212
Fark işlemleri kapsamında değerlendirilmeleri gerektiğinin kabulü, swap
sözleşmelerinde fark itirazının ileri sürülebilmesinin mümkün olduğu anlamına
gelmemektedir. Zira BGB §764, fiyat farkına dayalı spekülasyonun tek saik olarak
ortaya çıktığı vadeli işlemlerin, hukuki korumadan yararlandırılmamasını
amaçlamaktaydı. Bu sebeple maddenin uygulama alanı, salt spekülasyon amaçlı
vadeli işlemlerle sınırlıydı. Bunların dışında kalan ve örneğin başka finansal işlemler
için piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalardan kaynaklanabilecek kayıplara karşı
güvence sağlanmasına yönelik olarak kurulan işlemler, fark işlemi özelliği taşısalar
da, “iktisadi açıdan yerinde” işlemler
329
olduklarından, BGB §764 hükmüne tabi
değillerdi
330
. Swap sözleşmelerinin, çoğu zaman böyle bir korunma amacıyla
kurulmakta oluşları sebebiyle iktisadi açıdan yerinde işlemler niteliği taşımaları ise,
ileri sürülmesi muhtemel bir fark itirazının dinlenmemesi sonucunu
doğurmaktaydı
331
.
Swap sözleşmelerinde fark itirazının ileri sürülebilmesini zorlaştıran bir
başka etken, tarafları için bağlayıcı olan vadeli borsa işlemlerinde kumar ve fark
itirazlarının ileri sürülmesinin mümkün olamayacağını düzenleyen eski BörsG §58
hükmü idi. Bu hükmün swap sözleşmelerine uygulanabilmesi, swap sözleşmelerinin
vadeli borsa işlemi olarak nitelendirilebilmelerini gerektirmekteydi. Oysa doktrinde
swap sözleşmelerinin vadeli borsa işlemi niteliği üzerinde de uzlaşma
sağlanamamıştır. Vadeli borsa işlemi kavramı kanunda tanımlanmamış olmakla
birlikte, genellikle kabul edilen görüş, bir işlemin vadeli borsa işlemi olarak
nitelendirilebilmesi için, ifa zamanının ertelenmiş ve hükümlerinin standartlaştırılmış
329
şlemin “iktisadi açıdan yerinde” olup olmadığının tespitini sağlamak üzere geliştirilen kriterler
için bkz. KRAEMER, 271 vd.; ERNE, 75.
330
ERNE, 75; KOPP, 78; KUMPEL, 669; EBENROTH/MESSER, 11.
331
KUMPEL, 670; BORCHERS, 58; KOPP, 86; ERNE, 74.
213
olması, ayrıca vadeli piyasada bir karşı işlemin kurulabilmesi imkanının bulunması
gerektiği yolundadır
332
.
Swap sözleşmelerinin vadeli borsa işlemleri kapsamında değerlendirilmesinin
mümkün olmadığı görüşü, bunlarda ifa zamanının ertelenmiş olması şartının çoğu
zaman gerçekleştirilmesine rağmen, tezgah-üstü türev araç niteliklerine bağlı olarak,
sözleşme
hükümlerinin
tarafların
bireysel
ihtiyaçları
doğrultusunda
ş
ekillendirilmeleri sebebiyle standart hükümlerin varlığından söz edilemeyeceği,
üstelik bir karşı işlem kurulabilmesi için gereken likit vadeli ya da peşin piyasanın da
swap işlemleri açısından söz konusu olmadığı gerekçelerine dayanmıştır
333
. Buna
karşılık swap piyasalarının hızlı gelişimine dayanan bir başka görüş, ifa zamanı
ertelenmiş olan swap sözleşmelerinde, uygulamada sıklıkla kullanılan standart
sözleşme metinleri ile sözleşme hükümlerinin standartlaştırılması şartının da
gerçekleştirilmiş olduğunu savunmuştur. Bu yaklaşıma göre, bir karşı işlem
kurulabilmesi imkanı açısından ise, taraflara swap sözleşmesi sebebiyle ortaya çıkan
kazanç ya da kaybın uygun bir karşı pozisyon elde edilmesi suretiyle dengelenmesi
fırsatı sunan ikincil piyasanın varlığının yeterli bulunması gerekir. Böylece swap
sözleşmeleri, vadeli borsa işlemleri kapsamına dahil edilebilir ve ilgili hüküm (eski
BörsG §58) bunlara uygulanabilir
334
.
332
POHL, 429; KUMPEL, 661; KOPP, 93; ERNE, 82; EBENROTH/MESSER, 11; SCHAEFER,
1306.
333
KUMPEL, 669; SCHAEFER, 1306; ERNE, 80; yalnızca faiz oranı swap sözleşmelerine ilişkin
olarak bkz. FULBIER, Zivilrechtliche Einordnung, 546; POHL, 429.
334
KOPP, 97; KRAEMER, 254.
214
2.
Vade tirazı (BörsG §53)
Vade itirazı, eski BörsG §53 hükmünün vadeli işlemlerin bağlayıcı olabilmesi
için tarafların vadeli işlem ehliyetine sahip bulunmalarını şart koşmasından
kaynaklanan bir itiraz hakkıdır. Bu hükme göre vadeli işlem ehliyeti bakımından
kişiler iki gruba ayrılmaktaydı. lk grupta yer alan ve vadeli işlem ehliyetine sahip
oldukları kabul edilenler, tacirler ile tacir olmadıkları halde işlemin karşı tarafında
yer alan ve tacir sıfatını taşıyan kişi tarafından vadeli işlemler hakkında
bilgilendirilmiş olan kişilerdir. Kanuna göre, bir vadeli işlemin taraflarından birini,
maddede açıkça belirlenmiş olan bu kişiler dışında kalan kimselerin teşkil etmesi
durumunda, vadeli işlem ehliyeti bulunmayan tarafın, işlemin kendisi için bağlayıcı
olmadığını bir itiraz şeklinde ileri sürme yetkisine sahip olduğu kabul
edilmekteydi
335
.
Vade itirazının ileri sürülebilmesi açısından da swap sözleşmelerinin vadeli
borsa işlemi olup olmadıkları tartışması önem taşımaktadır. Sözleşmenin vadeli
borsa işlemi niteliğini taşımadığının kabulü halinde, vade itirazının ileri
sürülebilmesi imkanı da ortadan kalkmış olmaktadır
336
. Swap sözleşmesini vadeli
borsa işlemleri kapsamına dahil eden yaklaşım esas alındığı takdirde ise, teorik
olarak vade itirazının ileri sürülmesine bir engel bulunmamaktadır. Ancak bu
ihtimalde sözleşmenin, iktisadi özelliğine bağlı olarak, uygulamada hemen her
zaman vadeli işlem ehliyetini haiz tacirler arasında kurulmakta olduğu gözden
kaçırılmamalıdır. Bu durum, para ve faiz oranı swap sözleşmelerinden doğacak
taleplere karşı vade itirazının ileri sürülmesinin önüne geçmektedir
337
. Sık
335
KIRCA, 257; POHL, 429.
336
POHL, 429.
337
POHL, 429.
Dostları ilə paylaş: |