159
gerçekten bir suç işleyip işlemediklerini bilmemektedir. Ama o dönem Arjantin’de
mahkum edilmek için suç işlemeye gerek yoktur ve filmin kahramanları da
çocuklarını ailelerine teslim ettikten sonra meçhul bir geleceğe doğru giderler.
Kardeşler
’de Marco Bechis kayıp çocuklar sorununa değinmiştir. Kardeşler,
Marco Bechis’in Olimpo Garajı’ndan sonra 1970’lere döndüğü filmdir. Arjantin’de
resmi söylemde olmayan bazı gerçekler irdelenmektedir. 1976 yılında birçok kişinin
uçaklardan denize atılarak öldürüldüğü ve yeni doğan çok sayıda çocuğun
ailelerinden koparılarak evlatlık olarak verildiği söylenmektedir. Kardeşler’de, bu
uçakların pilotlarından birisinin evlatlık aldığı çocuğuyla, aradan geçen 20 yıl
sonunda yaşadığı talya’da, çocuğun ikizi olduğunu iddia eden birinin ortaya çıkması
ile her şeyin altüst olması anlatılır. Bir yandan ikiz kardeşini arayan Rosa’nın
hikâyesi ve kardeşi zannettiği Javier’in evlatlık olduğunu anlaması, diğer yandan
Arjantin’in 2000’lerde yaşadığı ekonomik bunalım ve toplumsal isyanlar filmin ana
konularını oluşturur. Esaret’de, aynı konulara değinmektedir. Film, diktatörlük
sonrasında kurulan resmi bir kurumun bulduğu ve gerçek ailesine teslim ettiği
çocuklardan birisinin gerçek hikâyesinden yola çıkılarak yapılmıştır. Filmin sonunda
verilen istatistiki bilgiler kaybolan çocuklardan sadece çok az bir kısmının
bulunabildiğini göstermektedir. Daha Az Kötü Bir Dünya, 1976’da hapse girmiş ve
işkence görmüş bir adamın hapisten çıktıktan sonra kendine yeni bir hayat kurup
geçmişi unutma çabasını anlatır. Ailesinin öldüğünü zannettiği kişi, kendine başka
bir geçmiş uydurarak yeni bir hayat kurmuştur, ama kişisel olarak da toplumsal
olarak da geçmişten kaçmak imkânsızdır.
160
1970’lerin dışındaki tarihsel dönemlere odaklanan filmler arasında Ateşle
Aydınlanmış, Olga
ve Masum Sesler sayılabilir. Ateşle Aydınlanmış, bir yandan
evrensel bir tema olan savaş karşıtlığını öne çıkarırken, diğer yandan Falkland savaşı
sonrası bu savaşa katılan askerlerin yaşadığı toplumsal travmaları ele alır. Olga ise,
1930’larda Vargas iktidarı sırasında, daha sonra başkan yardımcılığına kadar
yükselecek olan Komünist Parti’nin liderlerinden Carlos Prestes ve onun Alman eşi
Olga Prestes ile ilgili bir filmdir. Devlet tarafından aranılan Carlos Prestes’in eşi
Olga yakalanır ve hamile olmasına bakılmaksızın Almanya’ya iade edilir. 1930’ların
Latin Amerika iktidarları, Vargas ve Peron örneğinde olduğu gibi, Alman Faşizmine
yakındır ve benzeri baskı iktidarlarını kendi ülkelerinde de kurmak istemektedir.
Masum Sesler
daha yakın bir dönemle ilgilenmektedir. Filmde, 1980’lerde El
Salvador özelinde diğer Orta Amerika ülkelerinde de yaşanan iç savaşlar anlatının
merkezinde yer alır. Avrupalı ve bazı Kuzey Amerikalı yönetmenlerin de sıkça
değindiği bu bölge, 11–12 yaşlarında asker olmak zorunda bırakılan ya da askerden
kaçıp gerilla olan ve o yaşlarda arkadaşlarıyla karşı karşıya gelen çocuklar üzerinden
anlatılmaktadır.
3.5.2-) Yoksulluk Filmleri
Yeni Latin Amerika sineması ekonomik krizlerin ürünü ve toplumu yansıtan
bir sinema olarak yoksulluğun çeşitli biçimlerini perdeye getirmektedir. Latin
Amerika toplumları yoksulluk içinde yaşamaktadır ve yoksul sınıfların yanında orta
sınıflar da yoksullaşmaktadır. Yoksulluk filmleri kırsal yoksulluk ve kentsel
161
yoksulluk filmleri olarak ikiye ayrılabilir. Kırsal yoksulluk filmleri, 1960’lara benzer
biçimde toplumsal ayrımdaki eşitsizlikten çıkan ve verimsizliğin ürünü olan
yoksulluğun gösterilmesidir. 1960’larda yerlilerin yoksullukları üzerine Jorge
Sanjines’in filmleri, yine topluma egemen olan yoksulluk üzerine Cinema Novo
filmleri önemli örneklerdir. Ancak, 1960’lardan farklı olarak, yeni filmler çözüm
üretmez, var olan durumu göstermeye çalışırlar. Kentsel yoksulluk filmlerinde ise bir
yanda gecekondu filmleri yer alırken, diğer yandan da işsizliğin artmasıyla
yoğunlaşan yoksullaşma filmleri yer almaktadır. Bütün gecekondu filmlerinde
yoksulluğun çeşitli biçimleri gösterilirken, yoksulluk ve gecekondulaşma genel
olarak şiddetle beraber perdeye getirilir.
Kırsal yoksulluk filmlerine Dünyanın Ortası (O Caminho das Nuvens, Vicente
Amorim, Brezilya, 2003), Masalcılar (Narradores de Jave, Eliane Caffe, Brezilya,
2003) Arjantin Hikâyeleri, Küçük Cennet (El Cielito, Maria Victoria Menis, Arjantin,
2004) ve Mutlu Ol (B-Happy, Gonzalo Justiniano, Şili, 2003) örnek olarak
gösterilebilir. Bunun yanında yoksullaşma filmlerine ise Avellaneda'nın Ayı, Anneyle
Görüşmeler
(Conversaciones con Mama, Santiago Carlos Oves, Arjantin, 2004),
Başka Çıkış Var mı
(Proxima Salida, Nicolas Tuozzo, Arjantin, 2004) ve Kimse
Kolonel'e Yazmıyor
örnek oluşturmaktadır.
Son dönem Brezilya sinemasında yeniden sertaonun ağırlığı görülmektedir.
Temel problematik sertaonun yoksulluğudur, sertaonun inançları, gelenekleri gibi
konular ikinci plandadır. 1960’lardan farklı olarak sertao romantik bir biçimde ele
alınmaktadır. 1960’ların şiddet içinde ve dayanılmaz sertaosunun yerini masum, sert
Dostları ilə paylaş: |