sokrates öncesi filozoflar bu ayrımı
derinleştirerek ikiciliğe (doğru-yanlış) net bir yapı kazandırdılar. Ayrıca,
var olduğu söylenebilecek her şeye tektip bir açıklama da getiriyorlardı.
Bu açıklamalar diğer felsefi olmayan “olduğu gibi anlatma” şekilleriyle
çatışıyordu.   Filozoflara   göre   çatışma   sağduyunun   gerçeğe   ulaşma
kapasitesinin olmadığım gösteriyordu. Örneğin Demokritos “acı ve tatlı
birer kanıdır, renk bir kanıdır -hakikatte ise atomlar ve boşluk vardır”
27
iddiasında   bulunurken  Parmenides  “insanların   yollarını”   (Bl,27),
“defalarca yaşanmışlığa dayalı alışkanlıkların peşinde” (B7,3) “sürüklenip
giden  hem kör  hem sağır,  huzursuz  ve  kararsız”  (B6,  6  vd.)  “çok”un
yollarını   reddediyordu,   Böylece   sıradan   insanların   olduğu   kadar
sanatçıların,   hekimlerin,   generallerin,   denizcilerin   hayatında   da   önemli
olaylan tarif etmekte kullanılan “bu kırmızıdır” ya da “şu hareket ediyor”
gibi ifadeler itiş kakış doğruluğun saltanat sahasından çıkarılmışlardı.
Protagoras’ın bir amacı da bu tür ifadelere eski itibannı kazandırmakmış
gibi görünüyor. “Sen ve ben”, der gibidir Protagoras, “ve
-
hekimlerimiz,
sanatçılarımız, zanaatkârlanmız birçok şey biliriz ve bu bilgi sayesinde
kendi halimizde yaşarız.
26. Kahn, 
The Verb Be,
 Dordrecht 1973, s.363; krş. s.365, 369. Buradan çıkarılacak
sonuçlar konusunda ayrıca bkz.  Felix  Heinimann,  
Nomos and  Physics,
  2. Bölüm,
Basel  1945   ve   Kurt  von   Fritz,   “Nous,   Noein  and   their   Derivatives   in  Presocratic
Philosophy”, 
Classical Philology,
 Cilt 40,1945, s.223 ve devamı ve Cilt 41,1946, s. 12 ve
devamı.
27. Diels-Kranz,  Fragman  B9. Reinhardt'a  göre  (V.E. Alfieri,  
Atomos Idea,
  Floransa
1953, s.127), fragmandaki 
nomö
 sözcüğü Parmenides’in 
nenomistai
 sözcüğüne (B6,8)
paralel bir anlamda kullanılmıştır, ki o zaman (Heinimann,  
a.g.e.,  
s.74 vd.) çeviri şu
şekli alır: “çokun alışkanlık gereği inanageldiği gibi” (“being customarily believed by
the many”) (ama doğru değildir).


Şimdi   bu   filozoflar   tutup   bizim   bilgimizin   sünepe   deneyime   da   yalı
kanılar olduğunu söylüyor ve ‘çok’la, yani bizim gibi insanlarla bir avuç
aydınlanmışı, yani kendilerini ve acayip teorilerini karşı karşıya koyuyor.
Her şey iyi güzel de, bilebildiğim kadarıyla doğruluk bizimle tecelli eder,
bizim   ‘kanılarımız’   ve   bizim  
4
  deneyimlerimiz’le;   ve   şeylerin   ölçüsü
soyut   teoriler   değil   biziz,   biz   ‘çok’lar”.
28
  Protagoras’m   duyumlara   bu
anlamda başvurduğu düşünülebilir (Theaetetus, 152bl vd.): Protagoras’a
göre “duyumlar” ne Platon’un R5’i zora sokmak için inşa ettiği teknik
şeylerdir   (156a2   vd.)   ne   de   Ayerci   duyu   verileridir;   bunlar   sokaktaki
insanın çevresinde olup bitenleri değerlendirirken temel aldığı şeylerdir.
Şeyler bir kimse için ancak o kimse tarafından sıcak ya da soğuk olarak
hissedildikleri zaman sıcak ya da soğukturlar, yoksa bir filozof elindeki
teoriyle Sıcak ya da Soğuk’un (Empedokles’in soyut “elementler”inden
ikisi)   mevcudiyetini   resmen   bildirdiği   zaman   değil.   Protagoras’m
matematik üzerine düşünceleri de (bir çember bir teğete tek bir noktada
dokunmaz,   Aristoteles,  Metafizik  998a)   aynı   tutumu   yansıtır:   pratik
kavramlar   insan   eyleminden   ayrılmış   kavramları   hükümsüz   kılar
(günümüz   konstrüktivistleri   de   benzeri   bir   yol   tutmuşlardır).
29
  Gerek
önceki
28. Homeros’tan Aristoteles’e Yunan felsefi söylemindeki “çok” ibaresi üzerine krş. Hans-
Dieter   Voigtlander,  
Der  Philosophe  und  die Vielen,  Wiesbaden  1980.  Protagoras  s.81   ve
devamında ele alınır. “Hiç kimse”, diye yazar  Victor  Eh- renberg (
From  Solon  to Socrates,
Methuen, Londra ve New York 1973, s.340), “cümle [R5] ya da çevirilerinin açık ve ne anlama
geldiği belliymiş gibi davranamaz. Ek açıklamalar verilmesini gerektirir, yani anlamı hiçbir
şekilde apaçık değildir . . . Muhtemelen Protagoras, bildiğimiz basit anlamıyla duyumdan öte
bir şeyi kastediyordu. . . Temel fikri, pozitif bir içerik olarak ortada duran ve insanları ilk ve her
okumalarında etki altında bırakan temel fikri 
metron ant- hropos'tur, yani insana verilen merkezi
konumdur.” Ben şunu da ilave edeceğim: sıradan, günlük koşturmacası içindeki insana, yoksa
şu soyut teoriler icat etmekle meşgul insana değil.
29. Bu yorum E. Kapp tarafından öne sürülmüştür (
Gnomon, Cilt 12, 1936, s.70 vd.). Kurt von
Fritz,  Kapp’ın   görüşlerini   benimser   (adı   geçen   makale,   Dipnot   144):  “Protagoras"  adlı
makalesinde (krş. Dipnot 25) Protagoras’ın ifadesini 
Ancient Medicine'in yazarının şikayetleriyle
karşılaştırır ve aralarında paralellikler bulur. Bilindiği gibi bu eserde yazar hastalık ve tedavi
yöntemlerini tedavi için alınması gereken somut yiyecek-içecekler Hakkında (sıcak süt? ılık
su?) ya da hastaya musallat olmuş somut rahatsızlık hakkında (ishal) tek bir kelime bile et-
meksizin   Sıcak,   Soğuk,   Nemli   ve   Kuru   gibi   soyut   varlıklar   cinsinden   tanımlayan   tıp
teorisyenlerini eleştirir. Von Fritz burdan şöyle bir sonuca çıkar (s.114): Pro- tagoras’ın ifadesi,
“esas olarak tutarlı bir duyumculuk, görecilik ya da öznelcilik


Yüklə 8,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   135




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə