9
Pikseller içerisindeki aynı renkli fosforlu hücreler arasındaki mesafeye nokta aralığı
(Dot Pitch) denir. Bu piksellerin nokta aralıkları (dot pitch) ne kadar küçük olursa ve ekranı
kaplayan piksel sayısı ne kadar çok olursa o kadar ince ayrıntı ekranda gösterilebilir. Bu
görüntü kalitesini etkileyen en önemli faktördür. İnç başına düşen nokta sayısına da DPI
denir ve değerinin büyük olması ekranda daha çok piksel olduğunun belirtisidir. Piksel
sayısının çok olması görüntü kalitesini yükseltir. Ekran görüntüsünü oluşturmak için
kullanılan yatay ve dikey piksel sayısına “çözünürlük” denir.
Yüksek çözünürlük standartlarının kullanılmaya başlamasıyla birlikte hayatımıza,
1080p, HD Ready gibi tanımlamalar girmeye başlamıştır. Bu tanımlamalarda kullanılan
rakamlar, görüntüdeki satır sayısını yani görüntünün yüksekliğini ifade eder. Harf ise
videonun interlaced mi yoksa progressive mi olduğunu belirtir. Örneğin 1080i olarak
tanımlanan 16:9 ölçeğine sahip bir video, 1920 x 1080 çözünürlüğe sahiptir ve interlaced
tarama standardıyla kodlanmıştır. Bu standardı donanımsal olarak destekleyen televizyonlar,
HD Ready olarak ifade edilir ve yüksek çözünürlüklü kabul edilen 720p ile 1080i
çözünürlüklerini destekler.
Full HD veya HD Ready 1080p olarak ifade edilen görüntü standardı ise kısaca 1080p
olarak tanımlanır. 1080i'den farkı ise progressive olmasıdır. Yani 1080p olarak kodlanmış bir
film, plazma televizyonda izlendiği sırada, deinterlacing işleminden geçmeden ekrana gelir
ve bu sayede daha net ve akıcı görüntüler elde edilmiş olur. Ayrıca görüntü yavaşlatma ve
durdurma durumlarında da, daha net bir görüntü ile karşılaşılır.
Televizyonunuzun yüksek çözünürlüğü desteklemesi, yüksek çözünürlüklü görüntüler
alınabileceği anlamına gelmez. Özellikle 720p ve 1080p gibi progressive taramaya sahip
videoları, kayıpsız olarak ekrana taşımak için HDMI veya DVI-D gibi yüksek bant
genişliğini destekleyen, sayısal görüntü ara yüzlerini kullanmak gerekir. Analog görüntü ara
yüzlerinde ise görüntü kaynağı progressive olsa bile interlaced olarak aktarılacak ve kalite
kaybına uğrayacaktır.
Interlaced (örgüsel) tarama yöntemi, bir yayın veya video standardı olmaktan ziyade,
CRT yani tüplü tabir edilen görüntüleme cihazlarının çalışma mantığına dayanarak
geliştirilmiş bir görüntüleme tekniğidir. Interlaced tarama yöntemi günümüze kadar gelmiştir
ve halen çoğu CRT cihazda kullanılmaktadır. Bazı geliştirilmiş CRT cihazlarda ve
günümüzde standart hâline gelen LCD teknolojisinde ise progressive (ilerici) tarama yöntemi
kullanılır.
Progressive tarama, her taramada görüntünün yarısının ekrana getirildiği interlaced
taramanın aksine, tüm görüntüyü tek bir taramada ekrana getirir. Böylece daha net ve
titreşimsiz bir görüntü elde edilir. Bu yöntem, spor karşılaşmaları gibi hareketli görüntülerin
daha akıcı olmasını da sağlar.
10
Interlaced tarama standardına sahip görüntüyü, progressive tarama yöntemiyle çalışan
bir cihazda görüntülemek için görüntünün dönüştürülmesi gerekir. Interlaced videoyu veya
yayını, progressive biçime çevirme işlemine deinterlacing adı verilir. Analog girişten gelen
video kaynağını, plazma TV ekranında görüntülemek için yapılması gereken bu işlemi,
deinterlacing çipi ya da video işlemcisi gerçekleştirir.
Interlaced (örgüsel) taramaya sahip görüntünün, progressive (ilerici) taramaya sahip
görüntüye çevrilmesi işlemine, deinterlacing adı verildiğini söylemiştik. Bu işlem, interlaced
görüntüdeki yarım kare hâlindeki iki görüntünün birleştirilerek tek ve bütün kare hâline
dönüştürülmesidir. Oldukça basit görünen bu işlemin arkasında, kaliteyi arttırmak amacıyla
geliştirilen birçok karmaşık yöntem kullanılır.
1.2. Çalışma Prensibi
Plazma ekran prensibi ilk olarak 1936 yılında Macar mühendis Kálmán Tihanyi
tarafından ortaya atılmıştır. İlk monokrom Plazma ekran 1964 yılında üretilmiş ve bilgisayar
monitörlerinde kullanılmıştır. Düz ekran özeliğine sahip bu ekran 1970'li yıllarda çok tercih
edilmiş ancak çözünürlük teknolojisindeki gelişmeler nedeniyle popülaritesini çabuk
yitirmiştir. Çünkü ilk Plazma ekranlar 15-17 inç boyutlarında olduğu için yeterli görüntü
kalitesi sağlanamamıştır. İyon gazlı plazma ekranlar ise ilk olarak 1970'li yılların başında
üretilmeye başlanmıştır.
Plazma paneller, iki paralel cam tabakanın arasında yer alan ve ızgara şeklinde
yerleşik, içi plazma gazı ile dolu binlerce odacıktan oluşur. Panelin çalışma mantığı, renkli
floresan ışıkların yanarak resmin oluşturulmasıdır. Paneldeki her pikselde, içerisinde neon -
xenon gazı bulunan alçak basınç değerine sahip kapalı cam hücreler vardır.
Resim 1.6: Plazma panel yapısı
11
Her piksel, kırmızı, yeşil ve mavi renkte üç adet floresandan oluşur. Hücrelerin
arkasında ve arka cam boyunca adres elektrotları dikey olarak dielektrik malzeme ile
çevrelenmiş ve MgO (magnezyum oksit) koruyucu tabakası ile kaplanmış ekran elektrotları
ise ön camda yatay olarak yerleştirilmiştir. Dikey ve yatay elektrotlar ızgara şeklinde bir yapı
oluşturur.
Resim 1.7: Işık fotonunun oluşması
Serbest elektronlar gaza elektriksel gerilim uygulayarak oluşturulur.
Partiküller sabit olarak birbirlerine çarpar.
Plazma atomlarının uyarılması, ışık fotonunun (UV) ortaya çıkmasını sağlar.
Atomun uyarılması UV (ultraviyole) ışığının ortaya çıkmasına sebep olur ve bu
da plazma ekran içerisindeki renkli ışık veren fosforun uyarılmasına sebep olur.
Floresan ışık içerisinde temel eleman plazmadır. Plazma, serbest dolaşan iyonlar
(elektriksel olarak yüklenmiş atomlar ) ve elektronlardan (negatif yüklenmiş partiküller)
oluşan gazdır. Normal koşullarda gaz yüklenmemiş partiküllerden oluşmuştur. Tekil gaz
atomu eşit sayıda proton (atom çekirdeği içerisinde pozitif yüklü partiküller) ve
elektronlardan oluşur. Negatif yüklü elektronlar pozitif yüklü protonları dengeler. Atom
böylece sıfır yüklüdür. Gaz içerisine elektriksel gerilim uygulayarak birçok serbest elektron
oluşturulur ve durum çok hızlı bir şekilde değişir. Serbest elektronlar atomla çarpışarak diğer
elektronların serbest kalmasını sağlar. Elektron eksikliği ile atom dengesini kaybeder ve iyon
olmasını sağlayarak pozitif yüklenir.
Herhangi bir hücredeki gazı iyonlaştırmak için plazma ekran, kesişen hücredeki
elektrotu şarj eder. Her bir hücrenin sırayla şarj edilmesi saniyede binlerce kez olur. Belli bir
hücrede gaz boşalmasının sağlanması için o hücrede kesişen elektrotlara voltaj farkı
uygulanarak hücredeki plazma gazından elektrik akımı geçmesi sağlanır.