76
77
|
Temmuz 2016
|
Sayı 19
BURSA
’
DA ZAMAN
|
Temmuz 2016
|
Sayı 19
BURSA
’
DA ZAMAN
Anadolu’dan Yansıyanlar… / Şeytan Kalesi Efsanesi /
Saffet YILMAZ
Ardahan Çıldır yolu üzerindeki Yıl-
dırımtepe Köyü’ne yaklaşık 2 kilometre
mesafedeki tarihi kale, haşmetiyle gelen
geçeni karşılıyor ve bu yalnızlık coğraf-
yasında ‘yüzyıllardır buradayım, burada
olmaya da devam edeceğim’ diyor.
Şeytan Kalesi, Anadolu’daki kalelerin, hat-
ta bilinen kalelerin aksine bir tepe veya
yüksekçe bir alanın üzerine kurulu değil.
Hatta kendinden daha yüksek tepelerin
arasına, bir vadinin içine-yamacına, muh-
temelen vadiden gelip geçen kervanları
denetlemek amacıyla kurulmuş. Yüksek
dağların kuşattığı dik ve dar bir vadinin
ortasında yükselen küçük bir tepenin
üzerine kurulu kalenin, yapıldığı dönem-
de oldukça yoğun kullanılan yol olduğu
tahmin edilen vadiyi kontrol etmek amaçlı
kurulduğu sanılıyor.
ŞEYTAN
KALESİ
EFSANESİ
Bu sayıdan başlamak üzere
“Anadolu’dan yansıyanlar”
sayfamız karşınızda olacak.
Her sayıda Anadolu’dan
başka bir mekan ve eseri
işleyeceğimiz sayfamızın ilk
konuğu, Türkiye’de başka
örneği olmayan Şeytan
Kalesi.
Saffet YILMAZ
78
79
|
Temmuz 2016
|
Sayı 19
BURSA
’
DA ZAMAN
|
Temmuz 2016
|
Sayı 19
BURSA
’
DA ZAMAN
Anadolu’dan Yansıyanlar… / Şeytan Kalesi Efsanesi / Saffet YILMAZ
Hakkında o kadar az kesin bilgi var ki,
örneğin kimin hangi tarihte yaptığı bil-
gileri bile muhtelif. Kimi Orta Çağ diyor,
kimi daha yakın tarihleri işaret ediyor. En
kuvvetli rivayet, M.Ö. 1000’li yıllarda Urar-
tular tarafından yapıldığı yönünde. Bu bilgi
de, çevredeki başka kalelerin mimarileri
karşılaştırılınca anlaşılıyor. Yüzlerce yıldır
Karaçay Vadisi’nin zorlu doğa koşullarına
direnen bu savunma kalesine, vadi yama-
cına açılmış patika yoldan ulaşılabiliyor.
Arnavut kaldırımlarla döşenmiş patika
boyunca gerek vadiyi izleye izleye, gerekse
renk renk çiçekleri koklaya koklaya bir 15
dakikalık keyifli yürüyüş yapıyorsunuz ve
sizi uçurumun kenarında diri ve haşmetli bir
yapı karşılıyor.
Şeytan Kalesi, Hellenistik dönemden
günümüze kadar; Medlere, Perslere,
Makedonyalılara, Romalılara, Sasanilere,
Selçuklulara, İlhanlılara, Karakoyunlula-
ra, Akkoyunlulara, Safavilere ve en son
Osmanlılara evsahipliği yaptı. Hepsi de ya
onardı ya ilaveler ekleyip kullandı kaleyi.
Uçurumun kenarında doğal bir kayaya
yaslanan tarihi Kalede; dereye kadar inen
bir merdiven, su sarnıcı ve bir de şapel
kalıntıları bulunuyor.
Hakkındaki bilgiler gibi ismi konusunda da
rivayetler muhtelif. Neden Şeytan Kalesi!
Kurulduğu yerin çetin şartları nedeniyle
olabilir, ‘şeytan’ ismi ile atfedilen bir anlam
olabilir, tehlike ve bilinmezlerle dolu olduğu
için olabilir. Benim rivayetim daha basit;
vadiyi yürüyerek kalenin önüne geldiğiniz-
de kafanızı kaldırıyorsunuz ve haşmetli bir
yapı karşınızda. İki yanındaki iki burç garip
ve şeytani bir görüntü veriyor kaleye, daha
çok bir hayvan kafası gibi. Tarih boyunca;
Kal’a ı Şeytan, Kaçış, İblis Hisarı gibi adlarla
da anılmış olmasının nedeni bu olsa gerek.
Bu kadar esrarengiz olur da bir efsanesi
olmaz mı? Olur tabii. Zaman bakımından
dönemdaş mı bilinmez ama Şeytan Kalesi
ile mimari bakımdan benzer iki kale daha
var bölgede, ikisi de Gürcistan sınırları
içinde. Şeytan Kalesi’nin; Gürcistan’daki
kaleleri de kapsayan ve dilden dile dolaşan,
bayağı heyecanlı bir de efsanesi var.
Rivayet o ki; dönemin kralının kızı hasta
olur. Büyücüler, biliciler, doktorlar derken,
kız kurtarılamaz. Ölür. Kral, çok sevdiği
kızını bu üç kaleden birine gömmek ister,
elbette eşyaları ve hazinesiyle birlikte. Ama
bir sorun vardır; kızının gömüldüğü yeri
kimsenin bilmemesi gerekmektedir. Özel
yetiştirdiği askerlerinden bir grup seçer ve
göstereceği yere kızının gömülmesini ister.
Askerler gece yola çıkarlar ve üç kalede de
mezar kazarlar. Ancak bunlardan sadece bi-
rine kralın kızını ve altınlarını gömerler. Sa-
bah kralın huzuruna vardıklarında, ‘Sizden
başkası kızımın nereye gömüldüğünü biliyor
mu’ diye sorar kral. ‘Hayır’ der askerler.
Kral bunun üzerine, kızının hangi kaleye
gömüldüğünü kimsenin öğrenememesi
için kızını gömmeye giden tüm askerlerini
öldürtür.
Bu hikayenin peşine düşen defineciler, ‘de-
fine ve de kralın kızının mezarı üç kaleden
belki de bundadır’ düşüncesi ile kazmış
kaleyi, bir şey bulamamışlar tabii.
Bölgede hazine avcılarını çağıran başka
efsaneler de var. Bütün bu efsaneler tarihi
yapılara ilişkin bellekleri taze tutmaya ya-
rıyor kuşkusuz ancak yapıları tahrip etmek
gibi de bir yan etkisi bulunuyor. O yapıların
Anadolu’nun her yanına serpilmiş hazine-
ler olduğu bilincinin oluşmasını diliyor ve
umuyoruz.
NOT: Bu arada, Şeytan Kalesi’ni incelememizi sağlayan Ardahan’ın Hanak ilçesi Cumhuri-
yet Savcısı Sayın Ali Mesut Kavak’a da teşekkür ederim. Israr etmeseydi belki de böylesine
unik, mimari açıdan Anadolu’da başka bir örneği olmayan bir eseri göremeyecektik.