Türk diLİ tariHİ Başlangıcından Yirminci Yüzyıla



Yüklə 4,22 Mb.
səhifə17/181
tarix13.10.2023
ölçüsü4,22 Mb.
#127472
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   181
0260-Turk Dili Tarihi-Bashlangicinda Yirminci Yuzyila(Ahmet B. Ercilasun)

attı atlaşu (DLT II 1941: 226) cümlesi de "o, benimle atına ok yarıştırdı" demektir. Muhtemeldir ki Morun da askerlerini eğitirken at, cariye gibi ö-düller koyarak onlara ok yarışı yaptırıyordu. Bu uygulama zaman içinde (belki de bir tercüme hatasından kaynaklanarak) birlikte kıza ve ata ok atmak şekline dönüşmüş olabilir. Fakat Motun'un çok sıkı bir disiplinle çelik gibi bir ordu yetiştirdiği ve üvey annesinin kandırmasıyla kendisini Yüeçi'lere rehin gönderen babasını muhtemelen bir av sırasında ortadan kaldırdığı ger­çek olmalıdır. İşte bu hadise, Oğuz Kağan Destanı'nın ana motifi olmuştur.
14. yüzyıl başında İlhanlı veziri Reşideddin tarafından Farsça, 1660'ta Hive hanı Ebülgazi Bahadır tarafından Çağatay Türkçesiyle tespit edilen Oğuznamelerde Oğuz, olağanüstü güzellikte bir çocuk olarak dünyaya gelir. Annesi Müslüman olmadan sütünü emmez. Bir yaşında konuşmaya başlar ve "benim adım Oğuzdur" der. Yiğit ve hünerli bir genç olarak büyür. Babası Kara Han, kardeşleri Kür ve Küz Hanların kızlarıyla oğlu Oğuz'u evlendirir. Müslüman olma teklifini kabul etmedikleri için Oğuz kızlara yaklaşmaz. Daha sonra su kıyısında üçüncü amcası Or Han'ın kızını görür ve beğenir. Kız, Oğuz'un Müslüman olma teklifini de kabul eder. Oğuz onunla da evle­nir. Önceki eşlerinden yine uzak durmaktadır. Bir gün Oğuz yakınlarıyla ava gider. Babası Kara Han verdiği bir toy sırasında Oğuz'un ilk eşlerinden, onun ve üçüncü eşinin Müslüman olduğunu öğrenir. Bunun üzerine bir ku­rultay toplayıp Oğuz'la savaşmaya karar verir. Küçük gelin durumu Oğuz'a bildirir. Avdan dönüşte Oğuz ile babası Kara Han arasında savaş olur. Kara Han öldürülür, Oğuz tahta oturur.
Görüldüğü gibi baba-oğul mücadelesi ve babanın av sırasında veya av dönüşü yapılan savaşta öldürülmesi, Motun'la ilgili Çin kaynağında da, 14. ve 17. yüzyıl Oğuz rivayetlerinde de aynıdır. İki metin arasındaki en önemli fark, mücadelenin sebebi konusundadır. Birincide üvey annenin kandırma­sıyla Motun'un düşmana rehin bırakılması mücadelenin sebebidir. İkincisin­de ise Oğuz'un hak dine girmesinin babası tarafından kabul edilmemesi se­bep olarak gösterilmiştir. Türklerin Müslüman oluşundan dört ve yedi asır sonraki rivayetlere Müslümanlık motifinin girmesi çok tabiîdir.
Oğuz Kağan Destanı'nın üçüncü bir varyantı daha vardır. En erken 13, en geç 15. yüzyılda yazıya geçtiği tahmin edilen bu varyant Uygur harflidir ve İslâm muhitinin dışında yazılmıştır. Araştırıcılara göre en eski varyant budur ve Türklerin Müslümanlığından önceki biçimi yansıtır. Bu rivayette baba-oğul mücadelesi ve Müslümanlık motifleri yoktur. Destan özet şeklin­dedir ve baştan da biraz eksiktir.
Ancak sonraki varyantlarda olmayan, Oğuz'un canavarı öldürmesi, ı-şıktan ve ağaç kovuğundan çıkan kızlarla evlenmesi gibi motifler onun değe­rini arttırır. Bu varyant, Reşideddin ve Ebülgazi Bahadır Han



TÜRK DİLİ TARİHİ 59
Oğuznamelerine göre çok kısadır. Bu bakımdan 14 ve 17. yüzyıllara ait ol­malarına ve Müslümanlıktan sonraki biçimi yansıtmalarına rağmen onlar da çok değerlidir. Müslümanlıktan sonraki rivayetlerde destan Oğuz'un ölü­müyle bitmemekte, Oğuz Han'dan (Motun'dan) sonraki Türk tarihi ile de­vam etmektedir. Tabiî ki tarih destanlaşarak Oğuznamelere girmiştir. Başka bir ifadeyle, çoğunlukla yabancılar tarafından yazılan, Türkler tarafından yazıldığı dönemlerde de göçeri Türk halkı tarafından yazılı metinlerden öğ­renilmeyen Türk tarihi, halkın hafızasında "sözlü tarih" biçiminde yaşamış ve zamanla destanlaşmıştır. Dikkatle incelenince, Reşideddin ve Bahadır Han rivayetlerindeki Hun, Göktürk, Karahanlı, Selçuklu dönemleri seçile­bilmektedir (Ercilasun 2002: 26-28). Destan tarihle o kadar iç içe girmiştir ki Aradolu Selçukluları ve Osmanlılar devrinde umumî Türk tarihini ve Oğuz törelerini efsanevî bir şekilde anlatan eserlere Oğuzname demek âdet ol­muştur. (Ercilasun 2003: 37 ). Öte yandan Dede Korkut boylan (destanî hikâyeleri) da Oğuzname'nin bir parçası kabul edilmiştir. Oğuz Kağan Des­tanı ile Dede Korkut boylarının Oğuzname adlı bir eserde toplandığını, Te­pegöz hikâyesinin özetini vermek suretiyle, Mısırlı Türk tarihçisi Ebûbekir bin Abdullah bin Aybek ed-Devâdârî 1330'da Arapça olarak yazdığı Dürerü't-Ticân adlı eserde açıkça belirtmiştir.
Devâdârî'nin ifadelerinden anlaşıldığına göre Oğuz Kağan'ı anlatan bölüm de, Tepegöz vb. Dede Korkut boylan da Oğuzname'nin içinde bir arada bulunmaktadır. Aslında Dede Korkut'un birinci boyu olan Dirse Han oğlu Boğaç Han, Oğuz Kağan'dan başkası değildir. Bu boyun esas çekirde­ğini de baba-oğul mücadelesi oluşturmaktadır. Ancak Boğaç Han boyunda Türk halk vicdanı oğulun babasını öldürmesini kabul edememiş, oğulu ba­baya oklatmış; sonunda da oğulu canlandırarak işi tatlıya bağlamıştır. Tarihî bir gerçek olan Motun'un, babası Tuman'la mücadelesi, Batı Türklüğünde Oğuz Kağan Destanı üzerinden Dirse Han oğlu Boğaç Han boyuna, Doğu Türklüğünde ise yine Oğuz Kağan Destanı tesiriyle Manastaki Alman Bet ile babası Kara Han arasındaki mücadeleye kaynaklık etmiştir.

Yüklə 4,22 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   181




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə