T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ antropoloji (SOSYAL antropoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,25 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə79/80
tarix22.07.2018
ölçüsü1,25 Mb.
#58208
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80

266 
 
halkbilimi  alanında  da  görülmüştür.  İki  halkbilimci  de  değişen  konjonktüre  uygun 
olarak  çalışmalarında  daha  seküler  konulara  el  atmışlardır.  Dini  kişilikler  üzerinde 
yaptıkları çalışmalarda dahi olaya etik açıdan  yaklaşmamışlar  inceledikleri konuları 
akıl,  mantık  ve tarih çerçevesinde ele almışlardır. Ne  var ki dini  inanç artık  folklor 
haline gelmiştir. Edward. B. Tylor’un da belirttiği gibi kültür; bir toplum tarafından 
üretilen  maddi  manevi  her  şeyi  kapsayan  karmaşık  bir  bütün  ise,  bu bütün  ülkemiz 
kültüründen neleri içermekte, neleri içermemektedir? Sorunun cevabı henüz netlikten 
uzak görünmektedir. Cumhuriyetten sonra verilen kültürel eserlerde milli kültüre ait 
olma  koşulu  aranmaktadır.  Bu  koşul,  henüz  tam  anlamda  tanımlanamamış  ve  bir 
temele oturtulmamış bir milli kültürün bulunduğu da göz önüne alındığında, yapılan 
ve yapılacak olan halkbilimi çalışmalarının da sonuçlarını etkileyecektir. 
İki isim hakkında söylenecek bir diğer söz ise iki önemli ismin de kendi siyasi 
görüşlerini çalışmalarında yansıtmamalarıdır. Her ne kadar özellikle Boratav ‘solcu’ 
damgası  yapıştırılarak  üniversitedeki  görevinden  ayrılmaya  mecbur  bırakılmışsa  da 
bu ona yapılan haksız ve temelsiz bir etiketlemedir. Halil İnalcık tarafından Marksist 
görüş  açısında  olduğu  belirtilen  Boratav’ı  ‘solculuktan’  ziyade  ‘gerçekçilik, 
nesnellik’  eleştirilerin  ve  kovuşturmanın  içine  çekmiştir.  Eserlerinde  arı-duru  bilim 
adamlığı  ile  ve  seçip  incelediği  konulardaki  tarafsızlığı  ile  Boratav  uluslar  arası 
anlamda  bilim  adamı  unvanını  taşımaya  layık  ilk  Türk  halkbilimcisidir.  Bu  durum 
büyük  ölçüde  Başgöz  için  de  geçerlidir.  O  da  eserlerindeki  akademik  tavrı  yanında 
bu  duruşunu  daha  kolay  anlaşılabilir  ve  okunabilir  hale  getiren  rahat  Türkçesiyle, 
başta ABD olmak üzere pek çok ülkede tanınan ve saygı duyulan bir halkbilimcidir. 
 Halkbiliminin  günümüzdeki  çalışma  alanları  daha  ziyade  kentlileşme, 
kültürel değişim ve dönüşüm gibi alanlarda yoğunlaşmaktadır. Bu olgu büyük oranda 


267 
 
değişen sosyal konjonktür ile ilgilidir. Başgöz yakın tarihte verdiği bir röportajda bu 
durumu şu şekilde değerlendirmektedir: 
Evrim  Ölçer  Özünel:  Modernleşmeyle  birlikte  dünyanın  pek  çok 
yerinde  folklor  çalışmalarının  köyden  kente  doğru  bağlamsal  bir  göç  yolu 
izlediğini  gözlemek  mümkün.  Bu  bağlamda,  folklor  konusunda  yarım  asır 
hizmet vermiş bir insan olarak son dönemde folklorla ilgili yapılmış çalışmalar 
arsında  ufuk  açıcı  bulduğunuz  bir  yapıt  var  mı?  Bu  bağlamda  özellikle 
Türkiye’de  yapılan  yakın  dönem  folklor  çalışmaları  ve  akademik  düzeydeki 
kurumsal faaliyetler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? 
İlhan  Başgöz:  Folklora  kuramsal  yaklaşımlarda  son  elli  yılda  büyük 
değişmeler  yaşadık.  Fransız  mitoloji  bilgini  George  Dumezil’in  çok  sevdiğim 
bir  yorumu  var.  Diyor  ki,  ‘En  değerli  folklor  kuramının  ömrü  on  beş  yıldır, 
sonra  yerini  bir  başka  yaklaşıma  bırakır.  Ama  gerekli  bilgilerle  derlenen 
malzeme  değerini  hiç  kaybetmez.’  Ben  Amerika’ya  gelince  metin 
yayımlanması  ve  motif  çalışmaları  moda  idi.  Sonra  öteki  sosyal  bilimlerin 
etkisi  ile  fonksiyon  çalışmaları  moda  oldu.  Ben  de  Türk  bilmecelerinin 
fonksiyonu konusunda bir araştırma yayımladım. Sonra V. Propp’un etkisi ile 
masalın  morfolojik  yapısı  moda  oldu.  Onu  sosyal  çevre  içinde  araştırma 
yöntemi  izledi.  Onun  ardından,  Gösterimci  (performance)  yaklaşım  ön  safta 
yer  aldı.  Gösterim  30  yıldan  fazla  bir  zamanda  bugün  de  ilgi  çeken  bir 
yaklaşım. Şimdilerde ‘etnopoetic studies’ modası var. Her söylemde şiirsellik 
arayan  bu  gelişme  etnografya  ile  folklor  çalışmalarını  yaklaştırdı.  Ötekinin 
söylemlerini incelerken, ötekinin bakış açısı önemli sayılıyor. 


268 
 
Bu  kuramları  izleyen  çalışmalar  yaparken  dikkat  edilecek  bir  şey  var. 
Hiçbir  kuram,  bir  kültürü  tümden  izah  etmeye  yetmez.  Amerika’ya  gelen 
yabancı öğrencilerin çoğu hemen bir kuramı öğrenir kendi kültürlerine uygular 
ve  tamam  bizim  kültürü  de  bu  kuram  açıklıyor  derler.  Bu  yanlış  bir 
yaklaşımdır.  Kuram  alıp  oradan  kültüre  bakmak  yerine  kültürden  kurama 
varmak daha doğrudur. O vakit kuramı eleştirmenin yolu açılır.
164
 
Başgöz’ün özellikle son paragrafta söyledikleri gerek kültür kuramları, gerek 
kültür tanımı açısından dikkate değer çıkarımlardır. Bu sözlerden Başgöz’ün kuram 
konusu  ile  pek  ilgilenmediğini  anlayabiliriz.  Daha  çok  derleme  üzerinde  duran 
Başgöz  kuramı  ikinci  planda  tutmaktadır.  Anglo  Sakson  ve  kıta  Avrupa’sı  folklor 
ekolleri  arasında  ise  ciddi  farklar  bulunmaktadır.  Şöyle  ki;  kıta  Avrupa’sı  halkları 
yerleşik kıtayı  bin  yıldır  mesken tutmuş,  yerleşik halklardır durum  böyle olunca  bu 
ülkelerdeki  folklor  çalışmalarının  ciddi  bir  köken  arama  ve  milliyetçilik  kaygısı 
taşımadıklarını  görürüz.  Bu  durum  milli  aidiyet  konusunda  ciddi  önem  arz  eder. 
Anglo  Sakson  ekolü  ise  daha  ziyade  ABD’de  etkin  olmuştur.  ABD  ise  Avrupa 
halklarından farklı olarak iki yüzyıl içerisinde ortaya çıkmış bir devlettir. Bu durum 
kültürel  köken  arama  çalışmalarına  ve  milli  aidiyet  akımlarına  yanıt  verecek 
çalışmaların  ABD’de  ve  Anglo  Sakson  ekolünde  daha  yoğun  yapılmasına  sebep 
olmuştur ki; bunları ilk bölümde Bascom’un kaleminden okumuştuk.  
Folklor  alanında  yapılan  çalışmalar  çalışmanın  yapıldığı  tarihteki  moda 
akımların  etkisini  taşır.  Başgöz  günümüzde  etnopoetic  studies  adı  verilen 
çalışmaların moda olduğunu belirtmektedir. Bu akım etnoloji ve folklor çalışmalarını 
                                                             
164
 Evrim Ölçer Özünel, “Prof. Dr. M. İlhan Başgöz İle Söyleşi”, Milli Folklor, bahar 2010, 
C.11,S.85, s. 11-14. 


Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə