Türk idari yargi tariHÇESİ


La Turquie et le Tanzimat ou histoire des réformes dans l’Empire Ottoman depuis 1826 jusqu’a nos jours, c.2



Yüklə 6,28 Mb.
səhifə26/29
tarix19.07.2018
ölçüsü6,28 Mb.
#56546
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   29
La Turquie et le Tanzimat ou histoire des réformes dans l’Empire Ottoman depuis 1826 jusqu’a nos jours, c.2, Librairie Cotillon, Paris, 1884, s.18

263 Karal, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri, cilt VI, s.117

264 Ibid., s.119-122

265 Bu paragraftaki bilgiler, (Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.51-84)’ten özetlenmiştir.

266 Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri ... , s.185

267 Büyük vezire ve bakanlara tavsiyelerde bulunacak Dar-ı Şura-yı Bab-ı Âli ise Babıalide’de çalışmaktadır. Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.54

268 Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri ... , s.187

269 Mehmet Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ (1838-1868), Tarih Kurumu, Ankara, 1999, s.115

270 Ibid., s.105

271 Tanzimat Fermanı, metin için bkz. Suna Kili, Şeref Gözübüyük, Türk Anayasa Metinleri, Senedi İttifaktan Günümüze, Türkiye İş Bankası Yayınları, no.269, 1985, s.13

272 Üye sayısı ona çıkarılmıştır. Osmanlı yönetici sınıfının tüm kesimleri temsil edilmekte, üyeler genel kurul tarafından seçilmekte ve Sultan tarafından irade ile atanmaktadır. Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.58

273 Davidson da, Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’yi, “gayrimüslüm azınlıklardan gelen üyeleri de içererek temsil ilkesini gerçekleştiren ilk merkezi hükümet organı” olarak nitelemektedir. Roderic H.Davidson, Reform in the Ottoman Empire 1856-1876, New Jersey, Princeton University Press, 1963, s.28

274 “Alınan her karar, önemli ya da önemsiz olduğuna bakılmaksızın, hükümdarın onayından geçtikten sonra yürürlüğe konulmuştur. Bu konuda ilginç bir gelişme 1842 yılında olmuştur. Meclis-i Vâlâ’da yapılan görüşmeler sonucunda işlerin daha hızlı yürütülebilmesi amacıyla küçük davalarda ve çok önemsiz sorunlarda Meclis-i Vâlâ kararlarının Meclis-i Umûmî’de görüşülmeksizin ve padişah onayına sunulmadan uygulanması düşünülmüştür. Ancak, Abdülmecid tarafından reddedilerek geri çevrilmiş ve kararların ne kadar önemsiz olursa olsun mutlaka padişah onayına sunulmasına devam edilmiştir.” Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.1129-130

275 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.57-8

276 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.70

277 Ibid., s.74

278 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.61

279 Ibid., s.60

280 Shaw&Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c.II, s.78

281 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.47

282 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.121

283 Ibid.

284 Ibid., s.123

285 Ibid.

286 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.56

287 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.107

288 (Ármin Vámbéry, Sittenbilder aus dem Morgenlande, Berlin, 1876)’dan aktaran Findley, Kalemiyeden Mülkiyeye ..., s.226,229

289 Shaw, bu yer değişikliğini, Tanzimat dönemine ilişkin bir özelliğin göstergesi olarak değerlendirmektedir: “Tanzimat hareketi Padişahın iradesinden kaynaklansa da Mustafa Reşit Paşa öncülüğünde hayata geçirilmiş, eski dönemlerden farklı olarak Padişahın çevresindekilerden ziyade, idari görevlerde bulunan Tanzimatçıların eseri olmuştur.” Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.58

290 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.130

291 1845 yılında, ilk kez, il meclisleri, illerindeki durumu ve yasama önerini sunmak üzere İstanbul’a ikişer temsilci göndermiş (Meclis-i İmariye), Meclis-i Vâlâ’da toplantılar gerçekleştirilmiş, daha sonra taşraya ilişkin pek çok düzenleme bu verilere dayanılarak gerçekleştirilmiştir. Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.62-3

292 Ibid., s.59; Meclis-i Vâlâ’nın sorunsuz biçimde çalıştığını düşünmek yanıltıcı olacaktır. Etkili yöneticilerin tartışmalara egemen olma arayışı, meclis üyelerinin başka idari görevler üstlenmesi, tartışmalarda görüş açıklamaktan çekinilmesi, bakanlar kurulu toplantılarının Meclis-i Vâlâ toplantılarıyla aynı zamana rastlatılması vb. sorunlar ve çözüm arayışları için bkz. Ibid., s.60

293 Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri ... , s.203

294 Ibid., s.204

295 Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, 6.B., YKY, İstanbul, 2004, s.178

296 Meclis-i Vâlâ’nın yargılama işlevinde, idarenin denetlenmesine ilişkin hiçbir yön görmeyen bir yorum: “Meclis-i Vâlâ’nın yaptığı yargılamalar ceza hukukunun kapsamı içindedir. Ancak bazı yazarlar kaynak göstermeksizin idarî mahkeme niteliği taşıdığını belirtmektedirler, buna gerekçe olarak da devlet memurlarının rüşvet almalarından ya da malî yolsuzlukları nedeniyle Nafiz Paşa, Edirne Valisi Rüstem Paşa, Sadra’zâm Hüsrev Paşa gibi şahısların Meclis-i Vâlâ’da yargılanmalarını bu görüşe temel yaptıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi kamu hizmeti gören idarî birimlerin yetkilerine dayanarak meydana getirdikleri işlemlerin giderilmesi, tazmini veya aldıkları bir kararın, bir işlemin kaldırılmasına yönelik olarak idari kaza mercilerine karşı fertler tarafından açılan davalar idari yargıdır (Türk Hukuk Kurumu, 1994, s.145). Oysa anılan olaylar, ferdin idari mercilere karşı açtığı bir dava olmayıp, konu yine kamu hukuku içine giren Ceza Hukuku alanında belirtilen suç ve bunları işleyenlerin yargılamasıdır.” Bingöl, Nizamiye Mahkemelerinin Kuruluşu ve İşleyişi, s.60-61; Bingöl’de de aynı hatayı görüyoruz. İdari yargının günümüzdeki niteliklerini Osmanlıda arıyor. Bu kez bir de kolaycılığa gidilmiş, idari yargı tanımı sözlükten bulunmuş; buna uymayan Meclis-i Vâlâ uygulamasında idarenin denetlenmesine ilişkin hiçbir yön görülmemiş.

297 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.47; Meclis-i Vâlâ, idare üzerinde, etkili olmayan bir teftiş girişiminde de bulunmuştur: “Atanan muhassıl, zabtiye memurları ve vilayetlere yollanan emirnâmelerin, yeni kurulan meclislerin ve Tanzimat’ın ana amaçlarından birisi olan ‘asâyiş-i mülk ü millet’ sorununun sağlıklı yürütülüp yürütülmediğinin denetlenebilmesi için 1840 yılında ilk denetim girişimi yapıldı. Anadolu ve Rumeli’ye iki görevli müfettiş olarak gönderildi.” s.112.

298 Ibid., s.118

299 Ibid., s.135

300 Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri ... , s.188

301 (Takvim-i Vakayi, defa 213)’ten aktaran Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri ... , s.191

302 (Takvim-i Vakayi, defa 219)’dan aktaran Ibid., s.211; “Alaşehir idare meclisi memurlarının bir yolsuzluğu sebebiyle Meclis-i Vâlâ bunları muhakeme etmiş, suçları sabit görüldüğünden çeşitli cezalara çarptırılmıştır.” (Takvim-i Vakayi, 18 Muharrem 1257, sy.219)’dan aktaran Ekinci, Tanzimat ve Sonrası Osmanlı Mahkemeleri, s.151

303 (Ayniyat, 401, s.38)’den aktaran Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri ... , s.229

304 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.119

305 Karal, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri, cilt VI, s.152

306 (Aynıyat, 413, s.74)’den aktaran Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri ... , s.239

307 (Aynıyat, 423, s. 167. Konya valisi ve Anadolu müfettişlerine gönderilen 27 Aralık 1850 tarihli yazı)’dan aktaran, Ibid., s.239

308 (İMM, 2477, Lef 9)’dan aktaran, Sarıoğlan, Tanzimat’ın Trabzon’da Uygulanması, s.43

309 (Takvim-i Vakayi, defa 374)’den aktaran Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri ..., s.246

310 (Aynıyat, 425, s23. Trabzon valisi ve Maliye Nezaretine yazılan 5 Nisan 1852 tarihli yazı)’dan aktaran ibid., s.239; “Uzun süren davalara da rastlamaktayız: “Niş’e bağlı Leskofça kazası mülteziminin halktan kanunsuz vergi toplanmasına ilişkin davada kararın verilmesi 1857 (1274)’den 1861 (1277)’e kadar üç yıl sürmüştür.” Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.108

311 (İrade, Meclis-i Vâlâ, 13641)’den aktaran, Hilal Ortaç, Tanzimat’tan Birinci Meşrutiyet’e Manisa (İdari, Sosyal, Ekonomik ve Demografik Yapı), Yayınlanmamış doktora tezi, İzmir, 1996, s.54; 1849 yılında “Said Efendi’nin yerine Saruhan kaymakamı olan Âlim Ağa, kötü yönetiminin duyulması, hakkında ırz ve namusa ilişkin arzuhaller verilmesi ve Manisa hakimi ve diğerlerinin de uygunsuz hareketleri olduğunu onaylaması üzerine Aydın valisi Halil Kamil Paşa’nın yazısı üzerine (Meclis-i Vâlâ kararıyla -OK) azledilmiş ve sancağın genişli ve çoğu yerinde eşkıya bulunduğundan, sancağın durumun bilen Mehmed Sadık Bey’in tekrar kaymakam olması uygun görülmüştür.” (İrade, Meclis-i Vâlâ, 8595)’den aktaran, ibid.; 1863-64 yıllarında Saruhan’da kaymakamlık yapan Ahmed kendisinden şikayet olması nedeniyle Meclis-i Vâlâ kararı ile görevden alınmıştır. s.55

312 (A. DVN, 61/39-1), (A. DVN., 59/50), (AD, 425, s.132)’den aktaran Sarıoğlan, Tanzimat’ın Trabzon’da Uygulanması, s.59

313 “Mülki idare, yargı teşkilatı ile iç içe çalıştığı için, mahkeme mevzuunun da yeniden ele alınması gerekli idi. ... Bu maksatla Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye 1868’de, Şûra-yı Devlet ve Divan-ı Ahkâm-ı Adliye olmak üzere birbirlerinden müstakil iki kısma bölündü. Divân-ı Ahkâm-ı Adlîye, yüksek bir mahkeme karakterini taşıyordu. ... Cevdet Paşa, Divân-ı Ahkâm-ı Adlîyenin teşkilâtlandırılmasına çalışırken mülki teşkilâtın kademelerine tekabül etmek üzere şer’îye mahkemelerinin dışında bir yargı sisteminin kurulmasına da çalıştı. Bu suretle meydana gelen mahkemelere nizamiye mahkemeleri denildi. ... Mülki teşkilâtın kademelerine göre yargı kademeleri şöyle teşkilâtlanmıştı: Her bir nahiyede bir sulh mahkemesi (İhtiyar Meclisi). Her bir kazada bir dava Meclisi (Meclis-i Deâvi). Sancak merkezinde bir Hukuk ve Cinayet Temyiz Meclisi (Meclis-i Temyiz ve Hukuk). Vilâyet merkezinde büyük bir hukuk ve cinayet Temyiz.” Karal, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri, c.VII, s.166

314 Shaw&Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c.II, s.78; Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.63; Mustafa Reşit Paşa ile Damad Mehmet Ali Paşa arasındaki mücadele, yeni meclisin kurulmasında önemli rol oynamıştır. “Mustafa Reşid Paşa ile Damad Mehmed Ali Paşa arasındaki iktidar mücadelesi kimi zaman karşılıklı rüşvet suçlamalarına da sahne olmakta idi. 1853 yılında ortaya çıkan ve Tatbik Mührü Meselesi olarak adlandırılan rüşvet olayı nedeniyle Mustafa Reşit Paşa, rakibi Damat Mehmet Ali Paşa hakkında dava açtırmış ve bu dava ile ilgili hazırlıklar sürerken, vükelayı yargılama yetkisi de olan Meclis-i Tanzimat kurulmuştur. Bu durumu değerlendiren Cevdet Paşa Tarihinde, yeni meclisin teşkilindeki “sebeb-i hafi”nin sözkonusu olay olduğunu belirtmiştir. Cevdet Paşa (1986: 1-12, 36-37)’den aktaran, Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.49

315 Ibid., s.50

316 Ibid.

317 Shaw&Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c.II, s.78-9

318 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.67

319 Ibid., s.68

320 Ibid., s.66

321 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.53

322 Shaw&Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c.II, s.79

323 Bu yeni meclisin aynı zamanda eski isimle de Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye olarak anıldığı da belirtilmektedir. Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.69

324 İngiliz elçisinin müdahalesinin gerçekliği ve doğurduğu etki konusunda elimizde yeterli veri bulunmamaktadır. Bu konudaki en ayrıntılı çalışmayı yapmış olan Shaw’un yazılarında bu müdahaleden bahsedilmemektedir.

325 Engelhardt, La Turquie et le Tanzimat..., s.18; Yüzyıl boyunca Danıştay kitabında, Engelhart’ın kitabının Osmanlı’ca baskısı kullanılarak farklı bir çeviri aktarılmaktadır: Yedi sene sonra, İngiltere sefirinin Bâbıâliye tebliğ ettiği programı kısmen tetkik etmek maksadiyle, bu iki meclis tekrar birleştirildi ve İdare, Tanzimat, Adliye namiyle üç kısma ayrıldı.” (Engelhart, Türkiye ve Tanzimat, Devleti Osmaniyenin Tarihi Islahatı)’dan aktaran Yüzyıl Boyunca Danıştay, 2.B., Danıştay Yayınları, Ankara, 1986, s.56

326 Karal, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri, c.VII, s.144-145; Birleşmenin nedenlerinden biri olarak İngiliz müdahalesini Seyitdanlıoğlu da kabul etmektedir: “1861 yılına gelindiğinde, iki meclis ayrılmalarına neden olan kargaşanın içine düşmüştü. Öte yandan 1856’da ilan edilmiş olan Islahat Fermanı’nın uygulanmasına ilişkin olarak İngiliz büyükelçisinin Osmanlı hükümetine verdiği muhtırada iki meclisin birleştirilmesine yönelik bir teklif de bulunuyordu.” Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.53

327 (Engelhart, Türkiye ve Tanzimat...)’tan aktaran Yüzyıl Boyunca Danıştay, s.56; Engelhardt, La Turquie et le Tanzimat, s.19

328 Ekinci, Tanzimat ve Sonrası Osmanlı Mahkemeleri, s. 51-61

329 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s.70

330 Ibid., s.71-73

331 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.56

332 Bu bölümlemede “Meclis-i Ahkâm-ı Adliye”, ismindeki “meclis” yerini “divan”a bırakmıştır. Diğer kurum ise “şûra” olarak nitelenmiştir. Arapça bir sözcük olan şûranın sözlük anlamı, “konuşmak için toplanma; konuşma yeri”dir. Yine Arapça olan meclis, “oturulacak toplanılacak yer; görüşülecek bir mesele için biraraya gelmiş insan topluluğu” anlamına gelmektedir. Arapça olan divân ise “büyük meclis anlamına gelmektedir.” Bkz. Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Yeni oluşturulan kurumları nitelemek için divân ve şûra sözcüklerinin hangi amaçla seçildiğini bilmiyoruz. Ancak, divan sözcüğünün yargılama işlevine sahip bir kurumu nitelemek için şûra sözcüğüne göre daha yakın olduğu söylenebilir. İslam devletleri tarihindeki divân-ı mezalimler hatırlatılabilir. Hukuk yazınında, divan sözcüğü, mahkeme benzeri yapıları anlatmak için kullanılmaktadır. Ayrıca, günümüz kullanımına ilişkin bir örnek: 11. Protokol değişikliğinden önce, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Divanı olarak adlandırılmaktaydı.

333 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s. 73; Shaw&Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c.II, s.80

334 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s. 74

335 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.56

336 “... muahharan yapılmış olan Vilâyetler Nizamnâmesinde bu tefrik-ı mesâlih kâidesi esas ittihaz olunarak tâ karyelerden bed’ ile kaza ve sancak ve vilâyetlerde idâre-i umûr-ı devlet ve memleket için başka ve hukûk-ı âdiye ve cinâyât için başka mahsûs ve müstakil meclis teşkil olunub her birinin vezaifi nizamatı mahsusa ile tayin kılınmış ve bunun muvafıkı nazariyat olan fevait ve muhassenatı biltecrübe fiilen dahi mertebei sübute vasıl ve alelhusus umuru hukukiye için işbu tefrik ve istiklal maddesi ile bir büyük emniyet hasıl olmuş ve artık bu kaide devletçe usul ittihaz olunmuş olduğu halde gerek umuru idarede gerek mesalihi hukukiyyede mercii umumi olan Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye hey’et-i sâbıkasında kalsa yanî iki cihetî dahî cem’ eylemek lâzım gelse merkez-i mesâlih-i umûmiyyenin noktasını taşralar içün çizilmiş olan dairenin haricine koymak demek olacağından ve bu ise kabîl olamayacağından işbu tefrik-i mesâlih usûlünün merkez-i hükümet-i seniyyede dahî ittihâzı rehini tensip olarak münhasıran umuru devlet ve memlekete müteallik hususata bakmak ve alelûmum kavanin ve nizamatın tanzim ve tenmik ve tadili ile meşgul olmak üzere Şûrayı Devlet namiyle bir ve kavanin ve nizamata dair olan mevaddı hukukiyenin büyüklerine mahalli rüyet ve sair mecalisi hukukiyei nizamiyeye merci ve merkezi istinaf ve tetkik olmak için Divân-ı Ahkâm-ı Adlîye ismiyle diğer bir ki meclis-i kebirin teşkiline emrü ferman buyrularak ...”, Belgeyi aktaran, Göreli, Devlet Şûrası, s.7

337 Bu ayrılmayı, demokrasi tarihi çerçevesinde kuvvetler ayrılığı olarak niteleyen yazarlar da vardır. Danışmend: “Bu iki müessesenin ihdâsı idare ve adliye işlerinin, yâni İcrâ ve Kazâ kuvvetlerinin birbirinden ayrılmasını te’min olduğu için ‘Vahdet-i kuvâ’ yerine ‘séparation des pouvoirs=Tefrik-ı kuvâ’ esasının ikamesi demektir. Bu suretle Âli Paşa Türkiye’de demokrasinin en mühim temel-taşını atmış demektir.” İsmail Hakkı Danışmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c.4, Türkiye Yayınevi, 1955, s.227

338 Bingöl, Nizamiye Mahkemelerinin Kuruluşu ve İşleyişi, s.103

339 Yüzyıl Boyunca Danıştay, s.55

340 “Beyandan müstağni olduğu veçhile Devletçe ve memleketçe ve hukuk ve emniyet-i şahsiyece en ziyâde lüzûmu olan islahâtın biri dahî mesâlih-i hukûkîyyenin, umûr-ı mülkîyye ve hükümet-i icrâiyyeden tefrîki husûsu olub bu mâdde-i mutenâbihânın dahî bir an evvel yoluna konulması .... fevkalgaye mültezem olduğundan ...”. Belgeyi aktaran, Göreli, Devlet Şûrası, s.5

341 “Hikmet-i hükümet iki kaide-i asliye üzerine müessis olub birisi cümlenin ârâmiş-i bâlini zamin ve kâfil olan devletin, her nev’i umûruna müteallik olan kavânîn ve nizâmâtın te’sîsiyle bunların cereyanına bakmak ve diğeri dahî herkesin can, mal ve namusuna aid hukûk ve vezâ’if-i meşrûasını kavânîn-i lâzıme ile te’mîn eylemek kaziyyeleridir. ... umûr-ı icrâ’iyye ki, mesâlih-i hukûkiyyeye müdahalesi olmayarak herbirinin ayrı ayrı daire-i müstakilesinde cereyân etmesi kavâid-i esâsiyyeden olduğu misüllü ...”. (Takvim-i Vakayi, sayı 963, 2 Muharrem 1285/29 Nisan 1868)’den Aktaran, Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.57/dn.81; Aynı belgeyi Göreli, 8 Zilhicce 1284 tarihli olarak aktarmaktadır. Bkz. Göreli, Devlet Şûrası, s.6-8. Tarih farkı, Seyitdanlıoğlu’nun belgenin Takvim-i Vekâyi’de yayımlanma tarihini esas almasından kaynaklanıyor olabilir.

342 Karal, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri, c.VII, s.147

343 (Tarih-i Lütfi, c.XI, s.116)’den aktaran, Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.31

344 Engelhardt, La Turquie et le Tanzimat, s.19

345 Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Devrinde Meclis-i Vâlâ, s.57

346 Bkz..Davidson, Reform in the Ottoman Empire, s.236

347 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s. 74

348 Ibid.

349 Ibid., s. 75

350 Düstur, cilt 1, 703-706

351 Elli üyeli olarak kurulmuştur. Üyeler Sultan tarafından atanmaktadır. Ancak, kişiler yerel birimler, milletler ve loncalar tarafından önerilmekte, Sultan’a sunulan adaylar, bunlar arasından Bakanlar Kurulu’nca seçilmekte, Bakanlar Kurulu kendisi de adaylar ekleyebilmektedir. Shaw&Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c.II, s.81

352 Shaw, “The Central Legislative Councils in the Nineteenth Century ...”, s. 79

353 1868-1922 tarihleri arasında görev yapan 48 Şûra-yı Devlet başkanının listesi için bkz. Fahri Çoker, “Tanzimat’ın Getirdiği Hukuk Kurumları ve İşlevleri”, Tarih ve Toplum, Kasım 1989, c.12, sy.70, s.18-19

354 Mutaf, Osmanlı Arşiv Belgelerine Göre Şûra-yı Devlet, s.18/dpn.54; Bu belirsizlik ilk olarak Ahmed Akgündüz tarafından saptanmış ve çözülmüştür. Bkz. Akgündüz, “Arşiv Belgeleri Işığında Şûrây-ı Devlet’ten...”, s.127

Ancak, arşiv belgelerine dayanan iki çalışmada da farklı tarihler bulunmaktadır. Örneğin ilk kararının tarihini Mutaf 20 Mart 1868 / 20 Zilkade 1284 olarak vemektedir.



355 Akgündüz, “Arşiv Belgeleri Işığında Şûrây-ı Devlet’ten ...”, s.127

356 Göreli, Devlet Şûrası, s.5

357 Shaw&Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c.II, s.80

358 Bülent Tanör, Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri, 2.B., Cogito, YKY Yayınları, 1998, s.105

359 Karal, Osmanlı Tarihi, Birinci Meşrutiyet, c.VIII, s.224

360 Tanör, Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri, s.105

361 Engelhardt, La Turquie et le Tanzimat, s.17

362 Ibid., s.20

363 Young, Corps de Droit Ottoman, cilt 1, s.3; Osmanlı hukukuna ilişkin bu yedi ciltlik bir derleme kitabı hazırlayan İngiliz Konsolosluğu 2. Katibi George Young’a göre, Şûra-yı Devlet, Osmanlı Divanı Hümayûnu’nun yerini, Vilayet İdare Meclisleri de Valilik Divanlarının yerini almıştır. s.1

364 Karal, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri, c.VII, s.149

365 Engelhardt, La Turquie et le Tanzimat, s.21

366
Yüklə 6,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə