EK-A
A-1
1. BĠLKENT ÜNĠVERSĠTESĠ ÖĞRETĠM ÜYESĠ PROF. DR. NORMAN
STONE ĠLE YAPILAN MÜLAKAT
SORU:
Irak SavaĢının ilan edilen gerekçeleri sizce ne derece geçerliydi?
CEVAP:
Bence, Ģu anda Ģunu biliyoruz ki kitle imha silahları mevzuu
tamamen bir uydurmaca idi. Korkarım, ilan edilen gerekçeler açıkça bir sürü
ıvır zıvırdan ibaretti ve doğru değillerdi. ġunu ifade etmek istiyorum; Saddam
Hüseyin‟in kötü Ģeyler yapabileceğinden herkesin Ģüphe duyduğu gerçekti,
fakat
ortada gerçek kitle imha silahları yoktu.
SORU :
Irak SavaĢı‟nın gerçek sebepleri ne idi?
CEVAP:
Burada biraz kiĢisel intikam faktörü vardı. Oğul Bush babasının
küçük düĢürüldüğünü ifade etmiĢtir ve ona göre “Babası Bağdat‟a doğru
ilerleyiĢini sürdürmeliydi. Saddam Hüseyin‟i alaĢağı etmeliydi.” Bu düĢünce
bir faktördü, bir de benim o zamanda söylediğim bir Ģey daha vardı:
“Bağdat‟daki rejimi değiĢtirmek ve yerine sivil bir rejim getirmek.” Bu iyi bir
Ģeydir. Biliyorsunuz, Irak tarihine baktığınızda, bu ülke akıllı insanlara
sahiptir. Ülkenin tarihi çok eskilere gider. Bunları göz önüne aldığınızda, ülke
bu kötü yönetimden kurtulursa, insanlarının yerel politikacıları iktidarda yer
bulacaktır. Bu yüzden, bu durumda, Saddam Hüseyin‟i alaĢağı etmek ve yeni
bi
r seçim ilan etmek mantıklıydı. Sonra, belki Fukuyama‟nın sözlerindeki gibi
“Tarihin sonu gelirdi”. Bakın hemen Ģimdi itiraf edeceğim. Ben hatalıydım.
Ġstisnasız bütün Türk arkadaĢlarım, benim hatalı olduğumu söylediler. Bazı
Türkler Irak‟taki durumu biliyorlardı. Ben görüĢlerime öyle bazı Amerikalılar
(Biliyorsunuz Neo-
Conlar deniyor onlara) gibi sıkı sıkıya bağlanmadım. Fakat
siz de Orta Doğu‟daki liderlerden hiç haz etmiyorsunuz. Değil mi?. Siz de
Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Araplardan fazla haz etmediğini
düĢünmüyor
musunuz? Haz ediyorlar mıydı? Sizin de geçmiĢte bu liderlerle sorunlarınız
oldu… Sorun vardı, çözüldü ama sonuç bir fiyasko‟ya döndü, tam bir fiyasko
„ya…
EK A’NIN DEVAMI
A-2
Sonuçta ben Irak‟a girmenin iyi bir fikir olduğunu düĢünen hiçbir Türk‟e
rastlamadım. Orada neler olduğunun farkındaydınız ve oraya dokunmayın
dediniz. Haklıydınız...
SORU :
Irak SavaĢı‟nda Ġsrail nasıl bir rol oynadı?
CEVAP:
Saklayacak çok bir Ģey de yok aslında. ġu kesinki Saddam gibi
birisine karĢı güvende olmak istediler ve çok muhtemel ki Amerikalıları teĢvik
ettiler. Fakat diğer yandan, Ġsraillilerin bu iĢin sonunda bir kargaĢa çıkacağını
düĢünmediklerine inanmak çok zor. Gerçekten, bunu tamamen anlayabilmiĢ
değilim. Ġsrail politikaları bazen çok zekice olmuyor.
SORU :
Irak SavaĢı sonrasında Ġsrail‟in Orta Doğu ülkeleri ile olan
iliĢkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
CEVAP:
Bence Orta Doğu ülkeleri Ġsrail‟den korkuyorlar. Yapabilecekleri
çok Ģey var gibi gözüküyor ama yapamıyorlar. Bu yüzden Ġsrail‟den
korktuklarını düĢünüyorum. Mübarek Ġsrail‟le uyum içinde hareket etti ve
Gazze Ģeridini asayiĢ içinde tutmak istedi. Ürdün de keza uyum içindeydi.
Suriye mantıklı bir çizgiye doğru geliyordu. Bu noktada, Ġsrail Arap
dünyasında bir açılım fırsatını yakalayamadı gibi duruyor. Bu güvenli
klerine
katkıda bulunacak bir Ģeydi. Fakat biliyorsunuz ben onları anlayabiliyorum,
belki de “Ġsrail‟in güvenliği” diye bir olgu yoktur.
SORU :
Günümüzde Orta Doğu‟da yaĢanan Halk hareketleri Ġsrail
açısından düĢünüldüğünde nasıl etki doğurur ?
CEVAP: Be
nce kötü. Ġsrail için her değiĢiklik kötüdür. Hemen hemen her
Ģey, ne olursa. Hiçbir Ģeyin değiĢmesini istemeyen bir düĢünceye
sahipler...Bu değiĢim Ġsrail‟i HAMAS‟ın dev bir versiyonu ile karĢı karĢıya
bırakabilir. Mısır her zaman, Türkiye için kurgulanabilecek en kötü
senaryodan daha kötü durumdaydı. ġanslıyız ki, Ġstanbul Kahire değil,
EK A’NIN DEVAMI
A-3
Ġstanbul, bir Barselona. Kahire‟nin nüfusu 30 milyon. Ġnsanlar
kanalizasyonlarda gecekondular inĢa ediyorlar. Karanlık, çürümüĢlük,
mezarlar...Ölen
eĢekler
ve
köpeklerden
alınan
postları
kullanıyorlar...Hıristiyanlar kalan kırıntıları ve artıkları topluyorlar. Ve sonunda
bir sosyal patlama ile yüz yüze kalıyorsunuz, bu kitlelerin ve ortalıkta
amaçsızca dolanan eğitimlilerin devrimi ile...Gerçekten bir Ģey olmasını
beklemiyo
rum...Türklerin de kendilerine ait bir tecrübesi var: Trablusgarp.
2.
AHĠ EVRAN ÜNĠVERSĠTESĠ ÖĞRETĠM ÜYESĠ YRD. DOÇ. DR.
SERHAT ERKMEN ĠLE YAPILAN MÜLAKAT
SORU :
Irak SavaĢının ilan edilen gerekçeleri sizce ne derece geçerliydi?
CEVAP:
Geçerli değildi. Bazı Ģeyler yasaldır, bazı Ģeyler meĢrudur. Irak
SavaĢının ilan edilmeye çalıĢılan gerekçeleri ne yasaldı ne de meĢruydu.
Yani ABD ülkeye savaĢ açarken, Saddam Hüseyin‟in ülkede çeĢitli kitle
imha
silahları bulundurduğu, Irak halkına zulmettiği iddialarıyla bu savaĢa giriĢti.
Bu gerekçeler ne yasal; ne de meĢru olmadığı için ABD BM Güvenlik
Konseyinden karar bile çıkaramadı.
BM kararı da alınmadığı için ABD Irak‟ı istediği gibi yapılandırdı ve
iĢgal etti. 1,5
-
2 yıl kimseyi Irak‟a sokmadı. BM de buna dahildir. Daha sonra
ABD, Irak‟ta BM‟nin desteğine ihtiyaç duyduğu ölçüde BM Güvenlik
Konseyinden Irak‟ın yeniden yapılandırılmasına iliĢkin kararlar çıkartıldı.
Hatta o dönemde BM özel temsilcisi
Bağdat‟ta öldürüldü. Bu olaydan sonra
BM de Irak‟tan elini çekti, her Ģey ABD‟lilere kaldı. Bu bana, bir anlamda
ABD‟nin kendi istediği doğrultuda yeniden yapılandırma sürecinin bir parçası
gibi geliyordu. Yani Irak ordusunun yetersiz Ģekilde örgütlenmesi
üzerine,
eğitim üzerine bir program istendi. Türkiye bu çerçevede destek verdi.
Sonuçta meĢru değildi ve kimse de meĢruiyetini kabul etmedi.
Bu gerekçelere inanan da olmadı. Konu uluslararası hukuk açısından
ve uluslararası kuralların meĢruiyeti açısında
n da defalarca incelendi. Bu
EK A’NIN DEVAMI
A-4
konu ile ilgili olarak, 2002 yılı sonu
-
2003 yılı baĢında pek çok makale de
yazılmıĢtı. Konu uluslararası iliĢkiler ve uluslararası hukuk literatürü
açısından da önemliydi. Bu durum da tesadüfen ortaya çıkmadı yani insanlar
du
rduk yere bu konu ile ilgili makaleler yazmaya baĢlamadılar. Çünkü ABD
özellikle 11 Eylül‟den sonra baĢka devletlerin iç iĢlerine müdahale etme
konusunda uluslararası hukuk alanında, uluslararası platformlarda bu
durumu meĢrulaĢtırmak için kendine yeni yöntemler aradı. Bunda da önemli
ölçüde baĢarısız oldu. Bu tartıĢmaların o zaman yapıldığı dönemde, herkes
Ģu soruyu soruyordu: “Ne yani her kendi içinde kötü yönetim gösterene
operasyon mu yapılacaktı? Ya da o ülke iĢgal mi edilecekti?” Nitekim
ABD‟lilerin Irak‟ı iĢgali aslında bu sorunun yanıtına önce “evet” dedi. Yani
Ģöyle söyleyebilirim. Irak‟ın ABD ordusu karĢısındaki gücü neydi ki? O dönem
güçlü olan taraf tabi ki ABD‟lilerdi. O dönem bütün Orta Doğu ülkelerinde
buna Türkiye de dahil olmak üzere ABD tarafından kolaylıkla iĢgal
edilebileceği düĢüncesi oluĢtu. Nitekim Türkiye‟de bu konuyu iĢleyen bazı
komplo teorileri üretildi, Metal Fırtına türü kurgu romanlar da çok sattı. Bu
odakta bakıldığında iĢgalin yasallığı yoktu. MeĢruiyeti de yoktu. Ama bu bir
ge
rçekti ve iĢgalden sonra da sorgulanmaya ve dikkatleri üzerine çekmeye
devam etti.
SORU :
Irak SavaĢı‟nın asıl gerekçesi neydi?
CEVAP:
Orta Doğu‟nun yeniden yapılandırılması. Bu çok açıktı. Bence
ABD‟nin Irak‟ı iĢgal etmesinin en önemli nedeni, Orta Doğu‟daki sürecin kendi
aleyhine geliĢtiğini çok net bir Ģekilde görmesiydi. Bunu söyle tanımlayabiliriz.
Bugün nasıl Orta Doğu‟daki güncel geliĢmelerin bir kısmının arkasında ABD
varsa; bundan 10 sene önce de bunların yapılması gerektiğini düĢünüyordu.
Çünkü Orta Doğu‟daki mevcut yapıda, halk kendilerini bulundukları konuma
ABD‟lilerin getirdiğini düĢünüyor ve ABD karĢıtı, Ġsrail karĢıtı, kendilerini
yöneten rejimlere karĢı olan ve her geçen gün artan oranda bir kitle mevcut
ve huzursuzluğun sürekli arttığı
bir yapı vardı. Kaldı ki sadece ABD‟liler değil,
Ġngiltere‟nin Osmanlı sonrası Orta Doğu‟da kurduğu yapı da önemli bir
sorundu. Ġngiltere sistemin içindeki Irak‟ı Ģöyle ifade edeyim Ürdün, Irak,
EK A’NIN DEVAMI
A-5
Suriye, Suudi Arabistan, Ġran gibi geniĢ bir perspektifte düĢünerek Irak‟ın
sınırlarını çizmesi Orta Doğu‟daki diğer devletlerin inĢa edildiği yapıyı
belirlemiĢti. Bu yapıyı kökten değiĢtirebilmek için Irak‟ın durumunun
değiĢtirilmesi Ģarttı. Irak‟ın ordusu Körfez SavaĢı sonrası zayıflamıĢtı. Yoğun
bir ambargo uygu
lanıyordu. Temel niyet ABD‟nin iĢine yarayabilecek yeni bir
sistem oluĢturulmasıydı ve bunun yapılması için Irak kitlesel bir değiĢimin ilk
noktasıydı. Bunu bir süre devam ettirdiler. Ne zaman ki Irak‟ın içinde durum
ABD aleyhine dönmeye baĢladı. O zaman durdular. Ondan sonra da Irak‟ın
içindeki yapılanma da değiĢmeye baĢladı. Sünni Arapların tekrar sisteme
dahil edilmeye baĢlaması 2006‟nın sonundaki olaylar neticesinde Bush
yönetiminin kısmi tavır değiĢikliği, Obama‟nın bambaĢka bir yol izlemesi.
Suriye i
le diyalog yolunun tercih edilmesi, Ġran‟la keza diyalogun açılması,
Mısır‟ın pozisyonu Türkiye‟nin iç iĢlerinin gözden geçirilmesi, Irak‟ın Kürt
varlığının dizginlenmesi, aĢırılıklarının dengelenmesi gibi olaylar yeni bir
durumu iĢaret ediyordu. BaĢlangıçtaki hedefleri yeniden düzenlemekti fakat
iĢlerine yaramadı.
SORU :
Irak SavaĢı‟nda Ġsrail nasıl bir rol oynadı?
CEVAP:
ġimdi, Ģunu söyleyebilirim. Irak iĢgalini Ġsrail baĢlatmadı fakat
Irak‟ın iĢgaliyle ortaya çıkmıĢ olan gündem, baĢlangıçta Ġsrail açısından
olumlu sonuç verdi. O dönem Ġsrail güvenlik stratejisine bakıldığında Ġsrail
doğu cephesi iki temel tehditten oluĢuyordu. Birincisi Irak; ikincisi Suudi
Arabistan‟dan gelen tehditti. Bir kere Suudi Arabistan ordusu Ġsrail‟le
mücadele edebilecek büyüklükte değildi. 1973 savaĢı ve 1967 savaĢı
gösterdi ki, Irak‟ın destekli ordusu Ġsrail‟i zor durumda bırakabilirdi. Özellikle
Irak ordusunun, Ürdün ve ġeria Nehri üzerinden Ġsrail topraklarına
girebilmesi, Irak‟ı önemli bir tehdit konumuna getiriyordu. Irak‟ın Ġsrail karĢıtı
büyük bir ordu olarak denklemden çıkması Ġsrail‟i rahatlattı. Fakat yeni bir
tehdit de yarattı. Zaten önemli bir düĢman olan Ġran‟ın daha da güçlenmesi
olgusunu yarattı.
EK A’NIN DEVAMI
A-6
SavaĢtan önce bazı Yahudilerin yazılarına bakıldığında, savaĢı ne
t bir
Ģekilde desteklediği görülüyor. Fakat bazı Yahudi stratejistler aynı fikirde
değildi. Irak‟ın iĢgalinin Ġsrail açısından beklenen sonuçları vermeyeceğini,
Ġran‟ın daha da güçleneceği ve dolayısıyla iĢgalin Ġsrail açısından çok olumlu
sonuçlar doğurmayacağını söylüyorlardı. Bunlar haklı da çıktılar. Fakat
çoğunluk öbür taraftaydı. Bunlar, ABD‟nin getireceği güçlü ordunun Orta
Doğu‟yu kontrolü altına alabileceğini, yönlendirebileceğini, oluĢturulacak Yeni
Orta Doğu içinde Ġsrail‟in daha etkin bir konuma
geleceği ve güçleneceğini
düĢünüyorlardı ve projeyi bu nedenlerle destekliyorlardı. Fakat zamanla
ortaya çıktı ki, ABD Irak‟ta çok kötü batağa saplandı ve güçlenen asıl faktör
Ġran olmaya baĢladı. Bu Ġsrail‟in özellikle Irak özelinde bakıldığında bir
poli
tikasının çok daha önemli olduğunu görebileceğiz. Hiçbir Ģey Ġran faktörü
Ġsrail için tehlike yarattıkça, Ġran Irak‟ın içindeki çeĢitli gruplara oynamaya
baĢladı. Bunların baĢında ġiiler geliyor ki bunların arası hala Araplarla çok
kötü.
ġunu söyleyebiliriz, Irak‟ın kuzeyindeki Ġsrail varlığı, basın organları ile
vb. organlarla kanıtlandı. 2006
-
2007 yıllarında çeĢitli ajanslarda Ġsrail
güvenlik kuvvetlerinin peĢmergeleri eğittiğine iliĢkin görüntülü kanıtlar da
ortaya çıktı. Bu anlamda bakıldığı zaman Ġsrail‟le Irak‟lı Kürtler arasındaki
iliĢki, saklanamayacak bir konuma geldi.
Bu noktada Ģunu söyleyebiliriz, Ġsrail belki doğrudan Irak SavaĢını
yaratmadı, birinci derecede savaĢın temel aktörü değildi. Fakat iĢgal
baĢladıktan sonra, Irak‟ta çeĢitli aktörlerin yönlendirilmesinde önemli rol
oynadı. Fakat Irak‟ın geleceğinin belirlenmesinde önemli bir faktör olup
olmadığı tartıĢmalıdır. Sadece Irak‟lı Kürtler bakımından düĢünüldüğünde
önemli bir faktör olduğu ortada ama Ġsrail‟in ne kadar bağımsızlığı
destekl
ediği ne kadar desteklemediği bir soru iĢareti, çünkü Irak‟ın
parçalanması ve Irak‟lı Kürtlerin Ġsrail tarafından olması Ġsrail açısından bir
avantaj ve Araplar üzerinde yeni bir baskı anlamına geliyor ama diğer
taraftan, Ġran‟ın çok daha güçlü olabileceği
bir Irak devleti anlamına gelir ve
EK A’NIN DEVAMI
A-7
evet, Irak devleti Ģimdikinden çok daha fazla Ġsrail karĢıtı olacaktır. Bu
durumda, Ġsrail‟in çok ciddi bir ikilem içinde olduğu görülecektir.
SORU :
Yani Irak SavaĢı sonrasında Ġsrail daha güvenli hale geldi mi?
CEVAP:
BaĢlangıçta evet, sonrasında hayır. Bugün, Ġran‟ın Ġsrail üzerinde
yarattığı güvenlik tehdidi, Saddam‟ın yarattığı tehditten çok daha büyük.
SORU :
Günümüzde Orta Doğu‟da yaĢanan halk hareketleri Ġsrail
açısından düĢünüldüğünde nasıl etki doğurur ?
CEVAP:
Avantajları da var, dezavantajları da var. Orta Doğu‟nun en önemli
meselelerinden birisi Irak‟ta hükümetin kurulması ve Ġsrail Filistin meselesidir.
Buradaki Ġsrail
-
Filistin meselesi, Hamas‟tan vs. kaynaklanmıyor, ĠĢin bir
tarafında kabul edilemeyen, herkesle kötü iliĢkilere sahip, sürekli sorun
çıkaran, batıda da çok iyi bir Ģekilde tanınmayan bir DıĢiĢleri Bakanı ve Ġsrail
hükümetinin oluĢudur. Zaten sadece Ġsrail hükümeti kötüdür ya da barıĢın
önünde önemli bir engeldir biçiminde kimse bir söylem
üretmiyor. Yani, bir
taraftan bakıldığında Ġsrail hükümeti çok ciddi bir rahatlama içindedir. Öte
taraftan bakıldığında, Ġsrail açısından bu rejimlerin zor durumda olması kısa
vadede Ġsrail‟i rahat bırakır. Ancak, uzun vadede bakıldığında, eğer Orta
Doğu‟daki geliĢmeler belli bir yöne doğru giderse, Ġsrail çok ciddi bir Ġslam
tehdidiyle karĢılaĢır ve Ġran‟dan daha büyük bir tehdit ortaya çıkar. Özellikle
güçlü Sünni rejimlerin ortaya çıkması, Ġsrail‟i zor durumda bırakır. Ayrıca
Mısır‟da belli bir iktidar değiĢikliği söz konusu ama bir rejim değiĢikliğinden
bahsetmek Ģu an için mümkün değil. Ama eğer Mısır‟da Müslüman
kardeĢler, iktidarı önce ele geçirir sonra da siyasi alanı yönlendirebilirlerse ki
bu durumda Mübarek rejiminin Ġsrail‟le sürdürdüğü Soğuk BarıĢ sona ererse
ya da Ġsrail‟in isteklerini yerine getirmeyen bir yönetim oluĢursa, Ġsrail çok
daha büyük bir düĢmanla karĢılaĢır.
Ayrıca aynı tehdit, Ürdün‟ü ve Suriye‟yi de etkiler. BeĢĢar Esad rejimi
Ġsrail‟le barıĢ yapmamıĢ ve Ġsrail‟e düĢman bir rejimdir. Ancak bu düĢmanlık
EK A’NIN DEVAMI
A-8
gerçek değildir. Nasıl, Mısır‟la Ġsrail arasında soğuk bir barıĢ varsa, Ġsrail‟le
Suriye arasında da Soğuk bir savaĢ vardır. Ġsrail‟in Suriye içinde yapmıĢ
olduğu operasyonlar dıĢında karĢılıklı adam öldürme falan yoktur. Birbirle
rine
karĢı yürütmüĢ oldukları bir takım dolaylı faaliyetler vardır. Bunu özellikle
Ġsrail gerçekleĢtiriyor ki, 2007‟de Korelilerin kurmaya çalıĢtığı nükleer
reaktörün vurulması ya da 2002‟deki Esad‟ın sarayının üzerinden Ġsrail savaĢ
uçaklarının geçmesi gibi…
Fakat Müslüman KardeĢler; Suriye‟de Esad rejimini devirecek olursa,
ilk etapta Ġran etkisinden çıkan, yeni bir Suriye oluĢacaktır. Bu yeni Suriye, en
az Mısır‟daki kadar, siyasal Ġslamcı olabilir ve böylece iki cepheli hatta
Ürdün‟ün de katılması ile 3
cepheli bir Müslüman KardeĢler kıskacında bir
Ġsrail sonucu ortaya çıkabilir ki bu tehdit, Ġran‟ın 1500 km öteden yolladığı
füzeden daha büyük bir tehdit olacaktır.
Buna göre, ABD‟nin süreci kontrol edebilmesi ve yönlendirebilmesi
Ġsrail‟in lehine sonuçlar ortaya çıkarabilir ancak ABD‟nin beklentileri
karĢılanamayacak olursa o zaman Ġsrail aleyhine geliĢmeler ortaya
çıkabilecektir.
3.
KUDÜS ĠBRANĠ ÜNĠVERSĠTESĠ ÖĞRETĠM ÜYESĠ DR. PĠKĠ ISH
SHALOM ĠLE YAPILAN MÜLAKAT
SORU :
Irak SavaĢı‟nın ilan edilen gerekçeleri sizce ne derecede geçeli
idi?
CEVAP:
Irak SavaĢı‟nın ilan edilen gerekçeleri, Irak‟ta kitle imha silahları
bulunduğuna, Irak‟ın terörizme destek vermesine ve insan hakları ihlallerine
dayalı inanıĢtı. Kesin bir kanıya varmak zor ancak, Irak‟ta Kitle Ġmha Silahı
bulunduğuna kesinlikle inanmıĢlardı, Terörizme yönelik bir amaç
edinildiğinden emin değilim. Ġnsan hakları ihlalleri nedenler arasında yer
alıyordu ancak destekleyici yönde bir nedendi.
EK A’NIN DEVAMI
A-9
SORU :
Irak SavaĢı‟nın asıl nedenleri neydi ?
CEVAP:
Petrolün ya da kiĢisel husumetin (bir grubun ortak husumeti olması
muhtemel) gerçek neden olduğunu iddia etmenin zor olduğunu
düĢünüyorum. Sonuçta Kitle Ġmha Silahı bulunması ve bölgeyi istikrarlı hale
getirmek için demokrasi ihraç etmek gerektiğine yönelik inanıĢ ile sınırlı
kalıyoruz.
SORU :
Irak SavaĢı‟nda Ġsrail‟in rolü neydi?
CEVAP:
Irak SavaĢı‟nda Ġsrail kayıtsız kalmıĢtı. Ġsrail güvenlik politikaları
savaĢın karĢısındaydı zira istikrarsızlığa neden olacaktı.
SORU :
Irak SavaĢı Ġsrail‟in güvenlik
politikalarını nasıl etkilemiĢti?
CEVAP:
Irak SavaĢı, Ġsrail‟in güvenliğini olumsuz etkiledi. Zira Ġran bunu
Orta Doğu‟da etkinliğini artırmakta kullandı.
SORU :
Irak SavaĢı sonrasında Ġsrail‟in Orta Doğu ülkeleri ile olan
iliĢkilerini nasıl değerlendir
iyorsunuz ?
CEVAP:
Bazı ülkelerle iliĢkilerde geliĢme yaĢandı çünkü Ġran ortak
düĢmandı. (Son geliĢmelere kadar) Mısır‟la yürütülen iliĢkiler bu yöndeydi.
Diğer ülkelerle ise gerileme yaĢandı ki bu ülkeler Ġran ile iĢbirliği yapmayı
tercih ettiler. Bu duru
m da bana göre Türkiye ile yaĢanan durumu açıklıyor.
SORU :
Orta Doğu‟da son dönemde yaĢanan halk hareketlerinin Ġsrail
açısından değerlendirebilir misiniz?
CEVAP:
Böyle bir değerlendirme yapmak için henüz çok erken. Bu
geliĢmelerin bir demokratikleĢme süreci olmasını temenni ediyorum. Ancak
hala bu geliĢmeler farklı bir yöne de kayma potansiyeline sahip. Kısa vadede,
EK A’NIN DEVAMI
A-10
Ġsrail
-
Mısır iliĢkilerine zarar verecektir. Fakat sonraki süreçte neler
olabileceğini bilemiyorum...
Dostları ilə paylaş: |