503
bu olaylara pek katılamazdı. Kendisi yetişme çağındaydı.
Diğer Türk öğrenciler olan Ahmed Ali ve Süleyman Seyid
de farklı davranış içinde değildi. Resim geleneği yeni yeni
oluşan bir ülkenin çocukları olan Türk öğrenciler, dışarıda-
ki olaylarla ilgilenme yerine kendilerini öncelikle eğitim
gördükleri okulda resmin temel kurallarını öğrenmekle
yükümlü görüyorlardı. Bu gençlerin, üzerinde dikkatlerini
yoğunlaştırdığı kimseler öncelikle hocalarıydı. Osman
Hamdi’ nin saygı duyup hayranlık beslediği hocası Gerome
1864’de Paris Güzel Sanatlar Okulu’nun atölye hocalığına
atanmıştı. Özel atölyesindeki öğrenciliğinin arkasına Güzel
Sanatlar Okulu›ndaki atölyesindeki öğrenciliğini de eklemiş
olan Osman Hamdi, hocaları Gerome ve Boulanger’ nin
izlenimcileri’ in karşısındaki safta yer aldığını görüyor,
doğal olarak gözlemcilikten başka bir şey yapmıyordu.. Ne
var ki, gözlerinin önünde cereyan eden kültürel ve sanat-
sal tartışmalardan da kendine göre bir takım düşünsel ve
politik dersler çıkarmış olmalıydı” (Cezar, 1995).
İşte bu noktada Osman Hamdi› nin Oryantalizmi: Batı’
nın Doğuyu küçümseyerek ele alış biçiminden çok
daha farklıdır.Sanatçının eserleri, oryantalist bir Batılı
ressam açısından Batıya ders verir nitelikte olmuştur.
Çünkü Doğu Batılı bir oryantalist ressam için sefaletin,
geriliğin ve fakirliğin vurgulandığı bir simge niteliğinde-
dir. Eserlerinde, Doğu’ya gitmeden kendi dünyalarında
yaratılmış karakter ve sahnelerin buluşturulduğu tama-
men hayal ürünü tiplemeler yaratıp Doğu insanını küçük
düşüren yaklaşımın aksine eserlerinde kitap okuyan ve
Doğu insanını yücelten hatta sosyal alanlarda gösterip
ve neredeyse Avrupai olduklarını vurgulayan figürlere
yer vermiştir. Doğunun kültür ve sanat zenginliğini tüm
netliğiyle yansıtabilmek için fotoğraf sanatından da
faydalanmıştır. Osman Hamdi eserlerinde Doğu’nun
türbe ve cami örneklerine sıkça rastlanır. Eserlerinde
Türk mimarisinin ve süsleme sanatlarının en çarpıcı
örneklerini bilinçli bir şekilde kullandığını görmekteyiz.
Bu nedenle büyük bir ustalık ve sabırla en ince detay-
larına varıncaya dek resimlerinde kullanmış olduğu
tüm öğeleri ayrıntılı bir şekilde göstermeye çalışmıştır.
“Böylece cami ve türbenin yazıları, çinileri, kalem işi
süslemeleri, rahleler ve bunlardaki sedef kakmalar,
şamdanlar, mumlar, kandiller, halılar ve bunlardaki
süsleme bir renk cümbüşü içinde bütün güzellikleri ile
gözler önüne serilir” (Cezar, 1995). (Resim-8).
Müslümanların ibadet sahnelerini detaylarıyla resmet-
miş, kullanılan eşya ve kıyafetlerin Batılıların ilgisini
cezbede bilecek şekilde işlemeyi başarmıştır. Erkek
figürlerinde, pantolon, ceket, şalvar, sarık ve fesin ya-
nında az sayıda da olsa entarili, uzun cübbeli kıyafetle-
rin de kullanmıştır. Kurguladığı kompozisyonlarının bir-
çoğunda cübbeli figürlere yer vermiştir. Tablolarındaki
entarili, cübbeli ve sarıklı kişi olarak genellikle kendisini
resmetmiştir (Resim-9).
“Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinin Batı’ dan gelen
erkek kıyafetine yer vermemiştir. Erkek kıyafetlerinin bir
bölümüne Suriye ve Irak taraflarının Arap unsurlarını da
karıştırmıştır. Kıyafetler, ister kendi zamanının, ister kendi
zamanının öncesini Türk kıyafeti, isterse Arap unsurlar
karşımı bir kıyafet olsun, kompozisyon içinde dikkati çeke-
cek bir özellikte olmasını gözetmiştir” (Cezar, 1995).
Türk ressamları içinde kadını konu alan ilk tabloları
yapan Osman Hamdi ailesindeki kadınların ve yakın çev-
resinin portrelerini de yapmıştır. Kadın’ı sosyal yaşam
içinde tüm doğallığıyla resmedip günlük yaşantılarını ve
güzelliklerini adeta tüm dünyaya göstermeye çalışmış-
tır. Mekan olarak kadını evde, günlük işlerini yaparken
gösterdiği resimlerde genellikle figürlerin ayaklarının
çıplak olması, vücut hatlarını gösteren elbiselerin kulla-
nılması, kadının güzelliğini ortaya çıkarmıştır. “Harem-
den”, “Ressam çalışırken”, “Türbe Ziyaretinde”, “Vazo
Yerleştiren Kız”, “İftardan Sonra”, “Saçlarını Tarayan
Kız”, “Okuyan Kız”, “Kahve Getiren Kız” isimli tablola-
rında kadın güzelliğinin vurgulandığı benzer durumlara
rastlanmaktadır (Cezar, 1995).
Diğer taraftan Osman Hamdi Bey’in kadın konusunu ele
aldığı çalışmaların en dikkat çekeni, “Mihrab” (Re-
sim-10) tablosudur diyebiliriz. Bu tabloda kadın Mihrab
önündeki bir rahlede konumlandırılmış, başı ve vücudu
dik kendinden emin bir şekilde gösterilmiş ve ayakları-
nın altında kalan kitaplardan çok daha ulvi bir gerçeğin
analık duygusun da olduğunu vurgulamak istercesine
hamile olan modelini benzerine rastlanmayan bir du-
rumda resmetmiştir. Bu çalışması ile Osman Hamdi’ nin
yaşadığı dönem koşulları göz önüne alındığında birçok
sanat tarihçi tarafından cesur bir ressam olarak anıldığı
görülmektedir.
5. Zonaro Ve Osman Hamdi’nin Eserlerindeki
Oryantalist Öğelerin Karşılaştırılması
Osman Hamdi’nin Mihrap adlı tablosundan yola çıkarak,
İstanbul›da Yıldız Sarayı Tefrişat Nazırı Münir Paşa
vesilesiyle tanışan Fausto Zonaro’ nun “Kızım Mafalda”
(Resim-11) adlı eserleri üzerinden her iki sanatçının
resimlerinde kullanmış olduğu oryantalist öğeler karşı-
laştırılacaktır.
Osman Hamdi’nin Mihrap adı ile bilinen ve ilk kez
1901’de Berlin’de sergilenen tablosu 1903 yılında
Londra’da “Kraliyet Akademisi’nin yaz sergisinde 135
sıra numarası ile “La genese”, Tekvin ya da Yaradılış
ismiyle anılmıştır” (Eldem, 2010). Yaradılış gibi daha
birçok Osman Hamdi resmi isim değişikliğine uğra-
mıştır. Osman Hamdi’nin kardeşi İsmail Galib Bey’in 4.
kuşaktan yeğeni olan ve hala Boğaziçi Üniversitesi Tarih
Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof.
Dr. Edhem Eldem’ in tespitiyle Osman Hamdi’nin ismi
kesinlikle bilinen eser sayısının çok az olduğunu söylen-
mektedir. Genel olarak görülmektedir ki birçok tablonun
ismi ya sonradan verilmiş ya da değiştirilmiştir. Bu tab-
loyu daha yakından inceleyecek olursak; oldukça dikkat
çekici bir sarı elbise ile figürün önünde oturduğu mihrap
“Karaman’daki İbrahim Bey İmareti’nden alınıp Müze-i
Hümayun’un İslami eserler bölümünde teşhir edilen
504
Hamdi’nin hocası Jean-Leon Gerome’ nun 1890’ da
Tanagra adlı heykeline benzerliği oldukça dikkat çek-
mektedir. Osman Hamdi’nin heykeli yapım aşamasında
görüp etkilendiği düşünülmektedir (Resim-13).
“Paris’te 2010 yılında Gerome üzerine çok etkileyici bir
serginin küratörlerinden Edouard Papet olması ayrıca
güven verici bir unsurdur : Yaradılış tuvalinin projeksi-
yonunu görüp bunun Tanagra’ nın aynı olduğunu belirten
Papet’ nin bu kadar tabi bir tepki göstermiş olması , iki eser
arasındaki benzerliğin Yaradılış’a mana arayan bir Türk
araştırmacının zorlama olabilecek yorumlarının da ötesin-
de geçekten dikkat çekici olduğunu göstermeye yeterlidir”
(Eldem 2010).
Gerome’ un farklı dönem de öğrencileri olan her iki
ressamda çok sayıda portreler yapmış ve aile fertlerini
model olarak kullanmıştır. Her iki sanatçının da tablo-
larında kullandığı renkler nettir yani renk kirliliğinden
uzaktır. Zonaro, kalabalığı ve günlük yaşamı yansıtan
eserler üretirken Osman Hadi’ nin de günlük yaşam
sahnelerini betimlediği görülmektedir. “ Kızım Mafalda”
adlı eserde Zonaro’ nun, Osman Hamdi gibi modeline
Doğuya özgü kıyafetler giydirip, Doğuya ait motifleri,
mekanı tüm detaylarıyla aktarma isteği, kullandığı
renklerin yakınlığını, iç mekan tasarımları ve modelin
bir sultan edasında kadını yücelten ve masum kılan bir
tutumla resmedildiğini söyleyebiliriz. Ayrıca figürlü
kompozisyonların bir kısmında Zonaro ve Hamdi kendi-
lerini de resmetmişlerdir. Manzara resmi konusunda ise
Osman Hamdi’ye oranla Zonaro’ nun daha fazla manza-
ra resimlerinin olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Ayrıca Zonaro’ nun Osman Hamdi’den den farklı olarak
savaş konularına da değindiği saptanmıştır.
Mevcut kaynaklara göre İstanbul’daki kapsamlı ser-
gilerde ilk olarak bir araya gelen iki isim “1901 yılında
İstanbul’da ticaret yapan Bourdon isimli bir Fransız tüc-
carın Beyoğlu’ndaki Passage Oriental (Doğu Pasajı)’da
bulunan konağında açılan sergide Adolphe Thalasso,
sergiye katılan sanatçıları tanıtırken, “Osmanlı ressamı,
yabancı milletli, Sanayi-i Nefise Okulu öğretmeni ve İs-
tanbul’da yerleşmiş Oryantalistler gibi sınıflandırmalar
yapmıştır. Bu sınıflandırmaları şu şekildedir:
1-Osmanlı sanatçıları: Osman Hamdi Bey, Ahmed Ali
Paşa, Albay Halil Bey,Adil Bey; 2- Yabancı milletli, Türkiye
doğumlu levanten sanatçılar: E. Della Sudda , M. Stefano
Farnetti,Matmazel Lina Gabuzzi; 3- İstanbul Sanayi-i Nefise
Okulu öğretmenleri: E.Oskan Efendi, Salvator Valeri.. 4- İs-
tanbul’da yerleşmiş ve Oryantalist konularda resim yapan
yabancı sanatçılar: Fausto Zonaro ve Leonardo de Mango.
Bu sergide eser sayısı 170 idi. Sergiye Osman Hadi Bey bir
adet manzara tablosu ile katılırken Fausto Zonaro’nun kaç
tablosuyla bu sergide ye aldığından bahsedilmiyorsa da
,en yüksek sayıda eserle katıldığı bilinmektedir” (Öndeş ve
Makzume,2003:59).
Her iki sanatçı da gerçekçi çalışmalar yapmış olup Doğu
imgelerini resimlerinde tüm netlik ve en ince ayrıntıları-
na kadar yansıtmışlardır. Doğulu sanatçı olarak Batı’lı-
nın gözünde Doğu’nun nasıl gördüğünü iyi sentezleyen
çinili mihraptır. Rahle, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’n-
de 107 envanter numaralı olanıdır; şamdan ise aynı mü-
zedeki 111envanter numaralıya benzemektedir” (Eldem,
2010). Figürün hamile olduğu Osman Hamdi’ nin torunu
Cenan Sarç tarafından aktarılmıştır. Figürdeki kadının
yine ressamın torunlarından “Cemal Bark vasıtasıyla,
resme modellik edenin nor Ermeni hizmetçinin genç
kızı olduğunu öğrenebildik” (Eldem 2010). O dönemde
ressamın kızı Leyla›nın hamile olduğu ve 1902 ‹de kızı
Nimeti doğurduğu bilinmektedir. Osman Hamdi analık
duygusunun yüceliğini belirtmek istercesine figürü başı
dik konumlandırmıştır. Diğer resimlerinde görülmekte-
dir ki kadını sosyal alanlarda gösterilmiş, çarşıda, türbe
ve mezar ziyaretinde resmedilmiştir. Özellikle düşünsel
olarak vurguladığı oryantalist yaklaşımda kadını iç me-
kanlarda, Kur’ an okurken, kitap okurken evde günlük
işlerini yaparken de resimlemiştir.
Osman Hamdi Bey tıpkı Zonaro gibi eserlerinde aile
fertlerini model olarak kullanmıştır. Diğer taraftan 19.
yüzyılda İstanbul ‘da birçok kültürün bir arada yaşadı-
ğını hatırlayacak olursak kullanılan kıyafetlerin her iki
ressamında eserlerinde benzerlik gösterdiğini söy-
leyebiliriz (Resim-12). Figürlerinde, Müslüman kadın
kıyafetlerini yansıtan; ferace ve çarşafların kullanıldığı
bedeni tam olarak saran, dar kalıplı ve geniş etekli
kıyafetlerin kullanıldığını görmekteyiz. Türk kadınları
elbiselerinde de olduğu gibi, döşü açık ,ipek kumaş ve
uzun kollu olarak görülen modellere her iki ressamın
eserinde de karşılaşılmaktadır.Yine her iki sanatçının
da eserlerinde genellikle bol paçalı dökümlü şalvar ve
taşlı kemerin de kullanıldığı görülmektedir. Kadın figür-
lerinde saçlar genellikle uzun olup belik denilen örgü
ile şekillendirilip genellikle renkli kurdelelerle süslen-
mektedir. Diğer taraftan genellikle her iki ressamında
tablolarında başörtüsü olarak kullanılan, saçları ve yü-
zün bir bölümünü kapatan yani sadece göz ve burunun
bir kısmını açıkta bırakan yaşmak denilen iki parçadan
oluşan ince kumaş ve tül gibi ince ipekli örtüler kullanıp,
figürlerin de süslü cepkenler ve kürkler görülmektedir.
Erkek kıyafetlerinde ise;
“Figürlü kompozisyonlarındaki kıyafetler entarili ve uzun
cübbelidir. Bazen entarinin üzerinde cübbe yerine pelerin
gibi bir harmaniye bulunur. Başta kalıpsız bir fes vardır.
Bunun Üstünde katmerli şekilde satılmış renkli bir sarık
yer alır. Baştaki örtü, o zamanın Türk’ünün Anadolu şehirli
ve sabasının sarıksız fes dışında kullandığı baş örtüsüdür.
Böylece arabamsı bir kıyafet üstüne Türk halk ve din ada-
mının başlığını geçirmiş olmaktadır “(Cezar,1995).
Mihrap’taki Figürün ayaklarının altında serpilmiş olarak
görülen kitaplar hakkında; “Belgin Demirsar ciltlerini
incelemekle yetinip birininkinin Topkapı Sarayı’ndaki
bir Kuran’ın cildine benzediğine söylemektedir” (Eldem,
2010). Doğu dinlerine ait kutsal kitapların üzerinde bir
kadının gösterilmesi doğurganlığın yani anlığın ulvi ger-
çekliğini kanıtlar nitelikte olduğu düşünülmektedir.
Bu resme başka bir açıdan bakacak olursak Osman
505
Cezar, M. (1995). Sanatta batıya açılış ve osman hamdi, c.1, ss.
1-399, İstanbul: Erol Kerim Aksoy kültür, Eğitim, Spor ve Sağlık
Vakfı Yayınları.
Eldem, E. (Ed.). (2010). Osman Hamdi Bey Sözlüğü (1.,1). İstanbul:
T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Erdem, S. (2012). Osmanlı-Türk romanında ulusal oryantalizm
ve oryantalist uluslaşma. İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi,
Ankara.
Germaner, S. (2000). XIX. Yüzyıl sanatında iki etkileşim örneği: Or-
yantalizm ve Türk resminde batılılaşma. Zeynep Yasa Yaman (Ed.)
Uluslar arası “Sanatta etkileşim” sempozyumu: 1.içinde (ss.116-
122). Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
Germaner, S.,İnankur, Z. (2002), Oryantalistlerin istanbulu, İstan-
bul: Türkiye İş Bankası Yayınları.
Gürtuna, S. (1999). Osmanlı kadın giysisi. Ankara: T.C. Kültür Ba-
kanlığı Osmanlı Eserleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi.
İnankur, Z. (1997). 19. Yüzyıl Avrupasında heykel ve resim sanatı,
İstanbul: Kabalcı Yayınevi.
Kılıçlıoğlu, S., Araz, N., Devrim, H. (Ed.). (1979). Meydan larousse
ansiklopedisi (,9). İstanbul: Meydan Yayınları.
Öndeş, O., ve Makzume, E. (2003). Osmanlı saray ressamı Fausto
Zonaro, İstanbul: YKY.
Özdal, I. (2012). Oryantalizm, görsel izler ve günümüz fotoğraf
sanatı. Yedi: Sanat, Tasarım ve Bilim Dergisi, (9), 61-73.
Said, E. (2010). Şarkiyatçılık, (Çev.B.Ülner). İstanbul: Metis Yayın-
ları.(1978)
Tansuğ, S. (1996). Çağdaş Türk sanatı. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Tansuğ, S. (1995). Resim sanatının tarihi. İstanbul:Remzi Kitabevi.
Tez, Z. (2009). Tekstil ve Giyim kuşamın kültürel tarihi. İstanbul:
Doruk Yayınları.
Zonaro,F. (2008). Abdülhamid’in hükümdarlığında yirmi yıl (Çev.T.
Alptekin,& L. Romano). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. (2008)
İnternet Adresleri
http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?p656446, (Erişim
Tarihi: 29.12.2013)
https://www.youtube.com/watch?v=hzzi7m8vmEA(ErişimTarihi:
30.12.2013)
http://www.forumgercek.com/yabanci-ressamlarin-biyografileri/
fausto-zonaro-1854-1929-osmanli-sarayinin-son-ressami-italyan
ressam.htm02.03.2015saat:17:18.00
http://www.gunde1resim.com/post/15511421493/ressam-faus-
to-zonaro-1854-1929-resim
file:///C:/Users/HPP/Desktop/mihrap/Antikalar.com%20%20
Antik%20M%FCzayede,%20Antika%20M%FCzayede,%20Muzaye-
de,%20Antika,%20Antik%20Muzayede,%20Anik%20Muzayede.html
02.01.2015 saat:14.00
http://www.hthayat.com/yasam/roportajlar/haber/1021379-os-
man-hamdinin-kadini-yucelttigi-mihrab-nerede
03.03.2015saat:23.00
Resim Kaynakçaları
Resim 1- http://whenintime.com/EventDetails.aspx?e=fe3b2d15-
d1ee-41a7-a0ac
-7909071d4ffa&t=/tl/etardif/Art_History_3a_Renaissance_to_
WWII/
Osman Hamdi ve Batılı olup Doğunun büyüsüne kapılıp
Doğuyu benimseyip, Batıya Doğu’yu tanıtan Zonaro’
nun çalışmalarındaki ortak noktalar renklerin cüm-
büşü, detaycı ve özenli çalışmalardır. Her iki sanatçıda
fotoğraf sanatından faydalanmış ve figüratif eserler
vermişlerdir. Bu iki sanatçının en önemli ortak noktası
ise, her ikisinin de Oryantalist olmasına rağmen genel
kanının aksine Doğuyu negatif eleştirel bir tutumla ele
almaktan ziyade olumlu yönleriyle ortaya çıkararak
yüceltmeleridir.
4. Sonuç
19. yüzyılda çok ciddi toplumsal değişim ve dönüşüm-
lerin yaşandığı görülmektedir. Bu dönüşümün yaşan-
masına sebep olan temel süreçler Batı’nın sıkışmışlık
içerisinde bulunduğu Osmanlı’nın ise zirvede olduğu
zamanlarda, sıkışmışlıktan kurtulmanın yollarını arama
çabasıyla başladı. Coğrafi keşifler, Reform, Röne-
sans, Fransız Devrimi ve Sanayi İnkılabı gibi toplumsal
olaylar dünya dengelerinin değişmesine sebep olmuş
ve modernizm denilen ve Batı’nın kendine ait değerleri
yücelterek kendisi dışında kalan toplumları ise ötelediği
yeni bir dünya tasarımı oluşturmasına olanak tanımış-
tır. Oryantalizm ise bu sürecin ideolojik temellerinden
bir tanesini oluşturmaktadır. Ve modernizmin kültürel
dayanaklarından birini oluşturmuştur. Resim sanatı ise
oryantalizmin kültürel temellerinden belki de en önem-
lisi olarak karşımıza çıkmıştır. Batının Doğu’yu çoğu
zaman küçümseyerek yaptığı bu resimler bugün bile
hala olumsuz olan Doğu imgesinin oluşmasına kaynak
teşkil etmiştir.
Bu çalışma kapsamında incelenen ressamlar biri Doğu-
lu diğeri ise Batılı olan iki oryantalist sanatçıdır: Osman
Hamdi ve Fausto Zonaro. Batı’nın oryantalist resimle-
rinin aksine Zonaro Doğu’yu yücelten çalışmalarıyla ön
plana çıkmıştır. Diğer taraftan ise, Doğu’nun batılılaşma
politikalarıyla birlikte içten oryantalizmin yaptığı bir
dönemde Osman Hamdi de benzer şekilde eserlerinde
Doğu’yu olumlu bir şekilde göstermiştir. Böylelikle bu
iki sanatçının olumsuz Doğu algısına karşıt bir tepki
niteliğinde çalışmalar yaptığı söylenebilir.
KAYNAKÇA
Avcıoğlu, D. (2001). Türkiye’nin düzeni, dün-bugün-yarın, Cilt:1,
İstanbul: Tekin Yayınevi.
Başbuğ, M. (2009). Saray ressamı Zonaro’ nun fırçasından üsküdar,
Üsküdar sempozyumu VI içinde(ss.77-93). ,
İstanbul: Selçuk Üniversitesi.
Baytar, M. (2010). Batı’da eğitim görmüş Türk ressamları ve aldık-
ları eğitimin sanatlarına yansımaları.Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı Resim
Programı. Yüksek Lisans Tezi.
Cezar, M., Edgü, F. (1986). Osman Hamdi Bilinmeyen Resimleri.
İstanbul: Ada Yayınları.
506
Resim 2- http://www.wga.hu/html_m/d/david_j/2/204david.html
Resim 3- http://www.maroon.com.tr/galeri/Eugene-Delacroix/
Eugene-Delacroix
-Liberty-Leading-the-People-Halka-Yol-Gosteren-ozgurluk
Resim 4- https://www.istanbulsanatevi.com/product/jean-le-
on-gerome-saray-terasinda-7616/
Resim 5- http://www.dergisanat.com/wordpress/osmanli-sa-
ray-ressami-fausto-zonaro%E2%80%99nun-hatirati-ibrahim-ba-
rutcuoglu-201012.html
Resim 6 - http://www.cornucopia.net/magazine/articles/cavalca-
de-of-colour/
Resim 7- https://twitter.com/sufikitap/status/381023630915678208
Resim 8- http://sevgisanat.blogspot.com.tr/2010/01/bursada-ye-
sil-camiide.html
Resim 9- https://sfnrdmr.wordpress.com/tag/osman-hamdi/
Resim 10- http://www.haberahval.com/bilgi-1182692-osman-ham-
di-bey-kimdir-haberi43
Resim 11- http://www.tutunamayanlar.net/resim/manset/22-faus-
to-zonaro
Resim 12- Öndeş, O., ve Makzume, E. (2003). Osmanlı saray ressa-
mı Fausto Zonaro,s:108 İstanbul: YKY.
Resim 13- http://www.hthayat.com/yasam/roportajlar/ha-
ber/1021379-osman-hamdinin-kadini-yucelttigi-mihrab-nerede
507
Dostları ilə paylaş: |